1 Temmuz 2022 - 2 Zi'l-Hicce 1443
Cuma
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ الاٴنعَام
/ En’âm Suresi
◄
١٣١
- 131
►
7. Cüz /
الجزء ٧
اِنَّمَا
ancak
يَسْتَج۪يبُ
icabet eder
الَّذ۪ينَ يَسْمَعُونَۜ
işitenler
وَالْمَوْتٰى
ölülere gelince
يَبْعَثُهُمُ
onları diriltir
اللّٰهُ
Allah
ثُمَّ
sonra
اِلَيْهِ
O'na
يُرْجَعُونَ
döndürülürler
﴿٣٦﴾
وَقَالُوا
dediler ki
لَوْلَا
değil miydi?
نُزِّلَ
indirilmeli
عَلَيْهِ
ona
اٰيَةٌ
bir mu'cize
مِنْ رَبِّه۪ۜ
Rabbinden
قُلْ
de ki
اِنَّ
şüphesiz
اللّٰهَ
Allah
قَادِرٌ
kadirdir
عَلٰٓى اَنْ يُنَزِّلَ
indirmeğe
اٰيَةً
bir mu'cize
وَلٰكِنَّ
fakat
اَكْثَرَهُمْ
çokları
لَا يَعْلَمُونَ
bilmezler
﴿٣٧﴾
وَمَا
yoktur ki
مِنْ دَٓابَّةٍ
yürüyen hiçbir hayvan
فِي الْاَرْضِ
yeryüzünde
وَلَا
ve hiçbir
طَٓائِرٍ
kuş
يَط۪يرُ
uçan
بِجَنَاحَيْهِ
iki kanadiyle
اِلَّٓا
olmasınlar
اُمَمٌ
birer ümmet
اَمْثَالُكُمْۜ
sizin gibi
مَا فَرَّطْنَا
biz eksik bırakmamışızdır
فِي الْكِتَابِ
Kitapta
مِنْ شَيْءٍ
hiçbir şeyi
ثُمَّ
sonra
اِلٰى رَبِّهِمْ
Rableri(nin huzuru)na
يُحْشَرُونَ
toplanacaklardır
﴿٣٨﴾
وَالَّذ۪ينَ كَذَّبُوا
yalanlayanlar
بِاٰيَاتِنَا
bizim ayetlerimizi
صُمٌّ
sağır
وَبُكْمٌ
ve dilsizlerdir
فِي
içinde
الظُّلُمَاتِۜ
karanlıklar
مَنْ
kimseyi
يَشَأِ
dilediği
اللّٰهُ
Allah
يُضْلِلْهُۜ
şaşırtır
وَمَنْ
kimseyi de
يَشَأْ
dilediği
يَجْعَلْهُ
koyar
عَلٰى صِرَاطٍ
yola
مُسْتَق۪يمٍ
doğru
﴿٣٩﴾
قُلْ
de ki
اَرَاَيْتَكُمْ
gördünüz mü?
اِنْ اَتٰيكُمْ
size gelse
عَذَابُ
azabı
اللّٰهِ
Allah'ın
اَوْ
ya da
اَتَتْكُمُ
gelse
السَّاعَةُ
o sa'at
اَغَيْرَ
başkasına mı
اللّٰهِ
Allah'tan
تَدْعُونَۚ
yalvarırsınız
اِنْ كُنْتُمْ
iseniz (söyleyin)
صَادِق۪ينَ
doğru (sözlü)
﴿٤٠﴾
بَلْ
hayır
اِيَّاهُ
yalnız O'na
تَدْعُونَ
yalvarırsınız
فَيَكْشِفُ
O da kaldırır
مَا تَدْعُونَ
istediğinizi
اِلَيْهِ
ondan
اِنْ شَٓاءَ
dilerse
وَتَنْسَوْنَ
ve unutursunuz
مَا
şeyleri
تُشْرِكُونَ۟
ortak koştuğunuz
﴿٤١﴾
وَلَقَدْ
muhakkak
اَرْسَلْـنَٓا
(elçiler) gönderdik
اِلٰٓى اُمَمٍ
ümmetlere
مِنْ قَبْلِكَ
senden önce de
فَاَخَذْنَاهُمْ
onları yakalayıp cezalandırmıştık
بِالْبَأْسَٓاءِ
darlık
وَالضَّرَّٓاءِ
ve sıkıntı ile
لَعَلَّهُمْ
belki
يَتَضَرَّعُونَ
yalvarırlar diye
﴿٤٢﴾
فَلَوْلَٓا
hiç olmazsa
اِذْ
zaman
جَٓاءَهُمْ
kendilerine geldiği
بَأْسُنَا
böyle baskınımız
تَضَرَّعُوا
yalvarsalardı
وَلٰكِنْ
fakat
قَسَتْ
katılaştı
قُلُوبُهُمْ
kalbleri
وَزَيَّنَ
ve süslü gösterdi
لَهُمُ
onlara
الشَّيْطَانُ
şeytan da
مَا
şeyleri
كَانُوا
oldukları
يَعْمَلُونَ
yapmış
﴿٤٣﴾
فَلَمَّا نَسُوا
unutunca
مَا ذُكِّرُوا
yapılan uyarıları
بِه۪
kendileri
فَتَحْنَا
açıverdik
عَلَيْهِمْ
üzerlerine
اَبْوَابَ
kapılarını
كُلِّ
her
شَيْءٍۜ
şeyin
حَتّٰٓى
nihayet
اِذَا
sırada da
فَرِحُوا
sevince daldıkları
بِمَٓا اُو۫تُٓوا
kendilerine verilenle
اَخَذْنَاهُمْ
onları yakaladık
بَغْتَةً
ansızın
فَاِذَا
böylece
هُمْ
onlar
مُبْلِسُونَ
bütün umutlarnı yitirdiler
﴿٤٤﴾
◄
١٣١
- 131
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.