17 Şubat 2025 - 19 Şaban 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
En’âm Suresi 23. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Śümme lem tekun fitnetuhum illâ en kâlû va(A)llâhi rabbinâ mâ kunnâ muşrikîn(e)

Sonra onlar ancak Rabbimiz Allah, sana andederiz ki biz şirk koşanlardan değildik demekten başka bir özür serdedemezler.

(Bundan) Sonra onların: "Rabbimiz olan Allah’a andolsun ki, biz müşriklerden değildik (zalim güçleri oyalamak ve onlara yaranmak için böyle hareket ettik)" demelerinden başka bir fitneleri (kurtuluş bahaneleri) olmayacak (ve kalmayacaktır).

Bunun üzerine çaresiz bir şaşkınlık içinde, “Rabbimiz sana yemin ederiz ki, senden başka kimseye ilahlık yakıştıranlardan değildik” diyeceklerdir.

Sonra onlar inkârlarının ve yalana cüretlerinin sebep olduğu azabı gördüklerinde:
“Rabbimiz Allah'a yemin ederiz ki, biz ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah'a ortak koşan müşriklerden değildik" demekten başka bir mazeret ileri süremeyecekler.

Sonra: "Rabbimiz olan Allah'a yemin olsun ki, biz Allah'a ortak koşanlar değildik" demekten başka bir kaçamak bulamazlar.

(Bundan) Sonra onların: 'Rabbimiz olan Allah'a and olsun ki, biz müşriklerden değildik' demelerinden başka bir fitneleri olmadı (kalmadı.)

Sonra (kurtuluş için) özürleri mevcut olmayıp sadece şöyle diyeceklerdir: “- Rabbimiz olan Allah'a yemin ederiz ki, biz, müşriklerden değildik.”

Sonra, “Rabbimiz olan Allah’a and içeriz ki, biz müşrik değildik” demekten başka çareleri olmaz. [Çaresizlikten dolayı yalandan başka bir iş beceremezler.]

Sonunda şunu söylemekten başka bahaneleri kalmaz: “Rabbimiz Allah'a yemin olsun ki, ortak koşanlardan değildik.”

O zaman çare yoktur, yalnız diyecekler ki: «Ey Tanrımız, ant içeriz, eş koşmuş olanlardan değiliz bizler»

Sonra onların: “Rabbimiz Allah'a yemin ederiz ki, bizler müşriklerden değildik,” demekten başka çareleri kalmayacak. 

Bkz. 16/28, 58/18

O zamân "Vallâhi biz işrâk itmedik" sözünden gayri ne diyecekler.

Sonra, "Rabbimiz Allah'a and olsun ki bizler ortak koşanlar değildik" demekten başka çare bulamazlar.

Sonunda onların manevraları, “Rabbimiz Allah’a andolsun ki biz (O’na) ortak koşanlar değildik” demelerinden başka bir şey olmayacaktır.

Sonra onların mazeretleri “Rabbimiz Allah’a andolsun ki biz ortak koşanlar olmadık” demekten başka bir şey olmadı.

Sonra onların mazeretleri, «Rabbimiz Allah hakkı için biz ortak koşanlar olmadık!» demekten başka bir şey olmadı.  

 Âhirette tecelli eden hakikat karşısında dünyadaki hallerinden tamamen vazgeçen kimseler tek Allah’ın tanrılığını ikrar edecekler, ne çare ki bu ikra... Devamı..

Onların tek savunması şu olacak: "Rabbimiz ALLAH'a andolsun ki biz ortak koşmadık."

Sonra, (Onlar): "Rabbimiz, Allah'a yemin ederiz ki, biz müşriklerden değildik" demekten başka bir özür bulamayacaklar.

Sonra başka fitnelik edemiyecekler sade şöyle diyecekler: Rabbimiz Allaha yemin ederiz: Vallahi bizler müşrik değil idik

(Bu suâlimizden) sonra (onlar, kendilerini temize çıkarma telaşına düşecekler ve) “Rabbimiz olan Allah’a yemin ederiz ki, biz müşriklerden değildik” demekten başka bir mazeret bulamayacaklar.

Sonra başvurdukları fitne¹ “Rabb'imiz Allah'a ant olsun ki, biz müşriklerden değildik.” demelerinden başka bir şey olmadı.

1- Sıkıntıdan kurtulmak için uydurdukları mazeret.

(Bu suâlden) sonra (gûyâ kurtulabilmeleri için) onların (baş vuracakları) fitne: «Rabbimiz olan (Sen) Allaha andederiz ki biz eş tutanlardan değildik» demelerinden başka (bir şey) olmadı (olmayacakdır).

Sonra, “Rabbimiz! Vallâhi, biz müşrik kimseler değildik!” demelerinden başka (o gün bir) fitnelikleri (cevabları) olmayacak!

Sonra (kurtuluş için) özürleri mevcut olmayıp sadece şöyle diyeceklerdir:“- Rabbimiz Allah’a yemin ederiz ki, (dünyada iken itikat ve düşücemize göre) biz şirk koşanlardan değildik (yani kendimizi muvahhid ve doğru yolda biliyorduk)”*

(*) İnsanlar ölüp ruhlar bedenlerden ayrıldıktan veya insanlar yeniden diriltildikten sonra Allah Teâlâ kendisine putları ortak koşmak ve bu suretle İ... Devamı..

Sonra onları yanıltan, aldatan şey (dünyada iken müşrik oldukları halde) “Rabbimiz Allah’a yemin olsun ki biz müşriklerden değildik “ diye söyledikleri sözleri olmuştur.

Sonra onların kaçamak olarak söyliyebilecekleri ancak şu olacaktır: "Ey çalabımız! Sana and olsun ki bizler sana eş koşmadık."

Bundan sonra «Rabbimiz Allah hakkı için [²] bizler müşrik değilleriz.» demeden başka onların hiçbir mazeretleri bulunmaz.

[2] Yahut ey Rabbimiz! Allah hakkı için.

Sonra da onların, “Rabbimiz Allah’a andolsun ki, biz ortak koşanlar değildik” demekten başka çareleri [fitnetuhum] yoktur.

Sonra, “Rabbimiz Allah'a yemin olsun ki bizler şirk koşanlar değildik” demekten başka çare bulamazlar.

Bunun üzerine onların, sahte mâzeretler öne sürerek, “Rabb’imiz Allah’a yemin olsun ki, biz O’na asla ortak koşmuş değiliz!” demekten başka bir çareleri kalmayacak.

Yine onların fitnesi ancak “Rabbimiz Allah’a yemin olsun ki müşrikler (ortak koşanlar) değildik!” demeleri oldu.

Sonra: “ Vallahi efendim biz ortakçı falan değildik “ demekten başka çareleri kalmayacak.

Gerçekler karşısında çaresiz kaldıklarında onların mazeretleri: "Ey Rabbimiz! Allah hakkı için biz ortak koşanlar değildik!" demekten başka bir şey olmayacak.

Sonra “Rabbimiz Allah’a yemin olsun ki [*] biz ortak koşanlar değildik.” demekten başka onların mazeretleri olmayacak.

Kur’an’da [vallâhi] şeklindeki tek yemin ifadesi buradadır; ancak bu da müşriklerin mahşer şartlarında yapacakları yalan yemin olarak gerçekleşecektir... Devamı..

Sonra (o gün onların): “Rabbimiz olan Allah’a yemin ederiz ki biz, müşriklerden değildik.” demekten başka bir çareleri olmayacak.

Bunun üzerine, çaresiz bir şaşkınlık içinde, ancak, “Rabbimiz Allah’a yemin ederiz ki O’ndan başka bir şeye ilahlık izafe et[mek iste]medik!” ¹⁶ diye(bile)ceklerdir.

16 Bu, tartışmasız olarak, kavramın objektif anlamıyla şirk’i (“Allah’tan başka varlıklara veya güçlere uluhiyet veya ilahî vasıflar izafe etmeyi”) if... Devamı..

Sonra onların hilesi, “Rabbimiz Allah’a yemin ederiz ki biz ortak/şirk koşanlardan değildik.” demekten başka bir şey olmayacaktır. 58/18

Bunun ardından, “Rabbimiz Allah’a yemin olsun ki, bizim amacımız O’na ortak koşmak değildi”[¹⁰²⁸] demekten başka bir numara düşünemeyecekler.

[1028] Lafzen: “biz ortak koşmadık”. Tercih ettiğimiz bu anlam, âyetin iç ve dış bağlamıyla uygunluk arz eder. Onlar Allah dışındaki varlıklara “aracı... Devamı..

Bu soru karşısında onların (azaptan kurtulacaklarını sanarak) baş vuracakları mazeret (özür) "Ey Rabbimiz, Allah'a andolsun ki, bizler müşriklerden değildik" sözünden ibaret olacak. (Oysa onlar dünyadayken, Rablerine ortak koşup putlara tapıyorlardı)

Sonra onların: "Sadece; vallahi rabbimiz biz ortak koşanlar değildik. " demeleridir.

Sonra onların hilesi, «Vallahi ey Rabbimiz! Bizler müşriklerden olmadık,» demekten başka olmayacak.

Sonra onların şirklerinin vardığı son nokta, (sığınacakları tek yalancı özrü) “Rabbimiz Allah hakkı için, vallahi biz müşrik değildik! ” demekten ibaret olacaktır.

Sonra onların: "Rabbimiz Allah'a andolsun ki biz ortak koşanlar değildik." demelerinden başka çareleri kalmadığı (gün);

Sonra onların serd idecekleri ma'zeretleri olmadığından: "Vallâhi Yâ Rabbî! Biz müşriklerden değildik" dirler.

Onları sıkıntıya sokan şey (dünyadaki) şu sözleri olacaktır: “Rabbimiz Allah’a yemin ederiz ki bizler müşrik değiliz.”

Fakat onların şaşkınlıkları ile (cevapları) Rabbimize Vallahi, şirk koşanlardan değildik” demekten başka bir şey olmayacaktır.

Onların ise, “Rabbimiz Allah'a and olsun ki biz müşrik değildik” demekten başka bir kaçamakları olmaz.

Sonunda şunu söylemekten başka bahaneleri kalmaz: "Rabbimiz Allah'a yemin olsun ki, biz, ortak koşanlar değildik."

andan olmadı śınamaġı anlaruñ meger anlaruñ kim eyittiler “Tañrı içün çalabumuz olmaduķ biz ortaķ eyleyiciler.”

Andan ṣoñra degül‐idi anlaruñ fitnesi, illā eyitmek Tañrı ḥaḳḳı‐çun ki bi‐züm Çalabumuzdur biz müşrik degül‐idük.

Onların: “Rəbbimiz Allaha and olsun ki, biz müşrik deyildik!” deməkdən başqa heç bir çarələri qalmayacaq.

Then will they have no contention save that they will say: By Allah, our Lord, we never were idolaters.

There will then be (left) no subterfuge for them(851) but to say: "By Allah our Lord, we were not those who joined gods with Allah."

851 Fitnah has various meanings, from the root idea of "to try, to test, to tempt;" e.g., (1) a trial or temptation, as in 2:102; (2) trouble, tumult,... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.