Yevme yekûlu-lmunâfikûne velmunâfikâtu lilleżîne âmenû-nzurûnâ naktebis min nûrikum kîle-rci’û verâekum feltemisû nûran feduribe beynehum bisûrin lehu bâbun bâtinuhu fîhi-rrahmetu ve zâhiruhu min kibelihi-l’ażâb(u)
O gün, erkek ve kadın münafıklar, inananlara, bizi de bekleyin de derler, gelelim, nurunuzdan alalım; onlara dönün ardınıza da bir nur isteyin artık denir. Derken aralarına bir duvardır çekilir ki bir kapısı vardır, içinde rahmet vardır da dış tarafında azap.
O gün, (dünyada iken Müslüman geçinip de Kur’an ahkâmını gereksiz ve geçersiz sayan) münafık erkekler ile münafık kadınlar, iman edenlere diyecekler ki: "(Ne olur) Bize de (dönüp) bir bakın, sizin nurunuzdan birazcık alıp-yararlanalım." Onlara: "(Gücünüz yeterse) Arkanıza (dünyaya) dönün de bir nur arayıp-bulmaya çalışın" denilir. Derken aralarında kapısı olan (kalın ve yüksek duvarlı) bir sur çekilmiştir ki; onun iç yanında (cennet diyarında) rahmet (ve nimet), dış yanında (cehennem ortamında ise) azap ve zahmet (var edilmiştir).
O gün iki yüzlü erkekler ve iki yüzlü kadınlar, süratle cennete gitmekte olan mü'minlere derler ki: “Ne olur bize bakın bekleyin de sizin nurunuzdan istifade edelim.” Onlara: “Arkanıza dönün de, nur arayın” denilir ve böylece aralarına, kapısı bulunan bir sûr çekilir ki, onun içinde rahmet vardır, dış yüzünde de azap.
Müslüman görünerek İslâm'a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münafık erkeklerin ve münafık kadınların, iman edenlere:
“- Bizi bekleyin, bizimle ilgilenin de, ışığınızdan, nurunuzdan biz de biraz faydalanalım” diyecekleri gün, onlara:
“- Geriye, arkanıza, dünyaya dönün, dönmeniz mümkünse eğer, işlediğiniz amellerde ışıklar, nurlar arayın” denir. Nihayet onların aralarına, içinde rahmet, dışında cehennemin dayanılmaz harlı ateşiyle yüz yüze getiren bir azap olan, kapısı bulunan, bir sur çekilir.
O gün münafık erkeklerle münafık kadınlar iman edenlere derler ki: "Bize bakın da sizin nurunuzdan bir parça ışık alalım". (Onlara): "Arkanıza dönüp bir nur araştırın" denir. Bu sırada aralarına bir kapısı olan bir duvar çekilir ki, onun iç yanı rahmettir, dış yanında ise azap vardır.
O gün, münafık erkekler ile münafık kadınlar, iman edenlere derler ki: '(Ne olur) Bize bir bakın, sizin nurunuzdan birazcık alıp-yararlanalım.' Onlara: 'Arkanıza (dünyaya) dönün de bir nur arayıp-bulmaya çalışın' denilir. Derken aralarında kapısı olan bir sur çekilmiştir; onun iç yanında rahmet, dış yanında o yönden azab vardır.
O gün, münafık erkeklerle münafık kadınlar, iman edenlere şöyle diyecekler: “- Bize bakın, (yahud bizi bekleyin) nurunuzdan bir parça ışık alalım.” (Müminler tarafından onlara şöyle) denilecek: “- Arkanıza (dünyaya) dönün de bir nur arayın.” Derken aralarına, bir kapısı bulunan bir sûr çekilmiştir; (müminler içerde, kâfirler ise dışarda kalmıştır). Sûrun içi rahmet doludur, dış yanında azab...
O gün münafık erkek ve kadınlar, inananlara: “Bize de bakın, sizin nurunuzdan bir parça alalım..” derler. Onlara cevaben: “Gerisin geriye dönün, orada nuru arayın.” denilir. Aralarına kapısı olan bir sur girer. İçerden içi rahmet ile doludur. Hemen dışında da azap vardır.
O gün, münafık erkeklerle münafık kadınlar müminlere, “Bizi bekleyiniz, nurunuzdan bir parça alalım” derler. Kendilerine, “Arkanıza dönünüz de bir ışık arayınız!” denilir. Nihayet onların arasına içinde rahmet, dışında azap bulunan kapılı bir sur çekilir.[610]
O gün erkek, dişi münafıklar, inanmış olanlara diyecekler ki: «Bize bakın! Sizin nurunuzdan biraz alalım!»; onlara denilir ki: «Dönüp arkanıza nur arayınız!», hemencek, kapısı olan bir duvar girer aralarına, içersinde rahmet, dışarısında azap vardır!
O gün münafık erkekler ve münafık kadınlar iman edenlere şöyle diyecekler: “Bize bakın da sizin nurunuzdan (ışığınızdan) istifade edelim!” Onlara: “Arkanıza (dünyaya) dönün de (burası için bir) nur arayın!” denilecek. Derken aralarına kapısı olan bir duvar çekilecek. Bu duvarın, (münafıklar pişmanlık içinde mü'minleri izleyecekleri) bir kapısı olup, onun (mü'minlerin bulunduğu) iç tarafında rahmet, (münafıkların bulunduğu) dış tarafında ise azap vardır.
O gün kadın erkek münâfıklar mü’minlere: "Bir lahza sabır idiniz bize bakınız tâ ki sizin nûrunuzdan bir parça alalım" diyecekler fakat ânlara: Dünyâya ’avdet idiniz de orada alınız" cevâbı virilecek. Beynlerine bir divâr çekilecek ve bu divârın bir kapusı olacak, dâhilinde rahat ve hâricinde ’azâb bulunacakdır.
İkiyüzlü erkek ve kadınlar müminlere: "Bizi de gözetin; ışığınızdan faydalanalım" dedikleri gün, onlara: "Ardınıza dönün de ışık arayın" denir; inananlarla ikiyüzlüler arasına, kapısının içinde rahmet ve dışında azap olan bir sur çekilir.
Münafık erkeklerle münafık kadınların, iman edenlere, “Bize bakın ki sizin ışığınızdan biz de aydınlanalım”[527] diyecekleri gün kendilerine, “Arkanıza (dünyaya) dönün de bir ışık arayın” denilecektir. Derken aralarına kapısı olan bir sur çekilir. Bunun iç tarafında rahmet, onlar (münafıklar) tarafındaki dış cihetinde ise azap vardır.
O gün münafık erkekler ve münafık kadınlar iman edenlere şöyle diyecekler: “Bizi bekleyin de yetişip nurunuzdan bir parça alalım.” Şöyle denecek: “Geriye dönün de başka bir nur arayın!” Ve hemen aralarına kapısı da olan bir duvar çekilir; duvarın iç tarafında rahmet, kendilerine bakan dış tarafında ise azap vardır.
Münafık erkeklerle münafık kadınların, müminlere: Bizi bekleyin, nurunuzdan bir parça ışık alalım, diyeceği günde kendilerine: Arkanıza dönün de bir ışık arayın! denilir. Nihayet onların arasına, içinde rahmet, dışında azap bulunan kapılı bir sur çekilir.
O gün, ikiyüzlü erkekler ve kadınlar inananlara, "Bize bakın da sizin ışığınızdan alalım," diyecekler. Onlara, "Geriye dönün de ışık arayın," denir. Aralarına, iç taraftaki merhametle, dış taraftaki azabı ayıran kapılı bir engel konacaktır.
O gün münafık erkekler ve münafık kadınlar o iman edenlere şöyle diyeceklerdir: "Bize bakın da sizin nurunuzdan alalım?" Onlara: "Arkanıza dönün de nur arayın!" denilir. Aralarına kapılı bir sur çekilir ki, onun içinde rahmet, dışında da azap vardır.
O gün ki o münafıklar ve münafıkalar o iyman edenlere şöyle diyecek: Bize bakınız nurunuzdan iktibas edelim, denilecek ki dönün gerinize de bir nûr araştırın, derken aralarına bir sur çekilmiştir, bir kapısı vardır: İçi: rahmet onda, dışı ise o cihetten azâb,
O gün munâfık erkeklerle munâfık kadınlar, îmân edenlere derler ki: “(Bizi bekleyin!) Bize bakın da sizin nurunuzdan faydalanalım.” Kendilerine (mü’minler tarafından, “Haydi, gücünüz yetiyorsa) arkanıza (bu nurun kazanılma yeri olan dünyaya geri) dönün de (orada) nur arayın” denir. Derken (mü’minler ile munâfıkların) aralarına, kapısı bulunan bir sur çekilir. (Mü’minlerin bulunduğu) iç tarafında rahmet, (munâfıkların bulunduğu) dış tarafında ise azap vardır.
O gün münafık erkekler ve münafık kadınlar, inanan kimselere: “Bize bakın de nûrunuzdan biraz yararlanalım.” derler. Onlara: “Arkanıza dönün de oradan nur¹ arayın.” denir. O anda aralarına kapısı olan bir duvar çekilir; duvarın iç tarafı rahmet, dış tarafında ise azap vardır.
O günde ki erkek münafıklarla kadın münafıklar, îman etmiş olanlara «Bizi bekleyin. Nuurunuzdan bir parça ışık alalım» diyecekler) dir. (O gün onlara istihza suretiyle) «Dönün arkanıza da bir nuur arayın» denilmiş (denilecek), nihayet onlar (la îman etmiş olanlar) ın arasına kapılı bir dıvar çekilmişdir (çekilecekdir). (öyle ki) onun içinde rahmet, dış yanında da azâb vardır.
O gün münâfık erkeklerle münâfık kadınlar, îmân edenlere diyecek ki: “Bizi (de)bekleyin (ve bize biraz bakın) da nûrunuzdan faydalanalım!” (Onlara:) “(Yapabiliyorsanız)arkanıza (dünyaya) dönün de bir nûr arayın!” denilir. Derken aralarına, kapısı bulunan bir sur çekilir. Onun iç tarafı ki onda rahmet vardır, dış tarafına gelince o cihetten azab vardır.
Münafık erkeklerle münafık kadınların, iman etmiş olanlara, “Bize bakın ki nurunuzdan biraz alalım (sizin ışığınızdan biz de aydınlanalım) diyecekleri gün (ahiret günü) kendilerine, “Arkanıza dönün de bir ışık arayın” denilecektir. Derken aralarına kapısı olan bir sur çekilir. Bunun iç tarafında rahmet, onlar (münafıklar) tarafındaki dış cihetinde ise azap vardır.
O gün ikiyüzlü erkeklerle ikiyüzlü kadınlar inananlara “Bize bakın da ışığınızdan faydalanalım” derler. İnananlar onlara “Dönün arkanızı ve ışığı (cehennemin karanlıklarında) el yordamıyla arayın” denir. Sonra, münafıklarla inananlar arasına, kapısı olan bir duvar çekilir. O kapının iç tarafında rahmet, kapının dış tarafında da azap vardır.
O gün iki yüzlü erkeklerle iki yüzlü kadınlar inananlara diyecekler: "Durun, ışığınızla biraz da biz aydınlanalım." Onlara denilecek: "Gerisin geriye dönün de kendinize bir ışık arayın." Derken aralarına bir duvar çekilecek. Duvarın kapısı da olacak. Onun içinde esirgenme, dışında da azap olacak.
O gün, erkek ve kadın münafıklar mü/minlere «— Bize bakın ki nurunuzdan bir parça ışık alalım» diyecekler. Onlara «— Arkanıza [¹] dönün de nur arayın» denecek. Bu sözlerden sonra kapılı bir duvar çekilecek [²], o duvarın iç tarafı rahmete [³], münafıklardan yana olan dış tarafı azaba mahsustur,
Münafık erkeklerle münafık kadınların, inananlara, “Bizi bekleyiniz ki sizin ışığınızdan biz de aydınlanalım” diyecekleri gün kendilerine, “Arkanıza dönünüz ve bir ışık arayınız” denir. Bunun üzerine onların arasına kapısı bulunan bir sur/duvar¹⁰ çekilir ki iç tarafında rahmet, dış tarafında ise azap vardır.
O gün, münafık erkekler ile münafık kadınlar, iman etmekte olanlara derler ki: “(Ne olur) Bize bir göz atın, sizin nurunuzdan birazcık alıp yararlanalım.” Onlara, “Arkanıza (dünyaya) dönün de bir nur arayıp bulmaya çalışın” denilir. Derken aralarına kapısı olan bir sur çekilir; onun iç (batın) tarafında rahmet, dış (zahir) tarafından ise azap vardır.
O gün, karanlıkta kalan ikiyüzlü erkekler ve kadınlar, inananlara yalvararak, “Ne olur bizden tarafa bir bakın da, sizin nurunuzdan alıp aydınlanalım!” diyecekler. Fakat onlara, “Hayır!” denilecek, “Bunu elde etmenin yeri burası değil, dünya hayatıdır. O hâlde arkanıza dönün de, nuru geçmişteki hayatınızda arayın!” denilecek. Böylece müminlerle münâfıkların arasına, iç kısmındailâhî rahmet bulunan, dış yüzü ise cehennemdeki azâba bakan ve bir taraftan diğerine geçiş kapısı olan yüksek bir sur çekilecektir.
Erkek Münâfıklar’ın ve kadın Münâfıklar’ın inanmış olanlara:
“Bize bakın da nûrunuzdan iktibas edelim / yararlanalım!” diyeceği gün:
“Ötenize / arkanıza dönün, bir nûr arayın!” denildi. Onların arasına kapısı olan bir sur çekildi. Onun görünmez iç tarafında Rahmet; görünür dış tarafında Azap vardır.
O gün münafıklar, müminlere: " Bakar mısınız ışığınızdan biraz da biz alabilir miyiz? " diye yalvaracaklar. " Hadi oradan! ışığı geride arayın " diye terslenecekler. Hemen ardından müminlerle münafıklar arasına içi sevgiye; dışı acılara açılan kapısıyla bir duvar çekiliverir.
Münafık erkeklerle münafık kadınların Müminlere: "Bize doğru bakın! Sizin ışığınızdan aydınlanalım!" diyecekleri gün hesap günüdür. O gün Münafıklara: "Arkanıza dönün dünya yaşamında kendinizi aydınlatacak bir ışık arayın!" denilecektir. Derken Müminlerle Münafıklar arasına kapısı olan bir sur çekilir. Bunun iç tarafında rahmet, dış tarafında azap vardır. Artık Müminler rahmet kısmında Münafıklar azap kısmında kalmışlardır. Münafıkların dedikleri gibi, Müminlerin ışıkları onları aydınlatmaz. Herkesin kendi ışığı kendisini aydınlatır. Kendi karanlığı kendini karartır.
Münafık erkeklerle münafık kadınların müminlere “Bizi bekleyin, [nûr]unuzdan (ışığınızdan) bir parça [nûr] (ışık) alalım.” diyeceği günde (kendilerine) “Arkanıza dönün de (orada) bir [nûr] (ışık) arayın!” denecektir. Onların arasına içinde merhamet, dışında azap bulunan kapılı bir sur çekilmiş (olacak)tır. [*]
O gün, münâfık erkekler ile münâfık kadınlar, îman edenlere: “(Ne olur) bize bir bakın da sizin nurunuzdan birazcık yararlanalım”¹ diyecekler. O zaman onlara: “(Haydi) arkanıza dönün de bir nur bulabilirseniz bulun (bakalım)” denilir.² Derken onların arasına, kapısının içerisinde rahmet, dışarısında azap bulunan bir sur çekilir.
O Gün ikiyüzlü erkekler ve kadınlar ¹³ imana ermiş olanlara: “Bizi bekleyin!” diyecekler, “Sizin nurunuzdan bir [parça] ışık alalım!” [Ama] onlara: “Geriye dönüp gidin ve [kendinize ait] bir ışık arayın!” ¹⁴ denilecek. Bunun üzerine onlar[la müminler] arasına kapısı olan bir duvar çekilecek: içinde rahmet ve şefkat bulunacak, dışında ise azap. ¹⁵
O gün, inanmadığı halde inanmış gibi görünen ikiyüzlü münafık erkeklerle münafık ikiyüzlü kadınlar iman edenlere diyecekler ki; “Biraz bekleyin de sizin ışığınızdan faydalanalım.” Onlara denilecek ki; “Haydi arkanıza dönün de ışığınızı orada arayın!” Ve o anda onların arasına kapısı bulunan bir sur çekilecek. Bu surun müminlere bakan kısmı rahmet, münafıklara/ikiyüzlülere bakan dış cephesinde ise azap vardır. 2/166-167
O gün bütün münafık erkekler ve münafık kadınlar mü’minlere şöyle diyecekler: “Bize bakın[⁴⁹⁴⁴] da ışığınızdan biz de yararlanalım!” Onlara denilecek ki: “(Yapabiliyorsanız), arkanızdaki (hayata) dönün de,[⁴⁹⁴⁵] kendinize bir ışık arayın!”[⁴⁹⁴⁶] Derken onlarla mü’minler arasına kapısı olan bir sur çekilecek,[⁴⁹⁴⁷] onun iç tarafında rahmet bulunacak, dış tarafında ise azap.
O gün, münafık erkeklerle münafık kadınlar ise müminlere: "Biraz durun, bizi bekleyin de; nûrunuzdan yararlanalım (o sayede bir an olsun zulmetten kurtulalım) diye yalvarırlar. (Fakat onlara melekler tarafından) "Arkanıza dönün de nûru orada arayın. (Mümkünse dünyaya dönünüz de, nûru elde etmek için sâlih amellerde bulunun)" diye nida olunur. O sırada aralarına bir perde çekilir ki, onun iç tarafında rahmet, dış tarafında ise azap vardır. (Bir tarafı cennete, diğer tarafı ise cehenneme bakmaktadır)
Münafık erkeklerle münafik kadınların, iman edenlere, "Bize bakın ki sizin ışığınızdan biz de aydınlanalım" diyecekleri gün kendilerine, "Arkanıza (dünyaya) dönün de bir ışık arayın" denilecektir. Derken aralarına kapısı olan bir sur çekilir. Bunun iç tarafında rahmet, onların (münafıkların) tarafındaki dış cihetinde ise azap vardır.
O gün münafıklar ve münafıkalar, imân etmiş olanlara diyeceklerdir ki: «Bize bakınız, nûrunuzdan bir parça ışık alalım.» (O nifak ehline) denilmiş olur ki, «Dönün arkanıza da bir nûr arayın». Artık bir duvar çekilmiştir ki, onun için bir kapı vardır, iç tarafında rahmet vardır. Dış tarafı ise onun cânibinden (de) azap vardır.
O gün münafık erkek ve kadınlar, müminlere: “N'olur, ” derler, “yüzümüze bir bakın da nûrunuzdan biz de yararlanalım! ” Bunun üzerine onlara şöyle denilir: “Arkanıza dönün de bir nur arayın! ” Derken, aralarına bir duvar çekilir. Bu duvarın bir kapısı olup bu kapının iç tarafında rahmet, dış tarafında ise azap vardır. [42, 17] {KM, Matta 25, 1-13}
O gün münafık erkekler ve münafık kadınlar (cennete gitmekte olan) mü'minlere derler ki: "Bize bakın da sizin nurunuzdan yararlanalım." Onlara: "Arkanıza dönün de nur arayın!" denilir. Aralarına kapılı bir sur çekilir ki, onun içinde rahmet vardır, dış yönünde de azab.
O günde erkek ve kadın münâfıklar mü'minlere: "Bize bakınız ki nûrunuzdan iktibâs idelim. (O sâyede biz de yolımızı görelim)" dirler. Onlara: "Geri dünyâya dönün ve nûrı oradan arayın. (Bu nûr dünyâda tahsîl olunur)" denilür. O sırada aralarına bir divar çekilür ki onda bir kapı vardır. İç tarafı rahmet ve dış tarafı 'azâbdır.
O gün ikiyüzlü (münafık) erkeklerle ikiyüzlü kadınlar, müminlere şöyle derler: “Bize bakın da ışığınızdan yararlanalım.” Onlara: “Arkanıza dönüp kendinize ışık arayın.” denir. Sonra aralarına giriş kapısı olan bir duvar çekilir[*]. İç tarafında her türlü ikram, dış tarafında da azap olur.
O gün, münafık erkekler ve münafık kadınlar, iman edenlere:-Bekleyin bizi de, ışığınızdan faydalanalım, diyeceklerdir.-Arkanıza dönün de oradan ışık arayın, denilecektir ve aralarına kapısının içinde rahmet, dışında azap olan bir sur çekilecektir.
O gün münafık erkekler ve münafık kadınlar, mü'minlere “Bize bakın da nurunuzdan alalım” derler. Onlara denir ki: “Arkanıza dönün de orada nur arayın.”(11) Derken aralarına bir duvar çekilir ki, onun bir kapısı vardır; içi rahmet, dışı ise azaptır.(12)
O gün ikiyüzlü erkeklerle ikiyüzlü kadınlar, iman edenlere şöyle derler: "Bize bakın da ışığınızdan bir parça alalım." Şöyle denir onlara: "Arkanıza dönün de bir ışık arayın." Nihayet aralarına kapısı olan bir sur çekilir. İçinde rahmet vardır onun. Dış tarafı ise azap.
ol gün kim eyide munāfıķlar daħı munāfıķa 'avratlar [286b] anlara kim įmān getürdiler “güyüñ bize alalum nūruñuzdan.” eyidile “dönüñ arduñuza pes isteñ nūr.” pes görindürinildi aralarında bir dıvar anuñ ķapusı var. iç yüzi anuñ anuñ içindedür raḥmet daħı ŧaş yüzi anuñ anuñ ķatındadur 'aźāb ya'nį ŧamu.
Ol gün eyide münāfıḳ erler, daḫı münāfıḳ ‘avratlar: Mü’minler bize naẓareyleñüz. Ola kim bir pāre olavuz sizüñ nūruñuzdan. Eyidile anlara ki: Ar‐duñuza ḳayıtuñuz, nūr isteñüz. Pes ortaladı anlar ortasında bir dīvār ki anuñḳapusı var. İç yüzinde raḥmet var ve ṭaşrası cihetinden ‘aẕāb vardur.
O gün münafiq kişi və qadınlar iman gətirənlərə: “(Bizi bir az) gözləyin ki, nurunuzdan bir qədər işıq alaq!” – deyəcəklər. (Onlara istehza ilə) belə cavab veriləcəkdir: “Geriyə dönüb işıq axtarın!” (Bu sözlərdən sonra) onların (mö’minlərlə münafiqlərin) arasına qapısının içəri tərəfində mərhəmət və bayır tərəfində əzab olan bir sədd çəkiləcəkdir.
On the day when the hypocritical men and the hypocritical women will say unto those who believe: Look on us that we may borrow from your light! it will be said: Go back and seek for light! Then there will separate them a wall wherein is a gate, the inner side whereof containeth mercy, while the outer side thereof is toward the doom.
One Day will the Hypocrites- men and women - say to the Believers: "Wait for us! Let us borrow (a Light) from your Light!"(5290) It will be said: "Turn ye back to your rear! then seek a Light (where ye can)!" So a wall(5291) will be put up betwixt them, with a gate therein. Within it will be Mercy throughout, and without it, all alongside, will be (Wrath and) Punishment!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |