Kâle evsetuhum elem ekul lekum levlâ tusebbihûn(e)
İçlerinden en iyileri, ben demedim miydi size dedi, mabudunuzu tenzih etseniz ne olurdu.
(İçlerinde) Mutedil (insaf ehli ve adaletli, orta halli) olan biri şunları söylemişti: "Ben size dememiş miydim? (Allah’ı) tesbih edip yüceltmeniz (bunca nimet ve fazilete karşı Allah’ın ve yoksul kulların hakkını vermeniz) gerekmez miydi?"
Aralarında en aklı selim sahibi olan en uygun düşüneni: “Ben size Allah'ın sınırsız şanını yüceltmelisiniz dememişmiydim?” deyince,
İçlerinden en mâkulleri, seçkin birisi:
“- Demedim mi size? Keşke Allah'ı tesbih ve tenzih etseydiniz, namaz kılsaydınız, ibadet etseydiniz!” dedi.
Orta hal üzere (mutedil) olanları dedi ki: "Ben size (Allah'ı) tesbih etmeniz gerekmez mi dememiş miydim?"
(İçlerinde) Mutedil olan biri dedi ki: 'Ben size dememiş miydim? (Allah'ı) Tesbih edip yüceltmeniz gerekmez miydi?'
İnsaflıları şöyle dedi: “- Ben demedim mi size, tesbîh etseydiniz? (İnşaallah deyeydiniz).”
Ortancaları (onlardan iyi biri:) “Ben size, Rabbinizin yüceliğini ve münezzehiyetini anmalısınız” demedim mi?
25,26,27,28. Amaçlarına ulaşacaklarından emin olarak erkenden gittiler. Harap olmuş bostanı gördüklerinde kimileri, “Biz yanlış yere geldik” dediler. Kimileri de, “Hayır, biz mahvolmuşuz” dediler. İçlerinden en feraset sahibi, “Ben size, niçin Allah'ı anmıyorsunuz, dememiş miydim?” dedi!”
İçlerinden en akıllı olanı dedi ki: «Ben, sizlere Allaha tespih edin dememiş miydim?»
İçlerinden aklı başına olanı: “Ben size, ‘Rabbinizi unutmamalısınız, nimetlerine şükretmelisiniz' dememiş miydim?” dedi.
İçlerinde en ’akıllısı ânlara "Ben size Allâh’ı düşününüz dimedim mi?" didi.
Ortancaları: "Ben size Allah'ı anmanız gerekmez mi, dememiş miydim?" dedi.
Onların en akl-ı selim sahibi olanı, “Ben size ‘Rabbinizi tespih etseydiniz ya! dememiş miydim?” dedi.
İçlerinden aklı başında olan biri şöyle dedi: “Ben size, ‘Allah’ın yüceliğini dile getirmelisiniz’ dememiş miydim?”
İçlerinden en makul olanı şöyle dedi: Ben size «Rabbinizi tesbih etsenize» dememiş miydim?
Ortancaları (erdemlileri), "Ben size demedim mi? Rabbinizi yüceltmeniz gerekmez miydi?" dedi.
İçlerinde en makul olanı şöyle dedi: "Ben size Rabbinizi tesbih etsenize dememiş miydim?"
Ortancaları (en mu'tedilleri) demedim mi size: tesbîh etseydiniz
Onların en akıllıları, “Ben size, (Allah’ı) tesbih etmeniz (vermiş olduğu bunca nimete şükür için, O’nu yüceltmeniz, fakirlerin hakkını vermeniz ve bir iş yapmaya karar verdiğinizde ‘inşaAllah’ demeniz) gerekmez mi, dememiş miydim?” dedi.
En makul düşünenleri: “Ben, size tesbih¹ etmeliyiz dememiş miydim?” dedi.
Ortancaları: «Ben size demedim mi? (Allâhı) tenzîh etmeli değil miydiniz?» dedi.
Onların en dengeli (hayırlı) olanı: “(Ben) size, '(Rabbinizi) tesbîh etmeli değil miydiniz!' demedim mi?” dedi.
Onların mutedil olanı (akl-ı selim sahibi ve anlayışlı olanı) dedi ki: “Ben size Allah’ı yüceltmeniz gerekmez miydi, (O izin vermezse mahsulümüzü kaldıramayız)” demedim mi?
Onların orta yollu düşünenleri de “Ben size söylememiş miydim? “Allah’ı yüceltip noksan sıfatlardan arındırmalıydınız” diye.
Onların en iyi düşüneni dedi: "Ben size dememiş miydim, Allah’ı ululayın diye?"
İçlerinden aklı başında/makul biri, “Ben size keşke Rabbinize tesbih etseydiniz dememiş miydim?” dedi.
(İçlerinde) Ilımlı olanı, “Ben size, “Neden Rabbinizi tesbih etmiyorsunuz?” diye söylemedim mi?” dedi.
İçlerinde en akıllı, en insaflı olan ve daha önce kendilerini defalarca uyaran kişi öne atılarak, “Ben size, Rabb’inizi tesbih etmeniz gerektiğini söylememiş miydim? O’nun sonsuz ilim, kudret ve hikmet sahibi olduğunu, dolayısıyla asla yanlış ve lüzumsuz hüküm vermeyeceğini, bu yüzden emirlerine kayıtsız şartsız boyun eğmek sûretiyle, söz ve davranışlarınızla yüceliğini dile getirerekO’nu tesbih etmeniz gerekmez miydi?” dedi.
Ortancaları: -“Size, ‘keşke tesbih etseniz!’ demedim mi?” dedi.
" Ben dedi ortancaları: Biraz da Allah’ı hatırlasanıza dememiş miydim size? "
Rabbinden gelen bilgiye göre hareket ederek inkâra sapmayan, doğru yolu tutan insan onların bu halini görünce: "Ben size demedim mi? Rabbiniz Allah’ı yüceltin! O’na karşı azgınlık yapmayın! O’ndan gelen nimetlere karşı nankör olmayın." diye ayeti hatırlattı.
İçlerinden en makul olanı “Ben sizi ‘[Tesbih] etsenize!’ diye uyarmamış mıydım?” demişti.
(İçlerinden) aklı başında olan birisi: “Ben size (Allah’ı) anmanız gerekmez miydi? dememiş miydim?” dedi.
İçlerinden aklı başında olan: -Ben size Allah’ı hesaba katmanız ve fakir fukaranın hakkını vermeniz gerektiğini söylememiş miydim? Dedi. 2/177, 4/36
İçlerinden en dengeli olanı “Ben size ‘Allah yokmuş gibi hareket etmeyelim”[⁵²⁵²] dememiş miydim?’ diye çıkıştı.
İçlerinden biri, aklı başında olanı (onları daha evvel uyaranı) "Ben size, Rabbinizi tesbih etmeniz gerekir, demedim mi?" deyince, (onlar kusurlarını anlamış oldular)
Onların ortancaları, "Ben size ’Rabbinizi tespih etseydiniz ya! dememiş miydim?" dedi.
Orta halde bulunanları dedi ki: «Ben size, 'tesbih eder olmalı değil misiniz?' demedim mi?»
En makul olanları ise: “Ben size Allah'ı zikretmenizi söylememiş miydim! ” dedi.
Orta(yolda giden iyi)leri: "Ben size demedim mi? Rabbinizi tesbih etmeniz gerekmez miydi?" dedi.
Ortancaları (üç kardaş idiler) "Ben size tesbîh idin dimedim mi idi?" didi.
Dengeli olanları söze karıştı: “Size, ‘Allah’ın emrine uysanıza!’ dememiş miydim?”
Onların en insaflı olanı:-Ben size (Allah'ı) tesbih etmemiz gerekmez mi, dememiş miydim? dedi.
Aklı başında olanı “Ben size Allah'ı tesbih edin dememiş miydim?” dedi.
Ortancaları/ılımlı olanı şöyle dedi: "Ben size söylemedim mi? Tespih etseydiniz ya!"
eyitti yigregi anlaruñ “iy, eyitmedüm mi size nişe tesbįḥ eylemezsiz.”
Eyitdi anlaruñ arasında rāyı yaḫşı olan: Ben size eyitmedüm mi, niçün tesbīḥeylemezsiz?
Onların ən ağıllısı (və insaflısı) dedi: “Məgər mən sizə (Allahı) həmd-səna ilə təqdis etməli olduğunuzu demədimmi?!”
The best among them said: Said I not unto you: Why glorify ye not (Allah)?
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |