Fetevelle ‘anhum(m) yevme yed’u-ddâ’i ilâ şey-in nukur(in)
(Ey Resulüm!) Öyleyse (şimdi) Sen onlardan yüz çevir (ve kendi hallerine bırak) . O davet edicinin hiç tasavvur olunmayan (ve herkesi şaşkınlıkta bırakan) bir şeye çağıracağı (hiç kimsenin ummadığı bir davet ve duyurunun yapılacağı) gün (gör ki halleri nasıl olacaktır).
Artık yüz çevir onlardan; o gün çağıran, hoşlanılmayan birşeye çağırır.
Sen yine onlardan uzak dur. O davet edici İsrafil'in görünmemiş, tanınmamış bir şeye davet edeceği gün.
Sen de onlardan uzak dur. Davetçi İsrâfil’in, sûr'a üfürerek görülmedik müthiş bir şeye çağıracağı gün, onların korku ve saygıdan perişanlıkları gözlerine yansıyacak.
O halde onlardan yüz çevir. O çağırıcının tanınmamış bir şeye çağıracağı gün:
Öyleyse sen onlardan yüz çevir. O çağırıcının 'ne tanınmış, ne görülmüş' bir şeye çağıracağı gün...
O halde (Ey Rasûlüm) onlardan yüz çevir. O çağırıcı İsrâfil'in görülmemiş dehşetli bir şeye (müminleri cennete, kâfirleri cehenneme) davet edeceği gün;
Öyle ise sen onlardan yüz çevir. Çağırıcının korkunç bir şeye çağırdığı günü (bekle!)
Öyleyse onlardan yüz çevir. Çağrıcının hoşlanılmayan bir şeye çağıracağı günü bekle!
Hoşa gitmiyecek olan bir nesneye, bir çağıran onları, çağırdığı günedek yüz çevir sen onlardan
O halde (ey Resul) sen onlardan yüz çevir (üzerlerine varma)! Gün gelecek o davetçi (melek) insanları benzeri görülmemiş bir şeye (yeniden dirilmeye ve hesap vermeye) çağıracaktır!
Öyleyse onlardan yüz çevir; çağıran, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağırdığı gün;
6,7. O hâlde sen de onlardan yüz çevir. Onlar, o davetçinin (İsrafil’in benzeri görülmemiş) bilinmedik (korkunç) bir şeye çağırdığı gün, gözleri düşmüş bir hâlde dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar.
Çağıranın görülmemiş bir şeye çağırdığı gün, sen de onlardan yüz çevir.
Onlara aldırma; çağırıcının, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağıracağı gün,
Sen de onlardan yüz çevir ki, o gün çağırıcı, görülmedik müthiş bir şeye çağırır.
Sen de onlardan yüz çevir, o gün ki çağırıcı görülmedik müdhiş bir şey'e çağırır
O halde onlardan yüz çevir. O gün çağırıcı onları hiç hoşlanmayacakları şeye çağıracak.
O halde (habîbim) onlardan yüz çevir. O da'vet edici nin (misli) görülmemiş, tanıtmamış bir şey'e da'vet edeceği gün.
Öyle ise onlardan yüz çevir! O gün ki, o da'vetçi (İsrâfîl, onları nefislerce)kendisinden nefret edilen (ihtimâl verilmeyen ve inkâr edilen) bir şeye (hesab yerine) çağırır.
(Onun için) İnkâr edilen o günde, bir davetçinin onları Rablerinin huzuruna davet edinceye kadar, sen onlardan yüz çevir.
Artık onlardan çekil, dâvetçinin, hoşlanılmayan bir şeye, azaba dâvet edeceği günü bekle.
Öyleyse sen onlardan yüz çevir; çağıranın görülmemiş bir şeye (hesaba) çağırdığı günü (an)!
O hâlde, ey Müslüman! Madem bütün delillere rağmen inkârda diretiyorlar, sen de bırak onları, inkâr ve cehâlet karanlıklarında bocalayıp dursunlar! Ta Mahşer Günü İsrafil adındaki dâvetçinin eşibenzeri görülmemiş bir şeye çağıracağı o müthiş Gün gelip çatıncaya kadar:
Öyleyse (Ey Muhammed!) Sen onlarla mücadele etmeyi bırak. O, çağırıcının1 benzeri görülmemiş, bir şeye çağıracağı gün var ya!*
sen (yine) onlardan uzak dur. Çağrı Sesinin, [insanı] aklın tasavvur edemeyeceği 5 bir şeye çağıracağı Gün,
Artık sen de onlardan yüz çevir. Gün gelecek o çağırıcı, onları hiç hoşlanmayacakları bir şeye çağıracak. 20/108, 50/41-42
Artık sen de onlardan yüz çevir![4807] Bir davetçinin, asla (kimsenin) tasavvur edemeyeceği o şeye çağıracağı gün,*
Artık sen onlardan yüz çevir. O gün ki dâvetci bir korkunç, nâhoş bir şeye dâvet eder.
Sen de şimdi onları kendi hallerine terk et. Gün gelir bir münâdî, hiç de hoşa gitmeyen, insanın görür görmez kaçacağı bir yere çağırır.
Öyleyse sen de onlardan yüz çevir; o çağırıcının görülmemiş, tanınmamış bir şeye çağıracağı gün,
Onlarla yakından ilgilenmeyi bırak. O çağrıcının görülmemiş bir şeye çağıracağı o gün,
Onlardan yüz çevir. O gün çağırıcı onları hoşlanmadıkları bir şeye çağırır.
Sen onlardan yüz çevir. Gün gelir, davetçi görülmedik birşeye çağırır.
O halde yüz çevir onlardan sen de; o çağırıcının alışılmadık/ürpertirci şeye çağırdığı günde,
pes yüz döndür anlardan. ol gün kim oķıya oķıyıcı śarp bilinmez işdin yaña.
Artıq (ya Peyğəmbər!) sən onlardan üz çevir. Carçının (İsrafilin) onları olduqca pis (dəhşətli) bir şeyə (məhşərə) çağıracağı günədək!
So withdraw from them (O Muhammad) on the day when the Summoner summoneth unto a painful thing.
Therefore, (O Prophet)(5132) turn away from them. The Day that the Caller(5133) will call (them) to a terrible affair,*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |