Lâ ye/kuluhu illâ-lḣâti-ûn(e)
"Bunu da ancak, (büyük) hata edenlerden (bile bile ve sürekli günah işleyenlerden ve zalimlerden) başkası yemeyecektir."
Onu da ancak suçlular yer.
Günahkarlardan başkasının yemediği bir yiyecek.”
Kanlı irini ancak günahkârlar yiyebilir.
Onu günahkarlardan başkası yemez.
'Bunu da, hata edenlerden başkası yemez.'
Onu, ancak kâfirler yer.
O yemeği, ancak hatalılar yer.
36,37. Ancak günahkârların yediği kanlı irinden başka yiyeceği de yoktur.”
Onu ancak, günahlılar yiyecek!
Onu (bilinçli) günah işleyenden başkası yemez.”
36,37. "Günahkarların yiyeceği olan kanlı irinden başka bir yiyeceği de yoktur."*
Onu günahkârlardan başkası yemez.”
36, 37. Ancak günahkârların yediği kanlı irinden başka yiyeceği de yoktur.
Onu ancak günahkarlar yer.
Onu günahkârlardan başkası yemez.
Ki onu kimse yemez hatâkâr canîlerden başka.
Onu, hatlarında ısrar edenlerden başkası yemez.
«Ki onu (bilerek) hataa eden (kâfir) lerden başkası yemez».
“Onu ancak günahkârlar (kâfirler) yer!”
O pislikleri ancak suçlular yer.
Onu yalnız günahkâr kâfirler yerler.
“Bunu da hata edenlerden başkası yemez.”
“Yalnızca günahkârların mecburenyiyeceği iğrenç bir bulamaç!”
36,37. Yiyeceği de sadece büyük günâhkârların yiyeceği olan pis bir yiyecektir.1 *
suçlulardan başkasının yemediği bir yiyecek!”
Zira o irin sadece günahkârın yiyeceğidir. 78/21...30
ki onu, sadece günahkârlar yiyecek…
Onu ise günahkârlardan başkası yemez.
Onu, büyük şirk suçunu işleyenlerden başkası yemez.
Onu, (bile bile) hata işleyenlerden başkası yemez.
Bunu, o hatayı (şirk suçunu) işleyenlerden başkası yemez.
Onu günahkardan başkası yemez.
Onu da ancak o büyük günahı işleyenler yer.
"Ki o atık suyu sadece günahkârlar yer."
“yimeye anı illā yazuķlular.”
Onu ancaq günahkarlar yeyər!”
Which none but sinners eat.
"Which none do eat but those in sin."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |