Ve vucûhun yevme-iżin ‘aleyhâ ġabera(tun)
Ve nice yüzler o gün tozlarla bulanır.
Ve o gün, öyle yüzler de vardır ki üzerini (kirli ve tiksindirici bir) toz ve duman kaplamıştır.
Bazı yüzler de vardır ki, o gün üzerlerini toz toprak bürümüş.
O gün, bazı yüzler de toza toprağa bulanmıştır.
Öyle yüzler de var ki o gün üzerini toz kaplamıştır.
Ve o gün, öyle yüzler de vardır ki üzerini toz bürümüştür.
Nice yüzler de vardır ki, o gün üzerlerinde toz toprak var.
Bazı yüzleri de toz kaplamıştır.
Yine o gün üzerleri tozlanan
O gün nice yüzler de vardır ki, toz toprak içindedirler.
38,39,40,41. O gün handân ve şâdân simâlar görileceği gibi tozlı ve muzlim simâlar da görilevekdir.
40,41. O gün birtakım yüzler de tozlanmış ve onları karanlık bürümüştür.
O gün nice yüzler de vardır ki, toz toprak içindedirler.
Birtakım yüzler de o gün toza toprağa bürünmüş;
40, 41, 42. Yine o gün birtakım yüzleri de keder bürümüş, hüzünden kapkara kesilmiştir. İşte bunlar kâfirlerdir, günahkârlardır.
O gün bazı yüzler de perişan;
Yüzler de var ki, o gün tozlanmış,
Yüzler de vardır o gün üzerinde tortoz
40-41. O gün nice yüzler de vardır ki, üzerleri tozlanmış ve onları bir karanlık (nursuzluk) bürümüştür.
O gün yüzler de vardır; üzerlerini toz toprak (bürümüşdür),
40,41. Yine o gün birtakım yüzler (de) vardır ki, üzerleri tozludur, onları bir karanlık(nursuzluk) kaplar!
Ve (yine) o gün birtakım yüzler de vardır ki, (inkâr, zulüm ve azgınlıkları sebebiyle) üzerlerini toz toprak bürümüş.
O gün yüzler vardır ki, üzerini toz bulutu kaplamış,
Yine o gün öyle yüzler vardır ki toz toprak içindedir.
Yine o gün birtakım yüzler toz, toprak içinde kalacak,
O gün yine yüzler vardır, toz toprak içindedir.
O gün üzerini (hüzünden sanki) toz bürümüş yüzler vardır.
Yine o Gün öyle yüzler de vardır ki, keder ve pişmanlıktan toza toprağa bulanmış,
Yüzler de vardır, o gün, üzerileri toz bulanıktır.
40,41. kimi yüzler toprak gibi // solgun ve perişan.
Ama bazı yüzler vardır ki tozlanmıştır.
O gün bazı yüzlerde de toz (hüzün) vardır.
40,41,42. Ve o gün, bir kısım yüzler de vardır ki; onlar toz-toprak içerisinde ve kapkara kesilmişlerdir. İşte onlar günâhkâr kâfirlerin ta kendisidir.
Bazı yüzler de o Gün toz-toprakla kapanacak,
Bazı yüzler vardır o gün bütünüyle toz toprak. 14/49...51, 20/102
Bazı yüzler de vardır: o gün bütünüyle toz-toprak;
40,41. O gün yüzler de vardır, toz toprak ile örtülmüştür, (sahibini) zulmet zillet, keder bürümüştür.
Ve O gün nice yüzler de vardır ki, toz toprak içindedirler.
Ve o gün birtakım yüzler de vardır ki, onların üzerlerini bir toz toprak sarmıştır.
Yüzler de vardır toza toprağa bulanmış,
Yüzler de var ki o gün tozlanmış.
Yine o günde bir takım yüzler vardır ki üzerinde toz vardır. (Mağmûmdurlar)
Kimi yüzler ise toz toprak içinde.
Yüzler vardır o gün, üzeri tozlu..
Kimi yüzler de o gün toza toprağa bulanmış,
Ve yüzler vardır o gün toza-toprağa bulanmış.
daħı yüzler ol gün üzerine anlaruñ ŧozdur.
Daḫı niçe yüzler üstinde, ol günde toz ḳonmışdur.
O gün bir çox üzlərə isə toz-torpaq qonacaq,
And other faces, on that day, with dust upon them,
And other faces that Day will be dust-stained,(5968)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |