Fevesvese lehumâ-şşeytânu liyubdiye lehumâ mâ vûriye ‘anhumâ min sev-âtihimâ vekâle mâ nehâkumâ rabbukumâ ‘an hâżihi-şşecerati illâ en tekûnâ melekeyni ev tekûnâ mine-lḣâlidîn(e)
Şeytan, onlara gizli kalmış olan avret yerlerini belirtip göstermek için ikisini de vesveselendirdi ve bu ağacın meyvesini yerseniz mutlaka iki melek haline gelir, yahut da ebedi ömre kavuşursunuz, onun için Rabbiniz sizi nehyetti dedi.
Şeytan kendilerinden örtünüp gizlenmesi (gereken) çirkin-edep yerlerini (avret mahallerini) açığa çıkarmak (böylece cinsi tahrikle şehvet tuzağına kaptırmak) için onlara vesvese verip (akıllarını çeldi) ve dedi ki: "Rabbinizin size bu (şehvet) şecerini (iştah kabartıcı ağacın meyvesini) yasaklaması, sadece, sizin iki melek (veya yetkili melik, sultan ve hükümdar) olmamanız, ya da cennette ebedi kalmamanız içindir." (Oysa cennetlerde ebedi sultan olmak çok güzeldir ve tam da size göredir!..)
Derken şeytan harekete geçip, örtülmüş olan utanç yerlerini kendilerine göstermek için ikisine birden fısıldayarak: “Rabbiniz sizi bu ağaçtan ancak, melek olmanız veya burada ebedi olarak kalanlardan olmamanız için yasaklamıştır” dedi.
Şeytan, Âdem ile eşini kıskanıp, ilahi ilmin hikmetin gereği onlara yasaklanan bitkinin mahsulünden yemeyi fısıldayarak câzip gösterdi. Karşılıklı olarak farkında olmadıkları, kendilerini ayıplatacak fiillerini akıllarına düşürmek ve edep yerlerini açtırmak istiyordu. Ve:
“Yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzeni veren koruyan kontrol eden Rabbiniz, size bu bitkiyi, bunu dillendirmeyi sırf gözde melekler olursunuz veya ebedî hayat ile yaşayanlar haline gelirsiniz, diye yasakladı" dedi.
Şeytan o ikisinin bedenlerinden gizlenmiş olan ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve: Rabbinizin sizi bu ağaçtan menetmesi sırf melek yahut sonsuz hayat süreceklerden olmamanız içindir dedi.
Şeytan, kendilerinden 'örtülüp gizlenen çirkin yerlerini' açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve dedi ki: 'Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir.'
Nihayet Şeytan, onların örtülü avret yerleri kendilerine açılmak için, onlara vesvese verip şöyle dedi: “-Rabbiniz size bu ağacı, iki melek olacağınız, yahut devamlı (cennette) kalıcılardan bulunacağınız için yasak etti.”
Şeytan, avretlerinden örtülü olan kısmı (farkına varmadıkları durumu) onlara göstermek için, onlara fısıldamaya başladı. Ve dedi ki: “Rabbiniz bu ağaçtan yemenizi, ancak iki melek veya ebedî kalıcılardan olmayasınız, diye yasak etti.”
Derken şeytan, birbirine kapalı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve “Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı” dedi.
Hemen iblis onları — örtülmüş bulunan, ut yerlerini açmak için— işkillendirip: «Sizler iki melek, ya da sonsuz olmamanızçin, Tanrınız size bu ağacı yasaklamıştır» dedi onlara
Bunun üzerine, şeytan, (o ana kadar) birbirlerine kapalı olan mahrem yerlerini açıp kendilerine göstermek amacıyla onlara (şöyle) fısıldadı: “Rabbinizin sizi bu ağaçtan uzak tutması, yalnızca, siz ikiniz melekler (gibi) olmayasınız ya da sonsuza kadar yaşayamayasınız diyedir.”
20, 21. Şeytân ânların ol vakte kadar görmedikleri çıplaklarını kendilerine his itdirecek ilkââtda bulundı. Ânlara "Allâh size bu ağacın meyvesini men’ itdi tâ ki iki melek olub da cennetde ilelebed yaşamıyasınız." didi ve kendisinin en iyi nasîhatci oldığına yemîn itdi.
Şeytan, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı: "Rabbinizin sizi bu ağaçtan menetmesi melek olmanız veya burada temelli kalmanızı önlemek içindir."
Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı.”
Derken şeytan, kapalı olan avret yerlerini birbirine göstermek için onlara fısıldayıp kafalarını karıştırdı ve “Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî yaşayanlardan olursunuz diye yasakladı” dedi.
Derken şeytan, birbirine kapalı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve: Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı, dedi.
Şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan bedenlerini ortaya çıkarmak için onlara fısıldadı: "Rabbinizin sizi bu ağaçtan menetmesinin sebebi, ikinizin birer melek veya birer ebedi varlık olmamanız içindir," dedi.
Derken onların, kendilerinden gizli kalan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı: "Rabbiniz, başka bir sebepten dolayı değil, sırf ikiniz de birer melek ya da ebedî kalıcılardan olursunuz diye sizi şu ağaçtan men etti." dedi.
Derken Şeytan bunlara kendilerinden örtülmüş olan çirkin yerlerini açmak için ikisine de vesvese verdi, ve sizi rabbınız başka bir şey için değil, sırf Melek olacağınız yâhud ebediyyen kalanlardan olacağınız için bu ağaçtan nehyetti dedi
20-21. Derken şeytan, (Âdem ve Havvâ’nın cennet elbiseleri ile) örtülü olan avret yerlerini kendilerine göstermek (içinde bulundukları nimetlerden mahrum etmek) için, onlara (cennetin kapısından şöyle) fısıldadı: “Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya (cennette) ebedî kalanlardan olursunuz, diye yasakladı. Şüphesiz ben, sizin (iyiliğiniz) için öğüt verenlerdenim!” diyerek (yalan yere Allah adına) yemin etti.
Derken şeytan, kötülüklerini¹ kendilerine göstermek için onlara fısıldadı. Rabb'iniz size bu ağacı melek/melik olmayasınız veya ölümsüz olmayasınız diye yasakladı.” dedi.
Derken şeytan, onlardan gizli bırakılmış o çirkin yerlerini kendilerine açıklamak (göstermek) için ikisine de vesvese verdi: «Rabbiniz size bu ağacı başka bir şey için değil, ancak iki melek olacağınız, yahud (ölümden âzâde ve) ebedî kalıcılardan bulunacağınız için (ya'ni böyle olmayasınız diye) yasak etdi» dedi.
Derken şeytan, (o ikisini, netîcelerinden biri de) onlardan örtülmüş avret yerlerini kendilerine göstermek (olan hatâya sevk etmek) için, onlara vesvese verdi ve: “Rabbiniz, ancak melek olmayasınız veya (Cennette) ebedî kalıcılardan olmayasınız diye sizi bu ağaçtan men' etti” dedi.
Derken şeytan, onların kendilerinden gizli kalan kötülüklerini (Allah’ın yasak emrine karşı zaaf ve noksanlıklarını) kendilerine göstermek (ve dolayısıyla onları da kendisi gibi saygınsızlaştırıp bulundukları yerden çıkartmak) amacıyla onlara vesvese verdi ve dedi ki Rabbiniz sizi bu ağaçtan ancak, melek (gibi) olmayasınız ya da (uzun süre) kalanlardan olmayasınız diye yasaklamıştır.*
Şeytan ikisinin gizlenmiş olan zaaflarını ortaya çıkarmak için, onlara vesvese (fısıldadı) verdi ve dedi ki “Rabbinizin bu ağacı ikinize yasaklamasının nedeni, sizin iki melek veya ölümsüzlerden olmamanız içindir.”
Derken Şeytan ut yerlerini açmaları için onları dürttü. Hem de şunu dedi: "Çalabınız size bu ağacı yasak etti. Çünkü sizin melek olmanızı, ya da ölümsüz kalmanızı istemiyor.
20, 21. Şeytan ise gizli kalan avret yerlerini kendilerine göstermek için [⁵] onlara vesvese verdi. Dedi ki «— Rabbinizin bu ağacı yasak etmesi ancak sizlerin melek [⁶] olmamanız veya daim kalmamanız içindir [⁷]», «— Herhalde sizin hayrıhahlarınızdanım» diye onlara bir de yemin etti.
Şeytan, kendilerinden örtülmüş olan ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi: “Rabbinizin sizi bu ağaçtan menetmesi iki melek olmanızı veya burada temelli kalmanızı önlemek içindir.”
Derken şeytan, birbirlerine kapalı olan mahrem yerlerini açıp kendilerine göstermek ve böylece şehvet duygularını kamçılayıp onları isyana sürüklemek için her ikisine fısıldayarak dedi ki: “Rabb’inizin size bu ağacı yasaklamasının tek sebebi, birer melek olacağınızdan yahut sonsuz hayata kavuşacağınızdan endişe duymasıdır.”
Şeytan, örtülü olan avret yerlerini onlara açmak (göstermek) için ikisine de gizlice fısıldadı:
“İkiniz ancak iki melek (melik) olursunuz veya Sürekli Kalacaklar’dan olursunuz diye rabbiniz sizi bu Ağaç’tan nehy etti / men’ etti” dedi.
Derken şeytan onların aklını çeldi. Kendilerine henüz farkında olmadıkları ayıp yerlerini göstermek istedi ve: " Sahib'iniz size bu ağacı yasakladı ama, yerseniz hem melek, hem de ölümsüz olacaksınız " dedi.
Şeytan onlara yaklaştı. İçindeki kötülük, şımarıklık, azgınlık, kıskançlık duygularını kabarttı. Onlara dedi ki; “Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı!”
(O sırada) şeytan, birbirine kapalı edep yerlerini kendilerine göstermek için onlara (Âdem ve eşine) vesvese vermiş, [*] “Rabbiniz size bu ağacı ancak melek olursunuz veya çok uzun yaşayanlardan olursunuz diye yasakladı!” demişti.
20,21. Bunun üzerine şeytan o ikisinin, kendilerine örtülmüş olan avret yerlerini meydana çıkarmak için¹ o ikisine² de vesvese³ verdi ve: “Rabbiniz size bu ağacı, sadece sizin birer melek olmamanız ya da ebedî yaşayanlardan olmamanız için yasakladı.” dedi ve: “Doğrusu ben, sizin iyiliğinizi istiyorum.” diye yemin etti.
Bunun üzerine, Şeytan, onlara, [o ana kadar] farkında olmadıkları çıplaklıklarını göstermek amacıyla ¹⁴ fısıldayıp: “Rabbinizin sizi bu ağaçtan uzak tutması, yalnızca, siz ikiniz melekler [gibi] olmayasınız ya da sonsuza kadar yaşamayasınız diyedir” ¹⁵ dedi.
Şeytan Allah’ın yaklaşmayın dediği kötülüğü/günahı işlemeleri için eğer bunu yaparsanız birer melek veya burada kalıcı olanlardan olursunuz diye vesvese verdi. 2/35, 20/117- 118, 20/120- 121
Bunun üzerine, şeytan onlara (o zamana değin) cinsellikleri[¹¹⁶⁶] hakkında henüz farkına varmadıkları şeyi ifşa etmek için fısıldadı ve “Rabbinizin sizi bu ağaçtan uzak tutması, başka değil, sadece siz (ondan yiyince) iki melek (gibi) olursunuz ya da ölümsüzleşirsiniz de ondandır” dedi.[¹¹⁶⁷]
Derken şeytan, -kendilerinden örtülüp gizlenmiş olan ayıp yerlerini meydana çıkarmak- (onlarda şehvet arzusunu uyarmak) için, onlara vesvese verdi ve "Rabbiniz sizi bu ağaçtan (onun meyvesini yemekten) sırf, iki melek olup da sonsuza dek cennette kalacaklardan olmayasınız diye, men etti, (eğer ondan yerseniz siz de melekler gibi ölüm yüzü görmez ve cennette sonsuza dek kalırsınız" dedi, (güven vermek için de)
Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) devamlı kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı. "
Sonra şeytan, ikisine de onların kendilerinden örtülmüş olan çirkin yerlerini onlara açıvermesi için vesvese vermeğe başladı. Ve «Rabbiniz sizi bu ağaçtan nehyetmedi, ancak iki melek olacağınız veya ebedî kalacaklardan bulunacağınız için nehyetti,» dedi.
20, 21. Fakat şeytan onlara, gözlerinden gizlenmiş olan edep yerlerini açığa çıkarmak için vesvese verdi. Onlara şöyle telkinde bulundu: “Rabbinizin size bu ağacın meyvesini yasaklamasının tek sebebi, sizin meleklerden veya ölümsüz hayata kavuşanlardan olmanızı önlemektir” diyerek, kendisinin onların iyiliğini istediğine dair yemin üstüne yemin etti. [20, 120]
Derken şeytan, onların, kendilerinden gizlenmiş olan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı: "Rabbiniz, başka bir sebepten dolayı değil, sırf ikiniz de birer melek, ya da ebedi kalıcılardan olursunuz diye sizi şu ağaçtan men'etti" dedi.
'Avret yerlerini açmak içün şeytân onlara vesvese virdi. "Rabbbinizin bu ağaca tekarrübden sizi men' itmesi iki melek olmayasınız veyâhud cennetde ebedî kalmayasınız içündir" didi.
Sonra Şeytan vücutlarından açılması hoş olmayacak yerlerinin örtüsünü açıp onlara göstermek için şöyle vesvese verdi[1]: “Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması sadece hükümdar (saltanat sahibi)[2] olmanızı ya da ölümsüzleşmenizi engellemek içindir.”
Şeytan, örtülü olan avret yerlerini kendilerine göstermek için, ikisine de gizlice fısıldadı ve şöyle dedi:-Rabbiniz, bu ağacı yalnızca ikinizin de melek olmamanız veya ölümsüz olmamanız için yasakladı.
Derken, çirkin yerlerini kendilerine göstermek için Şeytan onlara vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz, melek olursunuz veya ebediyen Cennette kalırsınız diye sizi bu ağaçtan men etti.”
Derken, şeytan, kendilerinden gizlenmiş çirkin yerlerini onlara açmak için ikisine de vesvese verdi. Dedi: "Rabbinizin sizi şu ağaçtan uzak tutması, iki melek olmayasınız yahut ölümsüzler arasına katılmayasınız diyedir."
vesvese eyledi anlara şeyŧān tā aça ol ikiye arnı kim örtünildi ol ikiden ud yirlerinden daħı eyitti “yıġmadı siz ikiyi çalabuñuz uşbu aġaçdan [76a] illā kim olmayasız iki firişte ya'nį ölmeyesiz ya olmayasız ebed ķalıcılardan.”
pes vesvese eyledi şeyṭān ikisine bellü eylemeg‐içün özlerine ol nesneyi kimörtülmiş‐idi ikisinüñ ‘avretlerinden. Daḫı eyitdi şeyṭān: Yıġmadı siz Çala‐buñuz uşbu aġaçdan, illā olmaġ‐ıçun ikiñüz feriştehlerden, yā ol‐maġ‐ıçun ikiñüz dāyim durıcılardan.
Şeytan (Adəmin və Həvvanın) örtülü ayıb (övrət) yerlərini özlərinə göstərmək məqsədilə onlara vəsvəsə verib dedi: “Rəbbiniz sizə bu ağacı yalnız mələk olmamağınız və ya (Cənnətdə) əbədi qalmamağınız üçün qadağan etmişdir!”
Then Satan whispered to them that he might manifest unto them that which was hidden from them of their shame, and he said: Your Lord forbade you from this tree only lest ye should become angels or become of the immortals.
Then began Satan(1005) to whisper suggestions to them, in order to reveal to them their shame(1006) that was hidden from them (before): he said: "Your Lord only forbade you this tree, lest ye should become angels or such beings as live forever."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |