13 Ekim 2024 - 10 Rebiü'l-Ahir 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
A’râf Suresi 20. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Fevesvese lehumâ-şşeytânu liyubdiye lehumâ mâ vûriye ‘anhumâ min sev-âtihimâ vekâle mâ nehâkumâ rabbukumâ ‘an hâżihi-şşecerati illâ en tekûnâ melekeyni ev tekûnâ mine-lḣâlidîn(e)

Şeytan, onlara gizli kalmış olan avret yerlerini belirtip göstermek için ikisini de vesveselendirdi ve bu ağacın meyvesini yerseniz mutlaka iki melek haline gelir, yahut da ebedi ömre kavuşursunuz, onun için Rabbiniz sizi nehyetti dedi.

Şeytan kendilerinden örtünüp gizlenmesi (gereken) çirkin-edep yerlerini (avret mahallerini) açığa çıkarmak (böylece cinsi tahrikle şehvet tuzağına kaptırmak) için onlara vesvese verip (akıllarını çeldi) ve dedi ki: "Rabbinizin size bu (şehvet) şecerini (iştah kabartıcı ağacın meyvesini) yasaklaması, sadece, sizin iki melek (veya yetkili melik, sultan ve hükümdar) olmamanız, ya da cennette ebedi kalmamanız içindir." (Oysa cennetlerde ebedi sultan olmak çok güzeldir ve tam da size göredir!..)

Derken şeytan harekete geçip, örtülmüş olan utanç yerlerini kendilerine göstermek için ikisine birden fısıldayarak: “Rabbiniz sizi bu ağaçtan ancak, melek olmanız veya burada ebedi olarak kalanlardan olmamanız için yasaklamıştır” dedi.

Şeytan, Âdem ile eşini kıskanıp, ilahi ilmin hikmetin gereği onlara yasaklanan bitkinin mahsulünden yemeyi fısıldayarak câzip gösterdi. Karşılıklı olarak farkında olmadıkları, kendilerini ayıplatacak fiillerini akıllarına düşürmek ve edep yerlerini açtırmak istiyordu. Ve:
“Yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzeni veren koruyan kontrol eden Rabbiniz, size bu bitkiyi, bunu dillendirmeyi sırf gözde melekler olursunuz veya ebedî hayat ile yaşayanlar haline gelirsiniz, diye yasakladı" dedi.

Şeytan o ikisinin bedenlerinden gizlenmiş olan ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve: Rabbinizin sizi bu ağaçtan menetmesi sırf melek yahut sonsuz hayat süreceklerden olmamanız içindir dedi.

Şeytan, kendilerinden 'örtülüp gizlenen çirkin yerlerini' açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve dedi ki: 'Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir.'

Nihayet Şeytan, onların örtülü avret yerleri kendilerine açılmak için, onlara vesvese verip şöyle dedi: “-Rabbiniz size bu ağacı, iki melek olacağınız, yahut devamlı (cennette) kalıcılardan bulunacağınız için yasak etti.”

Şeytan, avretlerinden örtülü olan kısmı (farkına varmadıkları durumu) onlara göstermek için, onlara fısıldamaya başladı. Ve dedi ki: “Rabbiniz bu ağaçtan yemenizi, ancak iki melek veya ebedî kalıcılardan olmayasınız, diye yasak etti.”

Derken şeytan, birbirine kapalı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve “Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı” dedi.

Hemen iblis onları — örtülmüş bulunan, ut yerlerini açmak için— işkillendirip: «Sizler iki melek, ya da sonsuz olmamanızçin, Tanrınız size bu ağacı yasaklamıştır» dedi onlara

Bunun üzerine, şeytan, (o ana kadar) birbirlerine kapalı olan mahrem yerlerini açıp kendilerine göstermek amacıyla onlara (şöyle) fısıldadı: “Rabbinizin sizi bu ağaçtan uzak tutması, yalnızca, siz ikiniz melekler (gibi) olmayasınız ya da sonsuza kadar yaşayamayasınız diyedir.”

20, 21. Şeytân ânların ol vakte kadar görmedikleri çıplaklarını kendilerine his itdirecek ilkââtda bulundı. Ânlara "Allâh size bu ağacın meyvesini men’ itdi tâ ki iki melek olub da cennetde ilelebed yaşamıyasınız." didi ve kendisinin en iyi nasîhatci oldığına yemîn itdi.

Şeytan, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı: "Rabbinizin sizi bu ağaçtan menetmesi melek olmanız veya burada temelli kalmanızı önlemek içindir."

Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı.”

Derken şeytan, kapalı olan avret yerlerini birbirine göstermek için onlara fısıldayıp kafalarını karıştırdı ve “Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî yaşayanlardan olursunuz diye yasakladı” dedi.

Derken şeytan, birbirine kapalı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve: Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı, dedi.

Şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan bedenlerini ortaya çıkarmak için onlara fısıldadı: "Rabbinizin sizi bu ağaçtan menetmesinin sebebi, ikinizin birer melek veya birer ebedi varlık olmamanız içindir," dedi.

Derken onların, kendilerinden gizli kalan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı: "Rabbiniz, başka bir sebepten dolayı değil, sırf ikiniz de birer melek ya da ebedî kalıcılardan olursunuz diye sizi şu ağaçtan men etti." dedi.

Derken Şeytan bunlara kendilerinden örtülmüş olan çirkin yerlerini açmak için ikisine de vesvese verdi, ve sizi rabbınız başka bir şey için değil, sırf Melek olacağınız yâhud ebediyyen kalanlardan olacağınız için bu ağaçtan nehyetti dedi

20-21. Derken şeytan, (Âdem ve Havvâ’nın cennet elbiseleri ile) örtülü olan avret yerlerini kendilerine göstermek (içinde bulundukları nimetlerden mahrum etmek) için, onlara (cennetin kapısından şöyle) fısıldadı: “Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya (cennette) ebedî kalanlardan olursunuz, diye yasakladı. Şüphesiz ben, sizin (iyiliğiniz) için öğüt verenlerdenim!” diyerek (yalan yere Allah adına) yemin etti.

Derken şeytan, kötülüklerini¹ kendilerine göstermek için onlara fısıldadı. Rabb'iniz size bu ağacı melek/melik olmayasınız veya ölümsüz olmayasınız diye yasakladı.” dedi.

1- “Avret yerlerinin açığa çıkması”; “Kendilerinden gizlenmiş çirkin yerlerinin kendilerine gösterilmesi” şeklinde verilen gülünç anlamlar İsrailiyat\... Devamı..

Derken şeytan, onlardan gizli bırakılmış o çirkin yerlerini kendilerine açıklamak (göstermek) için ikisine de vesvese verdi: «Rabbiniz size bu ağacı başka bir şey için değil, ancak iki melek olacağınız, yahud (ölümden âzâde ve) ebedî kalıcılardan bulunacağınız için (ya'ni böyle olmayasınız diye) yasak etdi» dedi.

Derken şeytan, (o ikisini, netîcelerinden biri de) onlardan örtülmüş avret yerlerini kendilerine göstermek (olan hatâya sevk etmek) için, onlara vesvese verdi ve: “Rabbiniz, ancak melek olmayasınız veya (Cennette) ebedî kalıcılardan olmayasınız diye sizi bu ağaçtan men' etti” dedi.

Derken şeytan, onların kendilerinden gizli kalan kötülüklerini (Allah’ın yasak emrine karşı zaaf ve noksanlıklarını) kendilerine göstermek (ve dolayısıyla onları da kendisi gibi saygınsızlaştırıp bulundukları yerden çıkartmak) amacıyla onlara vesvese verdi ve dedi ki Rabbiniz sizi bu ağaçtan ancak, melek (gibi) olmayasınız ya da (uzun süre) kalanlardan olmayasınız diye yasaklamıştır.*

(*) Bir görüşe göre burada (سوءاتهما)’’min sev-âtihimâ ’’ yani gizli kalan avret yerlerini kendilerine göstermesi için…) şeklindeki ifade kinaye olup ... Devamı..

Şeytan ikisinin gizlenmiş olan zaaflarını ortaya çıkarmak için, onlara vesvese (fısıldadı) verdi ve dedi ki “Rabbinizin bu ağacı ikinize yasaklamasının nedeni, sizin iki melek veya ölümsüzlerden olmamanız içindir.”

Derken Şeytan ut yerlerini açmaları için onları dürttü. Hem de şunu dedi: "Çalabınız size bu ağacı yasak etti. Çünkü sizin melek olmanızı, ya da ölümsüz kalmanızı istemiyor.

20, 21. Şeytan ise gizli kalan avret yerlerini kendilerine göstermek için [⁵] onlara vesvese verdi. Dedi ki «— Rabbinizin bu ağacı yasak etmesi ancak sizlerin melek [⁶] olmamanız veya daim kalmamanız içindir [⁷]», «— Herhalde sizin hayrıhahlarınızdanım» diye onlara bir de yemin etti.

[5] O vakte kadar onlar avret yerlerini bilmezlerdi.[6] Veya padişah.[7] Asla ölmeyip Cennette ebedî kalmamanız için.

Şeytan onların kendilerinden gizlenmiş olan çirkin/ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara, “Rabbiniz size şu ağaca yaklaşmanızı sırf siz iki melek veya ölümsüzlerden olmayasınız diye yasakladı” diyerek vesvese verdi⁶.

6 Krş. Tâhâ, 20/120

Şeytan, kendilerinden örtülmüş olan ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi: “Rabbinizin sizi bu ağaçtan menetmesi iki melek olmanızı veya burada temelli kalmanızı önlemek içindir.”

Derken şeytan, birbirlerine kapalı olan mahrem yerlerini açıp kendilerine göstermek ve böylece şehvet duygularını kamçılayıp onları isyana sürüklemek için her ikisine fısıldayarak dedi ki: “Rabb’inizin size bu ağacı yasaklamasının tek sebebi, birer melek olacağınızdan yahut sonsuz hayata kavuşacağınızdan endişe duymasıdır.”

Şeytan, örtülü olan avret yerlerini onlara açmak (göstermek) için ikisine de gizlice fısıldadı:
“İkiniz ancak iki melek (melik) olursunuz veya Sürekli Kalacaklar’dan olursunuz diye rabbiniz sizi bu Ağaç’tan nehy etti / men’ etti” dedi.

Derken şeytan onların aklını çeldi. Kendilerine henüz farkında olmadıkları ayıp yerlerini göstermek istedi ve: " Sahib'iniz size bu ağacı yasakladı ama, yerseniz hem melek, hem de ölümsüz olacaksınız " dedi.

Şeytan onlara yaklaştı. İçindeki kötülük, şımarıklık, azgınlık, kıskançlık duygularını kabarttı. Onlara dedi ki; “Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı!”

(O sırada) şeytan, birbirine kapalı edep yerlerini kendilerine göstermek için onlara (Âdem ve eşine) vesvese vermiş, [*] “Rabbiniz size bu ağacı ancak melek olursunuz veya çok uzun yaşayanlardan olursunuz diye yasakladı!” demişti.

Bu cümle Hz. Âdem’in ve eşinin cennetten çıkartılma nedeninin şeytan olduğunu göstermektedir. Sanıldığı veya iddia edildiği gibi söz konusu bahçeden ç... Devamı..

20,21. Bunun üzerine şeytan o ikisinin, kendilerine örtülmüş olan avret yerlerini meydana çıkarmak için¹ o ikisine² de vesvese³ verdi ve: “Rabbiniz size bu ağacı, sadece sizin birer melek olmamanız ya da ebedî yaşayanlardan olmamanız için yasakladı.” dedi ve: “Doğrusu ben, sizin iyiliğinizi istiyorum.” diye yemin etti.

1 Bu ifâdeden; Hz. Âdem’le Hz. Havva’nın cennette çıplak dolaşmadıkları ve avret yerlerini cennette kendilerinden başka insan olmadığı halde bile örtt... Devamı..

Bunun üzerine, Şeytan, onlara, [o ana kadar] farkında olmadıkları çıplaklıklarını göstermek amacıyla ¹⁴ fısıldayıp: “Rabbinizin sizi bu ağaçtan uzak tutması, yalnızca, siz ikiniz melekler [gibi] olmayasınız ya da sonsuza kadar yaşamayasınız diyedir” ¹⁵ dedi.

14 Lafzen, “[o güne kadar] çıplaklıkları hakkında kendilerinin henüz farkında olmadıkları şeyi onlara ifşa etmek için...” Burada, insanoğlunun cennett... Devamı..

Şeytan Allah’ın yaklaşmayın dediği kötülüğü/günahı işlemeleri için eğer bunu yaparsanız birer melek veya burada kalıcı olanlardan olursunuz diye vesvese verdi. 2/35, 20/117- 118, 20/120- 121

Bunun üzerine, şeytan onlara (o zamana değin) cinsellikleri[¹¹⁶⁶] hakkında henüz farkına varmadıkları şeyi ifşa etmek için fısıldadı ve “Rabbinizin sizi bu ağaçtan uzak tutması, başka değil, sadece siz (ondan yiyince) iki melek (gibi) olursunuz ya da ölümsüzleşirsiniz de ondandır” dedi.[¹¹⁶⁷]

[1166] Sev’e, cinsel organdan kinaye olan bu kullanım, en temelde “cinsel güdülere” bir atıftır (Krş: Lisân ve Müfredât). [1167] Zımnen: Mükemmel y... Devamı..

Derken şeytan, -kendilerinden örtülüp gizlenmiş olan ayıp yerlerini meydana çıkarmak- (onlarda şehvet arzusunu uyarmak) için, onlara vesvese verdi ve "Rabbiniz sizi bu ağaçtan (onun meyvesini yemekten) sırf, iki melek olup da sonsuza dek cennette kalacaklardan olmayasınız diye, men etti, (eğer ondan yerseniz siz de melekler gibi ölüm yüzü görmez ve cennette sonsuza dek kalırsınız" dedi, (güven vermek için de)

Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) devamlı kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı. "

Sonra şeytan, ikisine de onların kendilerinden örtülmüş olan çirkin yerlerini onlara açıvermesi için vesvese vermeğe başladı. Ve «Rabbiniz sizi bu ağaçtan nehyetmedi, ancak iki melek olacağınız veya ebedî kalacaklardan bulunacağınız için nehyetti,» dedi.

20, 21. Fakat şeytan onlara, gözlerinden gizlenmiş olan edep yerlerini açığa çıkarmak için vesvese verdi. Onlara şöyle telkinde bulundu: “Rabbinizin size bu ağacın meyvesini yasaklamasının tek sebebi, sizin meleklerden veya ölümsüz hayata kavuşanlardan olmanızı önlemektir” diyerek, kendisinin onların iyiliğini istediğine dair yemin üstüne yemin etti. [20, 120]

Derken şeytan, onların, kendilerinden gizlenmiş olan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı: "Rabbiniz, başka bir sebepten dolayı değil, sırf ikiniz de birer melek, ya da ebedi kalıcılardan olursunuz diye sizi şu ağaçtan men'etti" dedi.

'Avret yerlerini açmak içün şeytân onlara vesvese virdi. "Rabbbinizin bu ağaca tekarrübden sizi men' itmesi iki melek olmayasınız veyâhud cennetde ebedî kalmayasınız içündir" didi.

Sonra Şeytan vücutlarından açılması hoş olmayacak yerlerinin örtüsünü açıp onlara göstermek için şöyle vesvese verdi[1]: “Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması sadece hükümdar (saltanat sahibi)[2] olmanızı ya da ölümsüzleşmenizi engellemek içindir.”

[1] Adem ve Havva (a.s.) bu bahçede bulundukları sürece ne sıkıntı ne açlık çekecekler ne de çıplak kalacaklardı. (Ta Ha 20/118) [2] Elimizdeki Kur'ân... Devamı..

Şeytan, örtülü olan avret yerlerini kendilerine göstermek için, ikisine de gizlice fısıldadı ve şöyle dedi:-Rabbiniz, bu ağacı yalnızca ikinizin de melek olmamanız veya ölümsüz olmamanız için yasakladı.

Derken, çirkin yerlerini kendilerine göstermek için Şeytan onlara vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz, melek olursunuz veya ebediyen Cennette kalırsınız diye sizi bu ağaçtan men etti.”

Derken, şeytan, kendilerinden gizlenmiş çirkin yerlerini onlara açmak için ikisine de vesvese verdi. Dedi: "Rabbinizin sizi şu ağaçtan uzak tutması, iki melek olmayasınız yahut ölümsüzler arasına katılmayasınız diyedir."

vesvese eyledi anlara şeyŧān tā aça ol ikiye arnı kim örtünildi ol ikiden ud yirlerinden daħı eyitti “yıġmadı siz ikiyi çalabuñuz uşbu aġaçdan [76a] illā kim olmayasız iki firişte ya'nį ölmeyesiz ya olmayasız ebed ķalıcılardan.”

pes vesvese eyledi şeyṭān ikisine bellü eylemeg‐içün özlerine ol nesneyi kimörtülmiş‐idi ikisinüñ ‘avretlerinden. Daḫı eyitdi şeyṭān: Yıġmadı siz Çala‐buñuz uşbu aġaçdan, illā olmaġ‐ıçun ikiñüz feriştehlerden, yā ol‐maġ‐ıçun ikiñüz dāyim durıcılardan.

Şeytan (Adəmin və Həvvanın) örtülü ayıb (övrət) yerlərini özlərinə göstərmək məqsədilə onlara vəsvəsə verib dedi: “Rəbbiniz sizə bu ağacı yalnız mələk olmamağınız və ya (Cənnətdə) əbədi qalmamağınız üçün qadağan etmişdir!”

Then Satan whispered to them that he might manifest unto them that which was hidden from them of their shame, and he said: Your Lord forbade you from this tree only lest ye should become angels or become of the immortals.

Then began Satan(1005) to whisper suggestions to them, in order to reveal to them their shame(1006) that was hidden from them (before): he said: "Your Lord only forbade you this tree, lest ye should become angels or such beings as live forever."

1005 The transition from the name "Iblis" to the name "Satan" is similar to that in 2:36 , where it is explained in n. 52. 1006 Our first parents as c... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.