18 Nisan 2024 - 9 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
A’râf Suresi 28. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve-iżâ fe’alû fâhişeten kâlû vecednâ ‘aleyhâ âbâenâ va(A)llâhu emeranâ bihâ(k) kul inna(A)llâhe lâ ye/muru bilfahşâ-/(i)(s) etekûlûne ‘ala(A)llâhi mâ lâ ta’lemûn(e)

Onlar, kötü bir iş yapınca babalarımız da derler, bu işi yaparlardı, öyle bulduk onları ve Allah emretti bunu bize. De ki: Allah kesin olarak kötülüğü emretmez. Allah'a, bilmediğiniz şeyi mi isnad ediyorsunuz?

(İnkârcılar ve münafıklar) Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: "Biz (atalarımızı) babalarımızı (ve büyük adamlarımızı) da böyle yaparken bulduk. (Atalarımız zamanında da kadınlar tesettürsüz dolaşırlardı!..) Zaten Allah’ın bize emri de bu doğrultudadır" derler. De ki: "(Hayır) Allah asla (çirkin ve hayâsız) kötülüğü emretmez. Allah’a karşı (gerçeğini) bilmediğiniz şeyleri (böyle cahil cesaretiyle) nasıl söylersiniz?"

Bunun içindir ki, iman etmezler ve ne zaman utanç verici bir iş işleseler, biz atalarımızı da bu işi yapar halde bulduk; hem, Allah emretmiştir bunu bize, derler hemen. De ki: “Bakın Allah, asla utanç ve tiksinti veren işleri emretmez. Yoksa siz bilmediğiniz bir şeyi mi Allah'a karşı iftirada bulunup, söylüyorsunuz?”

Onlar gayrı meşrû ilişkiler içinde yaşarlarken;
“Babalarımızı bu yolda, bu hayatı yaşarken gördük. Allah bize böyle bir düzeni yaşamamızı emretti." derler. Sen de:
“Allah, meşrû olmayan, aklın mantığın kabul etmeyeceği bir düzeni yaşamayı, zinayı, haddi aşmayı, cimriliği, ahlâksızlığı emretmez, Allah adına, bilemeyeceğiniz şeyleri ne cesaretle söylüyorsunuz ?" de.

Onlar bir hayasızlık yaptıklarında: "Biz babalarımızı bu işler üzere bulduk, Allah da bize böyle emretti" derler. De ki: "Allah kesinlikle hayasızlığı emretmez. Siz Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?"

28.Abdullah bin Abbas (r.a.) ve Mücahid`in bildirdiklerine göre cahiliye dönemi müşrikleri Ka`be`yi çıplak olarak tavaf eder ve: "Biz atalarımızı bu i... Devamı..

Onlar, 'çirkin bir hayasızlık' işlediklerinde: 'atalarımızı bunun üzerinde bulduk. Allah bunu bize emretti' derler. De ki: 'Şüphesiz Allah, 'çirkin hayasızlıkları' emretmez. Bilmediğiniz bir şeyi Allah'a karşı mı söylüyorsunuz?'

Bir edebsizlik (şirk üzre ve çıplak olarak Beytullah'ı tavaf) ettikleri zaman: “-Atalarımızı böyle bulduk; bize, bunu Allah emretti” derler. Sen de ki, “- Allah edebsizliği emretmez. Bilmediğiniz şeyleri Allah'ın üzerine mi atarsınız?”

O kâfirler bir günah ve fuhuş işlediklerinde: “Biz babalarımızı böyle gördük. Allah bize böyle emretti” derler. De ki: “Şüphesiz Allah, fahiş ve günah şeyleri emretmez. Siz bilmediğiniz şeyleri iftira ederek Allah’a mı isnad edeceksiniz.

Onlar bir kötülük işlediklerinde, “Babalarımızı bu kötülük üzerinde bulduk. Allah da bize bunu emretti” derler. De ki: “Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?”

Ne zaman bir fuhuş yaptıklarında: «Böyle bulduk bizler atalarımızı, böyle bize yapmamızı Allah emretti» demektedirler, diyesin ki: «Allah fuhşu emretmez, bilmediğiniz şeyi, Allaha mı atarsınız?»

Onlar ne zaman utanç verici bir iş işleseler (fahşa): “Biz atalarımızı da bu işi yapar bulduk. Allah da bunu emretmiştir bize” derler. De ki: “Şüphesiz ki Allah asla utanç veren işleri emretmez. Siz, Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?”

Ayette utanç verici iş olarak çevirdiğimiz ‘fahşa’ kelimesi: zina, aşırılık, yüz kızartıcı, tiksindirici işler anlamına geldiği gibi yine hayasızca bi... Devamı..

Fâhiş günâh işliyenler: "Bizim ecdâdımız da böyle yapdılar, Allâh öyle emr itdi" dirler. Ânlara di ki: "Allâh fâhiş günâh emr itmez, Allâh hakkında bilmediğinizi mi söyliyeceksimiz?

Onlar bir fenalık yaptıkları zaman, "Babalarımızı bu yolda bulduk, Allah da bize bunu emretti" derler. De ki: "Allah fenalığı emretmez. Bilmediğiniz şeyi Allah'a karşı mı söylüyorsunuz?"

Çirkin bir iş işledikleri vakit, “Biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk, Allah da bize bunu emretti” derler. De ki: “Şüphesiz, Allah çirkin işleri emretmez. Siz bilmediğiniz şeyleri Allah’ın üzerine mi atıyorsunuz?”

Onlar bir kötülük yaptıkları zaman “Babalarımızı bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti” derler. De ki: “Allah kötülüğü emretmez. Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?”

Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: «Babalarımızı bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti» derler. De ki: Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?

Herhangi bir kötü şey işledikleri zaman, "Atalarımızı böyle yapar bulduk; ALLAH da bize öyle emretti," derler. De ki: "ALLAH kötü bir şeyi emretmez. ALLAH hakkında nasıl olur da bilmediklerinizi söylersiniz?"

Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: "Babalarımızı bu yolda bulduk, bunu bize Allah emretti." derler. De ki: "Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?"

Ve bir edebsizlik yaptıkları zaman da atalarımızı böyle bulduk ve bize bunu Allah emretti derler, Allah, de, edebsizliği emretmez, bilmediğiniz şeyleri Allahın üzerine mi atıyorsunuz?

Onlar (kâfirler,) bir kötülük (harâm bir iş) yaptıkları zaman, “Biz atalarımızdan böyle gördük, (üstelik) bunu bize emreden Allah’tır” derler. De ki: “Allah kötülüğü emretmez. Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?”

Onlar bir fuhuş¹ yaptıkları zaman, “Atalarımızdan böyle gördük ve Allah bize böyle emretti.” derler. De ki: “Allah fuhşu emretmez. Hakkında bilginiz olmayan şeyleri mi Allah'a yakıştırıyorsunuz?”

1- Aşırılık, kötü iş, utanç verici.

Onlar (o îman etmeyenler) bir hayaasızlık yapdıkları zaman «Biz atalarımızı da bunun üzerinde bulduk. Allah da bize bunu emretdi» dediler. (Onlara) söyle: «Allah hiç bir zaman kötülüğü emretmez. Bilmeyeceğiniz şeyleri Allahın üzerine mi (atıb) söylüyorsunuz»?

Hem (o müşrikler) çirkin bir iş yaptıkları zaman: “(Biz) babalarımızı bunun üzerinde bulduk, Allah da bize bunu emretti” derler. De ki: “Şübhesiz Allah, çirkin işleri emretmez! Allah'a karşı (aslâ) bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?”

Onlar çirkin ve yasak bir şeyler yaptıklarında, “Biz atalarımızı böyle yaparken bulduk ve Allah da bize bu şekilde yapmamızı emretti” dediler. Deki “Allah kötülükleri emretmez. Bilmediğiniz şeyleri Allah adına mı söylüyorsunuz?”

Onlar çirkin bir iş işlediler mi: "Biz atalarımızdan böyle gördük. Allah da bize böyle buyurdu" derler. De ki : "Gerçekten Allah böyle çirkin işleri buyurmaz. Yoksa siz bilmediklerinizi Allah’ın üstüne mi atıp duruyorsunuz?"

Onlar bir hayasızlıkta bulunurlarsa «— Babalarımızı böyle bulduk, Allah da onu bize emretmiştir» derler, onlara de ki «— Allah asla hayasızlığı emretmez. Siz Allah namına bilmediğiniz bir şey mi diyorsunuz».

Onlar her ne zaman utanç verici bir kötülük [fâhişeten] yapsalar; “Biz atalarımızı bunun üzerinde/bu işi yapar bulduk. Bunu bize Allah emretti” derler. (Ey Peygamber!) De ki: “Muhakkak ki Allah utanç verici kötü şeyleri emretmez. Allah’a bilmediğiniz şeyleri mi isnat ediyorsunuz?”

Onlar bir kötülük yaptıkları zaman, “Babalarımızı bu yolda bulduk, Allah da bize bunu emretti” derler. De ki: “Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyi mi söylüyorsunuz?”

Kâfirler ne zaman utanç verici bir iş yapsalar, sözgelimi Kâbe’yi çırılçıplak tavaf etmeye kalksalar, “Biz atalarımızdan böyle gördük; üstelik, bunu bize emreden Allah’tır!” derler.
Ey Müslüman! Çıplaklığı medeniyet, utanmazlığı medenî cesaret sayan bu şaşkınlara de ki: “Hayır! Allah, böyle utanç verici çirkinlikleri asla emretmez! Zaten edep ve haya duygusu, her insanın yaratılışında vardır. Siz, Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz? O’nun emir ve hükümleri hakkında, nasıl böyle bilip bilmeden konuşabiliyorsunuz?”
Peki, gerçekte nedir Allah’ın emrettiği?

Kötü bir iş yaptıkları zaman:
-“Atalarımızı bunun üzerinde bulduk. Bunu bize Allah emretti” dediler.
De ki:
-“ Allah Çirkin İşler’i emretmez.
Bilmeyeceğiniz şeyleri Allah’a söylüyorsunuz, öyle mi?”.

Nitekim inkarcıların, bir kabalık yapınca: " Biz atalarımızdan böyle gördük. Allah, böyle buyurmuş olmalı " demeleri bu dostluğun eseridir. De ki: " Allah insanlara kabalık emretmez. Bilmediğiniz şeyleri Allah'ın üstüne atmayın!

Unutmayın! Şeytana uyanlar kötülük yaptıkları zaman bahane olarak: “Babalarımızı bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti!” derler. Böylece yaptıkları kötülüklerin kabahatini babalarına veya Allah’a atarlar. Onlara de ki: “Allah kötülüğü emretmez. Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri niye söylüyorsunuz?”

Onlar bir çirkinlik yaptıkları zaman “Babalarımızı bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti.” derler. [*]De ki: “Allah çirkinliği emretmez. Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?”

Bu cümle taklidin yalancılık olduğunun delilidir. Benzer mesajlar: Bakara 2:170; Mâide 5:104; Yûnus 10:78; Hûd 11:53-54, 62, 87; Enbiyâ 21:52-53; Şu‘a... Devamı..

O (îmansızlar) bir edepsizlik yaptıklarında: “Biz babalarımızı bu yolda bulduk, Allah da bize böyle emretti.” derler. (Ey Muhammed!) onlara: “Allah asla kötülüğü emretmez. Allah’a karşı, bilemeyeceğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?” de.

Ve [bunun içindir ki] ne zaman utanç verici bir iş işleseler, “biz atalarımızı da bu işi yapar bulduk; hem, Allah emretmiştir bunu bize” derler hemen. De ki: “Bakın, Allah asla utanç ve tiksinti veren işleri emretmez. Siz, yoksa hakkında hiçbir şey bilmediğiniz bir şeyi mi Allah’a yakıştırıyorsunuz?”

Onlar çirkin bir iş yaptıklarında – Biz atalarımızı böyle yaparken bulduk, bunu bize Allah emretti, derler. De ki: – Allah, çirkin işleri emretmez. Yoksa siz bilip bilmeden Allah adına mı konuşuyorsunuz? 2/170, 31/21, 43/22- 23, 6/148, 16/35- 62, 7/33, 10/17

Ve ne zaman çirkin bir iş işleseler, (hemen) “Biz atalarımızı da bu iş üzerinde bulduk; demek ki[¹¹⁷⁵] bunu bize Allah emretmiş” derler. De ki: “Şu kesin: Allah çirkin bir şeyi emretmez. Yoksa Allah’a, hiç bilmediğiniz bir şeyi mi yakıştırıyorsunuz?”

[1175] Ve bağlacına bu bağlamda verilebilecek en uygun karşılık.

Onlar (müşrikler) ise (anadan doğma tavaf yapmak gibi) bir hayasızlık yaptıklarında, "Biz, atalarımızı bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti" derler. (Rablerine karşı böyle bir iftirada bulunmaktan çekinmezler, ey Muhammed) De ki: Allah, asla kötülüğü emretmez, siz bilmediğiniz bir şeyi (hiçbir deliliniz olmayan bir sözü, nasıl oluyor da) Allah’a isnad edebiliyorsunuz?
(Rabbinizden hiç korkmuyor musunuz?)

Onlar bir fahşa (aşırı kötü işler) yaptıkları zaman: "Babalarımızı bu yolda bulduk, bunu bize Allâh emretti. " dediler. De ki: "Allâh kötülüğü emretmez, Allah’a karşı bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz?"

Ve onlar bir yaramazlık yaptıkları zaman, «Biz babalarımızı da bunun üzerinde bulduk, ve Allah bununla bize emretmiştir,» derler. De ki: «Şüphe yok Allah Teâlâ fahiş şeyler ile emretmez. Siz bilmediğiniz şeyleri Allah Teâlâ'ya karşı söyler misiniz?»

Onlar çirkin bir iş yaptıklarında: “Babalarımızı bu yolda bulduk, esasen Allah böyle yapmamızı emretti. ” derler. De ki: “Allah Teâlâ kötü olan şeyi asla emretmez. Ne o, yoksa siz Allah'ın söylediğini bilmediğiniz birtakım sözleri O'na iftira ederek Allah'a mı mal ediyorsunuz? ”

Âyetin sonundaki bu istifham-ı inkârî üslûbu, onların ne büyük bir vebal yüklendiklerini, zarif bir tarzda anlatıyor. Şöyle ki: “Allah Teâlâ’nın herha... Devamı..

Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: "Babalarımızı bu yolda bulduk, bunu bize Allah emretti." dediler. "Allah kötülüğü emretmez, de, Allah'a karşı bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz?"

Îmân itmeyenler bir büyük günâh işlediklerinde "Babalarımızı böyle bulduk ve Allâh bize böyle emr itdi" dirler. Onlara di ki: "Allâh böyle fenâ şeyleri emr itmez. Bilmediğiniz şeyleri Allâh'a isnâd mı idersiniz?

Bir edepsizlik yaptılar mı “Atalarımızdan böyle gördük. Allah bizden böyle istemiştir.” derler. De ki “Allah çirkin davranışları emretmez. Allah hakkında bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz?”

Onlar kötü bir iş yaptıkları zaman:-Atalarımızı böyle yaparken bulduk, Allah da bunu bize emretti, derler. De ki:-Allah, kötülüğü emretmez. Bilmediğiniz şeyi Allah'a mı atıyorsunuz?

Onlar çirkin bir iş yaptıklarında, “Atalarımızdan gördük; bunu bize Allah emretti” derler. De ki: Allah hiçbir zaman çirkin şeyler emretmez. Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?

Bir iğrençlik yaptıklarında şöyle derler: "Atalarımızı bu hal üzere bulmuştuk. Yani Allah emretti bize bunu." De ki: "Allah, edepsizliği/iğrençliği emretmez. Allah hakkında, bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?"

daħı ķaçan [76b] işlediler zişt eyittiler “bulduķ anuñ üzere atalarumuzı daħı Tañrı buyurdı bize anı.” eyit: “bayıķ Tañrı buyurmaz zişt işi eydür misiz Tañrı üzere anı kim bilmezsiz?”

Daḫı ḳaçan kim bir yamanlıḳ işleseler eydürler: Bulduḳ anuñ üstine. DaḫıTañrı Ta‘ālā buyurdı bize anı. Eyit yā Muḥammed: Tañrı Ta‘ālā buyurmazyamanlıġı, eydür misiz Tañrı Ta‘ālā ḥaḳḳına bilmedügüñüz nesneyi.

(Şeytanla dost olanlar) ədəbsizlik (bütpərəstlik adəti üzrə Kə’bəni çılpaq təvaf) etdikləri zaman: “Atalarımızı belə gördük. Bunu bizə Allah əmr etmişdir”,- deyirlər. (Ya Peyğəmbərim!) De: “Allah ədəbsizlik (yaramaz işlər) əmr etməz. Allaha qarşı bilmədiyiniz şeyimi deyirsiniz?”

And when they do some lewdness they say: We found our fathers doing it and Allah hath enjoined it on us. Say: Allah, verily, enjoineth not lewdness. Tell ye concerning Allah that which ye know not?

When they do aught that is shameful, they say: "We found our fathers doing so"; and "(Allah) commanded us thus": Say: "Nay, Allah never commands what is shameful: do ye say of Allah what ye know not?"


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.