Vemin âbâ-ihim veżurriyyâtihim ve-iḣvânihim(s) vectebeynâhum vehedeynâhum ilâ sirâtin mustekîm(in)
Onların atalarından, soylarından ve kardeşlerinden bir kısmına da üstünlük verdik, onları seçtik ve doğru yola sevkettik.
Babalarından, soylarından ve kardeşlerinden, (iyilik ve istikamet ehlinden) kimini de (bunlara kattık); onları da seçtik ve dosdoğru yola yöneltip-ilettik.
Onların atalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazısını da aynı şekilde yücelttik. Onların hepsini seçtik ve dosdoğru bir yola yönelttik.
Babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarını da üstün kıldık. Onları seçtik ve doğru, muhkem, güvenli, mutedil yola, İslâmî hayata ilettik.
Babalarından, soylarından ve kardeşlerinden de (kendilerine lütfettikklerimiz oldu). Biz onları seçtik ve doğru yola ilettik.
Babalarından, soylarından ve kardeşlerinden, kimini (bunlara kattık); onları da seçtik ve dosdoğru yola yöneltip-ilettik.
Babalarından, nesillerinden ve kardeşlerinden bir kısmını da üstün kıldık, onları seçtik ve kendilerini doğru yola (İslâma) ilettik.
Babalarından, zürriyetlerinden ve kardeşlerinden de. Onların hepsini seçtik ve doğru yola ilettik.
Onların babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarına da üstün meziyetler verdik. Onları seçkin kıldık ve doğru yola ilettik.
Atalarından, nesillerinden, kardeşlerinden onları seçtik, doğru yola ilettik
Onların atalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarına da (aynı şekilde üstün meziyetler verdik). Onları seçtik ve onları doğru yola ilettik.
Ânların ecdâdından, zürriyetinden, birâderlerinden bir kısmını intihâb itdik tarik-i müstakîme sevk itdik.
Babalarından, soylarından, kardeşlerinden bir kısmını seçtik ve doğru yola eriştirdik.
Babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bir kısmını da. Bütün bunları seçtik ve bunları dosdoğru bir yola ilettik.
Onların atalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarını, evet onları da seçkin kıldık ve dosdoğru yola yönelttik.
Onların babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarına da (üstün meziyetler verdik). Onları seçkin kıldık ve doğru yola ilettik.
Atalarından, soylarından, kardeşlerinden bir çoğunu seçip doğru yola ilettik.
Babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarını da (üstün kıldık). Onları seçtik ve doğru yola ilettik.
Atalarından, zürriyetlerinden ve kardeşlerinden bir kısmını da, ve hep bunları seçtik ve hep bunları bir doğru yola hidayetçi kıldık
Onların babalarından, nesillerinden ve kardeşlerinden bazılarını da (üstün kıldık). Onları seçkin kıldık ve hidâyete (peygamberliğe) kavuşturduk.
Onların; atalarından, soylarından ve kardeşlerinden bir kısmını da. Onları seçtik ve dosdoğru yola ilettik.
Onların babalarından, zürriyyetlerinden, biraderlerinden kimini de (yine üstün imtiyazlara mazhar etdik), onları seçdik, onları doğru bir yola götürdük.
Babalarından, zürriyetlerinden ve kardeşlerinden bir kısmını da (üstün kıldık). Böylece onları seçtik ve onları dosdoğru bir yola hidâyet ettik.
Bir de, onların atalarından, nesillerinden ve kardeşlerinden (dürüst ve erdemli olmalarından dolayı) bir kısmını da (bunlara kattık); onları da seçtik (halis ve tertemiz kullar yaptık) ve onları dosdoğru bir yola (İslam yoluna) ilettik.*
Bu (saydığımız) insanların babalarından, zürriyetlerinden ve kardeşlerinden ve onların içlerinden seçtiklerimiz ve doğru yola (sıratı müstakîm’e) ulaştırdığımız kimseler var.
onların babalarından, döllerinden, erkek kardeşlerinden kimini de öylece üstün kıldık. Onları seçtik, onları doğru yola ilettik.
Onların babalarından, zürriyetlerinden, kardeşlerinden bâzılarını da tafdil eyledik. Seçtik, doğru yola götürdük.
Babalarından, soylarından ve kardeşlerinden bazılarını seçtik ve onları dosdoğru yola ilettik. “Hâzâ Rabbî” (İşte bu benim Rabbim) ifadesinin önünde düşmüş bir soru edatı varmış gibi yorumlamışlardır. O zaman tercüme “Bu mu benim Rabbim?” şeklinde olur.
Babalarından, soylarından, kardeşlerinden bir kısmını da (hidayete erdirdik). Onları seçtik ve doğru yola hidayet ettik.
Bir de, onların atalarından, nesillerinden ve kardeşlerinden de nice Peygamberler göndermiştik. Onları tüm insanlar arasından süzüp seçmiş ve dosdoğru cennete götüren yola iletmiştik.
Onları babalarından, soylarından ve kardeşlerinden eleyerek seçtik; onları doğru bir yola eriştirdik.
Ayrıca atalarından, kardeş ve torunlarından birçoklarını da değerli kullar arasına alıp doğruya yönlendirdik
Onların babalarından, çocuklarından, kardeşlerinden bazılarına üstünlükler verdik. Onları seçkin kılarak doğru yola ilettik.
Onların, babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarını da (doğru yola ulaştırmıştık). Onları biz seçmiş ve doğru yola ulaştırmıştık.
Bunların babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bir kısmını seçtik ve en doğru yola ilettik.
onların atalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazısı[nı da aynı şekilde yücelttik]: onları[n hepsini] seçtik ve dosdoğru bir yola yönelttik.
Onların atalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarını seçmiştik ve doğru yola erdirmiştik. 2/129, 22/75, 3/39
Onların atalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden kimilerini de… İşte onların hepsini Biz seçtik ve dosdoğru bir yola yönelttik.
O Peygamberlerin, babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden kimine de (üstün meziyetler) verdik, onları seçtik ve doğru yola ilettik.
Babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bir kısmını da seçtik ve bunları dosdoğru bir yola ilettik.
Ve onların babalarından, zürriyetlerinden ve kardeşlerinden birçoklarını da hidâyete erdirdik) ve onları seçtik ve kendilerini doğru bir yola kavuşturduk.
Onların babalarından, zürriyetlerinden, kardeşlerinden kimini de, aynı şekilde etraflarındaki insanlara üstün kıldık, onları seçtik, onları doğru yola götürdük.
Babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarını da... Onları seçtik ve onları doğru yola ilettik.
Ve onların babalarından, zürriyetlerinden ve kardaşlarından ba'zılarını halk arasından intihâb idüb ayırdık ve doğrı yola sevk itdik.
Babaları, soyları ve kardeşleri... Onları da seçtik ve onlara da doğru yolu gösterdik.
Onların babalarından, zürriyetlerinden ve kardeşlerinden bazı kimseleri seçip, dosdoğru yola hidayet ettik.
Onların atalarından, nesillerinden ve kardeşlerinden de bir kısmını seçtik ve dosdoğru bir yola ilettik.
Atalarından, soylarından, kardeşlerinden bir kısmını da... Onları seçtik ve onları dosdoğru bir yola kılavuzladık.
daħı atalarından daħı oġlanlarından daħı ķarındaşlarından daħı üyürdük anları daħı yol gösterdük anlara yol dapa ŧoġru.
Anlaruñ atalarından daḫı, ẕürriyetlerinden daḫı, ḳardaşlarından daḫı efḍalḳılduḳ. Daḫı hidāyet virdük anlara doġru yola.
Biz onların atalarından, nəsillərindən və qardaşlarından da (bir qismini hidayətə çatdırdıq), onları seçdik və düz yola yönəltdik.
With some of their forefathers and thee offspring and thee brethren; and We chose them and guided them unto a straight path:
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |