Vemâ teferraka-lleżîne ûtû-lkitâbe illâ min ba’di mâ câet-humu-lbeyyine(tu)
Kitap Ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra (Allah’ın ayetlerini yanlış yorumlama ve yozlaştırma çabalarından ve kıskançlık damarlarından dolayı) fırkalara ayrılmışlardır.
Ve ancak kendilerine apaçık kesin bir delil geldikten sonradır ki aykırılığa düştüler, kendilerine kitap verilmiş olanlar.
Bize de kitap verildi diyenler, ancak kendilerine açık ve kesin delil geldikten sonra, inanç birlikteliklerini bozdular.
İşte bundan sonra, müjdelenen peygamberin, kendi içlerinden görevlendirilmeyip, âdil önder Muhammed'in hak delil Kuran ile tebliğe başlamasından sonra, kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu tutulanlar ihtilâf çıkardılar, ayrı baş çektiler, düşman oldular.*
Kendilerine kitap verilenler, ancak onlara apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belge geldikten sonra fırkalara ayrıldılar.
Böyle iken, kendilerine kitab verilenler, ancak kendilerine o hüccet (Peygamber, yahud Kur'an) geldikten sonra tefrikaya düştüler. (Kimi peygambere iman etti, kimi inkâr etti, kimi de şübhe içinde bocaladı durdu.)
Ve ehl-i kitap, ancak kesin delil ve hüccet onlara geldikten sonra ihtilafa girdiler, dağıldılar.
Kitap verilmiş olanlar, ancak kendilerine o açık kanıt geldikten sonra ayrılığa düştüler.[787]*
Kitaplılarsa, kendilerine ancak, tanık geldikten sonra, bölük bölük oldular
(Buna rağmen) kendilerine kitap verilenler, kendilerine hakikatin apaçık delilleri geldikten sonra ayrılığa düştüler. *
Ama, kendilerine kitap verilenler, onlara apaçık belge geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Kendilerine kitap verilenler ancak o açık delil (Peygamber) kendilerine geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Gerçek şu ki, kendilerine kitap verilmiş olanlar, ancak onlara açık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Kitap ehli, ancak kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Böyle iken o kitab verilmiş olanlar ancak geldikten sonra ayrıldılar kendilerine o beyyine
Kitap verilmiş olanlar, kendilerine beyyine¹ geldikten sonra ayrılığa düştüler.²*
Böyle iken kitab verilmiş olan bunlar, ayrılmadı (lar, ayrılmadılar) da ancak kendilerine o apâşikâr hüccet geldikden sonra (ayrıldılar).
Böyleyken o kitab verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştü.
Ehli kitaptan olanlar, kendilerine gelen beyyinelerden (açıklayıcı ayetlerden) sonra ayrılıklara düştüler.
Kitaba nâil olanlar ancak kendilerine bu aşikâr hüccet geldikten sonra tefrikaya düşmüşlerdir [⁶].*
Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar.
Ama ne var ki, kendilerine kutsal Kitap emânet edilmiş olan ve Son Peygamber zuhûr eder etmez ona iman edeceklerini öne süren Yahudi ve Hıristiyanlar, asıl kendilerine bu apaçık delil geldikten sonra —Tevrat ve İncil’in müjdelediği Son Elçiyi inkâr ederek— inanç birlikteliklerini bozup hak dinde ayrılık çıkardılar.
Hattâ kitap ehli, kendilerine bu apaçık delil geldikten sonra, (kendi aralarında bile) ayrılığa düştüler.
Önceki vahiylere mazhar olanlar, durdular durdular da kendilerine hakikatin apaçık belgeleri Kuran geldikten sonra ayrılığa düştüler. 38/8-9, 43/31
Ama önceki vahiylerin mensupları durdular durdular da, kendilerine hakikatin apaçık belgeleri[5841] geldikten sonra ayrılığa düştüler.[5842]*
Halbuki, kitap verilmiş olanlar; ayrılmış olmadılar, kendilerine o hüccet geldikten sonra tefrikaya düştüler.
Ehl-i kitap mensupları, o kesin delil gelinceye kadar bu konuda ihtilaf etmemişlerdi. [2, 213-253; 3, 19; 5, 44-50; 10, 93; 42, 13-15]*
Kitap verilmiş olanlar, ancak kendilerine açık kanıt geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Kendilerine kitap verilenler, kendilerine o beyyine (elçi) gelinceye kadar bölünüp parçalanmaz[*].*
Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Ama kendilerine kitap verilenler, onlara delil geldikten sonra anlaşmazlığa düştüler.
Kitap verilmiş olanlar, kendilerine beyyine/açık delil geldikten sonradır ki parçalanıp bölündüler.
bölük bölük olmadı anlar kim virinildiler kitābı ya'nį kāfirler illā andan śoñra kim geldi anlara ḥüccet ya'nį muḥammed.
Kitab əhli yalnız özlərinə açıq-aydın dəlil (Peyğəmbər və Qur’an) gəldikdən sonra (dində) ayrılığa düşdülər (onlardan kimisi Peyğəmbərə iman gətirdi, kimisi onu inkar etdi, kimisi də şəkk-şübhə içində qaldı).
Nor were the People of the Scripture divided until after the clear proof came unto them.
Nor did the People of the Book make schisms,(6227) until after there came to them Clear Evidence.*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |