Ḣâşi’aten ebsâruhum terhekuhum żille(tun)(s) ve kad kânû yud’avne ilâ-ssucûdi vehum sâlimûn(e)
Gözleri korkudan ve dehşetten düşüp şaşkınlaşmış, kendilerini de zillet sarıp-kuşatmıştır. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye (ve Kur’an’a itaat ve teslimiyete) davet edilirlerdi (de tenezzül edip buna yanaşmazlardı).
Gözleri yere dikilir, üstlerine aşağılık çöker ve gerçekten de sağ esenken de secdeye davet edilmişlerdir de secde etmemişlerdi.
Evet secdeye çağrılacaklar gözleri düşük kendilerini bir zillet sarmış olarak. Halbuki onlar bu secdeye dünyada herşeyden salim ve sapasağlam iken çağrılıyorlardı da secde etmiyorlardı.
Onlar, dünyada, rahatları, huzurları yerinde iken, secdelere, imana, İslâm'a, namaza davet edildikleri, teşvik edildikleri halde, davete icabet etmedikleri için, o gün, hakkaniyete riayet duyguları gereği, gözleri korku ve saygıyla dolu, işarete bile mecalleri olmayacak durumda, düşkün bir halde, kendilerini bir zillet sararken secdeye güçleri yetmeyecek.
Gözleri düşkün bir halde. Kendilerini de zillet bürür. Oysa onlar sağlamken secdeye çağrılıyorlardı.
Gözleri 'korkudan ve dehşetten düşük', kendilerini de zillet sarıp-kuşatmış. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.
Gözleri düşkün bir halde, kendilerini bir zillet saracaktır. Halbuki, vaktiyle (dünyada) başları selâmette iken, bu secdeye davet olunuyorlardı; (da onu kabul etmiyorlardı).
Gözleri zelil olarak, yüzlerini bir alçaklık bürüyecektir. Hâlbuki onlar sapasağlam iken secdeye (ibadete) çağrılmışlardı.
Gözleri horluktan aşağı düşmüş bir halde, kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı.
42,43. O gün işler güçleşir; secdeye çağrılırlar, gözleri dönmüş, horluğa uğramış olduklarından, secde edemezler de, bunlar, sağlam iken de secdeye çağrıldılar
Gözleri düşmüş bir durumda, onları aşağılanma kaplar. Oysa onlar (dünyada) sağlam iken secdeye çağrılmışlardı.
42,43. O gün işin dehşetinden baldırlar açılır; gözleri dönmüş olarak yüzlerini zillet bürür; secdeye çağırılırlar ama buna güçleri yetmez. Oysa, kendileri sapasağlam oldukları zaman secdeye çağırılmışlardı.
42,43. Baldırların açılacağı (işlerin zorlaşacağı) ve kâfirlerin secdeye çağrılıp da gözleri düşmüş ve kendilerini zillet kaplamış bir hâlde buna güç yetiremeyecekleri günü (Kıyamet gününü) düşün. Hâlbuki onlar sağlıklarında secde etmeye çağrılıyorlar (ve buna yanaşmıyorlar)dı.
Gözleri horluktan aşağı düşmüş bir halde kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı (fakat yine secde etmiyorlardı).
Gözleri düşmüş bir durumda, onları aşağılanma kaplar. Oysa onlar sağlam iken secdeye çağrılmışlardı
Gözleri düşük bir halde kendilerini bir zillet kaplar. Oysa onlar sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı.
Gözleri düşmüş, kendilerini bir zillet sarmış bulunur, halbuki o secdeye onlar sağ sâlim iken da'vet olunuyorlardı
O gün, gözlerini umutsuzca endişe bürüyecek, yüzlerini aşağılanmışlık duygusu kaplayacaktır. Oysaki onlar, fırsat varken secdeye davet olunmuşlardı.
(Evet, secdeye da'vet edilecekler) gözleri düşük, kendilerini bir zillet sarmış olarak. Halbuki onlar bu secdeye (dünyâda) herşeyden salim ve sapasağlam iken da'vet ediliyorlardı.
(O gün kâfirlerin, pişmanlıktan) gözleri öne düşmüş bir hâlde, kendilerini bir zillet kaplar. Hâlbuki onlar (dünyada) sıhhatli kimseler iken, (okunan ezanlarla) doğrusu secdeye çağrılıyorlardı (fakat namaz kılmıyorlardı).
Gözleri korku içerisinde, onları zillet bürümüş bir halde. Hâlbuki daha önce dünyada sapasağlam iken secde etmeye çağrılmışlardı (da güçleri yeterken yapmamışlardı).
Fakat gözleri kararır, kendilerini zillet bürür bir halde secdeye güçleri yetmeyecek. Halbuki onlar selâmetteyken secdeye dâvet olunmuşlardı [¹].*
Gözleri yerde, kendilerini de bir zillet sarıp kuşatır. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.
Utanç ve pişmanlıktan gözleri önlerine düşecek ve onları tepeden tırnağa bir zillet bürüyecektir. Oysa onlar, dünyada sağlık ve esenlik içindeyken de Allah’a secdeye çağrılmış, fakat inatla karşı koymuşlardı.
(İşte o an) onların bakışları yere saplanır ve kendilerini de bir alçaklık sarar. Hâlbuki onlar, sapasağlam iken de (Allah’a) secdeye davet edilmişlerdi.1*
(işte o Gün) gözleri zilletin ağırlığıyla ürkekleşip durgunlaşacaktır; çünkü hayatta iken [Allah'ın huzurunda] secde etmeye çağrılmaları [boşa gitmişti].
O gün onların gözlerini korku bürüyecek ve her taraflarını zillet kaplayacak Oysa onlar, dünyada iken secdeye davet edilmişlerdi de secde etmeye yanaşmamışlardı. 6/26.28, 42/45
Bakışları (gerçeğin dehşetinden)[5263] yere düşmüş, kendilerini bir zillet kuşatmıştır; zira onlar, becerebilecekleri bir haldeyken secdeye çağrılmışlardı (da reddetmişlerdi).*
Gözleri kararmış, kendilerini zillet kaplamış (bulunurlar). Halbuki onlar sapasağlam iken bu secdelere dâvet olunuyorlardı.
Gözleri yerde, kendilerini zillet kaplamıştır. Halbuki dünyada bedenleri sağlam, âzaları salim iken de secdeye dâvet edilirler, ama bunu yapmazlardı.
Gözleri düşük olarak yüzlerini bir zillet kaplar. Onlar sağlam iken de secdeye da'vet edilirler(fakat secde etmezler)di.
Saygıyla önlerine bakacaklar, alçaklık her yanlarını saracak. Onlar bu hale gelmeden önce de secdeye çağrılmışlardı.
Gözleri yere yıkılmış, yüzlerini zillet bürümüş/perişan olmuşlardır. Oysa onlar, selamette iken secdeye çağrılmışlardı.
Gözleri baygın düşmüş, kendilerini zillet kaplamıştır. Halbuki sapasağlam iken de onlar secdeye çağrılmışlardı
Gözleri yere eğilmiş, benliklerini zillet kaplamıştır. Onlar, sapasağlam oldukları zaman da secde etmeye çağrılıyorlardı.
aşaġılıķ eyleyici-y-iken gözleri anlaruñ ire anlara ħorlıķ. daħı bayıķ oldılar oķınurlar secde eylemeġe degin anlar śaġlarken.
Gözləri zəlilcəsinə yerə dikiləcək, özlərini də zillət bürüyəcəkdir. Halbuki onlar (dünyada) sağlam olduqları ikən səcdəyə də’vət olunurdular.
With eyes downcast, abasement stupefying them. And they had been summoned to prostrate themselves while they were yet unhurt.
Their eyes will be(5623) cast down,- ignominy will cover them; seeing that they had been summoned aforetime to prostate in adoration, while they were in good shape,(5624) (and had refused).*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |