8 Aralık 2024 - 7 Cemaziye'l-Ahir 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
En’âm Suresi 89. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ulâ-ike-lleżîne âteynâhumu-lkitâbe velhukme ve-nnubuvve(te)(c) fe-in yekfur bihâ hâulâ-i fekad vekkelnâ bihâ kavmen leysû bihâ bikâfirîn(e)

Bunlar, kendilerine kitap, hükmetme yetkisi ve peygamberlik verdiğimiz kişilerdir. Kafirler, bunları tanımazlar, inkar ederlerse zaten biz, kafir olmayacak bir topluluğu onların yerine geçmeye memur etmişizdir.

Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer (müşrikler) bunları (Kur’an’ı ve Resulüllah’ı) tanımayıp küfre sapıyorlarsa; andolsun, Biz Ona (Hz. Muhammed Aleyhisselam’a); bunu (İslam’ı), inkâra sapmayan (mü’min ve mücahit) bir topluluğu vekil (Dinini yürütmeye görevli ve yetkili) bırakırız. (Onlara fırsat tanıyıp imkân ve iktidar sahibi kılarız.)

Ama biz onlara kitap, sağlam muhakeme ve peygamberlik bahşettik. Eğer bu toplum bu kitap ve peygamberi inkâr ederse, andolsun biz buna karşı Allah'tan gelen gerçekleri örtbas etmeyen bir topluluğu vekil kılmışızdır.

İşte onlar, kendilerine kitap, hikmete dayalı hükümranlık, yargı ve icra, şeriat ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer Kureyş müşrikleri, bunları inkâra devam ederlerse, bu sorumlulukları, kitabı, şeriatı, peygamberi kesinlikle inkâr etmeyecek toplumlara havale ederiz.

Bunlar kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunlar, onları inkar ederlerse, (bilsinler ki) biz onları inkar etmeyecek bir topluluğu onlara vekil kılmışızdır. [8]

8.Mekke müşrikleri bu anlatılan gerçekleri veya kitab, hikmet ve peygamberliği inkar etseler de bunları inkar etmeyip koruyan, insanlara duyuran bir t... Devamı..

Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunları tanımayıp-küfre sapıyorlarsa, andolsun, biz buna (karşı) inkâra sapmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır.

İşte onlar, kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi şu KUREYŞ kavmi, buna nankörlük ediyorsa (kâfir oluyorsa), biz onların yerine, peygamberleri ve kitabları inkâr etmiyecek bir kavmi vekil ederiz.

İşte bunlar; kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kişilerdir. İşte eğer bu kavmin, bu peygamberliği inkâr ederse, Biz o peygamberliği asla inkâr etmeyecek bir kavmi (toplumu) ona sahip çıkartırız.

İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer kâfirler bunları inkâr ederlerse, şüphesiz, yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir toplum getiririz.

İşte bunlar, kitap, hikmet, peygamberlik vermiş olduklarımız, bunlar inanmazlarsa, inanan bir ulusla onları değiştiririz

Onlar kendilerine kitap, hikmet (doğru hüküm verme yeteneği) ve nebilik verdiğimiz kimselerdir. Eğer bunları tanımayıp inkâr ederlerse, (bilsinler ki biz) yerlerine inkâr etmeyen bir topluluk getiririz.

Bkz.5/54, 14/19Mekkeli müşrikler Allah’ın yol göstericiliğini ve O’nun Hakk yolunu ve peygamberini reddetmiş olsalar bile, bu hiç sorun değil çünkü gö... Devamı..

Kendilerine kitâb, hikmet ve nübüvvet virdiği insânların ahfâdından kürf idenler olur ise ânları îmân idenlere tevdî’ itdik.

Kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiklerimiz işte bunlardır. Kafirler onları inkar ederlerse, inkar etmeyecek bir milleti onlara vekil kılarız.

Onlar kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şunlar (inanmayanlar) bunları tanımayıp inkâr ederlerse, biz onları inkâr etmeyecek olan bir kavmi, onlara vekil kılmışızdır.[182]

Yani ilâhî kitaplara, onların hükümlerine ve peygamberlerin davetine uyacak mü’minler bulunacaktır.

Onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şimdi onlar bu söylenenleri inkâr ederlerse muhakkak ki yerlerine, bunları inkâr etmeyecek bir topluluk getiririz.

İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar (kâfirler) bunları inkâr ederse şüphesiz yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir toplum getiririz.

İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer şu halk, bunları inkar ederse, biz onları inkar etmeyecek bir toplumu yerlerine geçiririz.

İşte onlar, kendilerine kitap, hüküm (hikmet ve hükümranlık) ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Bunlar, ona inanmayacak olurlarsa, yerlerine, onu tanımamazlık etmiyecek bir toplum getiririz.

İşte bunlar kendilerine kitâb, huküm, nübüvvet verdiğimiz kimseler, şimdi şu karşıdakiler buna körlük ediyorlarsa biz ona körlük etmiyen bir ümmeti müekkel kılmışız

İşte bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar (müşrikler), bunları (kitap, hikmet ve peygamberliği) inkâr ediyorlarsa, (bilsinler ki) biz onların yerine (hakkı) inkâr etmeyen bir topluluğu vekil kılarız.

İşte bunlar, kendilerine Kitap, Hüküm ve Nubuvvet¹ verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar, bunları inkâr ederlerse, yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir halkı vekil etmişizdir.

1- Nebilik.

Onlar, kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Şimdi bunlar (Kureyş kavmi) bunları (bu delilleri) tanımayıb da kâfir olurlarsa (zâten) biz ona, bunu inkâr etmeyen bir kavmi vekil (ve me'mur) kılmışızdır.

İşte onlar, kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Fakat bunlar (o müşrikler) onları (kitap, hikmet ve peygamberliği) inkâr ederse, artık muhakkak ki(biz,) onları inkâr eden kimseler olmayan bir kavmi (Muhâcir ve Ensâr'ı ve nice ehl-i îmânı)onlara (îmân etmeye) vekil kılmışızdır.

İşte onlar kendilerine kitap (vahiy içeren kitaplar ve çok ilim), hüküm (hikmet, hükümranlık, muhakeme ve doğru karar alma yeteneği) ve nübüvvet (peygamberlik) verdiğimiz kimselerdir. Eğer şunlar (müşrikler) onları (burada anlatılan gerçekleri tanımayıp) inkâr ederlerse, (bilsinler ki biz) muhakkak onları (o anlatılan gerçekleri) inkâr etmeyecek olan bir topluluğu vekil kılarız.

Onlar, kendilerine kitap, hüküm ve nebîlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer verdiğimiz kitabı ve hükümlerini inkâr etselerdi, onların yerine bu görevi üstlenecek ve Allah’ın mesajlarını inkâr etmeyecek başka toplulukları getirirdik.

İşte onlar kendilerine Kitap, doğrunun bilgisi, elçilik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar bunları tanımayacak olurlarsa Biz de onların yerine tanımazlık etmiyecek bir ulusu koyarız.

Onlar, kendilerine Kitap, hikmet [³] ve nübüvvet verdiğimiz kimselerdir. Bunlar [⁴] O/nu [⁵] tanımayacak olurlarsa sıkılma, çünkü O/na riayet edecek, tanımamazlık yapmayacak bir cemaati mutlak yerlerine getiririz [⁶].

[3] Veya hak muktazası üzere dâvayı fasletmek.[4] Kureyş.[5] Nübüvveti veya her üçünü.[6] Ensar veya eshab veya mü'min.

İşte onlar kendilerine Kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar/kâfirler bunları inkâr ederse, andolsun biz onlara inkâr etmeyen bir topluluğu [kavm] vekil yaparız.

Kendilerine kitab, hüküm ve peygamberlik verdiklerimiz işte bunlardır. Eğer onlar (Mekke halkı) bunları inkâr ediyorlarsa, biz buna (kitap, hüküm ve peygamberliğe inanmaya), kâfir olmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır.

(Müşrikler Allah’ın hidayetini reddetmiş olsalar bile, bunun hiç de sorun olmadığı anlamı vardır burada. Allah’ın bu nimetin değerini bütünüyle takdir... Devamı..

Onlar, kendilerine Kitap, hikmet ve Peygamberlik bahşettiğimiz kimselerdir. O hâlde, sen de o Peygamberlerin izinden gitmelisin. En yakınlarından başlayarak, çevrendeki insanları ve halkını imana davet etmelisin. Eğero insanlar gönderdiğimiz mesajı inkâr edecek olurlarsa, hiç önemli değil, Biz ayetlerimizi, onları inkâr etmeyecek sağlambir topluluğa emânet etmişizdir. Çünkü bu din, hiçbir ırkın, cemaatin tekelinde değildir. Emâneti taşıyamayanlar, —hangi ırka veya topluma ait olursa olsun— bertaraf edilir ve yerlerine, İslâm sancağını lâyık olduğu şekilde taşıyabilecek yeni toplumlar gelir.

İşte onlar Kitap, Hüküm (Hikmet, Uygulama) ve Nebiyylik verdiğimiz kimselerdir. Onlar bunları inkâr ederse (örtüp gizlerse), inkâr edecek (örtüp gizleyecek) olmamış bir kavme bunları kesinlikle emanet ettik.

Biz bu kullarımıza, hem kitap, hem egemenlik dersi, hem de ilahî habercilik görevi verdik. Eğer Mekkeliler bunları kabul etmezler ise, Biz de onlar yerine bu bilgileri reddetmeyecek bir millet buluruz.

İşte onlar kendilerine kitap, hikmet ve Nebilik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar gerçeklerimizi inkâr ederse şüphesiz yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir toplum getiririz.

İşte onlar, kendilerine kitap, [hikmet] (doğru hüküm verme yeteneği) ve peygamberlik verdiğimiz kişilerdir. [*] Onlar (kâfirler) bunları inkâr ederse elbette yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir toplum getiririz.

Bu ayet bütün nebilere (peygamberlere) kitap verildiğinin delillerinden birisidir. Bu konuda ayrıca bkz. Bakara 2:213; Âl-i İmrân 3:79, Meryem 19:30; ... Devamı..

İşte onlar, kendilerine kitap, hükümranlık ve Peygamberlik verdiğimiz kimselerdir.¹ Eğer şu (kâfirler) bütün bunları inkar ederlerse, şüphesiz Biz, onların yerine bunları inkâr etmeyen bir toplum getiririz.

1 İşte bütün bu peygamberlere yani, İbrahim, İshak, Yâkûb, Nûh, Dâvût, Süleyman, Eyyub, Yûsuf, Mûsa, Hârûn, Zekeriyya, Yahya, Îsâ, İlyas, İsmail, Elye... Devamı..

[Ama] Biz, onlara vahyi, sağlam muhakemeyi ve peygamberliği bahşettik. Ve şimdi inançsızlar bu hakikatleri inkar etmeyi tercih edebilirler, ⁷¹ [ama bilin ki] Biz onları, asla reddetmeyecek olan insanlara bahşetmekteyiz;

71 Lafzen, “eğer onları inkar ederlerse” -yani, Allah’ın birliğinin ve peygamberleri aracılığıyla vahyettiği iradesinin tezahürlerini.

İşte bunlar kendilerine kitap, hikmet ve nebilik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şunlar bu vahye inanmazlarsa, biz de bunu inanacak başka bir topluma bu emaneti veririz. 3/81, 4/163...165, 29/27, 42/13

(Ne ki) Biz onlara vahiy, (onunla) hükmedecek yetenek ve nübüvvet verdik. Eğer onlar bu hakikatleri inkâr ediyorlarsa, iyi bilsinler ki Biz (çoktan) onların yerine başka bir topluluğu vekil kıldık: onlar asla bu hakikatlerin inkârcısı olmazlar;

Onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik ihsan ettiğimiz kimselerdir, şimdi şunlar (müşrikler) onları tanımayıp ta inkar ederlerse (zararı kendilerine olur) yerlerine, (Cenâb-ı Hakka iman eden) onları (hiçbirini) inkar etmeyen bir toplum (Muhammed s.a.s. ümmetini) getiririz.

İşte onlar, kendilerine Kitap, hüküm ve nübüvvet verdiğimiz kimselerdir. Şimdi şunlar, (yani Kureyş kavmi), bunları inkâr ederse, (bilsinler ki) biz, bunları inkâr etmeyecek bir toplumu, bunlara vekil bırakmışızdır.

İşte onlar o kimselerdir ki, kendilerine kitap, hüküm ve nübüvvet vermişizdir. Şimdi şu kavimler, eğer bu delilleri inkar ederlerse artık Biz ona münkir olmayan bir kavmi tevkil etmişizdir.

İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet, hükümranlık ve nübüvvet verdiğimiz şahsiyetlerdir. Şimdi o müşrikler bu nübüvveti inkâr ederlerse, biz nübüvveti inkâr etmeyip ona sahip çıkan bir topluluk görevlendiririz.

Hz. Peygamberin evrensel risaleti insanlık için en büyük nimettir. Mekkeli hemşehrileri onun kıymetini bilmeyince, Allah ona sahip çıkacak başka bir t... Devamı..

İşte onlar, kendilerine Kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi şunlar, (yani Kureyş kavmi), bunları inkar ederse, (bilsinler ki) biz, bunları inkar etmeyecek (koruyacak) bir toplumu, bunlara vekil bırakmışızdır.

İşte onlar bizim kendilerine kitâb ve hüküm ve nübüvvet virdiklerimizdir. Eğer bu müşrikler o kitâblara ve hükme ve nübüvvete kâfir olurlar ise biz, yerlerine onları inkâr itmeyecek bir kavmi ikāme iyleriz.

Adı geçenler, kendilerine kitap, hikmet ve nebilik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şu insanlar bütün bunları görmezlik ederlerse, biz onları, görmezlik etmeyecek bir topluluğun korumasına bırakırız.

Kendilerine kitap, hüküm ve Peygamberlik verdiğimiz işte bu kimselerdir. Bunu işte onlar inkar ederse, biz de onları inkar etmeyecek bir kavmi vekil kılarız.

Onlar, kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şu müşrikler onları inkâr etseler de, Biz zaten kitabı, hüküm ve peygamberliği, onları inkâr etmeyen bir topluluğa emanet etmişizdir.

İşte bunlardır kendilerine kitap, hükmetme gücü ve peygamberlik verdiklerimiz. Şimdi şu insanlar bütün bunları inkâr ederlerse biz, bunları inkâr etmeyecek bir topluluğu onlara vekil ederiz.

şunlar anlardur kim virdük anlara kitābı daħı 'ilmi daħı peyġamberliġi. pes eger kāfir olur ise uşbunlar bayıķ śalduķ aña bir ķavmı kim degüller aña kāfirler.

Anlar ol kişilerdür ki virdük anlara kitābı, şerī‘atı daḫı, peyġamberlıġıdaḫı. Eger aña anlar kāfir olsa taḥḳīḳ biz müvekkel ḳılduḳ aña bir ḳavmi ki aña kāfir degüldürler.

Onlar Bizim kitab, hökm və peyğəmbərlik verdiyimiz kimsələrdir. Əgər (indi) bunlar (Qüreyş müşrikləri və başqa kafirlər) bu dəlilləri dansalar, Biz onlara həmin dəlilləri inkar etməyən bir tayfanı müvəkkil edərik (onların yerinə dəlillərimizi inkar etməyəcək bir zümrə gətirərik).

Those are they unto whom We gave the Scripture and command and prophethood. But if these disbelieve therein, then indeed We shall entrust it to a people who will not be disbelievers therein.

These were the men to whom We gave the Book, and authority, and prophethood: if these (their descendants) reject them,(908) Behold! We shall entrust their charge to a new people who reject them not.

908 Them, i.e., the Book, and Authority and Prophethood. They were taken away from the other People of the Book and entrusted to the Holy Prophet Muha... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.