Vemâ vecednâ li-ekśerihim min ‘ahd(in)(s) ve-in vecednâ ekśerahum lefâsikîn(e)
Onların çoğunu, sözlerinde durur bulmadık ve çoğunu ancak hadlerini aşmış kötü kişiler bulduk.
Ama onların çoğunda ’verdikleri söze bağlılık’ (ahde vefa) bulamadık, ancak onların çoğunu (iman ve itaatten çıkan) fasıklar (yoldan sapanlar) olarak bulup (yakaladık. Maalesef her asırda çoğunluk kendi hevâsına ve dünyalık hesabına dalan insanlardı.)
Biz o insanların çoğunda, ahde vefanın izini bile bulamadık. Tersine onların çoğunu itaatten çıkmış günahkar kimseler olarak bulduk.
Onların çoğunda bir ahde bağlılık görmedik. Çoğunu ancak fasık kimseler olarak bulduk.
Onların çoğunda 'verdikleri söze bağlılık' görmedik, ama onların çoğunu fasıklar (yoldan çıkanlar) olarak gördük.
Adı geçen ümmetlerin çoğunda, verdikleri söze bağlılık bulmadık. Şu bir gerçek ki, onların çoğunu, itaatten çıkan kimseler bulduk.
Ve Biz insanların çoğunu, sözünde duranlar olarak görmedik. Ancak çoğunu yasaları çiğneyenler olarak bulduk.
Onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk.
Onların pek çoklarını sözlerinde durur bulmadık, pek çoklarım da, buyrum tutmaz bulmuşuz
Ve biz onların çoğunda doğru olan şeylere karşı (içsel) bir bağlılık (sadakat) bulmadık. Tersine, onların çoğunu yoldan çıkmış günahkârlar olarak bulduk.
Bunların ekserîsinde ’ahde vefâ bulmadık ekserîsi fâsık idiler.
Onların çoğunda ahde bağlılık görmedik, çoğunu fasık kimseler olarak bulduk.
Biz onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulmadık. Ama gerçekten onların çoklarını yoldan çıkmış kimseler bulduk.
Onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk.
Onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk.
Çoğunu, verdikleri sözü tutanlar olarak bulmadık, aksine çoğunu yoldan çıkmış bulduk.
Onların çoğunda, sözde durma (diye bir şey) bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk.
Hem ekserîsinde ahde vefa görmedik, şu muhakkak ki ekserîsini taatten çıkar fasıklar gördük
Onların çoğunda, verdikleri söze bağlılık (ahde vefa) yoktur. Şu bir gerçek ki, onların çoğu, itaatten çıkan kimselerdir.
Biz onların çoğunda ahd (e vefa) bulmadık, onların çoğunu muhakkak ki itaatden çıkmış kimseler bulduk.
Hem onların çoğunda ahde vefâ diye bir şey bulmadık. Fakat doğrusu onların çoğunu gerçekten fâsık kimseler bulduk.(1)
Ve onların çoğunda, sözünde durma (gerçeklere karşı bağlılık) diye bir şey bulamadık ve şüphesiz onların çoğunu (doğru) yoldan çıkmış (günahkârlar olarak) bulduk.
Biz onların çoğunun antlaşmalara uymadıklarını gördük. Ancak onların pek çoğunu doğru yoldan çıkmışlar olarak bulduk.
Biz onların pek çoğunu sözünü tutar kimseler bulmadık. Pek çoğunu da karıştırıcı kimseler olarak bulduk.
Onların pek çoğunda ahde vefa eseri bulmadık. Belki pek çoğunu gerçekten fasık bulduk.
Onların çoğunda ahde bağlılık diye bir şey bulmadık ve çoğunu da gerçekten yoldan çıkmış bulduk.
Onların çoğunda söze bağlılık bulmadık ve gerçekten çoğunu fasıklar olarak bulduk.
Çünkü Biz onların çoğunda, en ufak bir doğruluk, dürüstlük, vefâkârlık görmedik; tam tersine, pek çoklarının sözünde durmayan, ahlâksız ve yoldan çıkmış günahkâr kimseler olduğunu gördük!
Onların çoğunu ahde vefalı bulmadık. Onların çoğunu fâsıklar (yoldan çıkıp sapmışlar) bulduk.
Geçmişte öyle şehirler vardı ki halkında vefadan eser yoktu. Bir o kadarı da başıbozuk ve dik kafalıydı...
Onların çoğunda sözünde durma azmi görmedik! Gerçek şu ki onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk!
Onların çoğunda sözünde durma bulamamıştık; çoğunu yoldan çıkmış bulmuştuk.
Biz oların çoğunda, (kendilerine gönderilenlere) sahip çıkma (diye bir şey) bulamadığımız gibi, pek çoğunu onları kesinlikle bozar bulduk.
Ve Biz onların çoğunda doğru olan şeylere ⁸³ karşı [içsel] bir bağlılık bulmadık -tersine, onların çoğunu onmaz günahkarlar olarak bulduk.
Biz onların çoğunu ahitlerinde/sözlerinde durur bulmadık. Aksine onların çoğunu yoldan çıkmış fasıklar olarak bulduk. 5/49, 7/135, 61/2- 3
Ve biz onların çoğunu (fıtrat) sözleşmesine sadık bulmadık;[¹²³⁵] aksine onların çoğunu yoldan sapmış bulduk.
Onların çoğunda ahde vefa bulmadık, (sözlerinde durmadılar) Gerçek şu ki, onların çoğunluğu fâsık (isyankar, dinden yüz çevirmiş, yoldan çıkmış) kimselerdi!
Biz onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulmadık. Ama gerçekten onların çoklarını yoldan çıkmış kimseler bulduk
Ve Biz onların çokları için ahde vefa görmedik. Ve şüphesiz ki, Biz onların ekserisini fâsık kimseler bulduk.
Biz onların çoğunda sözünde durma diye bir şey bulmadık; onların ekserisinin sadece itaat dışına çıkmış kimseler olduğunu gördük. [21, 25; 57, 8]
Onların çoklarını yoldan çıkmış bulduk ama, çoklarında sözde durma diye bir şey bulmadık.
Onların (helâk iylediğimiz ümem-i sâlifenin) ekserîsini 'ahidlerine vefâ ider bulmadık, belki onların çoğını erbâb-ı fısk ve fücûrdan bulduk.
Onların çoğunun verdiği sözü tutmadığını gördük. Onların çoğunun yoldan çıktığını gördük.
Onların çoğunu sözünde durur bulmadık. Aksine onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk.
Onların çoğunda Biz ahde vefadan eser görmedik. Çoğunu da yoldan çıkmış kimseler olarak bulduk.
Onların birçoğunda ahde vefadan eser bulmadık. Onların birçoğunu tam sapıklar olarak bulduk.
daħı bulmaduķ eyregine anlaruñ hįç ķavl ķarar daħı bayıķ bulduķ çoķın anlaruñ fāsıķlar.
Daḫı ṭapmaduḳ anlaruñ çoġına ‘ahdine vefā eylemek. Daḫı biz ṭapduḳanlaruñ çoġını fāsıḳlar.
Onların əksəriyyətində əhdə vəfa görmədik. (Əksinə) onların əksəriyyətini (Allahın itaətindən çıxmış, Onun əmrlərini pozmuş) günahkar kəslər gördük.
We found no (loyalty to any) covenant in most of them. Nay, most of them We found wrong doers.
Most of them We found not men (true) to their covenant: but most of them We found rebellious and disobedient.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |