Hattâ etânâ-lyakîn(u)
Bize ölüm gelip çatıncaya dek.
"Sonunda yakîn (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bizi bitirdi (ecel bizi gafil yakalayıverdi)."
Sonra da bu halimiz ölüm bize gelinceye kadar devam etti.
“Kesin iman edilecek hakikatlerle yüz yüze gelme vaktine kadar yalanlıyorduk.”
Sonunda kesin gerçek (ölüm) bize gelip çattı."
'Sonunda yakîn (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı.'
Nihayet bize ölüm gelib çattı.”
Nihayet ölüm ile bize yakin geldi.
43,44,45,46,47. Onlar da şöyle cevap vereceklerdir: “İnanıp kulluk edenlerden değildik. Yoksulları doyurmuyorduk. Bâtıla dalanlarla birlikte dalardık. Ceza gününü yalanlardık. Sonunda ölüm bize geldi çattı.”
46,47. Bize yakın gelenedek, kıyameti yalanlardık!»
“(Ölüm ile) her şey açık seçik ortaya çıkıncaya kadar.
nihâyet yakînen gördük." cevâbını vireceklerdir.
"Ölüm bize o haldeyken geldi."
“Nihayet ölüm bize gelip çattı.”
Sonunda bize ölüm geldi çattı.”
Sonunda bize ölüm geldi çattı.
"Nihayet (şimdi) kesin gerçeğe ulaştık."
"Nihayet bize ölüm gelip çattı."
Tâ gelinciye kadar bize o yakîn
Nihâyet ölüm bize gelip çattı.”
«Nihayet bize ölüm gelib çatdı».
“Nihâyet bize yakin (inkâr edemeyeceğimiz ölüm) geldi!”
46, 47. (Ölüm ile) her şey açık seçik ortaya çıkıncaya kadar hesap gününü de (ahireti) hep yalanlardık (derler!)
“Taki o günü kesin bir şekilde görünceye kadar” dediler.
sonunda ölüm geldi bize çattı."
Bize yakın olan ölüm gelinceye kadar bu halde kaldık.
İşte böyle iken kesin gerçek/ölüm [yakîn] geldi çattı.
“Sonunda yakin (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı.”
“İşte böyle, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayıp giderken, nihâyet ölüm denen gerçek, hiç beklemediğimiz bir anda aniden karşımıza çıkıverdi!”
Sonunda bize ‘Yakîn’ geldi”.
46,47. ahirete inanmadık, // meğer doğru imiş. "
"Batıl üzerine hayatı yaşarken ölüm bize gelip çattı!" derler.
Sonunda kesin bir gerçek (olan ölüm) bize gelip çattı.”
45,46,47. (Bir de): “Ölüm bize gelinceye kadar, (bâtıla) dalanlarla beraber (kendimizden geçer) biz de dalar giderdik, din gününü de yalanlardık.” derler.
[ölüm ile] her şey açık seçik ortaya çıkıncaya kadar.”
– Ta ki ölüm kapımızı çalıncaya kadar. 6/26.28, 23/99...108
ta ki ölüm hakikati bizi gelip buluncaya kadar…”
"Bize ölüm gelip çatıncaya kadar! " (Bu suçları işlemekte devam ettik.. ama ceza gününün gerçek olduğunu iş işten geçtikten sonra şimdi anladık) derler.
Ta ki (ölüm bize) yakin oluncaya kadar;
Bize ölüm gelinceye değin.»
Ölüm bizi yakalayıncaya kadar hep böyle idik. ”
İşte böyle iken ölüm bize gelip çattı.
"Tâ ki bize mevt geldi" dirler.
Sonunda ölüm geldi çattı.” derler.
Ölüm bize gelene dek..
"Nihayet, tartışılmaz ve karşı çıkılmaz bilgi önümüze dikildi."
“tā geldi bize gümānsuz” ya'nį ölüm.
bize ölüm gelince, diyeler.
Ölüm bizi haqlayana qədər (bu vəziyyətdə qaldıq)”.
Till the inevitable came unto us.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |