Kellâ bel tuhibbûne-l’âcile(te)
Hayır, siz geçip gideni seversiniz.
Hayır, siz peşini ve çarçabuk geçeni (dünya nimetlerini) seviyorsunuz.
Hayır, siz dünya hayatının geçici, geçip giden şeylerini seviyorsunuz.
Dünyaya aldanmayın! Aslına bakarsanız, siz dünya hayatını, günlük geçici kazancı seviyorsunuz.
Hayır. Doğrusu siz peşin olanı (dünyayı) seviyorsunuz.
Hayır; siz çarçabuk geçmekte olanı (dünyayı) seviyorsunuz.
Hayır hayır, doğrusu siz, peşini (dünya zevklerini) seviyorsunuz;
Hayır, siz acil olan dünyayı seviyorsunuz.
20,21. Hayır! Öyle değil, doğrusu sizler bu dünyayı seviyorsunuz ve âhireti bırakıyorsunuz.
Hayır, siz bu yaşamayı seversiniz
Hayır; (Ey insanlar boşuna mazeret ileri sürmeyin!) Sizler şu (kısa süreli) dünyayı seviyorsunuz
20,21. Ey insânlar! Sizin zannınız gibi değildir, siz ’acele idiyorsunuz ve âhireti unutuyorsunuz.
Hayır, hayır! Sizler, çabuk elde edeceğiniz dünya nimetlerini seversiniz.
20,21. Hayır! Siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.
Hayır (ey insanlar)! Doğrusu siz çabucak gelip geçeni seviyorsunuz,
20, 21. Hayır! Doğrusu siz, çarçabuk geçeni (dünya hayatını ve nimetlerini) seviyor, ahireti bırakıyorsunuz.
Ne var ki, siz geçici (dünyayı) seviyorsunuz.
Hayır, siz peşin olanı (dünyayı) seviyorsunuz da
Hayır hayır siz pişîni seviyorsunuz
20-21. Hayır! (Ey hakkı inkâr edenler! Yeniden diriltilme ve âhiret hayatı yoktur şeklindeki iddiâlarınız bâtıldır.) Gerçek şu ki, siz peşin olanı (geçici dünya nimetlerini) seviyorsunuz da (ebedî olan) âhiret (nimetlerin) i bırakıyorsunuz.
Yok yok, siz çarçabuk geçen (bu dünyây) i seversiniz.,
Hayır! Doğrusu (siz) âcil olanı (dünya hayâtını) seviyorsunuz.
20,21. Hayır! (Ey insanlar!) Doğrusu siz çarçabuk geçeni (dünya hayatını, nimetlerini ve göz önünde olanı) seviyorsunuz, ahireti de (ahiret için çalışmayı) terk ediyorsunuz. *
Hayır! Siz dünyayı çok seviyorsunuz.
Yok, doğrusu, siz gelip geçici olan bu dünyayı seviyorsunuz da,
Yok yok. Acele etme, belki siz insanlar acele geçici dünyaya muhabbet eder,
Şunu iyi bilin ki [kellâ], tam aksine! Siz çabuk geçen (dünya hayatını) seviyorsunuz.
Hayır! Siz çarçabuk geçmekte olanı (dünyayı) seviyorsunuz.
Fakat siz ey inkârcılar; şu peşin ve gelip geçici olan dünya nîmetleriniher şeyden daha çok seviyorsunuz!
Hayır! Aksine, Acele’yi seviyorsunuz;
20,21. Yo siz, dünyayı sevip // ahreti bırakıyorsunuz!
Hayır! İnsan yeryüzünde yaşarken dünya hayatını çok sever. Sanki orada sürekli kalacağını sanır. İnsanların öldüğünü gördükleri halde aklı başına gelmez. Kendilerinin öleceğini düşünmez. Ölümü düşünerek kendine çeki düzen vermez. Dünyaya sarılır. Sarıldıkça dünyaya dalar. Hâlbuki dünya hayatı gelip geçici bir anlıktır.
Hayır! Doğrusu siz çabucak geçeni (dünyayı) seviyorsunuz.
Hayır! (Böyle olmaz.) Çünkü siz, geçici dünya arzularını seviyorsunuz.
[ÇOĞUNUZ] bu geçici hayatı seviyorsunuz,
Hayır aslında siz bu dünyaya pek düşkünsünüz. 14/2-3, 42/20
Yoo! Bilakis siz hemen şimdi ve burada olanı seviyor
20,21. (Ey müşrikler) Hayır!.. (Siz yaptığımız uyarılardan hiç ibret almıyorsunuz çünkü) Siz peşin olanı (dünya nimetlerini) istiyorsunuz da; ahireti (ahiret için gerekli sâlih amelleri) terk ediyorsunuz. (Ahiretteki cennet nimetlerinin dünya nimetlerinden kat kat üstün ve sonsuza dek süreceğine inanmıyorsunuz oysa)
Hayır, hemen olanı seviyorsunuz da,
Yok, yok. Siz acele olanı seversiniz.
Gerçek şu ki: Siz bu peşin dünya hayatına çok düşkünsünüz.
Hayır, siz çabuk(geçen şu dünyay)ı seviyorsunuz da,
Öyle yapma. ('Acele itme). Belki siz 'aceleyi, ondan dolayı dünyâyı seversiniz.
Hayır! Bir an önce elinize geçecek şeyler istiyordunuz.
-Hayır, siz, acil olanı /dünyayı seviyorsunuz.
Hayır, siz dünyayı seviyorsunuz.
Hayır, hayır! Siz hemencecik geleni seversiniz.
20-21. degül eyle! belki seversiz ivmişi ya'nį dünyeyi daħı ķorsız āħireti.
Bel ki anlar dünyāyı severler
Xeyr, xeyr! Siz tez keçib gedəni (fani dünyanı) sevirsiniz.
Nay, but ye do love the fleeting Now
Nay, (ye men!) but ye love the fleeting life,(5821)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |