Ve żernî velmukeżżibîne ulî-nna’meti ve mehhilhum kalîlâ(n)
(Kur’an’ın hüküm ve haberlerini) Yalanlamakta olan nimet (refah ve servet) sahiplerini Sen Bana bırak ve onlara az bir süre tanı.
Ve bana bırak nimet sahibi olan yalanlayanları ve az bir zaman mühlet ver onlara.
Varlık ve bereket içinde yüzen hakkı yalanlayanları bana bırak, onlara biraz mühlet ver.
Senin peygamberliğini ve Kur'ân'ı yalanlayan güç ve servet sahiplerini bana bırak. Onlara az bir mehil ver.
Varlık sahibi yalanlayıcıları sen bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
Yalanlamakta olan nimet (refah ve servet) sahiplerini sen bana bırak ve onlara az bir süre tanı.
(Ey Rasûlüm, seni) inkâr eden o refah sahiblerini bana bırak ve onlara biraz mühlet ver; (yakında Bedir savaşında ve kıyamette onların cezasını vereceğim).
Nimet içinde boğulan o yalanlayıcıları Bana bırak. Onlara az bir mühlet tanı.
Nimet içinde yüzen o yalancıları/kâfirleri bana bırak ve onlara biraz mühlet ver!
Nimet içinde olan, yalanlayan kimseleri sen bana bırak, biraz vakit ver
Nimet içerisinde yüzen o yalancıları bana bırak ve onlara biraz daha zaman tanı!
Varlık sahibi olup da seni yalanlayanları Bana bırak; onlara az bir mehil ver.
Nimet içinde yüzen o yalanlayıcıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
Nimet içinde yüzen o yalancıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
Varlık sahibi olup da seni yalanlayanları bana bırak; onlara biraz süre tanı.
O yalanlayıcı zevk ve refah sahiplerini bana bırak, onlara biraz mühlet ver.
Ve bırak da bana o tekzîb edici zevk-u refah sahiblerini, mühlet ver onlara biraz
Varlık sahibi, yalanlayıcıları Bana bırak. Onlara biraz süre tanı.
Yalan sayacak olan o varlık saahiblerini bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
Refah sâhibi (varlıklı) o yalancıları ise, bana bırak ve onlara biraz mühlet ver!
Beni ve nimet sahibi yalancıları başbaşa bırak ve onlara biraz zaman tanı.
Varlık sahibi olup yalan sayan (Kureyş/in kodamanlarını) bana bırak. Onlara biraz mühlet ver.
Yalanlamakta olan nimet sahiplerini sen bana bırak ve onlara az bir süre tanı.
Nîmet ve servet içinde yüzdükleri hâlde, bu nîmetleri kendilerine bahşeden Yaratıcının mesajını reddeden o inkârcıları Bana bırak; çünkü onların hakkından bizzat Ben geleceğim! Sen de tebliğ ve uyarının apaçık ve eksiksiz bir şekilde yerine getirileceği ve —dünyada veya âhirette— azap hükmümüzün gerçekleşeceği ana kadar sabret; onlara biraz daha süre tanı. Çünkü onlar, bu dünyada nîmet ve belâlarla imtihâna tâbi tutulacaklar.
O yalanlayıcı ve zevkine düşkün kim-seleri Bana bırak ve onlara biraz süre tanı.
Ve nimet içinde oldukları halde [Allah'tan geldiğini umursamadan] hakikati yalanlayanları Bana bırak; 6 onlara bir süre daha dayan:
Seni yalanlayan zevk ve safa düşkünü zenginleri bana bırak ve onlara biraz mühlet ver! 6/33-34, 74/11...25
ve Bana bırak refah içinde yüzdükleri halde yalanlayanları;[5384] onlara az bir süre daha tanı![5385]*
Ve o nîmet sahipleri olan mükezzipleri bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
Nimet ve devlet içinde yüzen, hak dini yalan sayanları, sen Bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
Beni ve o ni'met sahibi yalanlayıcıları yalnız bırak ve onlara biraz mühlet ver.
O varlıklı yalancıları Bana bırak; onlara biraz süre ver!
Varlıklı olup da yalanlayanı bana bırak. Onlara biraz süre tanı.
Nimetler içinde yüzen yalanlayıcılara biraz süre tanı ve onları Bana bırak.
Benimle, o nimete boğulmuş yalanlayıcıları baş başa bırak! Birazcık süre tanı onlara.
daħı ķo beni yalan dutıcılar-ıla ni'met işleri daħı müħlet vir anlara az.
(Ayələrimizi) yalan sayan var-dövlət sahiblərini mənə tapşır və onlara bir az möhlət ver! (Tezliklə cəzalarına yetişərlər).
Leave Me to deal with the deniers, lords of ease and comfort (in this life); and do thou respite them awhile.
And leave Me (alone to deal with) those in possession of the good things of life,(5761) who (yet) deny the Truth; and bear with them for a little while.*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |