لَا تَجِدُ قَوْمًا يُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ يُوَٓادُّونَ مَنْ حَٓادَّ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَلَوْ كَانُٓوا اٰبَٓاءَهُمْ اَوْ اَبْنَٓاءَهُمْ اَوْ اِخْوَانَهُمْ اَوْ عَش۪يرَتَهُمْۜ اُو۬لٰٓئِكَ كَتَبَ ف۪ي قُلُوبِهِمُ الْا۪يمَانَ وَاَيَّدَهُمْ بِرُوحٍ مِنْهُۜ وَيُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۜ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُۜ اُو۬لٰٓئِكَ حِزْبُ اللّٰهِۜ اَلَٓا اِنَّ حِزْبَ اللّٰهِ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Lâ tecidu kavmen yu/minûne bi(A)llâhi velyevmi-l-âḣiri yuvâddûne men hâdda(A)llâhe ve rasûlehu velev kânû âbâehum ev ebnâehum ev iḣvânehum ev ‘aşîratehum(c) ulâ-ike ketebe fî kulûbihimu-l-îmâne ve eyyedehum birûhin minh(u)(s) ve yudḣiluhum cennâtin tecrî min tahtihâ-l-enhâru ḣâlidîne fîhâ(c) radiya(A)llâhu ‘anhum ve radû ‘anh(u)(c) ulâ-ike hizbu(A)llâh(i)(c) elâ inne hizba(A)llâhi humu-lmuflihûn(e)
Allah'a ve ahiret gününe inanan bir topluluğu, Allah'ın ve Peygamberinin sınırlarına aykırı hareket edip onlara karşı gelen birisini sever bulamazsın ve isterse onlar, babaları, yahut oğulları, yahut kardeşleri, yahut da aşiretlerinden olsun; onlar, öyle kişilerdir ki Allah, gönüllerine iman nasip ve mukadder etmiştir ve onları, kendinden bir ruhla, imanla kuvvetlendirmiştir ve onları, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokar, orada ebedi olarak kalırlar; razı olmuştur Allah onlardan ve razı olmuşlardır onlar da ondan; onlardır Allah fırkası; bilin ki şüphe yok, Allah fırkası, kurtulanların, muradına erenlerin ta kendisidir.
Allah’a ve ahiret gününe (gerçekten) iman eden hiçbir kavmi (kesimi ve kişileri); Allah’a ve Resulüne başkaldıran, (Ayet ve Hadislere ve bilimsel gerçeklere dayalı İslam düzenine ve Müslüman ülkelere düşman olup savaş açan) kimselerle destekleyici bir sevgi (ve işbirliği) içinde asla bulamazsın; velev ki, bu (zalim ve hain çevreler), isterse kendi babaları (olsun), ister çocukları (olsun), ister kardeşleri (veya tarikat-cemaat ihvanı olsun), isterse aşiretleri (partileri, müttefikleri) olsun, (yine de şuurlu mü’minler asla dini yozlaştıran işbirlikçi takımının başarısını arzulamaz, destek çıkmaz ve onlara saygı duymazlar. Çünkü, ülkede faizi, fuhşu, içki ve uyuşturucuyu, kumarı ve şans oyunlarını yürütenlere, Siyonist Yahudi ve Hristiyan merkezlerin güdümüne girenlere "meveddet"=benimseyip desteklemek ve sevgi göstermek imana ve insanlığa aykırıdır); işte bunlar (sadık ve sağlam Müslümanlar), öyle(sine samimi ve nasipli) kimselerdir ki, (Allah) kalplerine imanı yazıp (yerleştirmiş) ve onları Kendinden (İlahi izzet ve inayetinden) bir ruh (ve şuur) ile desteklemiştir. (Ahirette de) Onları altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak ve orada süresiz kalacaklardır. Allah onlardan razıdır, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte bunlar, (Kur’an nizamına karşı çıkanlarla kalbi alâkalarını koparanlar) Allah’ın hizbi (partisi, takipçisi, ekibi ve taraftarları)dır. Dikkat edin (kesinlikle bilin ve bekleyin) ki; şüphesiz Allah’ın fırkası olanlar, felaha ulaşacak (dünyada zafer ve devlete, ahirette ise cennet ve saadete kavuşacak)lardır.
Allah'a ve ahiret gününe inanan bir toplumun; babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları da olsa, Allah'a ve Rasulüne düşman olanlarla, dostluk ettiğini göremezsin. Onlar o kimselerdir ki, Allah onların kalplerine imanı yerleştirmiş ve Kur'ânı Kerîm ile onları desteklemiştir. Zamanı gelince onları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedi olarak kalacaklardır. Allah onlardan hoşnuttur ve onlar da Allah'tan. İşte onlar Allah'tan yana olanlardır. Dikkat edin, Allah'tan yana olanlar, gerçek mutluluğa ulaşacaklardır.
Allah'a, Allah'a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe iman eden bir milletin, babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları da olsa, Allah'a ve Rasulüne, Kur'ân'a ve sünnete isyan edip düşman olanlarla karşılıklı dostluk ettiğini göremezsin. Onlar, Allah'ın kalplerine, akıllarına imanı yerleştirdiği, kendilerini tabiî, dinî, sosyal, siyasî, ekonomik ve idarî düzeni içeren, ihya eden, insanları ve toplumları pislikten arındıran vahyile, Kur'ân ile desteklediği mü'minlerdir. Onları altından ırmaklar akan, içinde ebedî yaşayacakları Cennet konaklarına koyacaktır. Allah onlardan razı olmuştur. Onlar da Allah'tan razı oldular. Onlar Allah'ın orduları ve Allah'ın dinine yardım edenlerdir. Unutmayın, Allah'ın dinine yardım edenler, işte onlar kurtuluşa, ebedî nimetlerle mutluluğa erenlerdir.
Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir topluluğun; babaları, oğulları, kardeşleri veya aşiretleri bile olsa Allah'a ve Peygamber'ine karşı gelenlerle dostluk ettiklerini görmezsin. Onlar, Allah'ın kalplerine imanı yazdığı ve kendilerini tarafından bir ruhla desteklediği kimselerdir. Onları içinde sonsuza kadar kalmaları üzere altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Allah onlardan hoşnut olmuş, onlar da O'ndan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın taraftarlarıdırlar. İyi bilin ki Allah'ın taraftarları, kurtuluşa erecek olanların tâ kendileridir.
Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiç bir kavim (topluluk) bulamazsın ki, Allah'a ve elçisine başkaldıran kimselerle bir sevgi (ve dostluk) bağı kurmuş olsunlar; bunlar, ister babaları, ister çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri (soyları) olsun. Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) kalplerine imanı yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır; orada süresiz olarak kalacaklardır. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz Allah'ın fırkası olanlar, felah (umutlarını gerçekleştirip kurtuluş) bulanların ta kendileridir.
Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiçbir kavmi, Allah'a ve peygamberine muhalefete kalkışan kimselerle sevişir bulamazsın; velev ki, o muhalifler, (soyca) babaları ve oğulları, veya kardeşleri veya hısım ve hemşehrileri olsun... İşte Allah, böyle (zalim) kimseleri sevmiyen bir kavmin kalblerine imanı tesbit buyurmuş ve kendilerini yüce katından bir rahmet ile kuvvetlendirmiştir. Onları, (ev ve ağaçları) altından ırmaklar akar cennetlere koyacak, içlerinde ebedî olarak kalacaklardır. Öyle ki, Allah onlardan razı, onlar da (bol ikramlardan dolayı) Allah'dan razı...İşte bunlar, Allah taraftarıdır, (dininin yardımcılarıdır). Dikkat edin ki, Allah taraftarı olanlar, gerçekten onlar, zafer bulanlardır (dünya ve ahiret saadetine erenlerdir).
Allah’a ve ahiret hayatına inanan bir toplumun, babaları, evlatları, kardeşleri veya aşiretleri dahi olsa Allah’a ve elçisine düşman olanlar ile sevgili dost olduklarını göremezsin. İşte Allah, bunların kalplerine imanı yazmıştır ve kendisinden bir ruh (vahiy) ile onları desteklemiştir. Allah onları, altlarında nehirler akan, içlerinde ebedî kalacakları Cennetlere koyacaktır. Allah onlardan razıdır, onlar da Allah’tan razıdırlar. İşte bunlar, Allah’ın partisidirler. İyi bilinsin ki asıl kurtuluşa erenler, Allah’ın partisidir.
Allah'a ve âhiret gününe inanan bir toplumun, onlar kendilerinin babaları veya oğulları veya kardeşleri ya da akrabaları olsa da, Allah'a ve Peygamberine karşı gelenlere sevgi beslediklerini göremezsin. İşte onlar, kalplerine imanı yazdığı, katından bir ruh ile desteklediği kimselerdir. Onları içinden ırmaklar akan cennetlere koyacak, orada süreli olarak kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'tan memnun olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın tarafında olanlardır. İyi biliniz ki, Allah'ın tarafında olanlar kurtuluşa erenlerdir.[619]
Babaları, oğulları, kardeşleri, nesilleri olsa da, hem Allaha, hem de peygamberine aykırılık edenleri, Allah ile, ahrete inanmış olanlardan, dost edinen kimse bulamazsın sen, bunların gönlüne inanı yazdı, kendi katından onları bir ruh ile sağlamladı, altından ırmaklar akan cennetlere koyacak, orda sonsuz kalırlar, Allah onlardan hoşnut, onlar Allahtan hoşnut, bunlar Allahın bölüğü, bilesin ki, Allahın bölüğü kurtulacaktır
Allah'a ve ahiret gününe inanan bir topluluğu, Allah'a ve Resulüne karşı duran hiç kimse ile isterse o kimseler babaları, çocukları, kardeşleri yahut akrabaları olsun, karşılıklı sevgi ve dostluk içinde göremezsin. Çünkü Allah inananların kalplerine imanı nakşetmiş ve onları katından bir ruh (vahiy) ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştirecek ve onlar orada ebedi kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın tarafında olanlardır. Ve iyi bilin ki, kurtuluşa erenler de Allah'ın tarafında yer alanlardır.
Allâh’a ve âhiret gününe îmân iden mü’min bir kavim pederi, oğlı, birâderi veyâ müttefiki bile olsa Allâh’a ve rasûlüne isyân idenlere karşu muhabbet itmez. Allâh ânların kalblerine îmânı hakk itmişdir. Ânları irşâd ider, ânları nehirler ile iskâ idilmiş cennet bağçelerine idhâl idecekdir, orada ilelebed kalacaklardır. Allâh ânlardan râzıdır, ânlar da Allâh’dan râzıdırlar, bu Allâh fırkasıdır, bu fırka felâh bulacakdır.
Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları veya oğulları veya kardeşleri ya da akrabaları olsa bile Allah'a ve Peygamberine karşı gelenlere, sevgi beslediklerini görmezsin. İşte Allah, imanı bunların kalblerine yazmış, katından bir nur ile onları desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koyar. Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah'tan hoşnut olmuştur. İşte bunlar, Allah'tan yana olanlardır. İyi bilin ki, saadete erecek olanlar, Allah'tan yana olanlardır.*
Allah’a ve ahiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi soy-sopları olsalar bile, Allah’a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi beslediğini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendi katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan ve içlerinde ebedî kalacakları cennetlere sokacaktır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, Allah’ın tarafında olanlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir topluluğun, Allah’a ve peygamberine düşmanlık eden kimselere -babaları, oğulları, kardeşleri yahut diğer akrabaları da olsa- sevgiyle bağlandıklarını göremezsin. İşte Allah bu müminlerin kalplerine imanı nakşetmiş ve onları katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları -orada ebedî kalmak üzere- altından ırmaklar akan cennetlere yerleştirecektir. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah’tan yanadırlar; iyi bilinmeli ki kurtuluşa erecek olanlar da Allah’tan yana olanlardır!
Allah'a ve ahiret gününe inanan bir toplumun -babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa- Allah'a ve Resûlüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin. İşte onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, kurtuluşa erecekler de sadece Allah'ın tarafında olanlardır.
ALLAH'a, elçisine ve ahiret gününe inanmış bir topluluk göremezsin ki, ALLAH'a ve elçisine karşı gelenleri dost edinsin. Hatta onlar, kendilerinin anaları, babaları, çocukları, oğulları, kardeşleri ve akrabaları bile olsa... Kalplerine inancı yazmış ve katından bir vahiyle desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan, ebedi kalacakları cennetlere sokar. ALLAH onlardan hoşnut olmuştur, onlar da O'ndan hoşnut olmuşlardır. Onlar ALLAH'ın partisidir. Hiç kuşkusuz, ALLAH'ın partisi kazanacaktır.
Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa Allah'a ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın hizbi (dininin yardımcıları)dir. İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlar, Allah'ın hizbidir.
Allaha ve Âhıret gününe iyman eder hiç bir kavmı Allah ve Resulüne hudud yarışına kalkışan kimselerle sevişir bulamazsın, babaları veya oğulları veya kardeşleri veya hısımları, hemşerileri olsalar bile, işte Allah öyle kimseleri sevmeyen bir kavmın kalblerine iymanı yazmış ve kendilerini tarafından bir ruh ile te'yid buyurmuştur ve onları altından ırmaklar akar Cennetlere koyacak, içlerinde ebediyyen kalacaklardır, öyle ki Allah onlardan hoşnud, onlar Allahdan hoşnud, işte onlar Allah hizbidir, uyanık ol ki Allahın hizbi muhakkak hep felâha irenlerdir
Allah’a ve âhiret gününe îmân eden bir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları da olsa, Allah’a ve Resûlü’ne düşman olanlarla, dostluk ettiklerini asla göremezsin. Onlar öyle kimselerdir ki, Allah, onların kalplerindeki îmânı, sabit kılmış ve kendilerini, tarafından ilâhî bir yardım ile desteklemiştir. Onları içinden ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennetlere koyacaktır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O’ndan (Allah’ın verdiği bütün mükâfatlardan) razı olmuşlardır. İşte onlar Allah’ın has kullarıdır. İyi bilin ki, şüphesiz, Allah’ın has kulları, kurtuluşa erecek olanların ta kendileridir.
Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman eden bir halkın, Allah'a ve O'nun Resûl'üne karşı haddi aşanlara karşı sevgi duyduklarına tanık olamazsın; isterse bunlar, babaları, çocukları, kardeşleri veya akrabaları olsun. Onlar, Allah'ın kalplerine iman yazdığı ve kendilerini, kendinden bir ruh¹ ile desteklediği kimselerdir. Allah, onları içinden ırmaklar akan Cennetlere koyacaktır. Onlar, orada sürekli kalacak olanlardır. Allah, onlardan hoşnut oldu, onlar da O'ndan hoşnut oldular. İşte onlar, Allah'ın taraftarlarıdır. Dikkat edin! Doğrusu Allah'ın taraftarları kurtuluşa erenlerdir.
Allaha ve âhiret gününe îmanda sebat eden hiçbir kavmin Allaha ve resulüne muhaalefet eden kimselerle — velev ki onlar, bunların babaları, ya oğulları, ya biraderleri, yahud soysopları olsunlar — dostlaşacaklarını görmezsin. Onlar, o kimselerdir ki (Allah) îmânı kalblerine yazmış, bunları kendinden bir ruuh ile desteklemişdir. Bunları altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacakdır. Bunlar orada ebedî kalıcıdırlar. Allah onlardan raazî olmuşdur. Onlar da Allahdan hoşnud olmuşlardır, işte onlar Allah fırkasıdır. Gözünüzü açın ki Allah fırkası (mensûbları) umduklarına erenlerin ta kendileridir.
Allah'a ve âhiret gününe îmân eden bir topluluğun, babaları veya oğulları veya kardeşleri veya akrabâları bile olsalar, Allah'a ve Resûlüne karşı gelen kimselerle dostluk ettiklerini (göremez, onları o hâlde) bulamazsın!(1) İşte onlar ki, (Allah) kalblerine îmânı yazmış ve tarafından bir ruh (ilâhî bir yardım) ile onları kuvvetlendirmiştir. Ve onları, içlerinde ebediyen kalıcı oldukları, altlarından ırmaklar akan Cennetlere koyacaktır. Allah onlardan râzı olmuştur ve (onlar da) O'ndan râzı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın tarafdarlarıdır! Dikkat edin! Şübhesiz ki Allah'ın tarafdarları, gerçekten kurtuluşa erenlerdir!
22. Allah’a ve ahiret gününe inanan hiçbir topluluğun; babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları da olsa Allah’a ve Resulü’ne başkaldıran (Allah ve Resulüne inandıkları için iman edenlere saldıran) kimseleri (yürekten) sevdiğini (iman edenlere karşı saldırganlarla işbirliği kurduğunu) bulamazsın. (İşte böyleleri) Allah onların gönüllerine imanı nakşetmiş ve onları katından bir ruh (rahmet) ile desteklemiştir. Onları, altlarından (zeminlerinden) ırmaklar akan cennetlere (bahçelere) sokacak ve orada (ilelebet) kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da ondan (Allah’tan aldıkları ecir ve mukâfattan dolayı) memnun olmuşlardır. İşte onlar, Allah taraftarıdır, (dininin yardımcılarıdır). Ve (iyi) bilin ki, kurtuluşa (dünya ve ahiret saadetine) erenler, Allah’ın tarafında yer alanlardır. *
Allah’a ve ahiret gününe inanan toplumun, Allah’a ve Elçisine savaş açmış kimseleri sevdiklerini bulamazsın. Bu savaş açanlar, babaları yahut oğulları yahut kardeşleri veyahut kendi kavimleri de olsa (inananlar onları asla sevmezler). İşte böyleleri Allah’ın kalplerine iman’ı yazdığı ve kendinden bir Ruh (Cebrail) ile desteklediği ve sürekli kalmak üzere, altlarından ırmakların aktığı cennetlere koyduğu kimselerdir. Allah onlardan razı olmuştur, Onlarda Allah’dan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah’ın tarafında yer alanlardır. Allah’ın tarafında olanlar, kurtuluşa erenler değil mi? dir.
Allah’a, son güne inananlar takımının Allah’a, Onun elçisine karşı gelenlere sevgi beslediğini görmiyeceksin. Onlar, bunların babaları, oğulları, kardeşleri, soyları sopları olsalar bile. Onlar o kimselerdir ki Allah inancı onların yüreklerine yazmış, onları kendinden bir ruh ile berkitmiştir. Onları içinden ırmaklar akan cennetlere sokacaktır. Onlar hep orada kalacaklardır. Allah onların gönlünü etmiş, onlar da Allah’ın gönlünü etmişlerdir. İşte bunlar Allah’tan yana olanlardır. Gözünüzü açın, Allah’tan yana olanlar, onanlar işte bunlardır.
Allah/a ve âhiret gününe iman edenlerin babaları veya oğulları [¹] veya kardeşleri [²] veyahut soyu, sopu, aşiretleri [³] olsa da yine Allah/ı ve peygamberini düşman tutanlara dostluk ettiğini göremezsin. Onlar öyle kimselerdir ki Allah, onların kalblerine imanı yerleştirmiş, onları kendi tarafından bir ruh [⁴] ile te/yit buyurmuştur. Onları ağaçları altından ırmaklar akar uçmaklara, devamlı kalmak üzere sokacaktır. Allah onlardan hoşnut olmuş, onlar da Allah/tan hoşnut olmuşlar. İşte onlar Allah/ın askerleri ve adamlarıdır. Haberiniz olsun ki umduklarına erecekler, Allah/ın askerleri ve adamlarıdır.
Allah’a ve ahiret gününe inanan bir toplumun [kavm]; babaları/ataları, oğulları, kardeşleri ve akrabaları [aşiretehum] da olsa Allah ve elçisine karşı gelen/düşman olan [hâdde] kimselerle dostluk ettiğini göremezsin. İşte Allah, imanı onların kalplerine yazmış ve onları kendi katından bir ruhla desteklemiştir. Onları içlerinde sürekli kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın tarafında olanlardır [hizb]. Dikkat ediniz! Muhakkak ki Allah’ın tarafında olanlar, kurtuluşa/mutluluğa erenlerin tâ kendileridirler.
Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kavmin; babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları da olsa Allah'a ve peygamberine düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin. Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada temelli kalıcılar olacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın taraftarlarıdır. Muhakkak başarıya ulaşacak olanlar, Allah'ın taraftarlarıdır.
Allah’a ve âhiret gününe yürekteninanmış bir toplumun, Allah’a ve Elçisine düşmanlık edip başkaldıran kimseleri —bunlar kendi öz babaları, oğulları, kardeşleri ve akrabaları bile olsalar— sevip dost edindiğini göremezsin! İşte onlardır, Allah’ın, kalplerine imanı nakşettiği ve kendi katından hayat verici bir vahiyle desteklediğibahtiyâr müminler. Bu yüzden Allah, onları ağaçlarının altından ırmaklar çağıldayan ve sonsuza dek içinde yaşayacakları cennetlere yerleştirecektir. Allah onlardan hoşnut olmuş, onlar da O’ndan hoşnut olmuşlardır.
İşte onlar, Allah’ın tarafında yer alanlardır. İyi bilin ki, ebedî mutluluk ve kurtuluşa erişecek olanlar, ancak Allah’ın tarafında yer alanlardır!
Allah’a ve Âhir Gün’e iman eden bir kavmi, kendi babaları, oğulları, kardeşleri veya yakınları olsa bile, Allah’a ve O’nun rasûlüne muhalefet etmiş kimseleri severler-sevilirler bulmazsın! İşte onların kalblerine İman’ı yazdı; onları kendisinden bir rûh ile destekledi. Onları, içinde sürekli kalacakları, altından Irmaklar akan cennetlere girdirir. Allah onlardan razı oldu; onlar da O’ndan razı oldular. İşte onlar Allah’ın hızbidir. Dikkat edin! Allah’ın hızbi, Felaha (Kurtuluşa) Erenler’dir.
Allah'a ve ahirete inanan bir toplum, Allah ve resulüne diş bileyenlerle sıkı fıkı olmamalıdır. Bunlar, isterse müslümanların babaları, oğulları, kardeşleri ya da aşiretleri olsun, hiç farketmez. Allah, onlara imanı nasib etmiş ve kendinden aktardığı güçle onları, yüreklendirmiştir. Dahası ilerde onları, içinde şarıl şarıl derelerin çağladığı cennetine alacaktır. Hem de sonsuza kadar. Allah onlardan; onlar da Allah'tan razıdır. Bunlar, Allah'a gönül verenlerdir. Allah'a gönül verenler, kesinkes kazanacaktır.
Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kavmin babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları da olsa; Allah’a ve Resul’üne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin! İşte onların kalbine Allah iman yazmış ve katından bir emirle onları desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın taraftarlarıdır. Onlar başarıya ulaşacak olanlardır.
Allah’a ve ahiret gününe inanan bir toplumun, Allah’a ve Elçisine karşı gelenlerle –babaları veya çocukları veya kardeşleri veya akrabaları da olsa– dostluk ettiğini göremezsin. [*] İşte (Allah) onların kalbine iman yazmış [*] ve katından bir [rûh] (Kur’an) [*] ile onları desteklemiştir. (Allah) onları içlerinde [ebedî] kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Allah kendilerinden razı, onlar da O’ndan memnun olmuşlardır. [*] İşte onlar Allah’ın tarafındadır. Dikkat edin! Allah’ın tarafı(nda olanlar) kurtulanların ta kendileridir.
Allah’a ve âhiret gününe inanan bir toplumun; babaları, oğulları, kardeşleri veya akrabaları bile olsa, Allah’a ve Rasûlüne düşman olanlarla¹ dostluk ettiğini göremezsin.² Zîrâ onlar, öyle kimselerdir ki (Allah,) onların kalplerine îmanı yazmış ve onları îmanlarından gelen bir rûh³ ile de desteklemiştir.⁴ Ve (Allah) onları, içerisinde sonsuz olarak kalacakları, zemîninden ırmaklar akan cennetlere sokacaktır. Artık Allah, onlardan râzı olmuş, onlar da Ondan râzı olmuştur. İşte onlar, Allah’ın taraftarlarıdır. Şunu iyi bilin ki Allah’ın taraftarları, gerçekten kurtuluşa erenlerdir.
Allah’a ve Ahiret Günü’ne [gerçekten] inanan, ama [aynı zamanda] -babaları, oğulları, kardeşleri yahut [öteki] akrabaları bile olsa- Allah’a ve Elçisi’ne karşı çıkanları seven bir toplum göremezsin. ²⁹ [Gerçek müminlere gelince,] Allah’ın kalplerine imanı nakşettiği ve ilhamı ile ³⁰ güçlendirdiği kimseler onlardır ve [zamanı gelince] onları içlerinden ırmaklar akan bahçelerde barındıracaktır. Allah onlardan hoşnuttur ve onlar da Allah’tan. İşte onlar Allah’tan yana olanlardır: İşte onlar, Allah’tan yana olanlar, mutluluğa ulaşacaklardır!
Allah’a ve ahiret gününe gerçekten iman eden bir topluluğun; kendi öz babaları, çocukları, kardeşleri veya aşiretleri dahi olsa, Allah’a ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden elçisine meydan okuyan kimselere karşı candan bir sevgi beslediklerini göremezsin. Çünkü Allah, onların kalplerine imanı yazmış ve onları katından bir vahiyle desteklemiştir. Allah, bunları tabanından ırmakların çağladığı cennetlere yerleştirecek ve onlar orada kalacaklardır. Zira Allah onlardan razı olmuş onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte gerçekten Allah’tan yana olanlar bunlardır. İyi bilin ki kurtuluşa erip umduklarına kavuşacak olanlar sadece Allah’tan yana olanlardır. 3/28, 8/73, 9/23-24
Allah’a ve âhiret gününe[⁴⁹⁹⁹] iman eden bir topluluğu, Allah ve Rasulüne meydan okuyan kimselerle -isterse bunlar babaları, oğulları, kardeşleri veya soydaşları olsun- candan-yürekten bir ilişki içinde bulamazsın.[⁵⁰⁰⁰] İşte (Allah), bunların kalbine imanı nakşetmiş[⁵⁰⁰¹] ve katından mânevî bir güç ile desteklemiştir;[⁵⁰⁰²] onları zemininden ırmaklar akan cennetlere, içinde daimî kalmak üzere yerleştirecektir: Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır.[⁵⁰⁰³] İşte gerçek Allah taraftarları bunlardır. Bakın, Allah taraftarları var ya: işte kurtulacak olanlar kesinlikle onlardır!
(Ey Muhammed) Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir topluluğun, Allah'a ve Resulüne karşı gelenlerle, -onlar kendi babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları dahi olsa- dostluk ettiğini göremezsin. Onlar o kimselerdir ki Allah, onların kalbine imanı yerleştirmiş ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir, onları -sonsuza dek kalacakları- ağaçlarının altından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır. Allah onlardan razı, onlar da O'ndan razı olmuşlardır, işte onlar Allah’ın erleridir. (Dininin yardımcılarıdır) Ve onlar murâdlarına erenlerin ta kendileridir!
Allah’a ve ahiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi soylarından olsalar bile, Allah’a ve resulüne düşman olan kimselere sevgi beslediğini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendi katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan ve içlerinde sürekli kalacakları cennetlere sokacaktır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın hizbinden olanlardır. İyi bilin ki, Allah’ın hizbinden olanlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
Allah'a ve ahiret gününe imân eden hiçbir kavmi bulamazsın ki, Allah'a ve Resûlüne muhalefet eder kimseleri sevsinler. Velev ki babaları veya oğulları veya kardeşleri veya kabileleri olsunlar. Onlar o zâtlardır ki, (Allah) Onların kalblerinde imân yazmıştır. Ve onları kendisinden bir ruh ile teyid etmiştir ve onları altlarından ırmaklar akan cennetlere girdirecektir. Oralarda ebedîyyen kalıcılardır. Allah onlardan razı olmuştur, (onlar da) O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın fırkasıdır. Agâh olunuz ki, muhakkak Allah fırkasıdır, onlardır necâta ermiş olanlar.
Allah'a ve âhiret gününe iman eden hiçbir milletin, Allah'ın ve Resulünün karşısına çıkan kimseleri, isterse o kimseler babaları, evlatları, kardeşleri ve sülaleleri olsun, sevip dost edindiklerini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı nakşetmiş ve Kendi tarafından bir ruhla onları desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere, hem de ebedî kalmak üzere yerleştirecektir. Allah onlardan, onlar da O'ndan razıdırlar. İşte onlar Allahın tarafında olanlardır. Ve iyi bilin ki, felaha erenler, Allah'ın tarafında yer alanlar olacaklardır. [3, 28; 9, 24]
Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa Allah'a ve Elçisine düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsin. Allah onların kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile (kalb nuru veya Kur'an ile) desteklemiştir. Onları altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedi kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın hizbi(partisi)dir. Muhakkak ki başarıya ulaşacak olanlar, Allah'ın hizbidir.
Allâh Te'âlâ'ya yevm-i âhirete îmân iden kavmi, Allâh ve rasûlüne muhâlefet idenlerle doslukda bulmazsın. O muhâlifler babaları veyâ evlâdları veyâ kardaşları veyâ akrabâları olsa bile onlarla dost olmazlar. Allâh onların kalblerine îmânı yazmış ve onları Allâh tarafından bir rûh ile te'yîd itmişdir. Onları muhalled kalmak üzere ağaçları altında nehirler akan cennetlere idhâl ider. Allâh onlardan ve onlar da Allâh'dan razı olurlar. Onlar Allâh'ın 'askerleridir. Âgâh olun ki Allâh'ın 'askerleri fevz ve felâha irenlerdir.
Allah’a ve Ahiret Gününe inanıp güvenen bir topluluğun, Allah’a ve elçisine sınır koyanlarla karşılıklı sevgi bağı içinde olduklarını göremezsin. Onlar (sınır koyanlar), bunların (müminlerin) babaları, oğulları, kardeşleri veya içinde yaşadığı toplum da olsalar (bu durum) değişmez. Allah’ın kalplerine imanı yerleştirdiği, kendinden bir ruh (bir bilgi) ile desteklediği ve içinden ırmaklar akan bahçelere, hiç ölmemek üzere koyacağı kimseler onlardır. Allah onlardan razı, onlar da Allah’tan razıdır. Onlar, Allah’tan yanadırlar. Dikkatli olun; umduklarına kavuşanlar Allah’tan yana olanlardır.
Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir toplumun; babaları, oğulları, kardeşleri veya yakınları dahi olsa, Allah'a ve Elçisine muhalefet eden kimseler için bir sevgi beslediklerini göremezsin. İşte onlar, Allah'ın kalplerine inancı kaydettiği ve kendinden bir vahiy ile güçlendirdiği kimselerdir. Allah, onları alt tarafından ırmaklar akan ve içinde ebedi kalacakları cennetlere girdirecektir. İşte onlar Allah'ın askerleridir. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da ondan razı olmuştur. İyi bilin ki, kurtuluşa erecek olanlar Allah'ın askerleri/taraftarlarıdır.
Allah'a ve âhiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, Allah'a ve Resulüne karşı çıkanlara sevgi beslediğini göremezsin—isterse onlar babaları, oğulları, kardeşleri veya aşiretleri olsun. Çünkü Allah onların kalplerine iman nasip etmiş ve kendi katından bir ruh(5) ile onları desteklemiştir. Sonra da onları, ebediyen kalmak üzere, altlarından ırmaklar akan Cennetlere yerleştirecektir. Allah onlardan, onlar da Allah'tan hoşnutturlar. İşte onlar Allah'ın taraftarlarıdır. Bilin ki, Allah'ın taraftarları, kurtuluşa erenlerin tâ kendileridir.
Allah'a ve âhiret gününe inanan bir topluluğun, Allah'a ve resulüne karşı çıkanlarla sevgiye dayalı bir dostluk kurduğunu göremezsin. Bunlar onların ister babaları olsun, ister çocukları olsun, ister kardeşleri olsun, ister akrabaları olsun. Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendisinden bir ruhla desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır; sürekli kalacaklardır orada. Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. Allah'ın hizbi işte bunlardır. Dikkat edin, Allah'ın hizbi, başarıya ulaşanların ta kendileridir!
bulmayasın bir ķavmı kim inanurlar Tañrı’ya daħı śoñraġı güne severler anı kim muħalefet eyledi Tañrı’ya daħı yalavacına eger oldılar ise daħı ataları yā oġlanları yā ķardaşları yā ķabileleri. şunlar yazdı ya'nį Tañrı göñüllerinde įmānı daħı ķuvvetlendürdi anları cebreyil- ile andan. daħı givüre anları uçmaķlara aķar altından ırmaķlar ebed ķalıcılarken anuñ içinde. ħoşnūd oldı Tañrı anlardan daħı ħoşnūd oldılar andan. şunlar Tañrı bölügidür. iy bayıķ Tañrı bölügi anlar ķurtılıcılardur!
Bir ḳavmi ṭapmazsın ki īmān getürdiler Tañrıya, daḫı ḳıyāmet günine, dostidineler Tañrı‐y‐ıla peyġamberine düşmanlıḳ idene, eger ataları daḫı olsa‐lar, yā oġulları daḫı olsa, yā ḳardaşları daḫı olsa, yā ḳarāyibleri daḫı olsa. TañrıTa‘ālā anlaruñ yüreginde īmānı ẟābit eyledi ve anları ḳuvvetlendürdi īmānnūrı‐y‐la. Daḫı givürür anları cennetlere ki aḳar altlarından ırmaḳlar.Ebedī ḳalurlar anda, Tañrı rāżī oldı anlardan. Anlar daḫı andan rāżī oldı‐lar. Anlar ḥizbu’llāhdur. Bilmiş oluñ ki Tañrı Ta‘ālā ḥizbi dünyā ve āḫiret ḫay‐rına yitişdiler.
(Ya Peyğəmbər!) Allaha və axirət gününə inanan heç bir tayfanın Allah və Onun Peyğəmbəri əleyhinə çıxanlarla – öz ataları, oğulları, qardaşları, yaxın qohumları olsalar belə - dostluq etdiyini görməzsən. Onlar elə kimsələrdir ki, Allah onların qəlblərinə iman yazmış və Öz dərgahından onlara ruh (güc) vermişdir (iman, hidayət nuru əta etmişdir). (Allah) onları (ağacları) altından çaylar axan cənnətlərə daxil edəcəkdir. Onlar orada əbədi qalacaqlar. Allah onlardan, onlar da Allahdan razıdırlar. Onlar Allahın firqəsidirlər (Allahın dininə kömək edən kimsələrdir). Bilin ki, Allahın firqəsi məhz onlar nicat tapıb (əbədi) səadətə qovuşanlardır.
Thou wilt not find folk who believe in Allah and the Last Day loving those who oppose Allah and His messenger: even though they be their fathers or, their sons or their brethren or their clan. As for such, He hath written faith upon their hearts and hath strengthened them with a Spirit from Him, and He will bring them into Gardens underneath which rivers flow, wherein they will abide. Allah is well pleased with them, and they are well pleased with Him. They are Allah's party. Lo! is it not Allah's party who are the successful?
Thou wilt not find any people who believe in Allah and the Last Day, loving those who resist Allah and His Messenger, even though they were their fathers or their sons,(5363) or their brothers, or their kindred. For such He has written Faith(5364) in their hearts, and strengthened them with a spirit(5365) from Himself. And He will admit them to Gardens beneath which Rivers flow, to dwell therein (for ever). Allah will be well pleased with them, and they with Him.(5366) They are the Party(5367) of Allah. Truly it is the Party of Allah that will achieve Felicity.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |