Ve ennehu kâne ricâlun mine-l-insi ye’ûżûne biricâlin mine-lcinni fezâdûhum rahekâ(n)
Ve gene şüphe yok ki insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazılarına sığınıyorlar da onların taşkınlığını, zulümlerini arttırıyorlar.
"(Maalesef) Gerçek şu ki: İnsanlardan bazı kişiler, cinnlerden bazı kişilere sığınırlardı (onlardan birtakım bilgiler alıp başkalarına üstünlük taslarlardı). Öyle ki, onların (cinnlerin de) azgınlıklarını arttırırlardı."
Gerçi insanlardan bazıları cinlerden bazı kişilere sığınıyorlardı da onların taşkınlığını ve şaşkınlığını artırıyordu.
“Şu bir gerçek ki, insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınırlar, onların şımarıklıklarını artırırlardı.”
İnsanlardan bazıları, cinlerden bazılarına sığınırlardı; bu da onların azgınlıklarını artırırdı.
'Bir de şu gerçek var: İnsanlardan bazı adamlar, cinlerden bazı adamlara sığınırlardı. Öyle ki, onların azgınlıklarını arttırırlardı.'
Doğrusu insanlardan bazı erkekler, cinden bazı erkeklere sığınıyorlardı da, cinlerin kibir ve azgınlıklarını artırıyorlardı.
“Ve gerçekten insanlardan bazı adamlar, cinlerden bazı adamlara sığınıyorlardı. O cinlerin kibir ve azgınlıklarını arttırdılar.”
İnsanlardan bazıları, bazı cinlere sığınırlardı. Bu, cinlerin sadece azgınlıklarını arttırıyordu.
İnsanlardan birtakımı cinlerden kimisine sığınmaktaydı, onların azgınlığın artırdılar
“Bir de şu gerçek var ki; insanlardan birtakım kimseler, cinlerden bazılarına sığınırlardı, bu da cinlerin taşkınlığını artırırdı.”
"İnsanlardan ba’zıları cinlerden ba’zılarına sığındılar. Bu hal o cinlerin kibir ve azametini artdırdı."
"Gerçekten, bir takım insanlar, cinlerin bir takımına sığınırlardı da onların azgınlıklarını artırırlardı."
“Doğrusu insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazılarına sığınırlardı da, cinler onların taşkınlıklarını artırırlardı.”
İnsanlardan bazı kimseler cinlerden bazı kimselere sığınırlardı, onlar da bunları daha sapkın hale getirirlerdi.
Şu da gerçek ki, insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazı kimselere sığınırlardı da, onların taşkınlıklarını arttırırlardı.
"Ne var ki bazı insanlar, bazı cinlere sığınırlardı ve bu da onların azgınlıklarını arttırırdı."
Doğrusu insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınırlardı da onların şımarıklıklarını artırırlardı.
Ve doğrusu İnsten ba'zî rical Cinden ba'zî ricale sığınıyorlardı da onların istiylâlarını artırıyorlardı
İnsanlardan bazı erkekler, (ıssız bir yerde konaklayıp da korktukları zaman, Allah’a sığınmaları gerekirken, kavminin sefihlerinin şerrinden, “Bu vadinin efendisine sığınırım” diyerek) bazı erkek cinlere sığınıyordu da (bu durum, kendisine sığınılan cinlerin) azgınlığını (şımarıklığını daha da) artırıyordu. (İnsanların kendilerine sığındığı o cinler, haddi aşarak, “İnsanların da cinlerin de efendisi biziz” diyorlardı.)
Gerçekten de insten¹ bazı adamlar, cinden² bazı adamlara³ sığınıyorlardı. Böylece onların⁴ azgınlıklarını, beyinsizliklerini artırıyorlardı.
«Filhakıyka şu da var: İnsanlardan ba'zı kimseler cinden ba'zı kişilere sığınırlar. Demek bu suretle onların azgınlıklarını (şımarıklıklarını) artırmışlar».
“Şu da gerçek ki, insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınıyorlardı. Böylece onların azgınlıklarını artırdılar.”
“O tanıdığımız bir takımadamlar, yabancı toplumlardan birtakım adamlardan yardım isteyip onlara sığınıyorlardı ve onlarda sığınanların azgınlıklarını artırıyordu.”
Doğrusu, insanların bir kısmı cinlerin bir kısmına sığınıyorlardı. Bunlar da onların azgınlıklarını artırıyorlardı.
“Birtakım insanlar birtakım cinlere sığınırlar ve cinler de onların sapıklıklarını arttırır durur.”
“Gerçi öteden beri dünyevî menfaatler peşinde koşan kimi insanlar, kendilerine yardım edeceğini umdukları bazı cinlere sığınır ve bu davranışlarıyla onları kibir ve isyana sürükleyerek, azgınlıklarını iyice artırırlardı.”
“İnsanlar’dan adamlar, Cinnler’den adamlara sığınıyorlardı.
Böylece istilâlarını / taşkınlıklarını artırıyorlardı”.
Dinlediğimize göre, insan türünden birkaç adam, cinlere sığınmışlar cinler de kendilerini bir şey sanıp şımarmışlar.
“Doğrusu zorluk zamanlarımızda sıkıştığımız zaman insanlardan bazı erkeklere sığınırdık. Bazen de tanımadığımız başka topluluklara sığınarak güç kazanırdık. Kazandığımız güçle şımarıklığımız, taşkınlığımız artardı. Böylece bizi saptıranlarla birlikte, onlara güvenerek azgınlaşırdık. Saçma sapan şeylere inanır kötülük yapardık.”
İnsanlardan bazı erkekler, bazı erkek cinlere sığınıyordu da (bu durum onların) sadece azgınlığını artırıyordu.
“Hattâ bazı insanlar, cinler(in şerrin)den yine (kendileri gibi) bazı adamlara sığınarak, o (adamların) azgınlıklarını artırırlardı.”¹
Gerçi bazı insanların [bu tür] görünmez güçlere sığındığı [her zaman vaki] olurdu; ⁴ ama bunlar yalnızca onların şaşkınlığını arttırdı.
– Gerçi birtakım insanlar cinlerden birilerine sığınıyor bu da onların azgınlığını artırıyor. 37/158, 55/31.33
Hiç kuşku yok ki insanlardan bazıları[⁵³⁴⁸] cinlerden bazılarına sığınırlar, bu da onların (cinler karşısındaki) zillet verici edilgenliğini artırır.[⁵³⁴⁹]
(Demek biz yanılmışız) Gerçek şu ki insanlardan bazıları, cinlerden bir topluluğa sığınırlardı da, onların azgınlıklarını artırırlardı. (İnsanlar onlara sığınarak tehlikelerden korunmak isterlerken, onları şımartıp cinlerin daha çok tuzaklarına düşüyorlardı)
Ve şüphesiz insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazılarına sığınırlardı da, cinler onların taş!anlıklarını artırırlardı.
«Ve hakikaten insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınır olmuştur. Artık onlar için bir azgınlık arttırmışlardır.»
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7. De ki: Bana vahyolunduğuna göre bir cin cemaati Kur'ân'ı dinledikten sonra şöyle dediler: “Biz gerçekten, doğru yolu gösteren harikulade bir Kur'ân dinledik. Bundan böyle Rabbimize asla bir şerik tanımayacağız. Rabbimizin şanı çok yücedir, O ne eş, ne de çocuk edinmiştir. Meğer içimizden birtakım cahiller, Allah hakkında gerçek olmayan sözler söylüyormuş! Biz de saf saf, insanları ve cinleri, Allah hakkında yalan söylemez sanmışız! Meğer bir kısım insanlar cinlerden bazılarına sığınıp, böylece onları daha da azgın hale getirmişler! Onlar da, sizin zannettiğiniz gibi, Allah'ın ölen hiçbir kimseyi diriltmeyeceğini zannetmişler. [37, 1;46, 29-33]
Doğrusu insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınırlardı da onların şımarıklığını artırırlardı.
İnsânlardan ba'zı kimselerin cinlerden ba'zı kimselerle isti'âzeleri (onlara sığınmaları) onların kibir ve gurûrını artırdı.
Aslında insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınıyor; bu da onların azgınlıklarını artırıyor.
Oysa, insanlarda öyle adamlar varmış ki, cinlerin bazılarına sığınıyor. Cinler de onların azgınlıklarını artıyormuş.
“Fakat insanlardan bazı adamlar cinlerden birtakım adamlara sığınıp da onların azgınlığını arttırıyordu.
"Gerçek şu ki, insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere/cinlerin şerrinden bazı erkeklere sığınırlardı da onların şımarıklık ve azgınlığını artırırlardı."
“daħı bayıķ oldı erenler ādemįlerden śıġınurlar erenlere perrįden pes arturdılar anlara ululıķ kibr eylemek.”
Daḫı nice erler ādemīlerden ṣıġınurlardı, nice kişilere cinnīlerden. Pes anlarazġunluġın arturdılar.
Həqiqətən, (Cahiliyyət dövründə) bə’zi insanlar bir para cinlərə pənah aparır, bununla da onların təkəbbürünü (azğınlığını) artırırdılar (cinlər özləri haqqında çox böyük fikirlərə düşürdülər).
And indeed (O Muhammad) individuals of humankind used to invoke the protection of individuals of the jinn so that they increased them in revolt (against Allah);
´True, there were persons among mankind who took shelter with persons among the Jinns, but they increased them in folly.(5732)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |