19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Vâkı’a Suresi 44. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Lâ bâridin velâ kerîm(in)

Ne bir serinlik var, ne bir güzellik var.

Ki o, (cehennem) ne serindir, ne de ferahlatıcıdır. (İkram edilip rahatlatıcı hiçbir şey bulunmayacaktır.)

Ne serinleten, ne de rahatlatan bir gölge.

Gölge ne serindir, ne faydalı.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 77/29-34.

Ne serindir ne de ferahlatıcı.

Ki o, ne serindir, ne ferahlatıcı (kerim).

O gölge ne serindir, ne mülâyim...

O duman, ne serindir ne de hoştur.

42,43,44,45,46. İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde serin ve hoş olmayan kapkara dumandan bir gölge altındadırlar. Çünkü onlar bundan önce, varlık içinde sefahete dalmışlardı. Büyük günahı işlemekte ısrar edip dururlardı.

41,42,43,44. Uğursuz olan kimselere gelince; ne kötüdür uğursuzlar, onlar sam yelinde, sıcak bir havada —Ne serin, ne faydalı— zifirden bir gölgede bulunacaklar !

42-43-44. (Onlar) içlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde ve serinliği ve hoşluğu olmayan kapkara bir dumanın gölgesinde bulunurlar.

41,42,43,44. Sol taraf insânları [1] (Ne bedbahtdırlar sol taraf insânları) Zehirli bir rüzgârın ve kaynar suyun ortasında kara bir duman içinde bulunacaklardır ki bu duman ne hoşdur ne de serin!

[1] Kur’ân-ı Kerîm’de "Şimâl" kelimesi muharrer ise de bu kelimenin burada "Sol" kelimesiyle tercümesi maksada daha muvâfık gelmekdedir.

42,43,44. İnsanın içine işleyen bir sıcaklık ve kaynar su içinde, serinliği ve hoşluğu olmayan kara bir dumanın gölgesinde bulunurlar.

42,43,44. Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifirî bir gölge içinde!.

43-44. Serin ve rahatlatıcı olmayan, kapkara bir duman gölgesindedirler.

43, 44. Serin ve hoş olmayan kapkara dumandan bir gölge altındadırlar;

Ne soğuktur, ne de yararlı.

Ki ne serindir, ne de faydalı.

Ne serin ne de kerîm

42-43-44. (Onlar) içlerine (iliklerine, hücrelerine kadar) işleyen bir ateş ve kaynar su içinde, serinliği ve hoşluğu olmayan kapkara bir dumanın gölgesinde (azap içerisinde) bulunurlar.

Serin olmayan, faydası olamayan!

Ki (o gölge) ne serin, ne de fâideli değildir.

42,43,44. (Onlar) nüfûz edici bir ateş ve bir kaynar su içinde, serinliği ve hoşluğu (bir faydası) olmayan simsiyah dumandan bir gölge içindedirler!

Orada serinlemek yok ve asla rahatlatıcı bir ikram da yok.

O gölge ne serindir, ne de güzeldir.

O duman, ne serindir, ne hoş bir şeydir [⁴].

[4] Ne fayda verir, ne istirahat verir.

Ne serindir ne de hoş [kerîm]

Ne serindir, ne de faydalı.

Öyle bir duman ki, ne serinletir, ne bir fayda verir!

Ne serindir, ne kerîm!

serinlik, ve rahatlıktan eser yok.

Onlara verdiğimiz gölgeliğin hiçbir yararı yoktur. Üstelik serinletici değildir.

42,43,44. (Onlar) içlerine işleyen bir ateş ve kaynar su ile serinliği de rahatlatması da olmayan zifiri bir karanlığın içinde olacaklardır.

43,44. Kapkara, boğucu bir dumandan (meydana gelen) ve asla serinletmeyen ve rahatlatmayan bir gölge (içerisindedirler.)

ne serinleten, ne de rahatlatan [bir gölge].

43-44. Serinlik ve rahatlık vermeyen kapkara bir duman içinde nefessiz kalacaklar. 77/31

ne serinletici ne de rahatlatıcı…

43,44. Hiç serinlik vermeyen simsiyah bir dumanın gölgesi altındadırlar.

Serinletmez ve de fayda vermez.,

(O gölge) Ne soğuktur, ne de fâidelidir.

43, 44. Ne serin, ne de faydalı olmayan, kapkara duman tabakası altındadırlar. [77, 29-34]

Ki ne serindir, ne faydalı.

bu gölge onlara ne serinlik virir ve ne de yağmur yağdırır.

Orası ne serinletir ne de rahatlık yüzü gösterir.

Serinlik yok, bağış yok.

Bir gölge ki ne serinlik verir, ne bir hayrı dokunur.

Ne serindir ne de cömert.

43-44. daħı gölgede ķara dütünden śovuķ degül daħı görklü degül.

ṣovuḳ degül, daḫı menfa‘atı daḫı yoḳ.

(O kölgə başqa kölgələrdən fərqli olaraq) nə sərin, nə də xoşagələndir.

Neither cool nor refreshing.

Nothing (will there be) to refresh, nor to please:


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.