Ve ce’ale-lkamera fîhinne nûran ve ce’ale-şşemse sirâcâ(n)
“Ve Ay’ı bunlar içinde bir nur kılmış, Güneş’i de (aydınlatıcı ve ısıtıcı) bir kandil yapmıştır.”
Ve o göklerde, aya bir ışık vermiş ve güneşi de, her yanı aydınlatan bir çırağ olarak halk etmiştir.
Ve orada aya bir ışık vermiş, güneşi de ışık saçan bir lamba yapmıştır.
“Yedi kat göklerde ayı aydınlık veren bir nur, güneşi aydınlatan, ısıtan bir ışık olarak planlayıp hazırlayarak var ettiğini görmüyor musunuz?*
Ve onların içinde ayı bir nur kıldığını, güneşi de bir kandil kıldığını?
'Ve ayı bunlar içinde bir nur kılmış, güneşi de (aydınlatıcı ve yakıcı) bir kandil yapmıştır.'
Ay'ı içlerinde bir nur kıldı, güneşi de kıldı bir kandil...
Ve içlerinde ayı bir nur, güneşi de bir lamba yapmıştır.
15,16. “Allah'ın yedi göğü birbiri ile nasıl uyumlu yarattığını görmüyor musunuz? Ayı, bunlar içinde bir nur yaptı ve güneşi bir kandil haline getirdi.”
Bunlarda da ayı nur, güneşi ışık kılmıştır
“Aralarında Ay'a aydınlık verdi ve Güneş'in ışık saçmasını sağladı.”*
"Aralarında aya aydınlık vermiş ve güneşin ışık saçmasını sağlamıştır."
‘Onların içinde nasıl ayı, bir ışık, güneşi de bir kandil yapmıştır?’
Onların içinde ayı bir nûr kılmış, güneşi de bir çerağ yapmıştır.
Ayı bunların içinde bir ışık, güneşi de bir lamba yaptı.
Ve Ay'ı bunların içinde bir nur yapmış, güneşi de bir lamba kılmış.
Kameri kılmış içlerinde bir nur, güneşi de kılmış bir lâmba
“Ve Ay'ı onların içinde bir nur, Güneş'i de kandil yaptı.”
«onların içinde ayı bir nuur yapmış, güneşi de bir kandil (olarak) asmışdır».
“Onların içinde ayı bir nûr yaptı ve güneşi (ışık verici ve ısındırıcı) bir kandil kıldı.”
Sonra ayı bir ışık yapmış ve güneşi de aydınlanmanız için lamba yapmıştır.
Orada ay/ı ışık, güneşi de çırağ kılmıştır.
“Ayı da bunlar içinde bir nur kılmış, güneşi de bir kandil yapmıştır.”
Ve bu mükemmel sistem içinde, Ay’ı ışık yansıtan bir nur, Güneş’i de ısı ve ışık saçan bir lamba yaptı.
15,16. “Siz, Allah’ın yedi göğü birbirleriyle uyumlu olarak nasıl yarattığını, ayı bunlar içerisinde bir nur kıldığını, güneşi de bir ışık kaynağı,1 olarak yarattığını hiç görmüyor musunuz?”*
ve onların içine ay'ı [yansıyan] bir ışık olarak yerleştirmiş ve güneşi [ışık saçan] bir lamba yapmıştır? 9
15-16. O’nun yedi kat göğü nasıl bir uyum içinde yarattığını, orada ayı ışık yansıtıcı bir nur, güneşi de ışık kaynağı yaptığını görmüyor musunuz? 13/2, 67/4
Yine orada ayı etkili bir ışık (yansıtıcı) kıldığını, güneşi de (ışık kaynağı) tarifsiz bir lamba yaptığını?[5331]*
Ve onlar da ay'ı bir nûr kılmıştır, güneşi de bir çırağ yapmıştır.
Gökte Ay'ı bir nûr, Güneş'i ise lâmba yaptı. [10, 5]
'Ve Ayı bunların içinde nur yaptı. Güneşi de bir lamba yaptı.'
Onların içinde Ay’ı bir ışık, Güneş’i de bir ışık kaynağı yaptı.
Onların arasında Ay'a bir nur vermiş, Güneş'i de kandil yapmıştır.
“Ayı göklerde bir nur, Güneşi de bir kandil yapmış.
"Ve Ay'ı, bunlar içinde bir nur yaptı ve Güneş'i bir kandil haline getirdi."
“daħı ķıldı ayı, anlaruñ içinde aydınlıķ daħı ķıldı güni çıraġ.”
Orada ayı bir nur, günəşi də bir çıraq etdi.
And hath made the moon a light therein, and made the sun a lamp?
"´And made the moon a light in their midst, and made the sun as a (Glorious) Lamp?(5716)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |