Ve kânû yekûlûne e-iżâ mitnâ ve kunnâ turâben ve ’izâmen e-innâ lemeb’ûśûn(e)
Ve biz derlerdi, ölüp bir yığın toprak ve kemik olduktan sonra mı dirileceğiz?
Ve: (Hadi canım) "Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı, gerçekten biz mi (yeniden) diriltilecekmişiz?" diye (gururlanıp dolaşırlardı).
ve biz derlerdi, ölüp bir yığın toprak ve kemik olduktan sonra mı diriltileceğiz?
Devamlı:
“Biz ölüp, toprak ve kemik yığını olduktan sonra mı, biz mi, yeniden diriltileceğiz?” diyorlardı.
Ve diyorlardı ki: "Biz öldüğümüz, toprak ve kemik haline geldiğimiz zaman mı gerçekten biz mi diriltileceğiz?
Ve derlerdi ki: 'Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltilecekmişiz?'
Bir de diyorlardı ki: “- Öldüğümüz ve bir toprak, bir yığın kemik olduğumuz vakit mi, hakikaten biz mi dirilecek mişiz?
Ve: “Biz, toprak ve kemikler olduğumuz zaman mı yeniden dirileceğiz?” diyorlardı.
47,48,49,50. Şöyle diyorlardı: “Ölüp, toprak ve kemik olduktan sonra mı yeniden diriltileceğiz? Eski atalarımız da mı?” De ki: “Şüphesiz öncekiler de, sonrakiler de, belli bir günün randevusunda bir araya getirileceklerdir.”
«Biz ölüp de, toprak olup, kemik olduktan sonra dirilecek miyiz?
Derlerdi ki: “Ölüp toprak olduktan ve çürüyüp kemik haline geldikten sonra mı biz diriltilecekmişiz?”
47,48. "Biz öldükden toprak ve kemik oldukdan sonra tekrâr mı dirileceğiz. Bizden evvel gelen ecdâdımız da mı dirilecek?" diyorlardı.
Şöyle söylerlerdi: "Öldüğümüzde, toprak ve kemik yığını olduğumuzda mı, biz mi tekrar dirileceğiz?"
Diyorlardı ki: “Biz öldükten, toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi bir daha diriltilecekmişiz?”
Şöyle diyorlardı: “Sahi biz, ölüp de toprak ve kemik yığını haline gelmişken yeniden mi diriltilecekmişiz?
Ve diyorlardı ki: Biz öldükten, toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra, biz mi bir daha diriltileceğiz?
Diyorlardı ki, "Biz öldükten, toz ve kemiğe dönüştükten sonra mı diriltileceğiz?"
Ve diyorlardı ki: "Biz ölüp, toprak ve kemik yığını olduktan sonra, biz mi bir daha diriltileceğiz?"
Ve diyorlardı ki: Öldüğümüz ve bir toprak, bir yığın kemik olduğumuz vakıt mi? Cidden biz mi mutlak ba'solunacakmışız?
Diyorlardı ki: “Biz öldükten, toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı yeniden dirilti (lip hesaba çeki) leceğiz?
Ve “Biz ölüp, toprak ve kemik yığını olduktan sonra mı yeniden diriltileceğiz?” diyorlardı.
Bir de «Biz öldüğümüz, bir toprak ve bir yığın kemik olduğumuz vakit mı, hakıykaten biz mi diriltilib kaldırılacakmışız?» derlerdi.
47,48. Ve diyorlardı ki: “(Biz) öldüğümüz ve bir toprak ve bir kemik yığını hâline geldiğimiz zaman mı, gerçekten biz mi yeniden diriltilecek olan kimseleriz? Önceki atalarımız da mı?”
“Biz toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra, tekrar diriltilecek miyiz?
şöyle derlerdi: «Biz ölüp de bir avuç toprak, kemik olduktan sonra gerçekten dirilecekmişiz, öyle mi?
«— Acaba biz ölecek miyiz? Toprak, çürümüş kemik olacak mıyız? Sonra da dirilecek miyiz?
(Ayrıca) şöyle diyorlardı: “Biz ölüp toprak ve kemik yığını hâline geldiğimizde mi? Biz mi bir daha diriltileceğiz?”
“Biz gerçekten de öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı diriltileceklermişiz?” derlerdi.
Ve ilâhî adâleti inkâr ederek diyorlardı ki: “Biz ölüp toprağa ve çürümüş kemik yığınına dönüştükten sonra mı yeniden diriltilip hesaba çekileceğiz?
Diyorlardı ki: -“Öldüğümüz, toprak ve kemik yığını olduğumuz zaman mı, gerçekten biz mi yeniden diriltileceğiz?”.
47,48. " Öldükten, toz toprak ve bir sürü kemik yığını olduktan sonra mı, tekrar dirilecekmişiz // hem de atalarımızla beraber öyle mi " derlerdi.
Yeryüzünde yaşarken diyorlardı ki; "Biz öldükten, toprağa karışıp kemik yığını olduktan sonra mı diriltileceğiz?"
47,48. Şöyle diyorlardı: “Hem biz hem de önceki atalarımız, ölüp toprak ve kemik hâline geldikten sonra (yeniden) diriltilecekmişiz, öyle mi?”
ve diyorlardı ki: “Ne Yani! Biz ölüp de toz ve kemik yığını haline geldikten sonra mı diriltileceğiz yeniden?
“Ya biz ölüp, toprağa karışıp çürümüş bir kemik yığını haline geldikten sonra yeniden mi diriltileceğiz?” diyorlardı. 23/78...90
Ve: "Öldükten, toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra biz mi tekrar dirileceğiz.
Ve diyorlardı ki: "Biz öldükten, toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi bir daha diriltilecekmişiz?"
Ve demekte olmuşlardı ki: «Biz öldüğümüz ve toprak ve kemikler olduğumuz vakit mi, mutlaka bizler mi elbette diriltilip kaldırılmış kimseleriz?»
47, 48. Ve derlerdi ki: “Ölüp toprak olduktan ve çürümüş kemik haline geldikten sonra mı biz diriltilecekmişiz? Gelip geçmiş atalarımız da mı? ”
Ve diyorlardı ki: "Biz öldükten, toprak ve kemik yığını olduktan sonra, biz mi bir daha diriltileceğiz?"
Ve "Biz ölüb toprak oldukdan sonra ba's olunur muyuz?"
“Ölüp toprağa ve kemiklere dönüştükten sonra gerçekten kalkacak mıyız!” diye söylenirlerdi,
-Biz ölüp, toprak ve kemik olduktan sonra tekrar mı dirileceğiz? diyorlardı.
Ve diyorlardı ki: “Biz ölüp de toprak olduktan ve kemik yığınına dönüştükten sonra tekrar mı diriltilecekmişiz?
Ve şöyle derlerdi: "Ölünce mi, toprak ve kemik haline gelince mi, sahi o zaman mı yeniden diriltileceğiz?"
daħı oldılar eydürler “iy ķaçan öldük daħı olduķ ŧopraķ daħı süñükler iy bayıķ giril ķoparınılmışlar mıvuz yirden?”
Daḫı eydürlerdi biz ölecek‐biz, ṭopraḳ ve süñük olacaḳ‐biz. İkincidirilür mi‐y‐üz? dirlerdi.
Və belə deyirdilər: “Əcaba, biz öldükdən, toz-torpaq və sür-sümük olduqdan sonra, həqiqətən, yenidən dirildiləcəyikmi?!
And they used to say: When we are dead and have come dust and bones, shall we then, forsooth, be raised again,
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |