18 Nisan 2024 - 9 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Tevbe Suresi 43. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

‘Afa(A)llâhu ‘anke lime eżinte lehum hattâ yetebeyyene leke-lleżîne sadekû veta’leme-lkâżibîn(e)

Allah seni affetsin, ne diye izin verdin onlara? Vermeseydin de sence gerçekler de açığa çıksaydı, yalancıları da bilseydin.

Allah Seni affetsin; doğru söyleyenler Sana açıkça belli oluncaya ve yalancıları da öğrenip tanıyıncaya kadar, niye onlara (cihaddan kaytarmak için bahane uyduranlara) izin verdin?

Allah seni affetsin, ey peygamber! Doğru söyleyenler, sana iyice belli olup, yalan söyleyenleri bilinceye kadar, niçin onlara evde kalmaları yolunda izin verdin?

Allah seni affetsin. Doğru söyleyenler ortaya çıkmadan, yalancıları bellemeden niçin onlara izin verdin?

Allah seni affetsin! Doğru söyleyenler sana iyice belli olmadan ve kimlerin de yalancı olduklarını bilmeden onlara niçin izin verdin? [4]

4.Burada Resulullah`ın; Tebük savaşına çıkmamak için özür bildiren münafıkların savaştan geri kalmalarına izin vermesi kastediliyor.

Allah seni affetsin; doğru söyleyenler sana açıkça belli oluncaya ve yalancıları da öğreninceye kadar niye onlara izin verdin?

Ey Yüce Peygamber! Allah senden hüznü gidersin; şu doğru söyleyenler sana belli oluncaya ve sen yalancıları bilinceye kadar, neden beklemeyip onlara izin verdin? (bekleyip de, özründe sadık olanlarla yalancı bulunanları bileydin).

Allah seni affetsin! Doğrular ortaya çıkmadan (anlaşılmadan,) yalancıları tanımadan neden onlara izin verdin?

Allah seni affetsin. Doğru söyleyenler sana iyice belli olup yalancıları bilinceye kadar, onlara niçin izin verdin?

Allah seni bağışlaya, onlara niçin izin verdin sen? Gerçekler bilmeydi, bilseydin sen yalan söyliyenleri

Allah, seni affetsin! Doğru söyleyenler sence iyice bilinip, yalancılar belli oluncaya kadar (beklemeden seferden geri kalmaları için) onlara neden izin verdin?

“Allah seni affetsin!” deyişi bir suçlama ya da sorumlu tutma ifadesi değil, bir bağışlama ifadesidir. Söz konusu meselede serbest hareket ettiği kayg... Devamı..

Yâ Muhammed! Allâh seni ’afv itsün sözlerinin sıdkı tebeyyün itmeksizin ve kâfirler meydâna çıkmaksızın niçün oturmalarına müsâ’ade itdin?

Allah seni affetsin; doğrular sana belli olup, yalancıları bilmeden önce, niçin onlara izin verdin?

Allah, seni affetsin! Doğru söyleyenler sana iyice belli olup, yalancıları bilinceye kadar beklemeden niçin onlara izin verdin?

Allah seni affetti de, doğru söyleyenler sence belli olmadan ve kimlerin yalancı olduğunu bilmeden niçin onlara izin verdin?

Allah seni affetti. Fakat doğru söyleyenler sana iyice belli olup, sen yalancıları bilinceye kadar onlara niçin izin verdin?

ALLAH seni affetti: Doğrular ve yalancılar sana belli olmadan önce neden onlara izin verdin?

Allah seni affetsin. Doğru söyleyenler kimler, gerçekten yalancılar kimlerdir, bunların iyice belli olmasını beklemeden niçin onlara izin verdin?

Allah senden afvetti ya, şu neden onlara izin verdin de beklemedin ki doğru söyliyenler sence tebeyyün ede ve yalancıları bilesin?

*Allah seni affetsin. (Cihada katılmamak için sana mazeret ileri sürenler ile ilgili olarak) doğru söyleyenler sana iyice belli olmadan, yalancılar bilinmeden, niçin onlara izin verdin?

Kavmi içerisindeki bazı insanlar, Hz. Peygambere [sallallahu aleyhi vesellem] gelip, bazı mazeretler ileri sürerek, cihada katılmamak için izin istemi... Devamı..

Allah seni affetsin! Doğru söyleyenler belli olmadan, yalancılar bilinmeden, onlara niçin izin verdin?

Hay Allah aafiyet veresice, şu (özründe) saadık olanlar sana besbelli oluncaya ve sen o yalancıları bilinceye kadar, neden izin verdin onlara?

(Habîbim, yâ Muhammed!) Allah, (geçmiş gelecek her türlü günahtan korumakla) seni affetmiştir. (Fakat) doğru (söyleyen) kimseler sana belli olmadan ve yalancıları bilmeden niçin onlara izin verdin?

Allah seni bağışlasın, sana kimlerin doğru söylediğini, kimlerinde sana yalan söylediğini açığa çıkarıp öğrenmeden, onlara niçin izin verdin?

Allah senin suçunu bağışlasın. Doğru söyliyen kim, yalan söyliyen kim, belli olmadan, ne diye onları bıraktın?

Allah seni affetsin. Fakat gerçek söyleyenler sence belli olmadan, yalancıları bilmeden evvel neye onlara [²] izin verdin.

[2] Tebük'ten geri kalmak hususunda izin isteyen münafıklara.

Allah seni affetsin (ey Peygamber!), doğru söyleyenler sana iyice belli olup, yalancıları da bilinceye/tespit edene kadar beklemeden niye onlara izin verdin?

Allah seni affetsin! Doğru söyleyenler sana açıkça belli oluncaya ve yalancıları da öğreninceye kadar niye onlara izin verdin?

(Peygamber’in (s.a.a) savaşlara katılmama hususunda münafıklara izin vermesi, asla bu yüce insanın kötü tedbirde bulunduğunun ve yöneticiliğinin zayıf... Devamı..

Allah seni affetsin; Tebük seferine katılmamak için senden izin isteyenlerden kimin doğru, kimin yalan söylediğini iyice araştırıp ortaya çıkarmadan, savaşa katılmamaları konusunda onlara niçin öyle kolayca izin verdin? Öne sürdükleri mâzeretleri iyice araştırarak, yalnızca geçerli mâzereti olanlara izin vermen gerekmez miydi? Gerçi münafıklar, kendilerine izin vermeseydin bile savaşa gelmeyeceklerdi; ama o zaman, senin izninin arkasına sığınamayacaklardı ve Müslümanları kandırmak için kullandıkları maskeleri tamamen düşmüş olacaktı.

Allah seni affetsin; niçin onlara izin verdin?
Tâ ki doğru söyleyenler sana açıkça belli olur; Yalancılar’ı bilirsin!

Hay Allah iyiliğini versin! doğru söyleyenler belli olmadan, yalancıları ortaya çıkarmadan neden onlara izin verdin ki?

Allah yolunda savaşmak için yola çıktığında kalbinde nifak hastalığı olanlardan bazıları senden izin istediler. Sen onlardan bazılarına niçin izin verdin? Allah seni affetsin! Yalancıların yalanları ortaya çıkmadan niçin onlara izin verdin? Onların bahanelerini araştırsaydın! Yalanlarını ortaya çıkarsaydın! Kalplerindeki nifakı yüzlerine vursaydın olmaz mıydı? İzin istemelerine karşılık niçin hemen peki dedin?

Allah seni affetsin! [*] Doğru söyleyenler sana iyice belli olup, yalancıları bilinceye kadar onlara niçin izin verdin?

Bu ayet Muhammed 47:19, Fetih 48:2, Tahrîm 66:1-2, ‘Abese 80:3-9 ve Nasr 110:3. ayetlerle birlikte okunmalıdır. “Bir peygamber aynı hatayı iki kere ya... Devamı..

Allah senin (geçmiş-gelecek) bütün günâhlarını bağışladı.¹ Sen kimin doğru söylediği tam belli olmadan, yalancıların kimler olduğunu iyice bilmeden, onlara niçin izin verdin?¹

1 Bu hitâpta Peygamberimizin, Peygamberlikle beraber, kulluğunu ifâde ve münâfıklara bir tehdit vardır. Ayrıca bu âyetten, Peygamberimizin de hata (ze... Devamı..

Allah seni affetsin [ey Peygamber]! ⁶⁷ Daha kimin doğru söylediği senin için (iyice) ortaya çıkmadan ve sen [kimler] yalancı (iyice) tanımadan, niçin [evde kalmaları yolunda] onlara izin verdin?

67 Dilek ya da temenni formunda dile getirilmiş olsa da, bu ifadenin, “Allah seni affeder” ya da “Allah seni affetti” anlamında, kendilerinin sefere k... Devamı..

Allah seni affetsin. Kimin doğru söylediği senin için ortaya çıkmadan ve yalancıların da kimler olduğunu öğrenmeden niçin savaşa katılmamalarına izin verdin. 8/67, 24/62, 40/55, 48/1- 2, 45/19

Allah seni affetsin;[¹⁴⁵³] daha kimin doğru söylediği sana aydınlanmadan ve yalancıları iyice öğrenmeden niçin onlara (savaşa katılma) izni verdin?[¹⁴⁵⁴]

[1453] “Ben de sizin gibi ölümlü bir insanım” (18:110) itirafının yaşanmış karşılığı. Bu şefkat uyarısı, anlaşılabilir nedenlere dayalı bir taktik hat... Devamı..

(Ey Muhammed) Allah seni affetsin. (Allah senin gelmiş gelecek kusurlarını bağışladı, fakat) Niçin onlara (özür beyan ettiler diye, geride kalmaları için) izin veriverdin? Doğru söyleyenlerin durumu sana belli oluncaya ve kimlerin yalancı olduğunu tanıyıncaya kadar niçin beklemedin?

Allah, seni affetsin! Doğru söyleyenler sana iyice belli olup, yalancıları bilinceye kadar neden onlara izin verdin?

Allah Teâlâ seni affetsin, ne için sadâkatte bulunanlar sence tayin edinceye ve sen yalancıları bilinceye kadar (beklemeden) onlara izin verdin.

Hay Allah seni affedesice! Niçin sence doğru söyleyenler iyice belli oluncaya ve yalancılar da meydana çıkıncaya kadar beklemeyip izin isteyen o münafıklara izin verdin?

Allah seni affetsin; doğru söyleyenler sana iyice belli olup, yalan söyleyenleri bilmezden önce niçin onlara izin verdin?

(Yâ Muhammed) Allâh seni 'afv itsün, sözlerinde sâdık olanlar ile yalancılar senin yanında tebeyyün itmedikce ne içün onlara izin virdin? [²]

[2] Tebük gazâsına çıkıldığı zamân münâfıklar bir takım a'zâr serdiyle gazâya iştirâkden 'afv olunmalarını ve geride kalmaları içün müsâ'ade i'tâsını ... Devamı..

Allah seni affetsin, kimin özü sözü doğru olduğu senin için iyice ortaya çıkmadan ve kimin de yalancı olduğunu iyice anlamadan onlara ne diye izin verdin?

Allah seni affetsin, niçin doğrular sana belli olup, yalancıları tanımadan onlara izin verdin?!

Allah seni affetsin, neden kimin doğru söylediğini, kimin yalancı olduğunu anlayıncaya kadar beklemedin de onlara izin verdin?

Allah seni affetsin; neden onlara izin verdin de beklemedin ki, doğru söyleyenler sana açık-seçik belli olsun da yalancıları bilesin.

'afv eyledi Tañrı senden nişe destūr virdüñ anlara tā bellü olınca saña anlar kim girçek oldılar daħı bileseñ yalancıları?

Tañrı Ta‘ālā ‘afv eyledi senden, niçün anlara destūr virdi‐sen? Ḥattā kibile‐y‐idük girçek söyleyenleri, daḫı bile‐y‐idük yalancıları.

Allah səni bağışlasın! (Allah səni əfv etdi). Doğru danışanlar sənə bəlli olmadan, yalançıları tanımadan əvvəl nə üçün onlara (cihadda iştirak etməməyə) izin verdin?

Allah forgive thee (O Muhammad)! Wherefore didst thou grant them leave ere those who told the truth were manifest to thee and thou didst know the liars?

Allah give thee grace!(1308) why didst thou grant them until those who told the truth were seen by thee in a clear light, and thou hadst proved the liars?

1308 Literally, "Allah give thee forgiveness!" But there is no question of fault here, and Imam Razi understands the expression to mean an exclamation... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.