18 Nisan 2024 - 9 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Tevbe Suresi 110. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Lâ yezâlu bunyânuhumu-lleżî benev rîbeten fî kulûbihim illâ en tekatta’a kulûbuhum(k) va(A)llâhu ‘alîmun hakîm(un)

Onların kurdukları yapı, kalpleri parçalanıp gitmedikçe kalplerine şüphe vermeden bir an bile geri kalmaz ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Onların kurdukları bina (ve nifak karargâhı) yürekleri parçalanıncaya (ölüp toprağa karışıncaya) kadar kalplerinde bir şüphe ve endişe olarak sürüp-gidecektir. Allah (herkesi ve her şeyi tüm ayrıntılarıyla) Bilendir, Hüküm ve Hikmet sahibidir.

Böylelerinin kurduğu mescid, kalpleri parçalanıp ölünceye kadar yüreklerinde devamlı olarak bir huzursuzluk kaynağı olmaktan öteye gitmeyecektir. Bu gerçekleri böylece açıklayan Allah, sınırsız bilgi sahibi olup, her yaptığını yerli yerince yapandır.

Onların kurmuş oldukları bu türlü binalar, kafaları, kalpleri paramparça olmadıkça; pişman olarak samimi tevbe yapmadıkça kalplerinde, akıllarında bir nifak düğümü, bir kalp çarpıntısı olarak kalacaktır. Allah her şeyi bilir, hikmet sahibi ve hükümrandır.

Yaptıkları bina, kalpleri parçalanıncaya kadar, onların kalplerinde bir şüphe olarak kalacaktır. Allah bilendir, hakimdir.

Onların kalbleri parçalanmadıkça, kurdukları bina kalblerinde bir şüphe olarak sürüp-gidecektir. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Onların yapmış bulundukları binaları, kalblerinde bir şüphe ve nifak düğümü olarak kalacaktır. Meğer ki kalbleri, ölmek suretiyle parçalanmış olsun. Allah Alîm'dir, Hâkim'dir.

Kurdukları bina, kalpleri parçalanıncaya (ölünceye) dek yüreklerinde bir kuşku olarak kalacaktır. Şüphesiz Allah, her şeyi bilen ve her şeyi yerli yerinde yapandır. (Onların niyetini bilir ve yaptıkları işi kendilerine bir ceza olarak bırakacaktır.)

[Bugün de bazı devlet ve hükümetler, dini, kontrolleri altında tutmak için, camiler, mescidler yaparlar. Fakat daima cami ve mescitlerden kuşku içinde... Devamı..

Kurdukları bina, kalpleri parçalanıncaya kadar yüreklerinde bir kuşku olmaya devam edecektir. Allah her şeyi bilen, işlerini yerli yerinde yapandır.

Yaptıkları yapı onların yürekleri kopana dek, içlerinde bir kaypaklık kaynağıdır, Allah bilicidir, Allah bilgedir

Kalpleri paralanıncaya kadar kurdukları bina yüreklerinde kuşku kaynağı olmaya devam edecektir. Allah (her şeyi) hakkıyla bilendir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.

Yukarıda her ikiayette geçen “Kurdukları yapı” ifadesi, temsili bir anlatım tarzı içinde insanların bütün davranışlarını, bütün eylemlerini ihtiva edi... Devamı..

İnşâ itdikleri binâ içün kalbleri parça parça olıncaya kadar Alah ânların kalblerinde mütemâdiyen tereddüd bırakacakdır. Allâh ’alîm ve hakîmdir.

Yaptıkları bina, kalblerinde şüphe ve ızdırap kaynağı olmakta kalbleri paralanana kadar devam edecektir. Allah bilendir, hakimdir.*

Kurmuş oldukları binaları, (ölüp de) kalpleri paramparça olmadıkça yüreklerinde sürekli bir kuşku olarak kalmaya devam edecektir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Onların kurduğu bina, yürekleri paramparça olmadığı (yaşadıkları) sürece içlerinde bir huzursuzluk kaynağı olmaya devam edecektir. Allah her şeyi bilmekte ve hikmetle yönetmektedir.

Yaptıkları bina, (ölüp de) kalpleri parçalanıncaya kadar yüreklerine devamlı olarak bir kuşku (sebebi) olacaktır. Allah çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.

Kurdukları yapı, yürekleri parçalanıncaya dek kalplerinde bir kuşku kaynağı olarak kalacaktır. ALLAH Bilendir, Bilgedir.

Onların kurmuş oldukları bu türlü binalar, kalpleri parça parça olmadıkça, kalblerinde bir nifak düğümü olup kalacaktır. Allah, alîmdir, hakîmdir.

Onların kurmuş oldukları bünyanları kalblerinde bir nifak ukdesi olup kalacak, meğer ki kalpleri parçalansın, Allah alîmdir, hakîmdir

Onların (munâfıkların) yaptıkları bina, (emrimiz üzere mü’minler tarafından yıkılması sebebiyle) kalpleri parçalanıncaya (ölüp gidinceye) kadar, yüreklerinde bir şüphe (huzursuzluk ve ızdırap kaynağı) olarak kalacaktır. Allah her şeyi hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Onların kalpleri parçalanmadıkça, kurdukları yapı, kalplerinde bir kuşku olarak sürüp gidecektir. Allah, Her Şeyi Bilen'dir, En İyi Hüküm Veren'dir.

Onların kurdukları bina, kalblerinde daimî bir şek (ve nifaaka sebeb) olacakdır. Meğer ki kalbleri (ölümle) parçalanmış olsun. Allah (her şey'i) çok iyi bilendir, tam bir hüküm ve hikmet saahibidir.

Onların yaptıkları binâ, kalbleri parçalanıncaya (ölünceye) kadar, kalblerinde bir şübhe (ve nifak sebebi) olarak devâm edecektir. Allah ise, Alîm (hakkıyla bilen)dir, Hakîm(her işi hikmetli olan)dır.

Kalplerinde şüphe olduğu halde, bu tür yapıları yapanların yaptığı her şey onların kalplerini paralamaktan başka bir şey değildir. Allah her şeyi bilen ve her şeyin hükmünü verendir.

Onların kurdukları yapı yüreklerini paramparça eden bir kuşku olarak kalacaktır. Allah bilicidir, doğruyu bildiricidir.

Onların kurdukları bina kalpleri parça parça oluncaya kadar kalplerinde şüpheye sebep olur durur. Allah hakkiyle âlimdir, hakimdir.

Kurdukları mescitleri [binâ], kalpleri paramparça olana kadar, kalplerinde korkuyla karışık derin bir şüphe [reyb/rîbeten]²⁵ olarak kalmaya devam edecektir. Zira Allah Alîm’dir, Hakîm’dir.

25 “Reyb” kelimesinin etimolojisi ve semantik analizi için bkz. Bakara, 2/2 dipnot.

Onların kalpleri parçalanmadıkça (ölmedikçe), kurdukları bina kalplerinde bir şüphe olarak sürüp gidecektir. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibi olandır.

Kurdukları bu bina, kalpleri ölümün şiddetiyle paramparça oluncaya dek, dâimâ yüreklerinde bir huzursuzluk, şüphe ve tedirginlik kaynağı olacaktır. Hiç kuşkusuz Allah, her şeyi eksiksiz bilendir, sonsuz hikmet sahibidir.

Kalblerinde bir kuşku olmak üzere onların kurdukları yapı, kalbleri parçalanmadıkça yok olmaz.
Allah hakîm alîmdir.

Bu gibilerin yaptığı yapılar, kendileri için hep yürek sıkıntısı olacak ve bu sıkıntı ancak kalbin durmasıyla son bulacaktır. Allah her şeye engin bilgi gücü ile hakimdir...

Yaptıkları mescit; kalpleri paramparça oluncaya kadar yüreklerinde bir kuşku olacaktır. Allah hakkıyla bilen, hüküm ve hikmet sahibidir.

Yaptıkları bina, kalpleri parçalanıncaya kadar yüreklerine devamlı olarak bir kuşku (sebebi) olacaktır. Allah bilendir, doğru hüküm verendir.

Onların kurmuş oldukları bu bina kalpleri kendilerinde bulunduğu müddetçe, gönüllerinde bir pişmanlık olarak kalacaktır. Gerçekten Allah (her şeyi) hakkıyla bilendir, hüküm (ve hikmet) sahibidir.

böylelerinin kurduğu mescid, içlerini paralayıp onları tüketinceye kadar ¹⁴⁶ kalplerinde bir şüphe ve huzursuzluk kaynağı olmaktan öteye gitmeyecektir. (Hatırlayın ki, bunu böylece açıklayan) Allah her hükmüyle ince-derin bir gerçeğe işaret eden mutlak ve sınırsız bilgi sahibidir.

146 Lafzen, “kalpleri parça parça oluncaya kadar” -yani, ölünceye kadar. 109-110. ayetlerdeki “onların yaptığı yapı” ifadesi, açıktır ki, burada ibade... Devamı..

Onların kalplerindeki kuşku üzerine inşa ettikleri bu bina, kalpleri dert ve sıkıntıdan paramparça olana kadar ancak dayanacaktır. Allah her şeyi bilen ve yerli yerince yapandır. 9/64- 124- 125, 24/50, 57/13...15

Yüreklerindeki kuşku[¹⁵³⁷] (uçurumu) üzerine inşâ ettikleri (hayat) binası, ancak yüreklerini paramparça edinceye kadar dayanacaktır.[¹⁵³⁸] Allah, hem (onların bu halini) bilen, hem de hikmeti gereği (buna izin veren)dir.

[1537] Rîbe’nin türetildiği rayb “kuşku” anlamına gelir. Benzer mânadaki (fakat aynı değil) şekk’ten daha kapsamlıdır. Şekk, yakînin karşıtı olarak ku... Devamı..

Onların (o zalim münafıkların) yaptıkları bina (o mescit) -ta kalpleri parçalanıncaya kadar- yüreklerinde bir endişe düğümü olarak kalacaktır!

(O mescit ister yıkılsın, isterse yıkılmasın. Çünkü mescit yıkılmadığı takdirde, onların gizli olarak toplanıp, kalblerindeki küfür ve nifakı birbirle... Devamı..

Kurmuş oldukları binaları, (ölüp de) kalpleri paramparça olmadıkça yüreklerinde sürekli bir kuşku olarak kalmaya devam edecektir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Onların kurmuş oldukları bina, onların gönüllerinde bir işkil olarak zail olmayacaktır. Meğer ki gönülleri parça parça olsun. Ve Allah Teâlâ alîmdir, hakîmdir.

Yaptıkları bina, kendileri geberip de kalpleri parçalanıncaya kadar, içlerinde hep bir ukde olarak kalacak. Allah alîmdir, hakîmdir (her şeyi çok iyi bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).

Yaptıkları bina, kalbleri parçalanıncaya dek yüreklerinde bir kuşku olarak kalacaktır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Binâ iyledikleri mescid, kalbleri parça parça olub artık bir şey fehm ve idrâk idemez hâle gelinceye kadar, kalblerinde nifâk esâsı olmakdan zâil olmaz. Allâh Te'âlâ her şeyi bilir ve hikmet-i iktizâsını icrâ iyler.

Kurdukları bina, kalpleri parçalanıncaya kadar içlerinden çıkmayacak bir şüphe kaynağı olmaya devam edecektir; Allah bilir, doğru kararlar verir.

Onların kalplerinde kurduğu bina, kalpleri paramparça olana kadar bir nifak olacaktır. Allah alimdir, hakimdir.

Kurdukları bina, onlar ölüp de kalpleri parçalanıncaya kadar kalplerinde bir şüphe olarak kalır. Allah ise herşeyi bilir, herşeyi hikmetle yapar.

Kurdukları bina, kalpleri parçalanıncaya kadar yüreklerinde bir kuşku olmaya devam edecektir. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.

hemįşe olur anlaruñ temeli ol kim yaptılar gümān göñülleri içinde illā kim pāre pāre olma göñülleri. daħı Tañrı bilicidür dürüst işlü sözlü.

Zāyil olmaz bināları ki yapalar nifāḳ olmaḳdan yüreklerinde illāyaralanmaḳ bile yürekleri. Daḫı Tañrı Ta‘ālā bilicidür, ḥikmetler issidür.

Onların qurduğu bina (məscid) ürəkləri parça-parça olana (ölənə) qədər qəlblərində bir şübhə (nigarançılıq və nifaq mənbəyi) olaraq qalacaqdır. Allah (hər şeyi) biləndir, hikmət sahibidir!

The building which they built will never cease to be a misgiving in their hearts unless their hearts be torn to pieces. Allah is Knower, Wise.

The foundation of those who so build is never free from suspicion and shakiness(1360) in their hearts, until their hearts are cut to pieces. And Allah is All- Knowing, Wise.

1360 The parable is continued further. The heart of man is the seat of his hopes and fears, the foundation of his moral and spiritual life. If that fo... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.