‘Alâ-l-erâ-iki yenzurûn(e)
Tahtlar üstünden bakarlar.
Taht gibi koltuklar üzerinde bakıp-seyretmek suretiyle (kendi hallerine şükredeceklerdir.)
Koltukları üzerinde bakarak diyecekler ki:
İşlemeli, süslü tahtlar üzerinde etrafa bakacaklar.
Koltukların üzerinde bakarlar.
Tahtlar üzerinde bakıp-seyretmek suretiyle.
Koltuklar üzerinde bakarlarken...
Koltuklara yaslanıp bakıyorlar.
34,35. O gün de, inananlar inkâr edenlere gülecekler. Koltuklarına kurulup seyredecekler.
Tahtlar üstünde bakarlar
(İnananlar) tahtlar üzerinde (inkârcıların durumunu) seyrederler (ver derler ki):
Ve serîrler üzerine uzanarak etrâfa nazar ideceklerdir.
35,36. Tahtlar üzerinde, inkarcıların yaptıkları şeylerin karşılığının nasıl verildiğini seyrederler.*
Koltuklar üzerinde (etrafı) seyrederler.
35-36. Koltuklarına kurulup, “Kâfirler yaptıklarının cezasını buldular mı?” diye etrafa bakacaklar.
Koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.
Koltuklar üzerinde bakarlar:
Koltuklar üzerinde etrafa bakacaklar.
Erîkler üzerinde nazar edecekler
Tahtlar üzerinde, (kâfirlerin o perişan durumunu) seyrederler.
Tahtlar üzerinde seyirdeler:
(süslü) tahtlar üzerinde (onlara) bakarak.
Tahtlar üzerinde seyredecekler!
Koltukların üzerine yaslanmışlar, (inkâr edenlerin hallerini) seyrediyorlar.
Sedirler üzerinden onlara bakıyorlar.
Tahtlar üzerinde onları seyredecekler.
Tahtlar/koltuklar üzerinde (onları) seyrederek,
Süslü tahtlar üzerinde bakınıp seyrederler.
En güzel altın işlemeli koltuklar üzerinde oturup arkalarına yaslanırlarken, cehennemliklere bakarak onlara soracaklar:
Koltukları üzerinde, bakıyorlar.
İnananlar, koltuklarına kurulup süzülürken:
Koltuklar üzerinde etrafı seyrederler.
34,35. İman edenler de bugün, koltuklar üzerinde (onlara) bakarak kâfirlere gülerler.
34,35. İşte bugün de inananlar, tahtları üzerinden o (kâfirlere) bakıp bakıp gülecekler.
[çünkü, cennette] sedirlerin üstünde [uzanmış şekilde] bakınıp duracaklar ve [kendi-kendilerine diyecekler]:
Tahtlarına kurulmuş onların perişan halini seyrediyorlar. 15/47, 37/40...61
Ebedî huzur ve saadet makamında[⁵⁶³¹] (rahatlarına) bakacaklar.
34,35. İşte bu gün de müminler, süslü sedirlere kurulup (onların başına çöken ilahi azabı) seyrederler ve (dünyadayken kendileri ile alay eden) o kâfirlere gülerler.
Koltuklar üzerinde (etrafa) nazar ederler.
Tâhtlar üzerinde seyredeceklerdir.
35, 36. Koltuklarına kurulurlar“Kâfirler yaptıklarının cezasını buldular mı? ” diye bakınırlar.
Divanlar üzerinde (oturup) bakarlar:
Tahtlar üzerinde oturub küffârın 'azâb olunduklarına nazar iderler.
Sedirler üzerinden onlara bakarlar.
Tahtlarına yaslanıp bakarlar.
Hem de koltuklara kurulmuş, onları seyrederken!
Koltuklar üzerinde seyrediyorlar.
taħtlar üzere baķalar.
Taḫtlar üstine oturup naẓar iderler.
Onlar taxtlar üstündə (əyləşib) baxacaqlar (ki, görsünlər).
On high couches, gazing.
On Thrones (of Dignity) they will command (a sight) (of all things).(6030)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |