Lâ bâridin velâ kerîm(in)
Ne bir serinlik var, ne bir güzellik var.
Ki o, (cehennem) ne serindir, ne de ferahlatıcıdır. (İkram edilip rahatlatıcı hiçbir şey bulunmayacaktır.)
Ne serinleten, ne de rahatlatan bir gölge.
Ne serindir ne de ferahlatıcı.
Ki o, ne serindir, ne ferahlatıcı (kerim).
O gölge ne serindir, ne mülâyim...
O duman, ne serindir ne de hoştur.
42,43,44,45,46. İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde serin ve hoş olmayan kapkara dumandan bir gölge altındadırlar. Çünkü onlar bundan önce, varlık içinde sefahete dalmışlardı. Büyük günahı işlemekte ısrar edip dururlardı.
41,42,43,44. Uğursuz olan kimselere gelince; ne kötüdür uğursuzlar, onlar sam yelinde, sıcak bir havada —Ne serin, ne faydalı— zifirden bir gölgede bulunacaklar !
42-43-44. (Onlar) içlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde ve serinliği ve hoşluğu olmayan kapkara bir dumanın gölgesinde bulunurlar.
41,42,43,44. Sol taraf insânları [1] (Ne bedbahtdırlar sol taraf insânları) Zehirli bir rüzgârın ve kaynar suyun ortasında kara bir duman içinde bulunacaklardır ki bu duman ne hoşdur ne de serin!
42,43,44. İnsanın içine işleyen bir sıcaklık ve kaynar su içinde, serinliği ve hoşluğu olmayan kara bir dumanın gölgesinde bulunurlar.
42,43,44. Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifirî bir gölge içinde!.
43-44. Serin ve rahatlatıcı olmayan, kapkara bir duman gölgesindedirler.
43, 44. Serin ve hoş olmayan kapkara dumandan bir gölge altındadırlar;
Ne soğuktur, ne de yararlı.
Ki ne serindir, ne de faydalı.
Ne serin ne de kerîm
42-43-44. (Onlar) içlerine (iliklerine, hücrelerine kadar) işleyen bir ateş ve kaynar su içinde, serinliği ve hoşluğu olmayan kapkara bir dumanın gölgesinde (azap içerisinde) bulunurlar.
Serin olmayan, faydası olamayan!
Ki (o gölge) ne serin, ne de fâideli değildir.
42,43,44. (Onlar) nüfûz edici bir ateş ve bir kaynar su içinde, serinliği ve hoşluğu (bir faydası) olmayan simsiyah dumandan bir gölge içindedirler!
Orada serinlemek yok ve asla rahatlatıcı bir ikram da yok.
O gölge ne serindir, ne de güzeldir.
Ne serindir ne de hoş [kerîm]
Ne serindir, ne de faydalı.
Öyle bir duman ki, ne serinletir, ne bir fayda verir!
Ne serindir, ne kerîm!
serinlik, ve rahatlıktan eser yok.
Onlara verdiğimiz gölgeliğin hiçbir yararı yoktur. Üstelik serinletici değildir.
42,43,44. (Onlar) içlerine işleyen bir ateş ve kaynar su ile serinliği de rahatlatması da olmayan zifiri bir karanlığın içinde olacaklardır.
43,44. Kapkara, boğucu bir dumandan (meydana gelen) ve asla serinletmeyen ve rahatlatmayan bir gölge (içerisindedirler.)
ne serinleten, ne de rahatlatan [bir gölge].
43-44. Serinlik ve rahatlık vermeyen kapkara bir duman içinde nefessiz kalacaklar. 77/31
ne serinletici ne de rahatlatıcı…
43,44. Hiç serinlik vermeyen simsiyah bir dumanın gölgesi altındadırlar.
Serinletmez ve de fayda vermez.,
(O gölge) Ne soğuktur, ne de fâidelidir.
43, 44. Ne serin, ne de faydalı olmayan, kapkara duman tabakası altındadırlar. [77, 29-34]
Ki ne serindir, ne faydalı.
bu gölge onlara ne serinlik virir ve ne de yağmur yağdırır.
Orası ne serinletir ne de rahatlık yüzü gösterir.
Serinlik yok, bağış yok.
Bir gölge ki ne serinlik verir, ne bir hayrı dokunur.
Ne serindir ne de cömert.
43-44. daħı gölgede ķara dütünden śovuķ degül daħı görklü degül.
ṣovuḳ degül, daḫı menfa‘atı daḫı yoḳ.
(O kölgə başqa kölgələrdən fərqli olaraq) nə sərin, nə də xoşagələndir.
Neither cool nor refreshing.
Nothing (will there be) to refresh, nor to please:
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |