Ve zanne ennehu-lfirâk(u)
Ve şüphe yok ki bu çağın, bir ayrılık çağı olduğunu anlayınca.
Artık (o da) gerçekten, kendisi de (mecburen bu dünyadan ve tüm sahip olduklarından son ve kesin) bir ayrılık olduğunu anlamıştır.
Ölecek kişi kendisi de bilir ki, bu ayrılma vaktidir.
İşte o zaman, ayrılık vaktinin geldiğini sezer.
O (can çekişen kişi) de bunun ayrılık zamanı olduğunu anlar,
Artık gerçekten, kendisi de bir ayrılık olduğunu anlamıştır.
(Ruhu köprücük kemiklerine dayanmış olan bu kimse, artık dünyadan) gerçek olarak kendisi için ayrılış olduğunu anlamıştır.
Ve bunun (temelli) bir ayrılış olduğunu anlayınca,
26,27,28,29,30. Hayır! Can köprücük kemiğine dayandığında, “Kim tedavi edecektir?” dendiğinde, onun kesin ayrılış olduğunu anladığında, bacaklar birbirine dolaştığında, o gün sevk yeri yalnızca Rabbinin huzurudur.
Anlar ki ayrılıktır
Artık (dünyaya veda etmesi gereken kişi) ayrılma vaktinin geldiğini anlayacak
ve insânın firâk zamânı geldiğini anladığı
Artık ayrılık vaktinin geldiğini sanır.
26,27,28,29,30. Hayır, can boğaza dayandığı, “Kimdir (bunu) iyi edecek?” dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.
(Hasta) bunun beklenen ayrılış olduğunu anladığında;
(Can çekişen) bunun gerçek bir ayrılış olduğunu anlar.
Bunun artık o ayrılık zamanı olduğunu anlar.
Can çekişen bunun o ayrılık anı olduğunu anlar.
Ve sezer o dem temamelfirak
(Ölmek üzere olan kimse) bunun dünyadan ayrılış (vakti) olduğunu bilir.
Ve (can çekişen) hakıykî bir ayrılış olduğunu anladı (anlayacak).
Ve (o can çekişen kimse ise,) şübhesiz bunun (artık dünyadan) ayrılış olduğunu sezer.
Ve (can çekişen) bunun gerçek bir ayrılış olduğunu sezdiğinde,
Kesinlikle onun ayrılık (ölüm zamanı) olduğunu tahmin eder.
Gerçekten bir ayrılış olduğunu iyice anlıyacaktır.
O da dünyadan ayrılacağını anlayacak,
Muhakkak onun (kesin) bir ayrılış olduğunu zanneder.
Artık ayrılık vaktinin geldiğini anlar.
Ölüm döşeğindeki adam, ayrılık vaktinin nihâyet gelip çatmış olduğunuişte o anda anlayacak.
Bunun Ayrılış olduğunu anlayacak!
28,29. ayrılık telaşı sarınca // el ayağa dolaşınca,
Ve insan anlar ki artık dünya yaşamından ayrılmıştır. Bu ayrılışın geri dönüşü yoktur. Yaşadıkları gerçektir. Rüyayla, karabasanla ilgisi yoktur.
26,27,28,29,30. Doğrusu (can), köprücük kemiğine dayanıp “Tedavi edebilecek kimdir?” dendiğinde, bunun gerçek bir ayrılık olduğunu anlayıp bacak(lar) birbirine dolaştığında, işte o gün varılacak yer sadece Rabbinin huzuru olacaktır.
28,29. (Kâfir sevdiklerinden) ayrılma vaktinin geldiğini anlar ve (ölüm korkusundan) eli ayağına dolaşır.
kendisi de bilir ki bu ayrılma vaktidir,
İşte o zaman ayrılık vaktinin gelip çattığını anlayacak. 4/97, 8/50-51
Artık ayrılık vaktinin gelip çattığına aklı iyice yatmıştır;
(Can çekişen çok sevdiği dünyasından) Ayrılık vaktinin geldiğini anlar.
Ve kendisi de artık, ayrılık zamanı olduğu zannındadır...
Ve onun şüpesiz bir ayrılış olduğunu sanmış bulunacaktır.
Artık ayrılık vakti geldiğini kendisi de anlar.
Ve kendisi artık bunun, ayrılık zamanı olduğunu anlar,
Hasta bunun dünyâdan firâk ve ayrılmak zamânı oldığını bilir.
Artık o, ayrılık vaktinin geldiğini anlar
Anlar ki, bu bir ayrılış.
Anlar ki artık ayrılık vaktidir.
Sezinlemiştir ki odur ayrılık.
daħı bildi gümānsuz bayıķ ol ayrılmaķdur.
Daḫı taḥḳīḳ bile ki dünyādan ayrılmaḳdur.
(Can üstə olan kimsə) ayrılıq dəminin gəlib çatdığını anlayacağı,
And he knoweth that it is the parting;
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |