Vee’iddû lehum mâ-steta’tum min kuvvetin vemin ribâti-lḣayli turhibûne bihi ‘aduvva(A)llâhi ve’aduvvekum veâḣarîne min dûnihim lâ ta’lemûnehumu(A)llâhu ya’lemuhum(c) vemâ tunfikû min şey-in fî sebîli(A)llâhi yuveffe ileykum veentum lâ tuzlemûn(e)
Allah düşmanlarıyla size düşman olanları ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz, fakat Allah'ın bildiği düşmanları korkutmak için onlara karşı kullanmak üzere gücünüz yettiği kadar kuvvet ve besili at hazırlayın, Allah yolunda ne harcarsanız size karşılığı tamamıyla ödenecektir ve asla zulme uğramayacaksınız.
Onlara (gizli, açık düşmanlara) karşı gücünüzün yettiği kadar (bütün imkânları kullanarak siyasi, askeri ve iktisadi her türlü) kuvvet ve bağlanıp beslenen atlar, (bugün ise üretilip devamlı bakımı yapılan uçaklar, füzeler ve tanklar) hazırlayın. Ki bunlarla Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve Allah’ın bildiği (ama) sizin bilmediğiniz diğer (gizli şer ve nifak odaklarını) korkutasınız (ve caydırıcılık gücüne sahip olasınız. Bu konuda cimrilik ve tedbirsizlik yapmayasınız). Allah yolunda (cihad uğrunda ve milli savunma amacıyla) her ne harcarsanız, (nasıl bir katkı sunarsanız, o ahirette) size tam olarak ödenir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız. (Allah adalet sahibidir.)
O halde onlara karşı toplayabildiğiniz kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın ki, bununla hem Allah'ın, hem de sizin düşmanınız olan bu insanları, hem de sizin bilmediğiniz, ama Allah'ın bildiği başka düşmanları yıldırıp caydırabilesiniz; ve bilin ki, Allah yolunda her ne sarfederseniz, size bütünüyle ödenecek ve size haksızlık yapılmayacaktır.
Düşmanlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvetler, güçlü ordular ve atlı birlikler, hareket kabiliyeti yüksek birimler hazırlayın. Onunla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz Allah'ın bildiği düşmanları dehşete düşürür, korkutursunuz. Allah yolunda İslâm uğrunda karşılık beklemeden, değerli mallarınızdan gönüllü olarak ne harcarsanız size eksiksiz ödenir. Siz aslâ haksızlığa uğratılmayacaksınız.
Onlara karşı gücünüzün yettiğince kuvvet ve (cihad için) bağlanıp beslenen atlar hazırlayın ki, bunlarla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan ayrı sizin bilmediğiniz ama Allah'ın bildiği daha başkalarını korkutasınız. Allah yolunda ne harcarsanız karşılığı size verilir ve haksızlığa uğratılmazsınız.
Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve besili atlar hazırlayın. Bununla, Allah'ın düşmanı ve sizin düşmanınızı ve bunların dışında sizin bilmeyip Allah'ın bildiği diğer (düşmanları) korkutup-caydırasınız. Allah yolunda her ne infak ederseniz, size 'eksiksiz olarak ödenir' ve siz haksızlığa uğratılmazsınız.
Siz de düşmanlara karşı gücünüzün yettiği kadar her türlü kuvvet ve cihad için, bağlanıp beslenen atlar hazırlayın ki, bununla Allah düşmanını, kendi düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmeyip de Allah'ın bildiği diğer düşmanları korkutasınız. Allah yolunda ne harcarsanız, onun sevabı eksiksiz size ödenir ve aslâ haksızlığa uğratılmazsınız.
Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaşlık atlar hazırlayın. Onunla Allah’ın düşmanını, düşmanınızı ve daha az düşman olanları korkutursunuz. Siz onları bilmezsiniz. Fakat Allah onları bilir. Allah yolunda harcadığınız her şey size geri ödenecektir. Size asla zulmedilmeyecektir.
Onlara karşı gücünüzün yettiğince kuvvet hazırlayınız. Ordugâhlarda atlar besleyiniz. Böylece hem Allah'ın düşmanını, hem kendi düşmanınızı, hem de onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği düşman kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız size eksiksiz ödenir; siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.
Gücünüz yettiğince onlara karşı sizler hem kuvvet, hem de sınırlarda bağlı atlar hazırlayınız, bununla hem Allahın, hem de sizin düşmanınız olanları —Allahın bilip de, sizin bilmediğiniz— daha başkalarını korkutanız, Allahın yolunda neyi harcanırsanız, yine size ödenir, sizler zulme uğramazsınız
O halde, onlara karşı toplayabildiğiniz kadar kuvvet ve atlı savaş birlikleri hazır edin ki bununla hem Allah'ın hem de sizin düşmanınız olan bu insanları, hem de Allah'ın bildiği ama sizin bilmediğiniz diğer düşmanları yıldırıp caydırabilesiniz. (Fakat bunu yapabilmeniz için maddi ve manevi anlamda büyük fedakârlık etmeniz gerekiyor) Allah yolunda her ne harcarsanız, karşılığı size eksiksiz ödenir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız.
Allâh’ın düşmanlarını ve kendi düşmanlarınızı ve Allâh’ın bilüb de sizin bilmediğiniz diğer düşmanları korkutmak içün tekmîl silâhlarını ihzâr it kuvvetli orduları ayaklandır. Allâh uğrundaki tekmîl mesâ’îniz nâil-i mükâfât olacakdır. Hiç zarar görmiyeceksiniz.
Ey inananlar! Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar Allah'ın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allah'ın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda sarfettiğiniz her şey size haksızlık yapılmadan, tamamen ödenecektir.
Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz. Allah yolunda her ne harcarsanız karşılığı size tam olarak ödenir. Size zulmedilmez.
Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir.
Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız size eksiksiz ödenir, siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.
Onlar için elinizden gelen kuvvet ve atlı birlikler (savaş araçları) hazırlayıp seferber edin. Böylece onlarla ALLAH'ın düşmanlarını, düşmanlarınızı ve onlardan başka bilmediğiniz, ancak ALLAH'ın bildiği kimseleri caydırırsınız. ALLAH yolunda ne harcarsanız size tam olarak ödenir ve hiç haksızlığa uğratılmazsınız.
Siz de gücünüzün yettiği kadar onlara karşı her çeşitten kuvvet biriktirin ve cihad için atlar hazırlayın ki, onlarla hem Allah'ın düşmanlarını, hem de kendi düşmanlarınızı, ayrıca Allah'ın bilip de sizin bilmediğiniz daha başkalarını korkutasınız. Allah yolunda her ne harcarsanız onun sevabı size eksiksiz ödenir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız.
Siz de onlara karşı gücünüzün yettiği her kuvvetten ve cihad için beslenen atlardan hazırlık yapın, onunla hem Allah düşmanını korkutursunuz hem sizin düşmanınızı hem de onlardan başka diğerlerini ki onları verseniz ecri size temamen ödenir, hiç de ziyan etmezsiniz
(Ey îmân edenler!) Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve savaş atları (savaş araçları) hazırlayın ki, bununla hem Allah’ın, hem de sizin düşmanınız olan kimseleri ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, fakat Allah’ın bildiği kimseleri (korkutup, size karşı savaştan) caydırabilesiniz. Allah yolunda sarf ettiğiniz her şeyin karşılığı size eksiksiz verilir ve siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.
Siz de onlara karşı gücünüzün yettiği kadar güç ve savaş atları¹ hazırlayın ki, bununla Allah'ın ve sizin düşmanınızı ve onların dışındaki sizin bilmeyip, Allah'ın bildiği düşmanları korkutasınız. Allah yolunda her ne harcarsanız, size tam olarak ödenir. Ve hiçbir haksızlığa uğratılmazsınız.
Siz de onlara (düşmanlara) karşı gücünüzün yetdiği kadar kuvvet ve (cihâd için) bağlanıb beslenen atlar hazırlayın ki bununla (bu hazırlanma ile) Allahın düşmanı ve sizin düşmanınız (olanlar) ı ve bunlardan başka sizin bilemeyib de Allahın bildiği diğerlerini korkutasınız. Allah yolunda ne harcarsanız (ecri) size eksiksiz ödenir ve siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.
Onlara karşı gücünüzün yettiği her kuvvetten ve (cihâd için) bağlanıp beslenen atlardan (sürekli bakımı yapılan savaş vâsıtalarından) hazırlayın; bununla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin kendilerini bilmediğiniz, Allah'ın onları bildiği diğer (düşman) kimseleri korkutursunuz. Hem Allah yolunda her ne şey sarf ederseniz, karşılığı size tam olarak verilir ve siz (aslâ) haksızlığa uğratılmazsınız.(3)
Ve onlara (barış antlaşmasını bozup size saldırılar düzenleyenlere) karşı gücünüzün yettiği kadar (bütün imkânları kullanarak siyasi, askeri ve iktisadi her türlü) kuvvet ve besili atlardan (çağın şartlarına göre en yüksek teknolojiyle donatılan bütün araç ve gereçlerinden) hazırlayın. Bununla, Allah’ın (temel ilkesi barış olan dininin) düşmanı ve sizin düşmanınız ve bunların dışında sizin bilmeyip (sadece) Allah’ın’nın bildiği diğer (saldırgan gizli şer ve nifak odaklarını) korkutup caydırasınız. Ve Allah yolunda (meşru savunma savaşında) her ne infak ederseniz size tam olarak (ahiretteki mükâfatı) ödenecek ve size haksızlık yapılmayacaktır. *
Allah’ın da sizinde düşmanınız olanları korkutmak için, gücünüz yettiğince gerek kuvvet ve gerekse atlı birlikler hazırlayın ki, sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiği diğerleri de korksunlar. Allah yolunda her ne harcarsanız size geri ödenir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız.
Siz de onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet, binek atları hazırlayın ki Allah’ın düşmanını, kendi düşmanınızı, bunlardan başka sizin bilmeyip de Allah’ın bildiği öbür düşmanları yıldırmış olasınız. Allah uğrunda her ne harcarsanız, o size ödenecektir. Size kıyılacak da değildir.
Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet, bağlı atlar hazırlayın [⁷]. Onunla Allah/ın düşmanını, sizin düşmanınızı, onlardan başka sizlerin bilmeyip Allah/ın bildiği düşmanları da yıldırırsınız. Allah yolunda ne harcederseniz onun ivazı tamamıyle size verilir. Sizler mazlum ve mağdur olmazsınız [⁸].
(Ey inananlar!) Onlara karşı gücünüz yettiğince kuvvet ve savaş atları hazırlayınız²⁵. Çünkü hem Allah’ın düşmanını ve hem de sizin düşmanınızı ve onların dışındaki sizin bilmediğiniz ama Allah’ın bildiği diğerlerini korkutup caydırmış olursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız, size karşılığı tam olarak verilir. Hiçbir haksızlığa uğramazsınız.
Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar Allah'ın düşmanını ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allah'ın bilip de sizin bilemediklerinizi yıldırmak üzere kuvvet ve (cihad için) bağlanmış atlar hazırlayın. Allah yolunda infak ettiğiniz her şey size haksızlık yapılmadan tamamen ödenecektir.
Onlara karşı, gücünüz yettiği kadar kuvvet toplayın, Müslümanca yaşamanız için en etkili ve üstün silah gücüne sahip olun. Sözgelimi, güçlü süvari birlikleri oluşturmak üzere savaş atları ve elinizdeki imkân ve içinde bulunduğumuz şartlara göre gerekli olan her şeyi hazırlayın ki, böylece hem Allah’ın düşmanı, hem de sizin düşmanınız olan insanları ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, fakat Allah’ın bildiği ve gelecekte Müslümanların başına belâ olabilecek kimseleri korkutup savaştan caydırabilesiniz. Fakat bunu gerçekleştirmek için, tüm malınız ve canınızı ortaya koymanız gerekiyor. Unutmayın ki, Allah yolunda her ne harcarsanız, size karşılığı eksiksiz ödenecek ve asla haksızlığa uğratılmayacaksınız.
Onlar için besili-bağlı Savaş Atları’ndan ve kuvvetlerden güç yetirdiğiniz şeyleri hazırlayın! Allah’ın düşmanlarına ve sizin düşmanlarınıza, -onları Allah biliyor, siz bilmezsiniz- onlardan başka diğerlerine de “çekinceli korku" salarsınız. Allah yolunda ne harcarsanız, size ödenir; haksızlığa uğratılmazsınız.
Yine de siz onlara karşı olabildiğince güçlü ve hazırlıklı olun. Her an, düşmana göz dağı verebileceğiniz eğitimli atlarınız olsun. Allah'ın gördüğü, sizin göremediğiniz gizli güçler için de caydırıcı gücünüz olsun. Allah için yaptığınız bütün harcamalar tekrar size dönecek ve size asla haksızlık edilmeyecektir...
Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve atlar hazırlayın! Bununla Allah’ın düşmanlarını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah’ın bildiği düşmanları korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız size karşılığı tam ödenir. Asla haksızlığa uğratılmazsınız.
Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve bağlanıp beslenen atlar hazırlayın ki [*] onunla Allah’ın düşman(lar)ını, sizin düşman(lar)ınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah’ın bildiği diğerlerini korkutursunuz. Allah yolunda ne infak ederseniz (verirseniz) size eksiksiz ödenir; siz asla haksızlığa uğratılmazsınız. [*]
(Ey îman edenler!) Hem Allah düşmanlarını, hem de kendi düşmanlarınızı, ayrıca Allah’ın bilip de sizin bilmediğiniz gizli düşmanlarınızı korkutup-caydırmak için; onlara karşı hazırlayabildiğiniz kadar,¹ her çeşit (askeri) kuvvet ve savaş atları hazırlayın.² Allah yolunda harcadıklarınızın sevabı asla haksızlığa uğratılmaksızın size eksiksiz ödenir.
O halde, onlara karşı toplayabildiğiniz kadar kuvvet ve binek hayvanı ⁶⁴ hazır edin ki bununla hem Allah’ın, hem sizin düşmanınız ⁶⁵ olan bu insanları, hem de sizin bilmediğiniz ama Allah’ın bildiği başkalarını yıldırıp caydırabilesiniz; (ve bilin ki), Allah yolunda her ne sarf ederseniz ⁶⁶ size bütünüyle ödenecek ve size haksızlık yapılmayacaktır.
Allah’ın düşmanı ve dolayısıyla sizin de düşmanınız olan ve henüz sizin bilmediğiniz ama Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutup caydırmak için elinizden geldiği kadar güç kuvvet ve savaş atları hazırlayın! Bunun için Allah yolunda sarf ettiğiniz her bir şey hiçbir eksiltme olmadan size geri ödenecektir. 3/142- 200, 4/71, 5/54, 8/65, 9/39- 40- 41, 21/80
Siz de onlara karşı gücünüz oranında kuvvet ve atlı birlik hazırlayıp, bu yolla hem Allah düşmanlarını, hem kendi düşmanlarınızı, hem de bunlar dışında sizin bilmeyip Allah’ın bildiği daha başkalarını yıldırıp caydırabilesiniz.[¹³⁸⁸] Ve Allah yolunda her ne harcarsanız size tümüyle geri ödenecektir; ve siz asla zulme uğramayacaksınız.
(Ey iman edenler) O kafirlere karşı (din uğrunda savaşabilmeniz için) gücünüzün yettiği kadar her kuvvetten (her çeşit savaş vasıtalarından) bağlı atlardan (atlar bağlı nakil vasıtalarından) yararlanmak suretiyle birlikler hazırlayın. Böylece Allah’ın ve sizin düşmanınızı (Mekke müşriklerini) ve Allah'ın bilip de sizin bilmediğiniz, onlardan başkalarını korkutmuş olursunuz. Allah yolunda her ne harcarsanız (biliniz ki) size eksiksiz ödenir. (Hem dünya hem de ahiret nimetlerine nail olursunuz) Asla haksızlığa uğratılmazsınız!
Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve bağlı savaş binitleri hazırlayın. Bununla Allâh’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allâh’ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allâh yolunda ne harcarsanız size vefasızlık yapılmaz, hiç haksızlığa uğratılmazsınız.
Ve onlara karşı gücünüzün yettiği her kuvvetten ve bazı atlardan hazırlayınız. Bununla Allah Teâlâ'nın düşmanını ve sizin düşmanınızı ve onlardan başkalarını, (ki bunları siz bilmezsiniz, Allah Teâlâ bilir) korkutursunuz. Ve her neyi ki, Allah yolunda infak edersiniz, size tamamen ödenir ve siz asla zulme uğratılmazsınız.
Düşmanlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet hazırlayın. Savaş atları yetiştirin ki bu hazırlıkla Allah'ın düşmanlarını, sizin düşmanlarınızı ve onların ötesinde sizin bilemeyip de, ancak Allah'ın bildiği diğer düşmanları korkutup yıldırasınız. Allah yolunda her ne harcarsanız, onun karşılığı size eksiksiz ödenir, size asla haksızlık yapılmaz. [29, 4; 24, 57; 3, 196-197; 9, 101; 2, 261]
Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın. Bununla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız tam olarak size ödenir, hiç haksızlığa uğratılmazsınız.
Kâfirlerle mukâtele içün elinizden geldiği kadar kuvvet, silâh ve at ihzâr idin. Bununla (bu istihzârâtınızla) Allâh'ın ve sizin düşmanlarınızı ve onlardan başka sizin bilmeyüb Allâh'ın bildiği düşmanları korkudırsınız. Allâh'ın yolunda infâk iylediğiniz her bir şey size ödenir ve zulüm olunmazsınız.
Siz de onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve atlı birlikler hazırlayın ki Allah’ın düşmanını, kendi düşmanınızı ve ayrıca sizin bilmeyip de Allah’ın bildiği öbür düşmanları korkutasınız. Allah yolunda ne harcarsanız, size tam olarak ödenir. Haksızlığa uğratılmazsınız.
Siz de onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın ki bununla Allah'ın düşmanlarını, sizin düşmanlarınızı ve sizin bilmeyip Allah'ın bildiği bundan başka düşmanları korkutasınız. Allah yolunda sarfettiğiniz her şey size hiç bir haksızlık yapılmadan ödenecektir.
Onlara karşı gücünüzün yettiği her türlü kuvveti ve savaş için eğitilmiş atları hazırlayın—tâ ki, bunlarla Allah'ın düşmanını ve sizin düşmanınızı ve bunlardan başka Allah'ın bildiği, sizin ise bilemediğiniz düşmanlarınızı korkutasınız. Siz Allah yolunda ne harcarsanız, hiçbir haksızlık yapılmadan onun karşılığı size ödenir.
Onlara karşı, gücünüz yettiğince kuvvet hazırlayın. Ordugâhlarda atlar besleyin. Böylece hem Allah'ın düşmanını hem kendi düşmanınızı hem de bunlardan başkalarını korkutabilirsiniz. Siz onları bilmezsiniz ama Allah hepsini bilir. Allah yolunda harcadığınız her şey size tam olarak ödenir; hiçbir haksızlığa uğratılmazsınız.
daħı yaraķları anlaruñ içün [92b] anı kim gücüñüz yitti ķuvvetden. daħı yund baġlamaķdan. ķorķıdursuz anuñ-ile Tañrı düşmānını daħı sizüñ düşmānuñuzı daħı ayruķlar an- dan ayruķ bilmezsiz anları Tañrı bilür anları. daħı ne kim ħarc eyleyesiz nesene Tañrı yolında tamām degürinile size daħı siz žulm olınmayasız.
Daḫı yaraḳ eyleñ anlar‐çun her ne ki gücüñüz yitişse ḳuvvetden ki oḳ at‐maḳdur, daḫı atlar baġlamaḳdan ġazālıġa ḳorḳutmaġ‐ıçun anuñ bile TañrıTa‘ālā düşmanlarını, daḫı sizüñ düşmanlaruñuzı, Mekke kāfirlerinden daḫıözge kāfirlerden. Siz anları bilmezsiz, Tañrı Ta‘ālā bilür anları. Her ne kimḫarc eyleseñüz Allāh yolına, tamām cezāsı virilür size. Daḫı size hīç ẓulmolunmaz.
(Ey mö’minlər) Allahın düşmənini və öz düşməninizi, onlardan başqa sizin bilmədiyiniz, lakin Allahın bildiyi düşmənləri (münafiqləri) qorxutmaq üçün kafirlərə qarşı bacardığınız qədər qüvvə və (cihad üçün bəslənilən) döyüş atları tədarük edin. Allah yolunda nə xərcləsəniz, onun əvəzi artıqlaması ilə ödənilər və sizə heç bir haqsızlıq edilməz!
Make ready for them all thou canst of (armed) force and of horses tethered, that thereby ye may dismay the enemy of Allah and your enemy, and others beside them whom ye know not. Allah knoweth them. Whatsoever ye spend in the way of Allah it will be repaid to you in full, and ye will not be wronged.
Against them make ready your strength to the utmost of your power, including(1225) steeds of war, to strike terror into (the hearts of) the enemies, of Allah and your enemies, and others besides, whom ye may not know, but whom(1226) Allah doth know. Whatever ye shall spend in the cause of Allah, shall be repaid unto you, and ye shall not be treated unjustly.(1227)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |