15 Ekim 2024 - 12 Rebiü'l-Ahir 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Cin Suresi 2. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Yehdî ilâ-rruşdi feâmennâ bih(i)(s) velen nuşrike birabbinâ ehadâ(n)

Doğru yolu göstermede, derken inandık ona ve kesin olarak hiçbir kimseyi, Rabbimize ortak saymayacağız.

(Cinnler) "O (Kur’an), ‘Hakka ve doğruya’ yöneltip-iletmektedir. Bu yüzden Ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız" (diye söz vermişlerdir).

Doğru ile eğriyi ayırt etme bilincine ulaştıran bir Kur'ân ve böylece O'na iman ettik ve artık Rabbimizden başka kimseye ilahlık yakıştırmayacağız.

“Doğru, huzurlu ve aydınlık yola ileten bir kitap. Biz o kitaba, Kur'ân'a iman ettik. Hiç kimseyi, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Rabbimize asla ortak koşmayacağız.”

O (Kur'an) doğruluğa iletiyor. Biz de ona iman ettik. Artık Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.

'O (Kur'an), 'gerçeğe ve doğruya' yöneltip-iletiyor. Bu yüzden ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.'

Hidayete erdiriyor, biz de ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize asla hiç kimseyi ortak koşmıyacağız.

“O Kur’an, doğru kararlara iletir. Biz ona inandık ve Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız”

1,2. De ki: Cinlerden bir grubun, Kur'ân'ı dinleyip toplumlarına şöyle dedikleri bana vahyolundu: “Biz, doğru yola ileten eşsiz bir Kur'ân dinledik. Bu yüzden ona inandık. Artık Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.” [683][684]

1,2. Diyesin ki: «Bana vahiy olundu, cinlerden bir bölük, kulak tutarak dediler ki: «Doğru yola götüren, ne güzel bir Kur'anı dinledik bizler, biz ona inanmışız, kimseyi, Tanrımıza hiç de eş tutamayız

‘Şüphesiz biz doğru yola ileten hayranlık verici bir Kur'an dinledik de ona inandık. Artık, Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.'” 

Bkz. 46/29-32

"Bu Kur’ân bizi hakîkate îsâl idiyor, biz âna inanırız ve artık rabbimize şerîk koşmayız."

1,2. De ki: "Cinlerden bir topluluğun Kuran'ı dinlediği bana vahyolundu; onlar şöyle demişlerdir;" "Doğrusu biz, doğru yola götüren, hayrete düşüren bir Kuran dinledik de ona inandık; biz, Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız."

1,2. (Ey Muhammed!) De ki: “Bana cinlerden bir topluluğun (Kur’an’ı) dinleyip şöyle dedikleri vahyedildi: “Şüphesiz biz doğruya ileten hayranlık verici bir Kur’an dinledik de ona inandık. Artık, Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.”

1-2. De ki: Cinlerden bir topluluğun (Kur’an’ı) dinleyip şöyle söyledikleri bana vahyolundu: “Biz, doğru yolu gösteren harika bir okuma dinledik ve ona iman ettik. Artık kesinlikle rabbimize kimseyi ortak koşmayacağız.

1, 2. (Resûlüm!) De ki: Cinlerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur'an'ı) dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, doğru yola ileten hârikulâde güzel bir Kur'an dinledik de ona iman ettik. (Artık) kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız.  

 Hz. Peygamber’in Tâif dönüşünde Batn-ı Nahle denen yerde kıldırdığı sabah namazı esnasında, söz konusu cinler Kur’an’ı duymuşlar, dinlemişlerdi. Tefs... Devamı..

"O doğruya iletiyor ve biz ona inandık; bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız."

O Kur'ân hidayete erdiriyor, biz de ona iman ettik. Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.

Rüşde irdiriyor, biz de ona iyman eyledik, rabbımıza hiç kimseyi şerik koşmıyacağız

1-2. (Habibim!) De ki: “Cinlerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur’ân’ı) dinleyip de (kavimlerine döndükleri zaman) şöyle söyledikleri bana vahyolundu: ‘Şüphesiz biz, doğru yola ileten harikulâde güzel bir Kur’ân dinledik de ona îmân ettik. Bundan böyle hiç kimseyi (hiçbir şeyi) asla Rabbimize ortak koşmayacağız.

“Her konuda doğru yola iletiyor; ona iman ettik. Artık kesinlikle Rabb'imize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.”

«ki o, Hakka ve doğruya götürüyor. Bundan dolayı biz de ona îman etdik. Rabbimize (bundan sonra) hiçbir (şey') i asla ortak tutmayacağız».

(Ve demişler ki:) “(O Kur'ân) doğru yola götürüyor; artık (biz de) ona îmân ettik. Ve Rabbimize hiçbir şeyi aslâ ortak koşmayacağız!”

O (Kur’an) doğruya iletiyor ve biz ona inandık; bundan böyle Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.

“Doğru ile yanlış olanı ayırmayı (olgunlaşmayı) öğretiyor. Bizde ona inandık ve Rabbimize hiçbir kimseyi ortak koşmayacağız.”

O, doğru yolu gösteriyor, olgunluğa eriştiriyor. Artık biz ona inandık, bundan böyle de çalabımıza hiç bir kimseyi ne olursa olsun eş koşmıyacağız.

1, 2. De ki bana vahiyle bildirildi ki birkaç peri Kur/an okuduğuma kulak verip avdetlerinde şöyle dediler: Hakka götürür çok hoş [²], bir Kur/an işittik, O/na iman ettik, bundan böyle Rabbimize hiçbir ferdi şerik koşmayacağız.»;

[1] Mekke'de nâzil olmuş (28) âyettir.[2] Harikulâde, insan sözüne benzemez, örneksiz, emsalsiz.

“Doğru yola iletiyor ve biz de ona inandık. Artık Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.”¹

1 Krş. Ahkâf, 46/29-32

(O cinler dediler ki:) “O (Kur'an), kemale hidayet eder. Bu yüzden biz ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.”

“Ve derhal ona iman ettik! O hâlde söz veriyoruz: Artık Allah’tan başka hiçbir varlığı ilâhî niteliklerle yüceltmeyecek, O’ndan başka hiçbir güce kayıtsız şartsız boyun eğmeyecek; hiç kimseyi ve hiçbir şeyi Rabb’imize ortak koşmayacağız!”

“Rüşd’e / Doğruluğa iletiyor; ona inandık. Rabbimize kimseyi asla ortak koşmayacağız”.

aklımızı başımıza getirdi, bu yüzden de ona hemen inandık, artık bundan böyle Tanrı'ya aracı koymak yok.

“Dinlediğimiz şeyler insanları doğru yola iletiyor. Biz okunan şeylere inandık. Artık Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız. Rabbimizin emirlerinden başkasına uymayacağız. Eğer Rabbimizden başka varlıkların emirine uyarsak Allah’a ortak koşanlardan oluruz.”

1,2. De ki: “Cinlerden [*] bir grubun (beni) dinlediği ve şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: ‘Şüphesiz ki doğruya götüren [*] harikulade bir Kur’an dinledik ve ona inandık; artık Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.

[Cin] kelimesi, “örtülü”, “saklı”, “görünmeyen” anlamlarına gelen [cinnî] kelimesinin çoğuludur. Görünmedikleri için saklı varlıkların bir bölümüne [c... Devamı..

1,2. (Ey Muhammed!): “Gerçekten bana, cinlerden¹ bir grubun² beni dinleyip de: ‘Doğrusu biz benzeri görülmedik güzellikte ve en doğru yola ileten bir Kur’an dinledik ve biz ona îman ettik. (Artık) Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.’ dedikleri, vahyolundu.” de.

1 Cinn (cânn): Cinnî kelimesinin çoğuludur. Kelimenin kök anlamı: bir şeyi örtmek, gizlemek demektir. Aynı kökten; “cünne”; kalkan, “cenin”; henüz doğ... Devamı..

doğru ile eğriyi ayırd etme bilincine bizi ulaştıran (bir hitabe); ve böylece ona iman ettik. Ve artık Rabbimizden başka kimseye asla ilahlık yakıştırmayacağız,

– Bu Kuran dosdoğru yolu gösterdiği için biz ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak ederek şirk koşmayacağız. 6/130, 51/56

doğru bir bilinç İnşâ eden (bir hitab)… Böylece ona iman ettik: artık asla Rabbimizden başkasına ilâhlık yakıştırmayacağız;

“Ki, o, Hakk’a ve doğruya götürüyor. Biz ona iman ettik, Rabbimize bundan sonra hiçbir şeyi asla ortak koşmayacağız.”

Doğru yola iletiyor, ona iman ettik. Artık Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.

«Doğru yola rehberlik ediyor, artık biz ona imân ettik ve Rabbimize hiç bir kimseyi ortak tutmayacağız.»

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7. De ki: Bana vahyolunduğuna göre bir cin cemaati Kur'ân'ı dinledikten sonra şöyle dediler: “Biz gerçekten, doğru yolu gösteren harikulade bir Kur'ân dinledik. Bundan böyle Rabbimize asla bir şerik tanımayacağız. Rabbimizin şanı çok yücedir, O ne eş, ne de çocuk edinmiştir. Meğer içimizden birtakım cahiller, Allah hakkında gerçek olmayan sözler söylüyormuş! Biz de saf saf, insanları ve cinleri, Allah hakkında yalan söylemez sanmışız! Meğer bir kısım insanlar cinlerden bazılarına sığınıp, böylece onları daha da azgın hale getirmişler! Onlar da, sizin zannettiğiniz gibi, Allah'ın ölen hiçbir kimseyi diriltmeyeceğini zannetmişler. [37, 1;46, 29-33]

Hz. Peygamber (a.s.)’ın Kur’ân dinleyen cinleri görüp görmediği hakkında farklı rivayetler vardır. Hadisçiler cinlerin Kur’ân dinlemek için farklı zam... Devamı..

Doğru yola iletiyor, ona inandık. Artık Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.

1,2. Yâ Muhammed di ki: "Kur'ân okudığımı cinlerden birkaçının işitdikleri bana vahy olundı. Bu cinler (arkadaşlarının yanına 'avdet iylediklerinde) "Biz, hakka ve doğrıya götürür şâyân-ı hayret bir Kur'ân işitdik ve ona îmân itdik. Bundan sonra rabbimize bir kimseyi şerîk itmeyiz."

Olgunlaşmanın[1] yolunu gösteriyor. Ona inanıp güvendik; artık kimseyi Rabbimize[2] ortak sayamayız.

[1] Rüşd: Olgunluk, erişkinlik, reşit olma hali [2] Sahibimize

Doğru yolu gösteriyor. Biz ona iman ettik. Rabbimiz'e hiç kimseyi ortak tutmayacağız.

“O doğru yola iletiyor; biz de ona iman ettik. Artık Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.

"Doğruya ve hayra kılavuzluyor. Biz de inandık ona. Artık Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız."

1-2. eyit “vaḥy olındı baña kim bayıķ ķulaķ duttı işitmeġe bir bölük perrįlerden pes eyittiler «bayıķ biz işiddük ķur’ān ŧañ ŧoġru yol gösterür ŧoġru yol bulmaķdın yaña. pes įmān getürdük aña. daħı hergiz ortaķ eylemeyevüz çalabumuza kimseyi.

Hidāyet virür doġru yola. Pes aña inanduḳ. Daḫı Tañrımuza hīç şirk getürme‐züz, didiler.

O, (xalqa) haqq yolu göstərir. Biz ona iman gətirdik və biz bir daha heç kəsi Rəbbimizə şərik qoşmayacağıq.

Which guideth unto righteousness, so we believe in it and we ascribe unto our Lord no partner.

´It gives guidance to the Right, and we have believed therein: we shall not join (in worship) any (gods) with our Lord.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.