17 Şubat 2025 - 19 Şaban 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
A’râf Suresi 91. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Feeḣażet-humu-rracfetu feasbehû fî dârihim câśimîn(e)

Derken, şiddetli bir depremle azaba uğradılar, yurtlarında diz çökmüş bir halde yüzükoyun kapanarak helak olup gittiler.

Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da, (bir deprem sonucu) kendi yurtlarında diz üstü çökmüş (ve ocakları sönmüş) olarak sabahladılar (hepsi helak oldular).

Derken bir sarsıntı onların işini bitirdi de, cansız olarak yurtlarında diz üstü yıkılıp kaldılar.

Derken, şiddetli bir gürleme halinde âni bir sarsıntı onların işini bitirdi. Sabahleyin yurtlarında yere çarpılarak çakılıp kalanlar oldular.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 11/94; 26/189.

Bunun üzerine onları kuvvetli bir sarsıntı aldı ve yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar.

Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da, kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.

Nihayet onları, o korkunç zelzele (sarsıntı) yakalayıverdi. Böylece evlerinde çöküp helâk oldular.

Bunun üzerine bir deprem onları yakaladı; evlerinde yığılıp kaldılar.

Derken o müthiş sarsıntı onları yakalayıverdi; yurtlarında diz üstü çöktüler.

Hemen, bir deprenti çattı onlara, hepsi de yüzü kuylu düştüler

Derken, onları (müthiş bir gürültüyle patlayan bir) sarsıntı/deprem yakalayıverdi ve evlerinde birbiri üzerine yığılarak ölüverdiler.

Bkz. 7/78, 11/84Hz. Salih’in kavmi de benzer bir felakete maruz kalmıştı. (A’râf 7/78) “Recfeh” sözcüğüne, “birbiri üzerine yığılarak öldüler” anlamı ... Devamı..

Bir ra’şe ânları yakaladı irtesi sabah ânları hânelerinde yüz üsti düşüb ölmüş buldılar.

Bu yüzden onları bir sarsıntı tuttu ve oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.

Derken, onları o korkunç sarsıntı yakaladı da yurtlarında yüzüstü hareketsiz çöke kaldılar.

Nihayet o şiddetli deprem onları yakalayıverdi de yurtlarında yere serilip kaldılar.

Derken o şiddetli deprem onları yakalayıverdi de yurtlarında diz üstü donakaldılar.

Bunun üzerine onları bir sarsıntı yakaladı da evlerinde diz üstü çöküverdiler.

Derken o (müthiş) sarsıntı onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

Derken onları o recfe tutuverdi, derhal vatanlarında çöke kaldılar

Bunun üzerine onları, o şiddetli sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar (helâk oldular).

Derken şiddetli bir sarsıntı onları yakaladı ve yurtlarında dizüstü çöke kaldılar.

Bunun üzerine onları o müdhiş zelzele yakalayıverdi de yurdlarında diz üstü çöken (helake uğrayan) kimseler oldular.

Bunun üzerine onları o sarsıntı yakaladı da yurtlarında dizüstü çöküp kalan kimseler oldular.

Derken, onları (o zalim ve azgın halkı şiddetli bir gürültüyle patlayan bir) sarsıntı (volkanik deprem) yakalayıverdi ve evlerinde birbiri üzerine yığılarak ölüverdiler.

Sonra onları bir sarsıntı yakaladı ve yurtlarında dizlerinin üstüne çöküp kaldılar.

Bunun üzerine deprem onları öyle bir sarstı ki oldukları yerde yüzükoyun düşüp öldüler.

91, 92. Bunun üzerine onlar dehşetli bir sarsılmaya tutuldular. Hemen oldukları yerde diz çöktüler. Şuayb/ı yalancı çıkaranlar yerlerinde asla bulunmamış gibi oldular. Şuayb/ı yalancı çıkaranlar ziyankâr oldular.

Derken o müthiş sarsıntı onları yakaladı ve bulundukları yerde [dârihim] diz üstü çökekaldılar.²⁹

29 Krş. A’râf, 7/78

Bu yüzden onları bir sarsıntı tuttu da böylece evlerinde diz üstü çöküverenler oldular.

Derken, ansızın dehşet verici bir gürültüyle patlayan ve şehrin altını üstüne getiren korkunç bir sarsıntı çarpıverdi onları ve cansız bir hâlde, oldukları yere seriliverdiler!

Derken onları Recfe / “Şiddetli Sarsıntı” aldı. Yurtlarında çöke kaldılar.

Derken müthiş bir sarsıntıya yakalandılar. Evleri içinde büzüşüp kaldılar.

Derken şiddetli bir deprem onları yakaladı. Yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

(Bunun üzerine) onları bir sarsıntı yakalamıştı da yurtlarında diz üstü (hareketsiz) kalmışlardı. [*]

Benzer mesajlar: A‘râf 7:78; ‘Ankebût 29:37.

Bunun üzerine, büyük bir sarsıntı onları hemen yakalayıverdi ve oldukları yerde, diz üstü çöke kaldılar.¹

1 Âyetin bu bölümü: “...birbiri üzerine yığılarak ölüverdiler...” şeklinde de tercüme edilebilir. Aynı âyet için Bk. (A’raf: 78)

Derken, bir deprem onların işini bitirdi: kendi evlerinde cansız olarak yere serilip kaldılar. ⁷³

73 Bkz. yukarıda 62. not. Semûd kabilesinin bir vakitler yaşadığı harrah gibi, komşu Medyen (ya da Kitâb-ı Mukaddes’e göre Midian) ülkesi de bu civard... Devamı..

Derken dehşetli bir sarsıntı onları ansızın yakalayıverdi ve bulundukları yere öylece cansız yığılıp kaldılar. 26/188... 190

Derken şiddetli bir sarsıntı onları yakalayıverdi ve kendi yurtlarında cansız donakaldılar.[¹²²⁴]

[1224] Racfeh için 78. âyetin ilgili notuna bkz. Akabe körfezi kıyısında yer alan bölgenin jeolojik yapısı, söz konusu bölgenin geçmişte volkanik depr... Devamı..

Derken onları şiddetli bir deprem (ve korkunç bir sayha) yakalayıverdi de yurtlarında diz üstü çöke kaldılar, (helak olup gittiler)

Derken, onları o korkunç bir sarsıntı yakaladı da yurtlarında yüzüstü çöke kaldılar.

Derken onları şiddetli bir zelzele yakaladı da yurtlarında diz üstü çöken kimseler oldular.

Derken şiddetli bir deprem onları kıskıvrak yakaladı ve derhal oldukları yerde çökekaldılar. [11, 94; 26, 189]

Derken o müthiş sarsıntı onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

(Bunun üzerine) onları zelzele ahz itdi ve menzillerinde yüzüsti düşüb helâk oldılar.

Çok geçmeden onları öyle bir sarsıntı tuttu ki bulundukları yere çöküp kaldılar.

91,92. -Onları dehşetli bir sarsıntı tuttu ve oldukları yerde çöküp kaldılar. Şuayb'ı yalanlayanlar sanki orda hiç yaşamamış gibi oldular. Şuayb'ı yalanlayanların asıl kendileri mahvoldu.

Sonra onları şiddetli bir sarsıntı yakaladı da yurtlarında yüzüstü serilip kaldılar.

Bunun üzerine o şiddetli sarsıntı/o korkunç titreşim onları yakalayıverdi de öz yurtlarında yere çökmüş hale geldiler.

pes duttı anları deprenmek ya'nį yirüñ pes oldılar sarāyları içinde gögüz üzere yatıcılar.

Pes helāk eyledi anları zelzele bile ṣabāḥ olduḳda, şehrlerinde dizlerin uruphelāk oldılar.

Elə bu zaman onları dəhşətli bir sarsıntı (yerdən zəlzələ, göydən tükürpədici bir səs) bürüdü və onlar öz evlərində diz üstə düşüb qaldılar (bir göz qırpımında həlak oldular).

So the earthquake seized them, and morning found them prostrate in their dwelling place.

But the earthquake took them unawares, and they lay prostrate in their homes before the morning!(1063)

1063 The fate of the Madyan people is described in the same terms as that of the Thamud in verse 78 above. An earthquake seized them by night, and the... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.