Ve-ssubhi iżâ esfer(a)
Ve ışıklanıp doğarken güne.
Ağardığı zaman sabaha (ki),
ağaran sabaha da andolsun ki;
Ağarmakta olan şafağa, yaklaşmakta olan sabaha andolsun!
Ve ağardığı zaman sabaha ki;
Ağardığı zaman sabaha,
Ağardığı sıra o sabah hakkı için,
Sarardığı zaman sabaha andolsun ki;
32,33,34. Hayır! Öyle değil, aya, uzaklaştığında geceye ve ağardığında sabaha andolsun.
Işın saçan sabaha ant ederim ki
Ağardığı zaman sabaha (söken şafağa) yemin olsun ki,
32,33,34,35,36. Cehennemin müdhîş bir mahal oldığına ve bunun da insânlar içün bir ihtâr teşkîl itdiğine kamer ve ortalığı zulmetde bırakan gice ve etrâfı tenvîr iden sabah nâmına yemîn iderim.
32,33,34,35,36,37. Hayır, hayır öğüt almazlar. Aya, dönüp gelen geceye, ağarmakta olan sabaha and olsun ki, içinizden öne geçmek veya geri kalmak isteyen kimseye, insanoğlunu uyarıcı olarak anlatılan cehennem büyük olaylardan biridir.
32,33,34,35,36,37. Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir.
Ağarmakta olan sabaha andolsun ki,
Ağarmakta olan sabaha andolsun ki,
Ağardığı vakit sabaha,
Ve açtığı sıra o sabaha.
Ve açtığı sıra o sabaha Kesem olsun ki
32-33-34. Hayır (onlar asla öğüt almazlar)! Aya, dönüp gittiği zaman geceye, ağardığı zaman sabaha kasem olsun ki,
Ve aydınlatan sabaha.
ağardığı dem sabaha ki,
32,33,34,35. Hayır! Yemîn olsun aya ve döndüğü vakit geceye, hem ağardığı zaman sabaha ki, doğrusu o (Cehennem vâdisi), gerçekten en büyük (belâ)lardan biridir.
Ağardığı zaman sabaha (söken şafağa) kasem ederim ki,
Ortaya çıktığında sabaha yemin olsun ki.
ağarmakta olan gün hakkı için,
Âleme ışık veren sabah hakkı için,
Ağaran sabaha,
Ağardığı zaman sabaha.
Ve aydınlık bir geleceği müjdeleyerek ışıldamakta olan sabaha yemin olsun ki,
Açtığı zaman Sabah’a!
32,33,34. Yoo hayır! Ay aşkına, // çekip giden karanlık aşkına // söküp gelen şafak aşkına derim ki,
Ağardığı zaman sabah vaktine!
32,33,34. (Ama onlar) asla (öğüt almazlar.) Aya, döndüğü zaman geceye ve ağardığı zaman sabaha, yemin olsun ki,
ve ağaran sabahı!
Ve aydınlanan sabaha. 17/12, 22/61
Ve ağaracak olan sabah şahit olsun![⁵⁴³⁰]
Ve ağaran sabaha ki!
Ve ağardığı zaman sabah...
Ve açtığı vakit o sabaha.
Ağardığı dem sabaha kasem edip şahit tutarım ki.
Ağaran sabaha,
Ve 'âlemi aydınlatan sabâh ile kasem iderim ki
ağarırken tan yerini[*] iyi düşünün!
Aydınlanan sabaha..
Ve ağardığında sabaha.
Yemin olsun sabaha, ağarıp ışıdığında,
daħı ŧañla ḥaķķı-y-içün ķaçan aydın oldı:
ve ṣabāḥ ḥaḳḳı‐çun ḳaçan nūrı ‘ālemi duta.
Və sökülməkdə olan dan yerinə ki,
And the dawn when it shineth forth.
And by the Dawn as it shineth forth,-
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |