Kellâ innehum ‘an rabbihim yevme-iżin lemahcûbûn(e)
İş öyle değil, hayır, şüphe yok ki onlar, o gün elbette Rablerinin lütfünden, bir perdeyle, bir engelle uzak kalırlar.
Hayır, doğrusu bunlar o günde (mahşerde ve ahirette) Rableri (olan Allah’ın tecellisini görmek)den perdelenip mahcup bulunacaklardır. (Günah kirleriyle gözleri ve gönülleri perdelenip körlendiğinden, onlar Cemâlullah’tan mahrum kalacaklardır.)
Elbette onlar o gün Rablerinin rahmetinden yoksun bırakılacaklardır veya onlar o gün Rablerini göremeyeceklerdir.
Başlarına gelecekleri düşünsünler. Onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar.
Hayır; gerçekten onlar, Rablerinden perdelenerek-yoksun tutulmuşlardır.
Hayır, (Onlar iman etmezler). Muhakkak ki onlar, o kıyamet günü Rablerinin rahmetinden menedilmişlerdir.
Hayır! Doğrusu, o gün Rablerinden perdelenmiş olacaklardır.
Öyle değil, o gün onlar, Tanrıdan uzaktalar
Muhakkak ki onlar, o kıyamet günü Rablerinin rahmetinden mahrum kalacaklar.
Şübhesiz o gün ânlar rabbin rahmet ve dîdârından perdelenmiş olacaklardır, (mahrûm olacaklardır).
Hayır; doğrusu onlar o gün, Rablerinden yoksun kalacaklardır.
Hayır, şüphesiz onlar, kıyamet günü Rablerini görmekten mahrum bırakılacaklardır.
Ve gerçek şu ki onlar, o gün elbette rablerinden mahrum kalacaklardır.
Doğrusu, o gün onlar Rab'lerinden perdelenir.
Hayır hayır, doğrusu onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar.
Hayır hayır: muhakkakki onlar o gün rablarından hicabda kalacaklar
Hayır! Şüphesiz onlar (küfür üzere ölenler), o gün (âhirette,) Rablerin (in rahmetin) den (ve Cemâlullah’tan) mahrum kalacaklardır.
Hayır (inanmazlar) Şübhesiz ki onlar o gün Rableri (ni görmek) den kat'iyyen mahrumdurlar.
Hayır! Şübhesiz onlar, o gün Rablerinden gerçekten perdelenmiş olan kimselerdir(O'nu göremezler)!
Hayır, elbette onlar, (o saldırgan, günahkâr, zalim, azgın ve suçlu kimseler) o gün Rablerin(in rahmetin)den yoksun bırakılacaklar.
Onlar hesap günü Rablerinin karşısında kesinlikle mahcup duruma düşecekler.
Onlar o gün çalaplarını görmekten uzak kalacaklardır.
Evet evet [kellâ!] Onlar elbette o gün Rablerinden mahrum kalırlar.
Hayır! Gerçekten onlar, rablerinden perdelenerek yoksun tutulmuşlardır.
Hayır; onların yaptıkları elbette cezasız kalmayacak! Hiç kuşkusuz onlar, o Gün Rab’lerinin şefkat ve merhametinden mahrum bırakılacaklar!
Hayır! Onlar, o gün rabbine karşı mahcuptur.
Kıyamet günü utançtan Sahip'lerinin yüzüne bakamayacaklar.
Hayır! Doğrusu onlar o gün Rabbinden perdelenmişlerdir.
Hayır! Şüphesiz ki onlar o gün Rablerinden perdelenmiş (mahrum) olacaklardır.
Hayır! Doğrusu onlar o gün, Rablerini asla göremeyecekler.
Elbette onlar, o Gün Rablerin[in rahmetin]den yoksun bırakılacaklar:
Hayır! O gün onlar Rabblerinin rahmetinden büsbütün mahrum kalacaklar. 3/88, 7/50.53
Bundan daha beteri de var: Elbet onlar o gün Rablerinden perdelenecekler;[⁵⁶²⁵]
Hayır!.. (Ne kadar uyarılsalar imana gelmezler, bunun cezası olarak) Onlar şüphe yok ki, Rablerini görmekten mahrûm kalırlar.
Hayır, doğrusu onlar, o gün rablerine karşı mahcup olmuşlardır.
Hayır. Şüphe yok ki, onlar, o gün Rabblerinden elbette hicapta kalmış kimselerdir.
Hayır! Hayır! Bu, cezasız kalmayacak. Onlar, o gün Rab'lerini görmekten mahrum kalacaklardır.
Onlar o günde Allâh'ın rahmet ve dîdârından mahcûbdur. (Rahmet ve dîdâr-ı hakdan mahrûmdurlar)
Sakın siz böyle yapmayın. Çünkü bunlar o gün Rablerinden uzak tutulacaklardır.
-Hayır! Gerçek şu ki, onlar o gün Rab'lerinden mahrum olanlardır.
Heyhat! Onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar.
Hayır! Onlar o gün Rablerine karşı tam bir şekilde perdelenmişlerdir.
degül eyle! bayıķ anlar çalabı’larından ol gün yıġlınmışlardur.
Xeyr, o gün Rəbbinin mərhəmətindən məhrum olacaqlar!
Nay, but surely on that day they will be covered from (the mercy of) their Lord.
Verily, from (the Light of) their Lord, that Day, will they be veiled.(6018)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |