Ve-iż eḣaże rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim żurriyyetehum veeşhedehum ‘alâ enfusihim elestu birabbikum(s) kâlû belâ(*) şehidnâ(*) en tekûlû yevme-lkiyâmeti innâ kunnâ ‘an hâżâ ġâfilîn(e)
Hani Rabbin Âdemoğullarının sırtlarından zürriyetlerini izhar etmişti de kendilerini kendilerine tanık tutarak ben, Rabbiniz değil miyim demişti; onlar da evet, tanığız, Rabbimizsin demişlerdi. Bu da kıyamet günü bizim bundan haberimiz yoktu dememeniz.
Hani o vakit Rabbin, Ademoğullarının sırtlarından zürriyetlerini (bütün insanların ruhaniyetlerini huzuruna) almış ve onları kendi nefislerine karşı şahitler kılmıştı: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" (Size vücutlar, çeşitli imkân ve fırsatlar verip dünyaya gönderirsem, Bana iman ve itaat eder misiniz? demişti de) onlar: "Evet (Rabbimizsin), biz şahit olduk" (ve söz veriyoruz) demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü: "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.
Rabbin Âdemoğullarından, onların birbiri arkalarından zürriyetlerini almış ve onları kendilerine şahit tutarak: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. “Evet, buna şahidiz” demişlerdi. Bunu böylece hatırlatıyoruz ki, kıyamet gününde “Doğrusu bizim bundan haberimiz yoktu” demeyesiniz,
Rabbinin, gelecek nesillerinin dinî, ahlâkî ve insanî eğitimi ile ilgili, sorumluluklarını da sırtlarına yükleyerek Âdemoğulları'ndan, kendisini tanıma, iman, kulluk, ibadet ve mükellefiyet taahhüdü aldığını ve onları kendilerine, birbirlerine şahit göstererek:
“Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" dediğinde:
“Elbette Rabbimizsin, seni Rab tanıdığımıza, iman ettiğimize, sözleşmemizdeki ortak taahhüdümüze, Allah'a iman, kulluk, ibadet ve sorumluluk bilincimize biz de şâhidiz" dediklerini insanlara hatırlat. Bunlar kıyamet günü:
“Biz bundan habersizdik" diyerek itiraz edememeniz içindir.
Hani Rabbin Adem oğullarının sırtlarından soylarını (zürriyetlerini) almış ve onları kendi kendilerine karşı şahit tutmuştu: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" Onlar: "Evet, Rabbimizsin. Buna şahidiz" demişlerdi. Kıyamet gününde: "Biz bundan habersizdik" demeyesiniz diye.
Hani Rabbin, Adem oğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahidler kılmıştı: 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' (demişti de) onlar: 'Evet (Rabbimizsin), şahid olduk' demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü: 'Biz bundan habersizdik' dememeniz içindir.
Hatırla ki, Rabbin, Âdemoğullarının sulblerinden zürriyetlerini çıkarıp da onları nefislerine karşı şâhid tutarak; “-Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye buyurduğu vakit onlar da; “- Evet, Rabbimizsin, şâhid olduk”, demişlerdi. Bu şâhid tuşumuzun sebebi, kıyamet günü, bizim bundan haberimiz yoktu, dersiniz diyedir.
Ve hatırla ki; Rabbin Âdemoğullarının sırtlarından zürriyetlerini aldı. “Ben, Rabbiniz değil miyim?” diye onları kendi nefislerine karşı şahit tuttu. Onlar: “Evet, Sen Rabbimizsin. Biz buna şahidiz” dediler. (Böyle şahit tuttuk ki) Kıyamet günü, “biz bundan habersizdik” demeyesiniz!
Hani kıyamet gününde, “Biz bundan habersizdik” demeyesiniz diye, Rabbin, Âdemoğulları'ndan, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şâhit tuttu ve dedi ki: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” Onlar da, “Evet, buna şâhit olduk” dediler.[145]
Hani Tanrın, Âdem oğullarının nesillerini sırtlarından çıkarmıştı, kendilerine onları tanık tuttu, «Ben Tanrınız değil miyim?» dediğinde onlar: «Evet biz tanıkız, Tanrımızsın !» dediler, kıyamet günü: «Siz bunu anlamadık demiyesiniz»
Kıyamet gününde: “Biz bundan habersizdik” demeyesiniz diye, hani Rabbin, Âdemoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkarmış ve onları kendilerine şahit tutarak: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim (demişti)?” Onlar da: “Evet (Rabbimizsin) şahit olduk” demişlerdi.
Düşününüz ki rabbiniz benî âdemden tekmîl zürriyetlerini çıkardı ve ânlara şehâdet itdirdi "Sizin rabbiniz değil miyim" didi "Evet şehâdet ideriz" didiler. Bunı yapdık tâ ki kıyâmet güninde "Gâfil idik" dimiyesiniz.
172,173. Rabbin, insanoğlunun sulbünden soyunu alıp devam ettirmiş, onlara: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim" demiş ve buna kendilerini şahit tutmuştu. Onlar da: "Evet şahidiz" demişlerdi. Bu, kıyamet günü, "Bizim bundan haberimiz yoktu" dersiniz veya "Daha önce babalarımız Allah'a ortak koşmuşlardı, biz de onlardan sonra gelen bir soyuz, bizi, boşa çalışanların yaptıklarından ötürü yok eder misin?" dersiniz diyedir.
Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Onlar da, “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)” demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir.
Rabbin Âdemoğulları’ndan -onların sırtlarından- zürriyetlerini alıp bunları kendileri hakkındaki şu sözleşmeye şahit tutmuştu: Ben sizin rabbiniz değil miyim? “Elbette öyle! Tanıklık ederiz” dediler. Böyle yaptık ki kıyamet gününde, “Bizim bundan haberimiz yoktu” demeyesiniz;
Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da), Evet (buna) şâhit olduk, dediler.
Rabbin, Adem oğullarının bellerinden soylarını çıkarırken onları kendi kendilerine tanık tutar: "Ben, Rabbiniz değil miyim?" "Evet, tanıklık ediyoruz," derler. Böylece diriliş günü, "Biz bundan habersizdik," diyemezsiniz
Bir de Rabbin, Âdemoğullarından, bellerindeki zürriyetlerini alıp da onları kendi nefislerine şahit tutarak: Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" dediği vakit, "pekâlâ Rabbimizsin, şahidiz" dediler. (Bunu) kıyamet günü "Bizim bundan haberimiz yoktu." demeyesiniz diye (yapmıştık).
Hem rabbın: Beni Âdemden, bellerinden zürriyyetlerini alıb da onları nefislerine karşı şâhid tutarak «rabbınız değilmiyim» diye işhad ettiği vakıt, «evet» dediler: «şâhidiz», Kıyamet günü bizim bundan haberimiz yoktu demeyesiniz
Hani, Rabbin Âdemoğullarının bellerinden zürriyetlerini çıkarıp, onları kendilerine karşı şahit tutarak (şöyle buyurmuştu:) “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” Onlar da, “Evet, şahidiz (tasdik ve ikrar ediyoruz ki Sen bizim yegâne Rabbimizsin)” demişlerdi. (Böyle yaptık ki) hesap gününde, “Biz bundan (bu misaktan) gafildik/bizim bundan haberimiz yoktu (bu hususta uyarılmadık)” demeyesiniz!
Kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik.” demeyesiniz diye Rabb'in, âdemoğullarının sırtlarından soylarını çıkardı ve onları kendilerine tanık yaptı. Ben sizin Rabb'iniz değil miyim? dedi. “Evet, Rabb'imizsin, tanıklık ediyoruz.¹” dediler.
Hani Rabbin Âdem oğullarından, onların sırtlarından zürriyyetlerini çıkarıb kendilerini nefslerine şâhid tutmuş, «Ben sizin Rabbiniz değil miyim?» (demişdi). Onlar da: «Evet, (Rabbimizsin), şâhid olduk» demişlerdi. (İşte bu şâhidlendirme) kıyamet günü «Bizim bundan haberimiz yokdu» dememeniz içindi.
Hani Rabbin, Âdemoğullarının bellerinden zür riyetlerini çıkarıp da onları kendilerine karşı şâhid tutmuştu (ve buyurmuştu ki:) “(Ben) sizin Rabbiniz değil miyim?” (Bütün ruhlar) قاَلُو بَلٰي (dediler ki:) “(Evet! Sen bizimRabbimizsin!) Şâhid olduk!” Tâ ki kıyâmet günü: “Doğrusu biz bundan habersiz kimselerdik!” demeyesiniz.
Hani Rabb’in, Âdemoğullarının (insanların) bellerinden (kıyamete kadar), onların nesillerini alıp yaratır. (Bununla birlikte hem fıtrat gereği Rabliğini kabul edebilecek şekilde onlara akletme, düşünme, idrak ve iman etme özelliklerini verir, hem de onlar dünyada bir insan olarak var oldukça her birini gönderdiği mesaj ve elçiler aracılığıyla muhatap kabul eder.) Ve onları kendi nefisleri hakkında şâhit tutarak, “Ben Rabb’iniz değil miyim?” diye sorar. (Onlardan kimisi fıtratları gereği lisân-ı hâl ile kimisi de hem lisân-ı hâl, hem de özgür iradelerinin bir tecellisi olan lisân-ı kâl ile) “Elbette! (Sen bizim Rabbimizsin, biz de buna) şahidiz!” derler. (Ve bu olay, kıyamete kadar dünyaya gelen her insan için yaşanır.) İşte (bunu böylece hem fıtratınıza yerleştiririz, hem de gönderdiğimiz elçiler vasıtasıyla buna dair mesajlarımızı tebliğ ederiz ki) bu, kıyamet günü, ’Bizim bundan (bu misak ve ilahi mesajlardan bir) haberimiz yoktu’ (dünyada iken bize ilahi bir mesaj ulaşılmadı, tebliğ edilmedi, suçumuz nedir?) demeyesiniz diye.*
Senin Rabbin Âdemoğlunun bellerinden zürriyetini çıkardığında, onlara “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sorarak, onları kendi nefislerine şahitler yapmıştı. Onların “Evet, sen bizim Rabbimizsin” dediklerine, kıyamet gününde “Bizim bundan haberimiz yoktu” demenize karşı şahitlik edelim.
O gün çalabın Ademoğullarının soyundan yetiştirdiği dölleri kendilerine tanık tutup demişti: "Ben sizin çalabınız değil miyim? Onlar da : "Evet çalabımızsın. Biz buna tanığız." Bu da kıyamet günü bizim bundan bilgimiz olmadı dememeniz içindi.
Her ne zaman Rabbin, Âdemoğullarının bellerinden zürriyetlerini/döllerinden soylarını alıp⁶² devam ettirdiğinde, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye onları kendi kendilerine şahit tutar. Onlar da, “Bilakis Rabbimizsin, (buna) şahidiz!”⁶³ derler. Yoksa kıyamet günü doğrusu biz bundan habersizdik!” dersiniz.
Hani Rabbin, Âdemoğullarının bellerinden soylarını çekip almıştı ve onları kendi nefislerine karşı şahitler kılmıştı da, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” (demişti). Onlar, “Evet (Rabbimizsin), şahit olduk” demişlerdi. (Bunu,) Kıyamet günü “Bizim bundan haberimiz yoktu” demeyesiniz diye (yaptık).
Çünkü Rabb’in, Âdemoğullarının bellerinden, onların nesillerini alıp yaratır. Onlar dünyada bir insan olarak var oldukça her birini gönderdiği Peygamberler ve onların yolunda giden elçileri aracılığıyla muhatab kabul eder. Onları bizzat kendileri hakkında şâhit tutarak, “Ben sizin Rabb’iniz değil miyim?” diye sorar. Onlar da lisân-ı hâl ile, “Elbette! Sen bizim yegâne koruyucumuz, sahibimiz, efendimiz ve Rabb’imizsin, biz de buna şahidiz!” derler. Ve bu olay, Kıyâmet Gününe kadar her insan ve her toplum için tekrar tekrar yaşanır.
Böylece Biz her insanın ruhunun derinliklerine, Peygamberler aracılığıyla ulaştırılan vahiy ve bu doğrultuda yaşanan hayatın etkisiyle Rabb’ini tanıyıp emirlerine itaat etme duygusunu yerleştirdik ki, yarın Mahşer Gününde hesaba çekilirken, “Bizim bundan haberimiz yoktu!” demeyesiniz.
Hani, senin rabbin onların zürriyetini / soy sopunu, Âdem’in oğullarından onların zuhûrundan çıkardı; onları nefislerine şahid tuttu:
“Sizin rabbiniz değil miyim?”.
“Evet öyle! Şahid olduk” dediler. Kıyâmet günü “biz, bundan gâfildik (aldırmazdık / özensizdik)” demeyesiniz!
Sevgili resulüm! Rabb'in, Adem soyundan türeyecek tüm nesillerin ruhlarını karşına aldı, kendi geleceklerini kendilerine gösterip sordu: " Ben, sizin Rabb'iniz değil miyim? " dedi. Ruhlar: " Tamam Rabb'imizsin " dediler. Bu oturumu kıyamet gününde: " bizim bundan haberimiz yoktu " dersiniz diye düzenledik.
Hani Rabbin Âdemoğullarının bellerinden zürriyetlerini çıkardığı kıyamet günü: "Biz elbette habersiz değildik!" demeyesiniz diye onları kendilerine şahit tutup demişti ki: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" Dediler ki: "Evet şahidiz!"
Hani Rabbin âdemoğullarından, onların sırtlarından nesillerini çıkarıp (yaratıp) [*] onları kendilerine şahit tutmuş ve “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” [*] (demiş), onlar da “Evet, buna şâhidiz” [*] demişlerdi. Kıyamet gününde “Biz bundan habersizdik.” dersiniz diye,
Kıyamet günü: “Bizim bundan haberimiz yoktu.” demeyesiniz diye; Rabbin Âdemoğullarının bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şâhit¹ tuttu ve: “Ben elbette sizin Rabbinizim. Öyle değil mi?”² dedi. (Onlar da): “Evet! Sen bizim Rabbimizsin³ (biz buna) şâhit olduk,” dediler.⁴
VE SENİN RABBİN, her ne zaman Âdemoğulları’nın sulblerinden onların soylarını çıkaracak olsa, onları kendileri hakkında tanıklık etmeye çağırır: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” Onlar, cevaben: “Elbette!” derler, “Buna tanıklık ederiz!” ¹³⁹ [Bunu, böylece hatırlatıyoruz ki] Kıyamet Günü’nde, “Doğrusu, bizim bundan haberimiz yoktu” demeyesiniz,
Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından soylarını çıkardığında/buluğ çağına gelince, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: – Ben, sizin Rabbiniz/sahibiniz değil miyim? Onlar: – Evet, sen bizim Rabbimizsin/sahibimizsin dediler. Kıyamet günü, “Bizim bundan haberimiz yoktu” dersiniz diye biz de şahit olduk. 4/163...165, 39/71, 67/8...11
VE RABBİN, Âdemoğlunun sulbünden onların nesillerini çıkardığı her zaman,[¹²⁸⁹] onları kendileri hakkında tanık kıldı: “Ben değil miyim sizin Rabbiniz?” Onlar da “Kesinlikle” dediler, “buna biz şahidiz!”[¹²⁹⁰] (Bunu hatırlattık) ki, Kıyamet Günü bizim bu gerçekten haberimiz yoktu demeyesiniz
172.173. (Ey Muhammed) Bir vakit de Rabbin Ademoğullarından (herbirinin) bellerinden zürriyetlerini aldı, (kendilerini şahit tuttu ve onlara) "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" dedi, (onlar da) "Evet (Rabbimiz olduğuna) şahidiz" dediler.
(Ey kafirler sizlerden "Evet" sözü aldık ki) Kıyamet gününde "Biz bundan (Allah Teala'nın vahdaniyetinden, O'na ortak koşulamayacağından) gâfil idik." demeyesiniz. Veya "Daha önce atalarımız (Allah’a) ortak koştu, biz onların ardından gelen bir nesiliz, (onların izinden gittik, suç onların, bize kötü örnek oldular.) Şimdi o bâtıl âdeti kuranların işlediği (günahlar) yüzünden bizi (sorumlu tutup) helak mi edeceksiniz?" demeyesiniz. (Böyle bir özür dilemeye hak kazanamayasınız.)
Rabbin, Âdem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini almış ve: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diye onları kendilerine şâhid tutmuştu. "Evet, (buna) şâhidiz!" dediler. kıyâmet günü "Biz bundan habersizdik!" demeyesiniz (diye bunu yaptık).
Ve o zaman ki, Rabbin ademoğullarından, onların sırtlarından zürriyetlerini aldı. Ve onları kendi nefisleri üzerine şahit tuttu. «Ben sizin Rabbiniz değil miyim?» dedi, (onlar da) «Evet. Şahidiz» dediler. (Bu da) Kıyamet günü, «Biz bundan muhakkak kigâfiller idik,» demeyesiniz içindir.
172, 173. Rabbinin Âdem evlatlarından, misak aldığını da düşünün: Rabbin onların bellerinden zürriyetlerini almış ve onların kendileri hakkında şahitliklerini isteyerek “Ben sizin Rabbiniz değil miyim? ” buyurunca onlar da “Elbette! ” diye ikrar etmişlerdi. Kıyamet günü “Bizim bundan haberimiz yoktu! ” yahut: “Ne yapalım, daha önce babalarımız Allah'a şirk koştular, biz de onlardan sonra gelen bir nesil idik, şimdi o bâtılı başlatanların yaptıkları sebebiyle bizi imha mı edeceksin? ” gibi bahaneler ileri sürmeyesiniz diye Allah bu ikrarı aldı. [4, 176; 30, 30; 33, 72; 57, 8]
Rabbin, Adem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini almış ve: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diye onları kendilerine şahid tutmuştu. "Evet, (buna) şahidiz!" dediler. kıyamet günü "Biz bundan habersizdik!" demeyesiniz.
Vaktâ ki rabbin Benî Âdem'in arkalarından zürriyetlerini alub onları: "Ben sizin rabbiniz değil miyim?" diye nefisleri üzerine şehâdete da'vet itdi. Onlar da: "Evet Yâ Rabbî! Rabbimizsin ve biz buna şehâdet ideriz" didiler. Bu işhâd yevm-i kıyâmetde: "Biz bundan gâfil idik (haberimiz yokdı)" diyememeleri,
Rabbin, Ademoğullarının bellerinden nesillerini aldığında[*] onları kendilerine karşı şöyle şahit tuttu: “Ben sizin Rabbiniz (Sahibiniz) değil miyim?” Onlar da “Evet! Sahibimizsin. Biz buna şahidiz.” dediler. Artık kıyamet günü, “Biz bunun farkında değildik” diyemezsiniz.
Rabbi, Ademoğullarının sırtlarından soylarını çıkardı ve onları kendilerine şahit tuttu. -Ben, sizin Rabbiniz değil miyim? dedi. Onlar: -Şüphesiz sen bizim Rabbimizsin, biz de şahidiz, dediler. Kıyamet günü, “Bizim bundan haberimiz yoktu” dersiniz diye...
Hani Rabbin, Âdem oğullarının bellerinden soylarını çıkarmış ve onları kendilerine karşı şahit tutmuştu. “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sorunca, onlar “Evet, Rabbimizsin, buna şahitlik ederiz” dediler. O sizi böylece şahit tuttu ki, kıyamet gününde “Biz bundan habersizdik” demeyesiniz.
Hani, Rabbin, âdemoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu: "Rabbiniz değil miyim?" Onlar: "Rabbimizsin, buna tanıklık ederiz." demişlerdi. Kıyamet günü, "Biz bundan habersizdik" demeyesiniz.
daħı ol vaķt kim duttı çalabuñ ādem oġlanlarından arķalarından ya'nį ādem arķasından anlaruñ neslin dölin daħı ŧanuķ duttı anları gendüzileri üzere “degül miven çalabuñuz?” eyittiler “evet ŧanuķ olduķ” kim eyitmeyesiz ķıyāmet güni “bayıķ biz olduġ-ıdı uşbundan ġāfiller.”
Ẕikr eyle ol güni ki aldı Tañrı Ta‘ālā ādem oġlanlarını bellerinden ẕürriyet‐lerini. Ṭanuḳ eyledi anları nefsler üstine. Eyitdi: Men sizüñ Tañrıñuz degülmiyin? didi. Evet, anlar biz ṭanuḳ olduḳ didiler. Ḥattā ki eyitmeyelerḳıyāmet güninde. Taḥḳīḳ biz bundan ġāfiller‐idük.
(Ey Peyğəmbərim!) Xatırla ki, bir zaman Rəbbin Adəm oğullarının bellərindən (gələcək) nəsillərini çıxardıb onların özlərinə (bir-birinə) şahid tutaraq: “Mən sizin Rəbbiniz deyiləmmi?” – soruşmuş, onlar da: “Bəli, Rəbbimizsən!” – deyə cavab vermişdilər. (Belə bir şahidliyin səbəbi) qiyamət günü: “Biz bundan qafil idik”;
And (remember) when thy Lord brought forth from the Children of Adam, from their reins, their seed, and made them testify of themselves, (saying): Am I not your Lord? They said: Yea, verily. We testify. (That was) lest ye should say at the Day of Resurrection: Lo! of this we were unaware;
When thy Lord drew forth(1146) from the Children of Adam - from their loins - their descendants, and made them testify concerning themselves, (saying): "Am I not your Lord (who cherishes and sustains you)?"- They said: "Yea! We do testify!"(1147) (This), lest ye should say on the Day of Judgment: "Of this we were never mindful":
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |