Feriha-lmuḣallefûne bimak’adihim ḣilâfe rasûli(A)llâhi vekerihû en yucâhidû bi-emvâlihim veenfusihim fî sebîli(A)llâhi ve kâlû lâ tenfirû fî-lharr(i)(k) kul nâru cehenneme eşeddu harrâ(an)(c) lev kânû yefkahûn(e)
Allah'ın Elçisine muhalif olarak (cihaddan) geri kalanlar, (evlerinde) oturup-kalmalarına sevindiler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cehd etmeyi (çaba harcamayı) çirkin görerek: "Bu sıcakta (sefere) çıkmayın" dediler. De ki: "Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir." Keşke bir kavrayıp-anlasalardı.
Allah'ın Peygamberine muhalefet edenler, savaşa çıkmayıp oldukları yerde oturup kalmalarına sevindiler ve mallarıyla, canlarıyla, Allah yolunda savaşmak, onlara zor ve kötü geldi de bu sıcakta savaşa çıkmayın dediler. De ki: Cehennem ateşi, daha da sıcak; bir anlasalar şunu.
Geride kadın ve çocuklarla bırakılan bu münafık kimseler, Allah elçisinin sefer için ayrılmasının ardından, kendilerinin savaştan uzak kalmalarına sevindiler. Çünkü Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşmak düşüncesi, bunların hoşuna gitmiyor ve hatta birbirlerine “Bu sıcakta savaşa çıkmayın” diyorlardı. De ki: “Cehennem ateşi, çok daha sıcaktır.” Tabii bu gerçeği kavrayabilirlerse.
Savaşa giden orduya katılmayan münâfıklar, Allah'ın Rasulüne muhalefet edip, cephe gerisinde evlerinde oturup kalmaları sebebiyle sevindiler. Allah yolunda, İslâm uğrunda mallarını, servetlerini, canlarını ortaya koyarak cihad etmeyi, savaşmayı hoş karşılamadılar.
“Bu sıcakta sefere çıkmayın” dediler.
“Cehennem ateşi daha sıcaktır” de. Keşke anlamış olsalardı.*
Geride kalanlar Allah'ın Peygamberine muhalefet ederek oturup kalmalarına sevindiler, mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad etmekten hoşlanmadılar ve: "Sıcakta savaşa çıkmayın" dediler. De ki: "Cehennemin ateşi daha sıcaktır." Keşke anlayabilselerdi.*
Allah'ın elçisine muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar oturup-kalmalarına sevindiler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi çirkin görerek: 'Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın' dediler. De ki: 'Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir.' Bir kavrayıp-anlasalardı.
Tebük savaşına iştirak etmeyip geri kalan münafıklar, Rasûlüllah'a muhalefet ederek oturup kalmalarıyla sevindiler. Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla mücadele etmeyi çirkin gördüler ve; “- Bu sıcakta harbe çıkmayın” dediler. De ki: “- Cehennemin ateşi daha sıcaktır. Fakat gidecekleri yeri bilseler!...”
Savaştan geride bırakılanlar, Resulullah’a muhalefet ederek geride oturmakla sevindiler. Malları ve canları ile Allah yolunda cihad etmek istediler. “Sıcakta akın etmeyin” dediler. De ki: “Cehennem ateşi daha çok sıcaktır.” Keşke idrak edebilseler!
Allah'ın Peygamberine muhalefet etmek için savaştan geri kalanlar, yerlerinde oturmaları ile sevindiler; mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad etmeyi çirkin gördüler ve “Bu sıcakta savaşa gitmeyiniz” dediler. De ki: “Cehennem ateşi daha sıcaktır.” Keşke anlasalardı!
Evlerinde kalanlar, Allahın peygamberinin ardından sevindiler, mallariyle, canlariyle Allah yolunda savaşmaktan çekindiler: «Sıcaklarda savaşa çıkmayınız» dediler, de ki: «Bilmiş olsalardı, cehennem ateşi daha katı sıcaktır
Allah'ın Resulüne muhalefet ederek (Tebük seferine çıkmayıp) geri kalanlar, (Medine'de) oturup kalmalarına sevindiler. Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmek hoşlarına gitmedi ve: “Bu sıcakta sefere çıkmayın” dediler. (Onlara) de ki: “Cehennemin ateşi sıcaklık bakımından (bundan) daha şiddetlidir.” Keşke (gerçeği) anlasalardı.*
Allah'ın Peygamberinin hilafına geri kalanlar, oturup kalmalarına sevindiler. Allah yolunda mallariyle ve canlariyle cihat hoşlarına gitmedi. "Sıcakta savaşa çıkmayın" dediler. De ki: "Cehennem ateşi daha sıcaktır." Keşke bilseydiler!
Allah’ın Resûlüne karşı gelerek (sefere çıkmayıp) geri bırakılanlar, oturup kalmalarına sevindiler. Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihad etmek hoşlarına gitmedi ve “Bu sıcakta sefere çıkmayın” dediler. De ki: “Cehennemin ateşi daha sıcaktır.” Keşke anlasalardı.
Allah'ın Resûlüne muhalefet etmek için geri kalanlar (sefere çıkmayıp) oturmaları ile sevindiler; mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad etmeyi çirkin gördüler; «bu sıcakta sefere çıkmayın» dediler. De ki: «Cehennem ateşi daha sıcaktır!» Keşke anlasalardı!
Geride kalanlar, ALLAH elçisinin ardındaki yerlerini beğendiler, ALLAH yolunda paralarıyla, canlarıyla çaba göstermekten hoşlanmadılar ve: "Bu sıcakta harekete geçmeyin," dediler. "Cehennem ateşi daha sıcaktır," de. Bir anlasalardı!
Savaştan geri kalan münafıklar, Resulullah'ın hilafına, onun savaşa gitmesine karşılık, oturup kalmalarıyla ferahladılar ve mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad etmekten hoşlanmadılar, üstelik "Bu sıcakta savaşa gitmeyin." dediler. De ki: "Cehennem ateşi daha sıcaktır." Keşke anlayabilselerdi.
Arkada kalanlar Resulullah hılâfına olarak oturub kalmalariyle ferahlandılar, Allah yolunda mallariyle, canlariyle mücahid olmayı hoşlanmadılar, bu sıcakta seferber olmayın dediler, de ki Cehennem ateşi daha sıcak, fakat duysalardı
Allah'ın Resûlüne muhalefet ederek geride kalanlar, oturup kalmalarına sevindiler. Mallarıyla, canlarıyla cihad etmekten hoşlanmadılar. Bir de, “Bu sıcakta savaşa çıkmayın.” dediler. De ki: “Cehennem ateşi daha sıcaktır.” keşke anlasalardı!
Allahın peygamberine muhaalefet için (savaşdan) geri kalan (münafık) lar (memleketlerinden çıkmayıb) oturmalarıyle sevindi (ler), Allah yolunda mallariyle, canlariyle cihâd etmeyi çirkin gördüler ve: «Bu sıcakda harbe çıkmayın» dediler. De ki: «Cehennemin ateşi daha sıcak». İyice bilmiş olsalardı...
(Tebük Seferinden) geride bırakılan (münâfık)lar, Allah Resûlüne muhâlefet ederek(sefere çıkmayıp) oturmalarıyla sevindi(ler); mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihâd etmekten hoşlanmadılar ve: “Bu sıcakta sefere çıkmayın!” dediler. De ki: “Cehennem ateşi sıcaklık cihetiyle daha çetindir!” Eğer anlasalardı!
(Savaşa gitmemek için) Yemin edenler, savaşa giden Allahın elçisinin arkasından (gitmeyip) oturduklarına sevindiler. Onlar malları ve canları ile Allah yolunda mücadele etmekten hoşlanmadılar. Sonra insanlara “Bu sıcakta savaş için çıkmayın” dediler. Eğer anlayabilirlerse! Onlara deki “Cehennem sıcağı bundan daha şiddetlidir.”
Resûlullahın hilâfında olarak [²] Medine/de oturup kakmak ile Tebük/ten geri kalanlar sevindiler, Tanrı yolunda mallarıyle, canlarıyle duruşmayı istemediler. Birbirlerine «— Sıcakta gazaya çıkmayınız» dediler. Onlara de ki Cehennem ateşi daha sıcaktır, bilselerdi geri kalmazlardı.*
Allah resulüne karşı olarak geride kalanlar, oturup kalmalarına sevindiler. Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihat hoşlarına gitmedi. “Sıcakta savaşa çıkmayın” dediler. De ki: “Cehennem ateşi daha sıcaktır.” Keşke anlayabilseler!
Sudan bahanelerle Tebük seferinden geri kalan bu münâfıklar, Allah Elçisinin açık emrine rağmen cihâddan kaytarıp evlerinde oturdukları için, epey sevindiler. Zaten mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihâd etmekten hiç hoşlanmıyor, birbirlerine, “Bu sıcakta sefere çıkmayın!” diyorlardı. Onlara de ki: “Evet ama, cehennem ateşi çok daha sıcaktır!” Keşke bunu kavrayabilselerdi!
81,82. Sırf Allah’ın Elçisine muhalefet etmek için sefere çıkmayarak oturmaları ile sevinip, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad etmek hoşlarına gitmeyenler (bir de); “Bu sıcakta savaşa gitmeyin.” dediler. (Sen) onlara: “Cehennem ateşi, çok daha sıcaktır!” de. Ah (o münâfıklar dünyada) az güleceklerini, kazandıkları günahın cezâsını (âhirette) çekerken çok ağla yacaklarını bir anlayabilseler!1*
GERİDE bırakılan bu [münafık] kimseler, Allah Elçisi'nin [sefer için ayrılmasının] ardından kendilerinin savaştan uzak kalmalarına sevindiler; 112 çünkü, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşmak düşüncesi bunların hoşuna gitmiyor ve [hatta birbirlerine] “Bu sıcakta savaşa çıkmayın!” diyorlardı. De ki: “Cehennem ateşi çok daha sıcaktır!” Tabii, eğer bu gerçeği kavrayabilirlerse!
Allah’ın mesajlarını tebliğ eden Elçisinin çağrısına katılmayıp geride kalarak oturanlar bu durumdan hoşnut oldular da, mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda savaşmaktan hiç hoşlanmadılar. Bir de başkalarını ‘Bu sıcakta savaşa katılmayın’ diye caydırdılar, de ki: – Cehennem ateşi daha sıcaktır, keşke bunu kavrayabilselerdi. 3/167, 9/42- 86- 93, 33/9...20
ARKADA bırakılan (bu) kimseler, Rasulullah’a muhalefet ederek oturup kalmalarına sevindiler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten hoşlanmadılar;[1497] bir de kalkıp “Şu sıcakta savaşa çıkmayın!” diye propaganda yaptılar. Onlara “Cehennem ateşi daha sıcaktır!” de; eğer ki bunu anlayabilirlerse![1498]*
Resûlullah'a muhalefet için geri kalmış olanlar, oturmalarıyla sevindiler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla mücâhedede bulunmalarını kerih gördüler ve, «Şu sıcakta cihada çıkmayın,» dediler. De ki: «Cehennemin ateşi sıcaklıkça daha şiddetlidir.» Eğer iyice anlar kimseler olsalar idi.
Savaşa çıkmayıp Resûlullah'tan ayrılarak geride kalanlar, oturmalarından memnun olup sevince garkoldular. Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten hoşlanmayıp “Bu sıcakta sefere çıkmayın! ” dediler. De ki: “Cehennem ateşi, bundan da sıcak! Ona nasıl dayanacaksınız? Bunu bir bilip anlasalardı! [70, 15-16, 22, 19, 22; 4, 56]
Allah'ın Elçisinin arkasından oturmakla sevindiler, mallarıyle ve canlarıyle cihadetmekten hoşlanmadılar: "Sıcakta sefere çıkmayın." dediler. De ki: "Cehennemin ateşi daha sıcaktır!" Keşke anlasalardı!
Muhalefete geçenler, bulundukları yerden Allah’ın elçisine karşı gelmelerine sevindiler ve mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda sefere çıkmaktan (savaşmaktan) hoşlanmadılar. “Bu sıcakta orduyu çıkarmayın” dediler. De ki “Cehennem’in ateşi daha sıcaktır.” Bunu bir anlasalardı.
Allah'ın Elçisinin aksine geri kalanlar, oturup kalmalarına sevindiler. Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihat hoşlarına gitmedi de 'sıcakta savaşa çıkmayın!' dediler. De ki: -Cehennem ateşi daha sıcaktır.' Keşke anlayabilselerdi.
Seferden geri kalanlar, Allah'ın Resulüne muhalefet ederek evlerinde oturmaktan pek keyiflendiler. Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi hoş karşılamadılar ve “Bu sıcakta sefere çıkmayın” dediler. De ki: Cehennem ateşi bundan sıcaktır. Keşke anlayabilselerdi!
Allah'ın resulüne ters düşmek için arkada kalanlar, çöküp oturdukları için sevindiler; Allah yolunda, mallarıyla canlarıyla cihadı tiksindirici bulup şöyle dediler: "Bu sıcakta seferber olmayın!" De ki: "Hararet bakımından cehennem daha zorludur." Bir anlayabilselerdi!
girü ķalınmışlar ya'nį tebük ġazaśına varmayanlar oturmaķları-y-ıla Tañrı resūlını ardınca. daħı duşħar gördiler kim çalışalar mallarıyıla daħı nefsleri-y-ile Tañrı yolında daħı eyittiler! “çıķmañ isside.” eyit “ŧamu odı ķatıraķdur issidin yaña.” eger oldılar-ise anlarlar!
(Təbuk döyüşündə iştirak etməyib) arxada qalanlar (münafiqlər) Allahın Rəsuluna qarşı çıxaraq (evdə) oturub qalmalarına sevindilər, Allah yolunda malları və canları ilə cihad etmək istəmədilər və (mö’minlərə): “Bu istidə döyüşə çıxmayın!” – dedilər. (Ya Peyğəmbərim!) De: “Cəhənnəm odu daha istidir!” Kaş biləydilər!
Those who were left behind rejoiced at sitting still behind the messenger of Allah, and were averse to striving with their wealth and their lives in Allah's way. And they said: Go not forth in the heat! Say: The heat of hell is more intense of heat, if they but understood.
Those who were left behind (in the Tabuk expedition) rejoiced in their inaction behind the back of the Messenger of Allah. they hated to strive and fight, with their goods and their persons, in the cause of Allah. they said, "Go not forth in the heat.(1335)" Say, "The fire of Hell is fiercer in heat." If only they could understand!*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |