Felem yezidhum du’â-î illâ firârâ(n)
“Fakat davet etmem, sadece onların kaçışını ziyadeleştirmiş (başka netice vermemişti) .”
Benim çağırmam, ancak onların kaçmasını arttırdı.
Ama bu çağrım onları senden daha da uzaklaştırdı.
“Benim davetim, sadece onların kaçışlarını artırıyor.”
Ancak benim davetim onların sadece kaçışlarını artırdı.
'Fakat davet etmem, bir kaçıştan başkasını arttırmadı.'
Fakat benim dâvet etmem, onlara ancak (imandan) kaçmağı artırdı.
Benim çağrımın kaçıştan başka onlara hiçbir katkısı olmadı.
5,6,7,8,9. Sonra Nûh şöyle devam etti: “Ey Rabbim! Doğrusu ben kavmimi gece gündüz tevhid inancına davet ettim. Fakat benim davetim, ancak kaçmalarını arttırdı. Her ne zaman onları senin bağışlamana çağırdıysam, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerini başlarına çektiler, direndiler ve büyüklendikçe büyüklendiler. Sonra ben onları açıkça çağırdım. Sonra onlara davetimi hem açık ilân ettim, hem de gizlice. Özel olarak kendileriyle konuştum.”
Benim bu çağırmam, ancak onların kaçmasını artırdı!
Fakat benim davetim, onları daha da uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramadı.”
"Fakat benim çağırmam, sadece benden uzaklıklarını artırdı."
Fakat benim davetim ancak onların kaçışını artırdı.”
Fakat benim davetim, ancak kaçmalarını arttırdı.
"Ne var ki, çağrım onların kaçışını arttırmaktan başka şeye yaramadı."
"Fakat benim çağırmam, onların sadece kaçmalarını artırdı."
Fakat benim çağırmam onlara firardan başka bir şey artırmadı
“Fakat benim çağrım, onların kaçışlarını daha da artırdı.”
«Fakat benim da'vetim (îmandan) kaçma (ların) dan başka (bir şey'i) artırmadı».
“Fakat benim da'vetim onlara, (hakka yönelmekten) kaçma(ların)dan başka bir şeyi artırmadı.”
“Ancak benim onları davetim, yalnızca benden uzaklaşmalarını artırdı.”
Fakat davetim, imandan kaçmalarını artırmadan başka bir şeye yaramadı.
“Fakat benim davet etmem, (onlar için) kaçıştan başkasını arttırmadı.”
“Ama benim çağrım, onları haktan iyice uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramadı.”
(Ve devamla): “Benim davetim ancak onların (îman etmekten) kaçışlarını artırdı.”
ama bu çağrım onları yalnızca [Senden] daha da uzaklaştırdı. 2
Lakin benim çağrım onları uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramadı. 10/13...17, 22/72
Ne ki benim davetim onları uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramadı.
Benim dâvetim, onlar için firardan başka bir şey arttırmadı.»
5, 6. “Ya Rabbî, dedi Nûh, ben milletimi gece gündüz dine dâvet ettim. Ama benim dâvetim, onların sadece daha çok uzaklaşmalarına yol açtı. ”
Benim da'vetim, onlara kaçışlarını artırmaktan başka bir katkıda bulunmadı.
Ama davetim onları daha fazla kaçırmaktan başka bir işe yaramadı.
Çağrım onların kaçmasından başka bir şeye yaramadı.
“Fakat ben çağırdıkça onlar daha da çok kaçtılar.
"Fakat çağrım, onların kaçışlarını artırmaktan başka bir işe yaramadı."
“pes arturmadı anlara oķımaġum illā ķaçmaķ.”
Lakin də’vətim onların (imandan) qaçmalarını daha da artırmaqdan başqa bir şeyə yaramadı.
But all my calling doth but add to their repugnance;
"But my call only increases (their) flight (from the Right).(5709)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |