Ve lekad ehleknâ eşyâ’akum fehel min muddekir(in)
Ve andolsun ki taraftarlarınızı da helak ettik, fakat bir ibret alan mı var?
Andolsun Biz sizin benzerleriniz (olan nice güçlü ve zalim kavimleri, medeniyetleri) yıkıma uğrattık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?
Nitekim geçmişte sizin gibi toplumları yok ettik, öyleyse yok mudur onlardan ders almak isteyen?
Andolsun, biz inkârda, isyanda, ilâhî kuralları tanımamada izlerinden giderek devamları olduğunuz; Allah'ın kitabından, sünnetten ve ümmetten ayrılan baskıcı, zorba, medeniyetten nasiplenmemiş kapalı toplumları da helâk ettik. Düşünüp ibret alan var mı hiç?
Andolsun sizin benzerlerinizi helak ettik. Fakat öğüt alan var mı?
Andolsun Biz sizin benzerlerinizi yıkıma uğrattık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?
And olsun, (küfür hususunda benzeriniz olan) sizin gibileri helâk da ettik; fakat hani düşünen?
Andolsun! Biz sizin benzerlerinizi helak ettik. Artık öğüt alan yok mudur?
Andolsun ki, sizin benzerlerinizi hep helâk ettik. Düşünüp öğüt alan var mı?
Sizin gibileri yok eyledik biz, öğütlenen var mıdır?
Andolsun ki, (inkârda ve isyanda) sizin gibi olanları hep helâk ettik. Fakat var mı düşünüp öğüt alan!
Sizin gibi kavimleri helâke sürdük. Kim idrâk itdi?
And olsun ki, benzerlerinizi yok etti, öğüt alan yok mudur?
Andolsun, biz sizin gibileri hep helâk ettik. Fakat var mı düşünüp öğüt alan?
Andolsun biz sizin nice benzerlerinizi helâk ettik. Düşünecek yok mu?
Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helâk ettik. Düşünüp ibret alan yok mu?
Sizin benzerlerinizi yok etmiştik. Yok mu öğüt alan?
Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helak ettik. Öğüt alan yok mudur?
Celâlim hakkiyçin emsalinizi hep helâk da ettik fakat hani düşünen?
(Ey müşrikler!) Kasem olsun ki, biz, (geçmiş ümmetlerden inkâr ve sapkınlıkta) size benzeyenleri helâk ettik. (Düşünüp) öğüt alan yok mu?
Ant olsun ki size benzer nicelerini yok ettik. Buna rağmen düşünen mi var?
Andolsun ki biz, sizin benzerlerinizi helak etmişizdir. O halde bir düşünen var mı?
And olsun ki, sizin benzerlerinizi de helâk ettik; fakat bir nasîhat alan mı var?
Ve gerçekten biz, (zulüm, azgınlık ve inkârda) sizin gibi olan nice toplumları yıkıma uğrattık. O hâlde (insanlık tarihinden ve bu tür olaylardan) öğüt alıp düşünen var mı?
Ey inkârcılar! Sizin gibi olup da inkâr edenleri yok ettik. Yokmu düşünen?
Ant olsun ki Biz sizin gibilerini hep yok etmişizdir. Hani, öğütlenen nerede?
Andolsun Biz sizin gibileri hep helak ettik. Var mı bir ibret/öğüt alan?
Şüphesiz biz sizin benzerlerinizi yıkıma uğrattık. Fakat hatırlayıp kendine gelen var mı?
O hâlde, ey insanlar! Geçmişte sizin gibi nice güçlü toplumları, medeniyetleri yok etmiştik; yok mu insanlık tarihinden öğüt alan?
And olsun benzerlerinizi helâk ettik! Var mı hiç düşünüp öğüt alan?
Biz sizinle aynı görüşü paylaşan nicelerini yok ettik. Hiç düşünen yok mu?...
Andolsun! Geçmişte sizin gibi yasalarımıza uymayanları yok ettik. Hala düşünüp öğüt almıyor musunuz? Cezalandırarak yok ettiğimiz toplumların kalıntılarını yıkıntılarını geziyorsunuz! Onların hepsi güçlerine güvenerek yasalarımıza karşı çıkıyorlardı. Onları yeryüzünden siliverdik.
Yemin olsun ki sizin gibi grupları helak etmiştik. Hatırlayan var mı?
Yemin olsun Biz, sizin gibi pek çoğunu helâk ettik. Fakat hiç düşünen var mı?
Nitekim, [geçmişte] sizin gibi toplumları yok ettik: öyleyse, yok mudur ondan ders almak isteyen?
Andolsun ki biz sizin benzeriniz nice toplulukları helak ettik. Hani var mı düşünüp ibret alan? 14/43-44, 20/128
Nitekim, geçmişte sizinle aynı kafaya sahip toplumları yok ettik: hâlâ yok mudur ders alan?
Andolsun ki biz, sizin benzerlerinizi (sizin gibi peygamberlerini yalan sayanları zamanı geldiğinde -uyarıları hiçe sayıp -şirk ve küfürde direndiklerinde) hep helâk etmişizdir. İçinizden düşünüp ibret alan hiç yok mu?
Ve biz sizin benzerlerinizi hep helâk ettik. Öğüt alan yok mudur?
Ve şüphe yok ki, sizin emsalinizi helâk ettik, fakat düşünen hani!
Gerçekten Biz sizin nice benzerlerinizi imha ettik! Haydi var mı düşünen ve ibret alan?
Andolsun biz sizin benzerlerinizi hep helak ettik. Öğüt alan yok mudur?
Ey Ehl-i Mekke! Biz, sizin gibi rasûllerini tekzîb ile küfür iden ümem-i sâlifeyi helâk itdik. Bundan 'ibret alanınız var mıdır?
Sizin gibi nicelerini etkisiz hale getirdik; ibret alan yok mu?
Andolsun ki benzerlerini helak ettik. İbret alan var mı?
Biz sizin nice benzerlerinizi helâk ettik. Fakat hani ibret alan?
Yemin olsun, biz sizin benzerlerinizi hep yok ettik. Fakat düşünen mi var?
daħı bayıķ helāk eyledük beñdeşlerüñüzi. pes var mı ögütlenici?
Daḫı biz helāk itdük size beñzeyenleri küfrde. Hīç ögüt dutıcı var mıdur?
And olsun ki, Biz sizin kimiləri (çox) məhv etmişik. Amma heç bir ibrət alan (öyüd-nəsihət qəbul edən) varmı?!
And verily We have destroyed your fellows; but is there any that remembereth?
And (oft) in the past, have We destroyed gangs(5165) like unto you: then is there any that will receive admonition?(5166)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |