Kemeśeli-lleżîne min kablihim karîbâ(en)(s) żâkû vebâle emrihim velehum ‘ażâbun elîm(un)
Onlar, kendilerinden az önce gelip de yaptıkları işin vebalini tatmış olanlara benzerler ve onlara elemli bir azap var.
(Bu Yahudilerin durumu ve sonu;) Kendilerinden yakın zaman önce, işlerinin vebalini tatmış (küfür ve zulümlerinin akıbetine uğramış) olan, (ve şimdi ahirette de) kendileri için acı bir azap bulunan kimselerin (Bedir’de cezalarını bulan putperestlerin) durumu gibidir.
Ey mü'minler! Bu düşmanlarınızın durumu, kendilerinden önce yakın geçmişte olan, müslümanlarla savaşanların durumu gibidir. Onlar yaptıklarının cezasını tattılar, öteki dünyada da şiddetli bir azap vardır onlara.
Müşriklerin ve müslüman görünerek İslâm'a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münâfıkların durumu, kendilerinden bir müddet önce geçmiş ve mü'minlere karşı yaptıkları kötülük planlarının cezasını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara can yakıp inleten, müthiş bir de azap vardır.
Tıpkı kendilerinden kısa süre önce yaptıklarının cezasını tatmış olanlar gibi. Onlar için acıklı bir azap vardır.
Kendilerinden önce yakın geçmişte olanların durumu gibi; onlar, yaptıklarının sonucunu tadmışlardır. Onlara acı bir azab vardır.
Onların hali, kendilerinden az önce geçenlerin hali gibidir ki, yaptıklarının cezasını (dünyada) taddılar. Onlara (ahirette) acıklı bir azab da var.
İşte bunların durumu, kendilerinden öncekilerin durumu gibidir. Yaptıklarının cezasını tattılar. (Ahirette de) onlar için, elem verici bir azap vardır.
Onların durumu, kendilerinden az önce geçmiş ve yaptıklarının cezasını tatmış olanlara benzemektedir. Onlara acıklı bir azap vardır.
Bu kimseler, kendilerinden önce geçenlere, işlerinin günahını çekenlere benzemekteler, bunlar için ağrıtıcı azap var!
Onların durumu, kendilerinden az bir zaman önce yaptıklarının cezasını (Bedir'de) tatmış olan (Mekkeli müşriklerin) durumu gibidir. Onlara (ahirette de) elem dolu bir azap vardır.
Ânlar kendilerinden az evvel gelmiş olanlar gibi hareket idiyorlar lâkin ef’âl-i mezmûmelerinin fenâ meyvelerini göreceklerdir. Bir ’azâb-ı elîm ânlara muntazırdır.
Onların durumu, kendilerinden az zaman önce geçmiş ve işlerinin karşılığını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara can yakıcı azap vardır.
Onların durumu, kendilerinden az öncekilerin (Mekkeli müşriklerin) durumu gibidir. Onlar (Bedir’de) yaptıklarının cezasını tatmışlardır. Onlara (Ahirette de) elem dolu bir azap vardır.
Kendilerinden az öncekilerin durumu gibi: Onlar yaptıklarının cezasını tatmışlardı ve onları elem veren bir azap beklemektedir.
Kendilerinden kısa bir süre önce geçmiş olanlara benziyorlar. Onlar, işlediklerinin karşılığını tatmışlar ve acı bir azabı haketmişlerdi.
(Bu yahudilerin durumu) kendilerinden az önce, işlerinin günahını tatmış olan, ahirette de kendileri için acı bir azab bulunan kimselerin (Bedir'de cezalarını bulan putperestlerin) durumu gibidir.
Yakında önlerinden geçenler gibi ki emirlerinin vebalini tattılar, daha da onlara elîm bir azâb var
Onların (yahûdîlerin) durumu, kendilerinden az bir zaman önce yaptıklarının cezasını (Bedir’de) tatmış olan (Mekkeli müşriklerin) durumu gibidir. Onlara (âhirette) elem dolu bir azap vardır.
Onların durumu, kendilerinden yakın zaman öncesinde yaptıkları işlerin sonucunu tatmış olanların durumu gibidir. Ve onlar için acı bir azap vardır.
(Onların) haali kendilerinden az öncekiler (in haali) gibidir ki onlar, yapdıklarının kötü aakıbetini (dünyâda) tatmışlardır. Onlar için (âhiretde de) çetin bir azâb vardır.
(Onların misâli;) kendilerinden az önce, yaptıklarının vebâlini tatmış olanların(Bedir'de öldürülenlerin) hâli gibidir! Ve onlar için (âhirette de pek) elemli bir azab vardır.
(Ey iman etmiş olanlar!) Onların (o size düşmanlık yapıp saldırmak isteyenlerin) durumu tıpkı kendilerinden önce yakın geçmişte yaptıklarının (antlaşmayı bozup size saldıranların) cezasını tatmış olan (saldırgan)ların durumu gibidir. Ve onlara [öteki dünyada da] acıklı bir azap vardır.
Onlar, yakın bir zamanda, yaptıkları yanlış işlerin karşılığını tadan kimseler gibidir. Ayrıca onlar için acıklı bir azap olacak.
Durumları kendilerinden az önce gelenlerinki gibidir, onlar ettiklerini bulmuşlardır. Onlar için acıklı bir azap vardır.
Onlar, kendilerinden az zaman evvel gelip günahlarının vebalini tatmış olanlar gibidir, onlar için âhirette de acıklı bir azap vardır.
(İkiyüzlülüklerinin durumu,) Kendilerinden az önce yaptıklarının vebalini tatmış olan, ahirette de kendileri için acı bir azap bulunan kimselerin durumu gibidir.
Bu durumdaki bütün münâfık ve kâfirlerin âkıbeti, tıpkı kendilerinden kısa bir süre önce Bedir savaşında ve Benî Kaynuka Yahudilerinin topluca sürgün edilmesinde ihânetlerinin cezasını çeken ve âhirette can yakıcı bir azâba mahkûm olan inkârcıların uğradığı âkıbet gibi olacaktır.
Onlardan önce işlerinin vebalini yakın olarak tatmış kimselerin misâli gibi! Onlar için acıveren bir azap vardır.
Tıpkı, çok yakınlarda / Bedir'de ağızlarının payını alanlar gibi. Onları da, kıvrandıran acılar bekliyor.
Onların durumu kendilerinden öncekilerin durumu gibidir. Kendilerinden önce ihanet eden inkârcılar yaptıklarının cezasını tatmışlardır. Onlar hesap günü elem dolu bir azapla cezalandırılacaklardır.
(Onların durumu), kendilerinden az önce geçmiş ve yaptıklarının cezasını tatmış olanların örneği gibidir. Onlara elem verici bir azap vardır.
[Ey müminler, düşmanlarınızın her ikisinin akibeti de ²¹ ] onlardan kısa bir süre önce, kendi yaptıklarından doğan felaketi tatmış olanlar(ınki) ²² gibi [olacak]tır, ve onları [öteki dünyada daha şiddetli] bir azap beklemektedir:
Onların akıbeti, aynen kendilerinden kısa bir süre önce yaptıklarının cezasını çeken diğer yandaşları gibi olacaktır. Onlar için de acıklı bir azap vardır. 43/46...52, 65/8-9
(Onların akıbeti de), kendilerinden hemen önce yaptıklarının acısını tadanların akıbetine benzeyecektir;[⁵⁰²⁵] dahası onların hakkı, elem verici bir azaptır.
(Yahudilerin durumu) Kendilerinden az öncekilerin (Bedir’de müslümanlara karşı savaşan müşriklerin) hâli gibidir ki onlar, yaptıklarının cezasını (dünyada) tatmışlardır. Onlar için (Ahirette de) çok çetin bir azap vardır.
Onların durumu, kendilerine yakın bulunan öncekilerin durumu gibidir. Onlar (Bedir’de) yaptıklarının cezasını tatmışlardır. Onlara (Ahirette de) elem dolu bir azap vardır.
Onlar, kendilerinden biraz zaman evvel işlerinin vebalini tatmış kimseler gibidirler ve kendileri için pek elemli bir azap vardır.
(Onların durumu), kendilerinden az önce, yaptıklarının vebalini tadmış olan, ahirette de kendileri için acı bir azab bulunan kimselerin durumu gibidir.
Onların misli mâzî-i karîbde geçen ve 'amellerinin vebâlini çeken kavim gibidir. Onlara elemli 'azâb vardır.
Bunların davranışı, kendilerinden kısa bir süre önce yaptıklarının cezasını tadanların davranışı gibidir. Bunların da hak ettiği acıklı bir azaptır.
Onlar, kendilerinden az önce, yaptıklarının cezasını tadan kimseler gibidir. Onlar için acı bir azap vardır.
Onların durumu, kendilerinden az bir zaman önce, yaptıklarının vebalini tatmış olanların durumu gibidir. Onlar için ayrıca acı bir azap vardır.
Kendilerinden biraz önce günahlarının vebalini tadanlara benziyorlar. Acı bir azap var onlara...
anlarcılayın gibi kim ya'nį mekke müşriķleri anlardan ilerülerdi [291a] yaķın zamān ŧatdılar śoña yavuzlıġın işlerinüñ. daħı anlaruñdur 'aźāb aġrıdıcı.
Ol kimseler meẟeli ki özlerinden burun geçdiler, dadarlar küfrleri cezāsını.Daḫı anlara ulu ‘aẕāb vardur. |
Onlar özlərindən bir az əvvəl əməllərinin cəzasını (dünyada) dadmış kimsələrə (Bədrdə məğlub olmuş Məkkə müşriklərinə) bənzəyirlər. Onları (axirətdə) şiddətli bir əzab gözləyir.
On the likeness of those (who suffered) a short time before them, they taste the ill effects of their conduct, and theirs is painful punishment.
Like those who lately(5392) preceded them, they have tasted the evil result of their conduct; and (in the Hereafter there is) for them a grievous Penalty;-
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |