Ta’rifu fî vucûhihim nadrate-nna’îm(i)
Tanırsın onları, yüzlerinde cennetin parlaklığı var.
(Sen onların) Yüzlerinde nimete ermenin (ve cennete girmenin) sevinç parıltılarını fark edip sezersin.
Onların yüzlerinde nimetin ve mutluluğun sevincini görürsün.
Yüzlerinde nimet ve mutluluğun sevincini görürsün.
Nimetlerin parıltısını yüzlerinde görürsün.
Nimetin parıltılı-sevincini yüzlerinde tanırsın.
Öyle ki, nimetlenmelerinin zevkini yüzlerinden tanırsın.
Yüzlerinde nimetlerin sevinç ve parıltısını görürsün.
Onların yüzlerinde nimetin mutluluğunu hissedersin.
Yüzlerinden bilirsin nimetin tazeliğin
Onların yüzlerinde, cennet nimetlerinin sevincini görürsün.
Yüzlerinde ’alâmet-i sürûr ve şâdî göreceksin.
Onları, yüzlerindeki nimet pırıltısından tanırsın.
Onların yüzlerinde, nimetlerin sevincini görürsün.
İlâhî lutufların sevincini yüzlerinden okursun.
Onların yüzünde nimetlerin sevincini görürsün.
Yüzlerinden nimetlerin sevinç ve parıltısını okursun.
Yüzlerinde nimet ve mutluluğun sevincini görürsün.
Yüzlerinde naîmîn revnakını tanırsın
Onların yüzünde, nimetlerin sevincini görürsün.
Nimetlerin sevincini yüzlerinden anlarsın.
Öyle ki sen o ni'metin (herdem taze) güzelliğini yüzlerinde (görünce) tanırsın.
Yüzlerinde, ni'metlenmiş olmanın (sevinç ve) parıltısını tanırsın!
Onları nimetlerin sevincinden dolayı yüzlerinden tanırsın.
O, dirliğin parıltısını yüzlerinde görürsün.
Sen, yüzlerinde nimet ve saadetin revnakını görünce cennetlik olduklarını tanıyacaksın.
(Ey Peygamber!) Sen onları yüzlerindeki nimet sevincinden tanırsın.
Nimetin parıltılı sevincini sen onların yüzlerinde görüp anlarsın.
Öyle büyük bir mutluluk kaplamıştır ki onları, ilâhî nîmetlerin sevinç ve parıltısını yüzlerinden okuyabilirsin.
Yüzlerinde Naîm / Nimet’in parıltısını tanırsın.
onları, yüzlerine yansıyan mutluluk ifadesinden tanıyabilirsin.
Onların yüzlerinde mükâfata ulaşmanın sevincini görürsün.
Nimetin parıltısını yüzlerinde sezersin (görürsün).
Sen onları yüzlerindeki nîmet pırıltısından tanırsın.
ve yüzlerinde kutsanmışlığın parıltısını göreceksin.
Onlara bakınca yüzlerinde sonsuz mutluluğun parıltısını görürsün. 3/104...107, 10/26
yüzlerinde sonsuz mutluluğun tarifsiz parıltısını göreceksin.
Öyle ki; o nimetin mutluluk neş'esinin parlaklığını, yüzlerinden okursun!
Onların yüzlerinde, nimetlerin sevincinden tanırsın.
Onların yüzlerinde o nîmetin güzelliğini görüp anlarsın.
Sen onlara bakınca yüzlerinde, cennet nimetlerinin verdiği sevinci okursun.
Yüzlerinde ni'metin sevinç ve parıltısını sezersin.
Yüzlerinde ni'metin sürûrını görir ve bilirsin.
Nimetin verdiği mutluluğu yüzlerinden anlarsın.
Onları, yüzlerindeki nimet parıltısından tanırsın.
Nimetlerin sevincini yüzlerinden okursun.
Yüzlerinde nimetin sevinç parıltısını izlersin.
bilesin yüzlerinde diñlenmek ŧazelerini.
Bilürsin anlaruñ yüzinde diñlenmek tāzeligin.
Sən (ey Peyğəmbər!) onların üzlərində cənnət sevinci görəcəksən!
Thou wilt know in their faces the radiance of delight
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |