Velâ yehuddu ‘alâ ta’âmi-lmiskîn(i)
Ve yoksulun yiyeceğine bakmazdı.
"Yoksula yemek vermeye (yanaşmıyor, bu yönde çabalayanlara) destekçi (bile) olmuyordu."
ve ihtiyaç içinde olanları yedirip içirmek için hiçbir istek ve kararlılık duymadı.
Çevresi, çaresi olmayan yoksulun karnını doyurmaya teşvik etmezdi.
Yoksula yemek vermeye teşvik etmezdi.
'Yoksula yemek vermeye destekçi olmazdı.'
Yoksulların yiyeceğine hiç bakmıyor, teşvik etmiyordu.
Yoksul ve fakirleri yedirmeye de teşvik etmiyordu.
33,34. “Çünkü o, Yüce Allah'a iman etmezdi, yoksulu doyurmaya teşvik etmezdi.”
Yoksulları doyurmayı sevmezdi!
33-37. Çünkü o Allâh te’âlâya îmân itmedi, fukarâyı it’âm itmedi, işte ânınçün bugün hâmîsi yokdur. Ta’âmı da irinden ’ibâret olacakdır, yalnız mücrimler bunı ekl ideceklerdir.
"Yoksulun yiyeceği ile ilgilenmezdi."
“Yoksulu doyurmağa teşvik etmiyordu.”
Yoksulu doyurmayı özendirmezdi.
Yoksulu doyurmaya teşvik etmezdi.
Yoksullara yedirmeğe de çalışmıyordu.
Yoksula yedirmeye teşvik etmiyordu.
Ve fukaranın yiyeceğine hiç bakmıyordu
(Kendisi yoksullara yardım etmediği gibi, başkalarını da) yoksulu doyurmaya (onların ihtiyacını gidermeye) teşvik etmiyordu.
«(kendisi) yoksula yemek (yedirmek şöyle dursun, başkalarını da) vermiye teşvıyk etmezdi»,
“Yoksulu doyurmaya da teşvîk etmezdi!”
33, 34. Şüphesiz o, (evreni yaratan) yüce Allah’a (zatıma) inanmazdı ve «(kendisi) yoksula (fakire, muhtaca ve toplumda işsiz kalanlara) yemek (yedirmek ve onları doyurmak şöyle dursun, başkalarını da) vermeye teşvik etmezdi»*
Fakirlere yedirmeyi teşvik etmiyordu.
yoksulları geçindirmek için çırpınmıyordu.
Yoksulu yedirmeye teşvikte bulunmuyordu.
“Yoksula yemek vermeye destekçi olmazdı.”
“Ve bunun doğal sonucu olarak, yoksulları doyurmak için en ufak bir istek ve gayret göstermiyordu!”
Miskîn’in / Düşkün Yoksul’un doyurulmasını teşvik etmezdi.
yoksul doyurmaya hiç yanaşmazdı.
"Yoksulu doyurmaya teşvik etmiyordu. Hep zenginlerden yana, zenginleşmek yolunda cimrinin tekiydi."
Yoksulu doyurmaya da teşvik etmiyordu.
33,34. “Çünkü o, yüce Allah’a îman etmiyor ve kimseyi yoksula hakkı olan yiyeceği vermeye de teşvik etmiyordu.” der.
Yoksulu yedirmeye de ön ayak olmuyordu. 89/15.19
Yoksulu doyurmak için hiçbir çaba harcamadı.
34,35. Yoksulu doyurmaktan hoşlanmazdı. Onun için, bu gün burada kendisine acıyan hiçbir kimse yoktur.
Yoksulu doyurmaktan hazzetmiyordu.
«Ve yoksullara yemek verilmesine teşvikte bulunmazdı.»
Çünkü o, fakiri doyurmayı teşvik etmezdi.
Yoksulu doyurmaya ön ayak olmuyordu!
"Fukarâyı it'âma rağbet iylemezdi".
Çaresiz birini doyurmaya özendirmezdi.
Yoksulu yedirmeye teşvik etmiyordu.
Yoksulu doyurmaya önayak olmazdı.
"Yoksulu doyurmaya özendirmiyordu."
“daħı ķındurmaz yoħsula ŧa'am virmek üzere.”
ve özge kişiye buyurmazdı yimek yidürmek, miskinlere özi yidürmek ḳan‐dan?
O (özü zəkat vermir, acizə, kimsəsizə kömək etmit, xalqda da) yoxsulu yedirtməyə rəğbət oyatmırdı.
And urged not on the feeding of the wretched,
"And would not encourage(5663) the feeding of the indigent!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |