Vemâ nekamû minhum illâ en yu/minû bi(A)llâhi-l’azîzi-lhamîd(i)
Ve ancak üstün ve hamde layık Allah'a inandıkları için onları azaplandırmadalar.
Onlardan (Müslümanlardan), sırf Azîz ve Hamîd olan Allah’a iman ettiklerinden dolayı intikam alıyorlardı.
O mü'minlerden ancak güçlü ve övgüye layık olan Allah'a inanıyorlar diye intikam alıyorlardı.
Kudretli, hükümran, övgüye ve şükre lâyık Allah'a iman ettikleri için, yalnız bunun için onlardan bazılarını, zulüm ve işkence yaparak cezalandırdılar.
Onlardan sırf yüce ve övgüye layık olan Allah'a iman etmelerinden dolayı öç alıyorlardı.
Onlardan, yalnızca 'üstün ve güçlü olan,' öğülen Allah'a iman ettiklerinden dolayı intikam alıyorlardı.
Müminlere kızdıkları da, ancak Azîz, Hamîd olan Allah'a iman etmeleri idi.
O müminlerden ancak Aziz ve Hamid olan Allah’a inanıyorlar diye intikam alıyorlardı.
8,9. Müminlerden, sadece, göklerin ve yerin mülkü/iktidarı kendisine ait olan, ‘sonsuz kudret sahibi ve övgüye layık olan Allah'a iman ettiklerinden dolayı intikam aldılar/alıyorlar. Oysaki Allah her şeyi görür.
Onlar ancak, istiyorlar öc almak; emre olan, öğülmüş olan, Allaha inanandan
Mahzâ ’azîz ve pür-şân ve şeref Allâh’a îmân itdikleri içün ânlara eziyet idiyorlardı.
8,9. Bu inkarcıların, inananlara kızmaları; onların sadece, göklerin ve yerin hükümranlığı kendisinin bulunan ve övülmeğe layık ve güçlü olan Allah'a inanmış olmalarındandı. Allah her şeye şahiddir.
8,9. Onlar mü’minlere ancak; göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan mutlak güç sahibi ve övülmeye lâyık Allah’a iman ettikleri için kızıyorlardı. Allah, her şeye şahittir.
8-9. Aziz, övgüye lâyık, göklerin ve yerin mâliki olan Allah’a inandıkları için, sırf bu sebeple onlara ağır işkence uyguladılar. Ama Allah her şeye şahittir.
8, 9. Onlardan, sırf, göklerin ve yerin mülkü kendisine ait olan, azîz ve hamîd olan Allah'a iman ettikleri için intikam aldılar. Oysa ki Allah her şeyi görür.
İnananlardan nefret ediyorlardı. Sadece, onlar Üstün ve Övgüye layık olan ALLAH'a inandıkları için...
Müminlere kızmalarının sebebi de, onların yalnız çok güçlü ve övgüye lâyık olan Allah'a iman etmeleri idi.
Onlardan kızdıkları da yalnız azîz, hamîd olan Allaha iyman etmeleri idi
(O kâfirlerin) mü’minlere bu zulmü reva görmelerinin tek sebebi, onların azîz ve hamîd olan Allah’a îmân etmeleriydi.
Bunu, Mutlak Üstün Olan ve Övgüye Değer Yegâne Varlık olan Allah'a iman edenleri cezalandırmak için yapıyorlardı.
Onlar, içlerinden (mü'minlerin) O yegâne gaalib, her hamde lâyık Allaha îman etmelerinden başka (hiçbir şey'i) inkâr etmemişlerdi.
Ve onlardan (o mü'minlerden) sâdece, Azîz (kudreti dâimâ üstün olan), Hamîd(hamd edilmeye çok lâyık) olan Allah'a îmân ettikleri için, (sâdece bunun için) intikam aldılar.
8, 9. Onların mü’minlere bu işkenceyi yapmalarının tek sebebi, mü’minlerin göklerin ve yerkürenin (evrenin) tek hâkimi, aziz ve hamîd (mutlak galip ve bütün övgülere lâyık) olan Allah’a iman etmeleri idi. Oysa Allah her şeye şahittir (her şeyi gören ve bilendir).
Güçlü ve övülmeye layık olan Allah’a inanıyorlar diye intikam alıyorlardı.
Onların inananlardan öç almaları bunların, erkli, övülücü olan Allah’a inanmalarından ileri geliyordu.
Onlardan sırf, Azîz ve Hamîd olan Allah’a inanıyorlar diye intikam alıyorlardı.
Müminlerden öç almalarının tek sebebi güçlü, övgüye lâyık Allah'a inanmalarıydı.
Ve onlara işkence etmelerinin tek sebebi, bu müminlerin, emrine uyulmaya, hükmüne boyun eğilmeye; yani hamd edilmeye lâyık mutlak otorite sahibi bir Allah’a inanmış olmalarıydı.
Onlardan hınç alıyorlardı; inanıyorlar diye Hamîd Azîz Allah’a!
Sırf şükre lâyık yüce Tanrı'ya inandıkları için onlardan intikam alıyorlardı.
Başka nedenle değil; sanki sadece her türlü övgüye sahip yüce Allah’a inandıkları için öç alıyorlardı.
Onlardan (müminlerden) yalnızca güçlü ve övgüye layık olan Allah’a iman etmeleri nedeniyle intikam alıyorlardı.
8,9. O (kâfirler) onlardan sadece yüceliğinin sonu olmayan, her türlü övgüye layık olan, göklerin ve yerin hâkimiyeti kendisine ait olan Allah’a îman ettikleri için, intikam alıyorlardı. Ve (şunu iyi bilin ki) Allah, (yaptığınız) her şeyi görüp durmaktadır.
yalnızca Kudret Sahibi, bütün övgülere layık olan Allah’a inanmalarından dolayı nefret ediyorlardı o müminlerden,
Onlar, sırf yüce ve övgüye layık olan Allah’a iman ettiler diye müminlere bu zulmü reva görüyorlar. 2/177, 3/142
O (zalimler) başka bir sebeple değil, sadece yücelikte eşsiz ve hamdin tümüne lâyık olan[⁵⁶⁵⁷] Allah’a imanda ısrar ettikleri için onlardan intikam[⁵⁶⁵⁸] almışlardır.[⁵⁶⁵⁹]
8,9. (O kâfirlerin) Müminlerden (böyle) intikam almaya kalkışmalarının sebebi ise ancak, iman edenlerin, göklerin ve yerin mülk ve hükümranlığına sahip olan ve her şeye gücü yeten, Hamd'e layık olan Allah'a iman etmeleri ve (onların zorlamalarına rağmen) bundan vaz geçmemeleri idi, Kuşkusuz Allah her şeye şahittir.
Mü’minler sırf aziz, övgüye lâyık Allah’a iman ettikleri için o zâlimler onlardan öç aldılar.
Ve bunlardan intikam almaları da, bunların azîz, hamîd olan Allah'a imân etmiş olmalarından başka bir şey için değildi.
8, 9. Onların müminlere bu işkenceyi yapmalarının tek sebebi, müminlerin göklerin ve yerin tek hâkimi, azîz ve hamîd (mutlak galip ve bütün övgülere lâyık) olan Allah'a iman etmeleri idi. Allah her şeye şahittir.
Mü'minler sırf aziz, övgüye layık Allah'a inandıkları için o (zalim)ler onlardan öc aldılar.
8,9. O hendek sâhibleri, hükmünde gâlib ve bizâtihî müstehak-ı hamd olan ve göklerin ve yerin mülkine mutasarrıf bulunan Allâh Te'âlâ'ya îmân itdiklerinden dolayı onları böyle dûçâr-ı cezâ iylediler. Allâh Te'âlâ her şeye hâzır ve nâzırdır.
Bu cezayı vermelerinin tek sebebi, müminlerin, güçlü ve her şeyi güzel yapan Allah’a güvenmeleriydi[*].
Onlardan sadece, Aziz ve Hamid olan Allah'a iman ettikleri için intikam alıyorlar.
Onlardan intikam almalarının nedeni, o mü'minlerin, kudreti herşeye üstün olan ve her türlü övgüye lâyık bulunan Allah'a iman etmelerinden başka birşey değildi.
Onlardan sadece, Azîz ve Hamîd Allah'a iman ettikleri için öc alıyorlardı.
daħı 'ayıblamadılar anlardan illā kim inanurlar Tañrı’ya beñdeşsüz ögülmiş
Daḫı anlar mü’minlerden intiḳām itmediler, illā īmān getürdükleri‐çün‘azīz Tañrıya.
Onlardan (mö’minlərdən) yalnız yenilməz qüvvət sahibi, (hər cür) şükrə (tə’rifə) layiq olan Allaha iman gətirdiklərinə görə intiqam alırdılar.
They had naught against them save that they believed in Allah, the Mighty, the Owner of Praise,
And they ill-treated them for no other reason than that they believed in Allah, Exalted in Power, Worthy of all Praise!-
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |