15 Ekim 2024 - 12 Rebiü'l-Ahir 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
A’râf Suresi 48. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Venâdâ ashâbu-l-a’râfi ricâlen ya’rifûnehum bisîmâhum kâlû mâ aġnâ ‘ankum cem’ukum vemâ kuntum testekbirûn(e)

A'raf erleri, yüzlerinden tanıdıkları kişilere nida edip derler ki: Ne malınızın çok oluşu, ne sayınızın fazla bulunuşu, ne de kulluk etmeye tenezzül etmeyip ululanmanız bir fayda vermedi size.

A'râf, yüksek yerlere denir. Atın yelesine, horozun ibiğine örf derler. A'râfın cennetle cehennem arasındaki sur olduğunu İbn-i Abbas, Mücâhid ve diğe... Devamı..

Burcun üstündeki insanlar (A’raf ehli), kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (zalim ve kâfirlerden ileri gelen birtakım) adamlara seslenerek derler ki: "(Gördünüz mü) Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız (istikbarınız ve iktidarınız bugün) size bir yarar sağlamadı. (İşte bugün tutuklanıp cehenneme atılmış durumdasınız!)"

Yine A'raftakiler yüzlerindeki işaretlerinden tanıdıkları kimselere şöyle seslenecekler: “Ne sağladı size, mal mülk biriktirmeniz ve büyüklük taslamanız.”

Sur'un burçlarındakiler, Â'râf görevlileri, cehennem ehlinden kimliklerini, aldıkları cezaları simalarından okuyarak tanıdıkları güç ve iktidar sahibi şahıslara:
“Ne topluluğunuz, gücünüz, ne kibiriniz, gururunuz, ne serkeşliğiniz, zorbalığınız size bir fayda sağladı, sizi Allah'ın azâbından kurtaramadı" derler.

A'raf'ta bulunanlar simalarından tanıdıkları birtakım adamlara şöyle seslenirler: "Çokluğunuz (veya biriktirdikleriniz) ve büyüklenmeleriniz size bir yarar sağlamadı.

Burcun üstündeki adamlar, yüzlerinden tanıdıkları (ileri gelen birtakım) adamlara seslenerek derler ki: 'Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız (istikbarınız) size bir yarar sağlamadı.'

Yine A'raf ehli, (kâfirlerin elebaşlarından kara) simalarıyla tanıdıkları bir takım adamlara nida edip diyecekler ki: “- Gördünüz mü? topladığınız mallarla yârânınız, kibirle azametiniz, size hiç fayda vermedi.”

48, 49. O A’raf ehli, yüzlerinden tanıdıkları bazı erlere seslenirler. Derler ki: “Sizin derleme ve toplamanız ve kibirlenerek Allah’ın ayetlerinden uzak durmanız, size hiçbir fayda vermedi. Allah’ın rahmet etmeyeceğine yemin ettiğiniz kimseler bunlar (bu Cennete girecek olanlar) değil miydi?” (Ve o Cennete girecek olanlara) “Cennete girin. Sizin için, ne (gelecek) korkusu ne de (geçmişin) üzüntüsü vardır.” (derler.)

Yine A‘râf ehli, simâlarından tanıdıkları birtakım adamlara seslenerek derler ki: “Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size bir yarar sağladı.”

Araf'ta olanlar, yüzlerinden tanımış oldukları kimselere: «Topladıklarınızla büyüklük taslamanız size fayda vermedi» diye çağrırlar

(Yine) A'raf ehli, simalarından kendilerini tanıdıkları birtakım (inkârcı) kimselere seslenerek derler ki: “Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı.”

48, 49. A’râfdakiler ’alâmât-ı fârikalarından teşhis idecekleri âdemlere: "Sizin topladığınız servetler ve kibir ve ’azametiniz neye yaradı?" Mü’minler içün "Allâh’ın rahmetine nâil olmıyacak diyu kasem itdiğiniz âdemler bunlar mıdır?" dirler ve ehl-i cennet de: "Dâhil olınız her dürlü havfden masûn olursınız ve mahzûn olmazsınız" dirler.

48,49. Burçlarda olanlar, simalarından tanıdıkları adamlara; Topluluğunuz, topladığınız mal ve büyüklük taslamalarınız size fayda vermedi. Allah'ın rahmetine erdirmeyeceğine yemin ettikleriniz bunlar mıydı? Oysa Allah onlara şöyle der: "Cennete girin, size korku yoktur, sizler mahzun da olmayacaksınız."

A’râftakiler, simalarından tanıdıkları birtakım adamlara da seslenir ve şöyle derler: “Ne çokluğunuz, ne de taslamakta olduğunuz kibir size bir yarar sağladı!”

A‘râf ehli, simalarından tanıdıkları birtakım adamlara seslenerek derler ki: “Ne topladığınız güç ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size bir yarar sağladı.

(Yine) A'râf ehli simalarından tanıdıkları birtakım adamlara seslenerek derler ki: «Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı.

Orta yerde bulunanlar, görünüşlerinden tanıdıkları kimselere seslenirler: "Sizin cemaatiniz ve büyüklük taslamış olmanız size hiç bir yarar sağlamadı."

A'raftakiler yüzlerinden tanıdıkları kişilere seslenerek şöyle derler: "Ne topluluğunuz, ne de büyüklük taslamanız, size hiç bir yarar sağlamadı".

O ashabı A'raf sîmalariyle tanıdıkları bir takım ricale de nidâ edib: gördünüz mü cem'iyyetinizin ve yaptığınız kibr-ü azametin size hiç faidesi olmadı

(Yine) A‘râf ehli, yüzlerindeki alâmetlerden kendilerini tanıdıkları (inkârcı) birtakım adamlara seslenerek: “Ne topluluğunuz/ne topladığınız mal ne de büyüklük taslamanız size fayda verdi!” (derler.)

A'râf ehli, yüzlerinden tanıdıkları kimselere de: “Çokluğunuz da, tasladığınız büyüklük de size bir yarar sağlamadı.” dediler.

(Yine) a'raaf yârânı (kâfirlerden) sîmalarıyla tanıdıkları (elebaşı) birtakım adamlara şöyle nida ederek derler: «Ne çokluğunuz (yahut topladığınız mallar), ne de (hakka karşı) yeltenmekde devam etdiğiniz o kibr (-ü azamet) size hiç bir fâide vermedi».

A'râf ehli, kendilerini sîmâlarından tanıdıkları (Cehennem ehli) birtakım adamlara da seslenerek derler ki: “(Mal ve tarafdar) toplamanız ve büyüklük taslamakta olmanız(bugün) size bir fayda vermedi!”

Ve (yine o) A’raf ehli, (kimseler) simalarından kendilerini tanıdıkları birtakım (lider konumunda olan inkârcı, zalim, azgın, despot ve diktatör) kimselere seslenerek derler ki: “Ne (dünyadaki) çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı.”

Bekleme bölgesinde (cennete girecek) olanlar, yüzlerinin asıklığından ve sıkıntılı oldukları için yüzleri simsiyah kesilmiş olanlara “(dünyada iken) topladığınız mallar ve orada büyüklenmeleriniz size hiçbir fayda sağlamadı” diye seslenirler.

A’raf kişileri yüzlerinden tanıdıkları kimselere ünlerler: "Gördünüz mü ne, o biriktirdikleriniz, ne de o büyüklenmeniz sizleri kurtaramadı."

A/raf/takiler kâfirlerden simalarında tanıdıkları bir takım adamlara nida ederler: «— Ne topladığınız mallar, ne çoğalttığınız yardımcılar, ne de imana karşı gösterdiğiniz kibir ve gurur size asla fayda vermedi [³].

[3] Sizi azaptan kurtaramadı.

Araf ehli, simalarından tanıdıkları insanlara/adamlara da seslenir: “Ne topluluğunuz/topladığınız şeyler ne de büyüklük taslamanız size bir fayda sağladı” derler.

A'raf ehli, simalarından tanıdıkları (zalim) kimselere, “Topladığınız şeyler ve büyüklük taslamalarınız size fayda vermedi” diye seslenirler.

(Yenabi’ul Mevedde s.452 ve Şevahid’ut Tenzil c.1 s.199’da yer aldığına göre Selman Farisi şöyle demiştir: “Hz. Muhammed’in İmam Ali’ye defalarca şöyl... Devamı..

Sûrun yüksek burçlarında her yanı seyreden bu Ârâf halkı, simalarından tanıdıkları bazı cehennemlik kişilere şöyle seslenecekler: “Gördünüz ya, ne o güvendiğiniz malınız, servetiniz, ordularınız ve topladıklarınız, topluluğunuz kurtarabildi sizi, ne toplantılarınız ve ne de o anlamsız gurur ve kibriniz!”
Sonra inkârcılara, dünyadayken alay edip aşağıladıkları zayıf müminleri göstererek soracaklar:

A’RÂF arkadaşları simalarıyla tanıdıkları adamlara seslendi. Dediler ki:
“Sizin topluluğunuz ve büyüklendiğiniz şeyler size yarar sağlamadı”.

Burç görevlileri bir yandan, sîmalarından tanıdıkları cehennemliklere: " yığdığınız mallar, attığınız havalar işe yaramadı herhalde" diye takılırlar,

Yine A’râf ehli simalarından tanıdıkları birtakım adamlara seslenerek derler ki: “Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı.”

A‘raf halkı, yüzlerinden tanıdıkları (cehennemdeki) kişilere şöyle seslenecekler: “Çokluğunuzun da kibirlenmenizin de size hiçbir yararı olmadı.

A’raf’takiler, simalarından (cehennemlik olduklarını) tanıdıkları kimselere: “(dünyada) topladıklarınız ve büyüklük taslamanız, (bugün) size hiç bir yarar sağlamadı.” diye seslenecekler.

Ve [hayattayken] bu ayırd etme yetisine sahip olanlar, görünüşlerinden [günahkar olduklarını] çıkardıkları kimselere: “Ne sağladı size” diye seslenecekler, “maldan, [mülkten] biriktirmeniz; geçmişinizle o boş kurumlanmanız?

Araf’taki o kişiler simalarından kim olduklarını tanıdıkları kişilere seslenirler: – Bakın o birikimleriniz/mal, mülk ve kibirlenmeniz size hiçbir fayda sağlamadı. 6/116, 34/35, 72/24, 9211

Ve (sözkonusu) ayırdetme yeteneğine sahip olanlar, belirtilerinden kim olduklarını çıkardıkları kimselere seslenecekler: “Sahi, ne sağladı size taraftarlarınız / mal-mülkünüz ve böbürlendiğiniz o nesneler?”

A'raf ehli (zalimlerden) simalarından tanıdıkları bir takım kimselere "Ne topluluğunuzun çokluğu ne de (mevki ve servet ile) böbürlenmeniz size bir yarar sağlamadı, (sizi azaptan kurtaramadı)

A’râftakiler, simalarından tanıdıkları kimselere seslenir ve şöyle derler: "Ne çokluğunuz, ne de taslamakta olduğunuz kibir size bir yarar sağladı!"

Ve ashâb-ı A'râf simalarıyla tanıdıkları birtakım kişilere de nidâ ederek derler ki: «Size ne cemiyetiniz ve ne de yaptığınız tekebbür bir faide vermiş olmadı.»

48, 49. A'râf ashabı, simalarından tanıdıkları bir kısım kimselere seslenip: “Gördünüz ya, ne topladığınız mallarınızın, ne onca taraftarlarınızın, ne de büyüklük taslamalarınızın ve o çalımlarınızın size hiç bir faydası olmadı! ”O cennetlikleri göstererek “Sahi, şunlar “Allah, bunları asla lütfuna nail etmez. ” diye yeminler edip hor gördüğünüz kimseler değil miydi? İşte onların ne yüce mevkide olduklarını şimdi anladınız değil mi? derler ve sonra o cennetliklere dönerek: “Buyurun girin cennete, derler, size korku ve endişe olmadığı gibi, siz asla üzüntü de görmeyeceksiniz. ”

A'raf halkı, yüzlerindeki işaretleriyle tanıdıkları birtakım adamlara da ünleyerek dediler ki: "Ne topluluğunuz, ne de büyüklük taslamanız, size hiçbir yarar sağlamadı."

Ashâb-ı A'râf yüzlerinden tanıdıkları kimselere (cehennemde gördükleri bildiklerine) nidâ idüb: "Malınızın ve evlâdlarınızın çokluğı ve kibir ve gurûrınız sizi 'azâbdan kurtarmadı" dirler.

A’râf ahalisi, yüzlerinden tanıdıkları bir takım adamlara[*] da şöyle seslenirler: “Gördünüz mü? Sizlere ne taraftarlarınızın bir yararı oldu ne de büyüklenmenizin.

[*] Bunlar yüzlerinden tanındıklarına göre kendi toplumlarının ve çağdaşlarının meşhur kimseleri olmalıdır. Örneğin Firavun bunlardandır.... Devamı..

A'raftakiler simalarından tanıdıkları bazı adamlara seslenirler:-Topladıklarınız ve büyüklük taslıyor olmanız size fayda vermedi.

A'râf ehli, yüzlerinden tanıdıkları bir kısım adamlara seslenirler ve derler ki: “Ne çokluğunuz, ne de büyüklük taslayıp durmanız size bir yarar sağlamamış!

A'raf halkı, yüzlerinden tanıdıkları bazı erkeklere seslenip şöyle derler: "Bir araya gelmeniz de büyüklük taslamanız da size hiçbir yarar sağlamadı."

daħı ķıġırdı 'arāf isleri erenlere ya'nį ŧamu ehlinden bilürler anları anlaruñ nişānı- ıla eyittiler “aśśı eylemedi size dirdügüñüz daħı ol kim olduñuz-idi boyun virmezsiz”

Daḫı çaġıra a‘rāf ehli erenler ki bilürler anları ‘alāmetleri‐y‐le eyide‐ler: Ne aṣṣı eyledi size dirdü[gü]ñüz māllar daḫı ululanduñuz ḫalḳa.

Ə’raf əhli üzlərindən tanıdıqları adamlara müraciət edib: “Sizə nə yiğdığınız mal-dövlət, nə də təkəbbürünüz fayda verdi”, - deyəcək.

And the dwellers on the Heights call unto men whom they know by their marks, (saying): What did your multitude and that in which ye took your pride avail you?

The men on the heights will call to certain men whom they will know from their marks, saying:(1027) "Of what profit to you were your hoards and your arrogant ways?

1027 This speech is in three parts: (1) the last lines of this verse are addressed to the Companions of the Fire, reminding them (as a bench of judges... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.