Felemmâ raevhâ kâlû innâ ledâllûn(e)
Bahçeyi görünce gerçekten de dediler, elbette yolumuzu şaşırdık.
Ama onu (bahçeleri tarumar edilmiş) görünce: "Muhakkak biz (gideceğimiz yeri ve yolu) şaşırmışız ve yanlış gelmişiz" demişlerdi.
Ama bahçeyi o perişan haliyle görünce: “Herhalde biz yanlış yere gelmişiz, bizim bahçe burası değildir veya biz sapık insanlarız fakir ve yoksulları haklarından mahrum etmeye çalışıyoruz” dediler.
Bağı, bahçeyi gördüklerinde:
“Galiba biz yanlış yere geldik.” dediler.
Fakat onu (bahçeyi) gördüklerinde: "Herhalde yanlış geldik" dediler.
Ama onu görünce: 'Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmışız' dediler.
Vakta ki o bahçeyi (böyle yanmış kapkara) gördüler : “-Biz, herhalde yanlış gelmişiz.” dediler.
Bahçeyi gördükleri zaman: “Bir gerçekten yolumuzu şaşırdık…
25,26,27,28. Amaçlarına ulaşacaklarından emin olarak erkenden gittiler. Harap olmuş bostanı gördüklerinde kimileri, “Biz yanlış yere geldik” dediler. Kimileri de, “Hayır, biz mahvolmuşuz” dediler. İçlerinden en feraset sahibi, “Ben size, niçin Allah'ı anmıyorsunuz, dememiş miydim?” dedi!”
Bahçelerin görünce, derler ki: «Biz yolu şaşırmışız
Fakat bahçeyi o halde görünce: “Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız (yanlış yere geldik)!” dediler.
26,27. Bağçenin ne hâle geldiğini gördükleri vakit "Eyvah biz yanılmışız meyvelerimiz mahv oldı" diyu bağırdılar.
26,27. Bahçeyi gördüklerinde: "Herhalde yolumuzu şaşırmış olacağız; belki de biz yoksun bırakıldık" dediler.
Fakat bahçeyi o hâlde gördüklerinde, “Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız!” dediler.
26-27. Bahçeyi gördüklerinde ise, “Herhalde yanlış yere gelmişiz; yok yok, ürünü kaybetmişiz” dediler.
Fakat bahçeyi görünce, "Biz yolu şaşırdık," dediler.
Fakat bahçeyi gördüklerinde: "Biz herhalde yanlış gelmişiz" dediler .
Vakta ki o bağı gördüler, biz, dediler: her halde yanlış gelmişiz
Fakat bahçelerini (yanmış/küle dönmüş bir hâlde) gördüklerinde, “Galiba biz yolumuzu şaşırdık da yanlış bir yere geldik” dediler.
Fakat onu gördüklerinde: “Herhalde yanlış yere geldik!” dediler.
Fakat onu (bu halde) görüverince dediler ki: «Her halde biz yanlış gelenleriz».
Fakat orayı (bahçeyi o perişan hâlde) gördüklerinde: “Muhakkak biz, elbette(bahçesinin yolunu) şaşıran kimseleriz (her hâlde yanlış yere geldik!)” dediler.
Onu (bahçelerini o hâlde) gördükleri zaman (burası bahçemiz değil) “mutlaka biz yolu şaşırmış olmalıyız!’’dediler.
Sonra tarlada ürünlerini gördüklerinde “Galibe biz yolumuzu şaşırdık” dediler.
Ancak, bahçeyi öyle görünce: "Biz yolu şaşırdık" dediler.
Bahçeyi harap olmuş görünce tereddüde düşerek «— Yolu şaşırmışız,
Fakat (bahçeyi) gördüklerinde dediler ki: “Biz mutlaka yolu şaşırdık.”
Ama onu görünce, “Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmış olmalıyız” dediler.
Derken bahçelerine varıp da, onu yanmış, yıkılmış bir hâldegörünce, “Galiba biz yolumuzu şaşırdık!” dediler.
Orayı gördüklerinde dediler ki: -“Biz, elbette yolu şaşırdık”.
26,27. afalladılar: " Aaa! Galiba yeri şaşırdık. // Yoo. Olamaz! Mahvolduk " dediler.
Bahçelerini görünce: "Herhalde biz yolu şaşırıp yanlış bahçeye geldik." dediler. Bahçelerini tanıyamamışlardı. Çünkü bahçelerinin yerinde kupkuru simsiyah topraklar bulunuyordu. Her şey yanıp kül olmuştu.
Fakat bahçeyi gördüklerinde “Biz (herhâlde) yolumuzu şaşırdık!” demişlerdi.
26,27. Ama o (bahçeyi o halde) görünce (önce): “Biz herhalde yanlış gelmişiz” dediler. (Sonra da): “Hayır, biz tam tersine (bütün servetimizden) yoksun bırakıldık.” dediler.
Ama bahçeye bakıp onu [tanınmaz halde] görünce: “Herhalde yolumuzu şaşırmış olacağız!” diye bağırdılar;
Nihayetinde bahçeyi gördüklerinde şaşkınlık içinde: -Biz herhalde yanlış bir yere geldik, dediler. 57/20
Derken, bahçeyi o halde görünce (tanıyamadılar ve) “Biz yolumuzu şaşırmışız (galiba)” dediler.
Fakat bahçelerini -yanmış kül olmuş halde- görünce (ilkin) "Mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız" dediler. (Fakat sonra gerçeği anladılar da)
Ne zaman ki bahçeyi o hâlde gördüklerinde, "Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız!" dediler.
Vaktâ ki o bostanlarını (o halde) gördüler, dediler ki: «Şüphe yok bizler elbette sapık kimseleriz.
Bahçeyi görünce: apışıp kaldılar. “Galiba yolu şaşırdık, yanlış yere geldik! ” dediler.
Fakat bahçeyi görünce: "Herhalde biz yolu şaşırdık." dediler.
Bostanı görince: "Biz yolumızı şaşırdık" didiler.
Bahçeyi görünce: “Biz, kesinlikle başka bir yere geldik!” dediler.
Onu gördüklerinde:-Yolu şaşırdık, dediler.
Bir de ne görsünler! “Herhalde biz yanlış geldik” dediler.
Fakat bahçeyi görünce: "Yahu, biz yanlış gelmişiz." dediler!
pes ol vaķt kim gördiler anı eyittiler “bayıķ biz azmışlaruz.”
Ol vaḳt ki anı ol ḥālde gördiler, eyitdiler: Biz azmışlaruz.
(Bağı) bu vəziyyətdə (yanıb külə dönmüş) gördükdə dedilər: “Yəqin ki, (yolumuzu) azmışıq!
But when they saw it, they said: Lo! we are in error!
But when they saw the (garden), they said: "We have surely lost our way:(5611)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |