26 Nisan 2024 - 17 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Enfâl Suresi 57. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Fe-immâ teśkafennehum fî-lharbi feşerrid bihim men ḣalfehum le’allehum yeżżekkerûn(e)

Savaşta üst gelirsen onları, izlerini izliyenlere de tesir edecek ve onları da korkutacak bir tarzda cezalandır da bunu ansınlar, ibret alsınlar bundan.

Bundan dolayı, savaşta onları yakalarsan, öyle darmadağın et (ve yıldır) ki, onlarla arkalarından gelecek olanlar(ı caydırabilesin). Umulur ki düşünüp ibret alarak (Hakka ve hayra yönelirler).

Onları savaşta karşında bulursan, arkalarından gelenler için öyle yıldırıcı bir ders ver ki, belki berikiler ibret alırlar.

Bundan dolayı, onları savaşta yenersen, kendilerinden sonrakilere de gözdağı olacak şekilde ağır bir cezaya çarptır, belki ibret alırlar.

Onları savaşta yakalayacak olursan onlar(a karşı yapacağın uygulama) ile arkalarında olanları da dağıt. Olur ki ibret alırlar.

Bundan dolayı, savaşta onları yakalarsan, öyle darmadağın et ki, onlarla arkalarından gelecek olanlar(ı caydır). Umulur ki ibret alırlar.

Onun için, o ahdlerini bozanları harbde yakalarsan kendilerine yapacağın ağır muamele ile arkalarındakileri dağıt. Olur ki düşünürler de ibret alıp ahdi bozmaktan sakınırlar.

Eğer savaşta onları yakalarsan, onlarla arkalarında kalanları korkutarak dağıt. Belki öğüt alırlar.

Savaşta onları yakalarsan, onlarla birlikte arkalarında bulunan kimseleri de dağıt ki ders alsınlar.

Savaşta onları yakalar isen, hemencek dağıt, arkada olanlar öğüt alalar

Eğer onları savaşta ele geçirirsen, öyle cezalandır ki, geride kalanlara ibret olsun.

Muhârebe esnâsında ânları yakalar isen cezâlarını vir ki ânları ta’kîb idenler de ’ibret alsunlar.

56,57. Anlaşma yaptığın kimseler, sonucundan sakınmayarak anlaşmalarını her defasında bozarlar. Savaşta onları yakalarsan, arkalarındakilere ibret olacak şekilde, darmadağın et.

Eğer onları savaşta yakalarsan, bunlar(a vereceğin ceza) ile arkalarındakileri de dağıt ki ibret alsınlar.

Savaş esnasında eline düşerlerse onlara geridekilere ibret olacak şekilde davran ki, belki akıllarını başlarına devşirirler.

Eğer savaşta onları yakalarsan, ibret almaları için onlar ile (onlara vereceğin ceza ile) arkalarında bulunan kimseleri de dağıt.

Savaşta onları yakalarsan, onları arkalarındakilere ibret olacak şekilde darmadağın et. Belki ders alırlar.

Bundan dolayı onları harpte yakalarsan, kendilerinden sonrakilere de gözdağı olacak şekilde ağır bir cezaya çarptır, belki ibret alırlar.

onun için onları ne zaman harbde yakarlarsan kendileriyle arkalarındakileri ürgüt gerek ki ıbret alırlar

Savaşta onları yakalarsan, arkalarındaki (kâfir) lere gözdağı olacak şekilde, (onları) darmadağın et.

Eğer savaşta onları yakalarsan, geride kalanlara ders olacak şekilde onları darmadağın et. Belki akıllarını başlarına alırlar.

Onun için eğer bunları harbde muhakkak yakalarsan onlar (a yapacağın ceza) ile arkalarında (ahdi bozacak) kimseleri de ürküt. Me'müldür ki (onlar da) iyice ibret alırlar.

O hâlde onları savaşta yakalarsan, artık onlar(a vereceğin cezâ) ile arkalarında bulunanları (öyle) ürküt ki ibret alsınlar!

Artık onları savaşta yakalarsan, onlara en sert şekilde davran ki, arkadan gelenler, belki bunlardan öğüt alırlar.

Eğer onları savaşta yakalıyacak olursan, onlarla birlikte arkadakileri de darmadağın et, öğütlensinler diye.

Onları [²] harbte ele geçirirsen arkadakilerini dağıt [³] ki ibret alsınlar.

[2] Ahdi bozanları.[3] Öyle katlet ki heybetinden arkadakiler kaçmış olsunlar.

Eğer onları savaşta yakalarsan, arkalarındakilere ibret olacak şekilde onları darmadağın et.

Bu yüzden eğer onları savaşta ele geçirirsen, onları öyle bir dağıt ki, belki arkalarında olanlar hatırlayıp kendilerine gelirler.

Onları savaşta ele geçirirsen, onlara vereceğin ceza ile, arkalarında bulunan ve antlaşmayı bozma niyeti taşıyan kimselere öyle bir gözdağı ver ki, akıllarını başlarına toplasınlar da, ihânet etmekten sakınsınlar.

Onları Harp’te / Savaş’ta yakalarsan, arkalarından gelen kimseleri bunlarla ürküterek kaçır!
Umulur ki öğüt alırlar.

Bu gibileri savaşta canlı olarak ele geçirecek olursan, öyle bir korkut ki geridekilere ders olsun. Mutlaka dikkate alacaklardır.

Sözleşmelerinden dönen inkârcıları yakalarsan onlara öyle bir ceza ver ki; sözleşmelerinden dönmenin ne demek olduğunu anlasınlar. Bir daha seninle anlaşma yaparlarsa; anlaşmalardan vazgeçmenin cezasının büyük olduğunu bilsinler, bunu iyice kavrasınlar. Böylece sizinle anlaşma yapacak olanların hepsi verilen cezadan ibret alsın. Unutmayın ki güveni ortadan kaldıran hiçbir eylem cezasız kalamaz.

Savaşta onları yakalarsan, onları darmadağın et ki arkalarından gelenler için (gerçeği) hatırlamaları noktasında (bir ders olsun).

(Ey Muhammed!) Eğer onları savaşta yakalarsan ibret almaları için, onlara vereceğin (ceza ile) kendilerinden sonrakilere de gözdağı ver.¹

1 Bu âyet “Eğer savaşta onları ele geçirirsen, onları geride kalanlara ibret olacak biçimde cezâlandır.” şeklinde de anlaşılabilir.

onları savaşta karşında bulursan, arkalarından gelenler için öyle yıldırıcı bir ders ver ki, ⁶⁰ belki berikiler akıllarında tutarlar;

60 Lafzen, “onlar(a yaptıkların)la, onların ardından gelenleri (de) darmadağın et”; yahut “onlar aracılığıyla onlara uyanların gözlerini korkut”: yani... Devamı..

Savaşta onları yakalarsan geriden gelenlere ibret olsun diye darmadağın et ki, akıllarını başlarına alsınlar. 4/76, 9/12-14-56-73-123

savaşta onları gözüne kestirirsen,[¹³⁸⁵] geride kalanlara ibret olsun diye öyle bir darmadağın et ki, berikiler ders alabilsinler.

[1385] Teskafennehum için bkz: 2:191, ilgili not.

Eğer savaşta onları yakalarsan, diğerlerine göz dağı vermek için onları (sert davranarak) korkut, umulur ki ibret alırlar.

Eğer onları savaşta yakalarsan, bunlara vereceğin ceza korkut ki arkalarındakiler ibret alsınlar.

İmdi her ne zaman muharebede onları kat'i sûrette yakalar isen onlar ile arkalarındaki kimseleri ansızın korkut. Umulur ki, ibret alırlar.

Onları savaşta ele geçirirsen, kendilerine öyle bir muamele yap ki onların arkasındaki bütün öbür düşmanlara da ibret olsun da, akıllarını başlarına alsınlar.

Hz. Peygamber (a.s.) Benî Kurayza Yahudileri ile bir sözleşme yapmıştı. Müslümanlar aleyhinde hiç kimseye destek vermemeyi kabul etmişlerdi. Buna rağm... Devamı..

Savaşta onları yakalarsan, onlar(a vereceğin ceza) ile arkalarında bulunan kimseleri de dağıt ki ibret alsınlar.

Onları buldığın zamân (harbde veyâ sâir yerde rast geldiğin vakit) arkalarından koğub katl it ki bundan 'ibret alub mütte'iz olalar.

Onları savaşta yakalarsan öyle dağıt ki arkalarındakiler de dağılsınlar. Belki akıllarını başlarına alırlar.

Savaşta onları yakalarsan darmadağın et ki arkalarındakilere ibret olsun!

Savaşta onları ele geçirdiğin zaman öyle cezalandır ki, arkalarındakiler darmadağın olsun—belki böylece ibret alırlar.

Eğer onları harpte ele geçirirsen, onlarla birlikte arkalarındakileri de ürkütüp dağıt ki, ders alabilsinler.

daħı eger ŧuŧaśañ anları çalışda daġıdgıl anlaruñ ile anı kim ardlarındadur anuñ-içün kim anlar ögütleneler.

Eger ẓafer bulsañ anlara ṣavaşda, pes ṭaġıt anları öldürmek bile, ardların‐da olan özge kāfirler. Ola kim kāfirlere naṣīḥat ola.

Əhdi pozanları müharibədə yaxalasan (ələ keçirtsən), onlar ilə (onlara tutacağın divanla, verəcəyin cəza ilə) arxalarında olan kimsələri də (qorxudub) dağıt ki, onlar (bundan) ibrət alsınlar (bir daha əhdi pozmağa cür’ət etməsinlər)!

If thou comest on them in the war, deal with them so as to strike fear in those who are behind them, that haply they may remember.

If ye gain the mastery over them in war, disperse, with them, those who follow them, that they may remember.(1224-A)

1224-A The purpose of the verse is to urge Muslims to act against their enemies described above with a severity and resoluteness which would serve as ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.