Tenzi’u-nnâse ke-ennehum a’câzu naḣlin munka’ir(in)
Onları kökünden koparmadaydı, sanki köklerinden kopup baş aşağı devrilen hurma kütükleriydi onlar.
(Öyle ki) İnsanları (yerlerinden) söküp atıyordu; sanki onlar, kökünden kopmuş hurma kütükleriymiş gibi (savrulmuşlardı).
O rüzgar, insanları sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu.
İnsanların kafalarını koparan bir rüzgar estirdik. İnsanlar sanki kökünden sökülmüş hurma gövdeleri gibi yere serilmişti.
İnsanları söküp savuruyordu. Sanki onlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi (görünüyorlardı).
İnsanları söküp atıyordu; sanki onlar, kökünden sökülüp-kopmuş hurma kütükleriymiş gibi.
Öyle ki, insanları, kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibi söküb atıyordu.
İnsanları, sanki köklerinden sökülmüş hurma kütükleri imişler gibi koparıp deviriyordu…
O rüzgâr, insanları, sanki köklerinden koparılmış, hurma kütükleri gibi yere seriyordu.
Ta kökünden devrilen hurma kütüğü gibi, insanları kopardık!
(Öyle bir kasırga ki) insanları köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp atıyordu.
19,20- Ânlara bâd-ı sarsar (furtına) gönderdik, meş’um bir rüzgâr nasıl esiyor, insânları, hurma ağacını kökünden koparır gibi kaldırub atıyor idi.
19,20. Nitekim üzerlerine, insanları, sökülmüş hurma kütüğü gibi kopararak yere seren, dondurucu bir rüzgarı uğursuzluğu devam eden bir günde gönderdik.
İnsanları köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp atıyordu.
İnsanları sökülmüş hurma kütükleri gibi çekip alıyordu.
O rüzgâr, insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu.
İnsanları, sanki köklerinden koparılmış hurma kötükleriymiş gibi yıkıyordu.
(O rüzgar) insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu.
İnsanları kökünden devrilen hurma kütükleri gibi yolar
(Öyle bir kasırga ki) insanları, sanki köklerinden koparılmış, hurma kütükleri gibi yere seriyordu. (İnsanları havaya savuruyor, başlarını bedenlerinden ayırıyordu. Bedenleri, yere yıkılmış hurma kökleri gibi başsız kalıyordu. Bu sebeple de onlar, köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi görünüyorlardı.)
İnsanları, kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibi savurup atıyordu.
(Öyle bir fırtına ki) insanları, sanki onlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri imiş gibi, ta temelinden kopar (ıb helake uğrat) ıyordu.
İnsanları çekip alıyordu. Sanki onlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibiydiler!
(Öyle ki), insanları, sanki köklerinden koparılmış, hurma kütükleri gibi yere seriyordu.
O rüzgâr insanları, kökünden sökülüp atılan hurma ağaçları gibi, savurup atıyordu.
Öyle bir fırtına ki insanları sanki içi boşalmış hurma kütükleri imişler gibi yerlerinden kaldırıp atıyordu.
O rüzgâr halkı sanki dibinden kopmuş hurma kökleri gibi yerinden koparıp atardı.
Sanki kökünden sökülüp atılmış hurma kütükleriymiş gibi insanları söküp atıyordu.
Öyle dehşetli bir fırtına ki, insanları kökünden koparılmış hurma kütükleri gibi sağa sola savurup atıyordu.
İnsanlar’ı deviriyordu, sanki onlar, kökten sökülmüş hurma kütükleri gibi!
insanı, hurma ağacı gibi kökleyip atan.
Rüzgârlar insanları köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp atıyordu.
19,20. Sürekliliği olan kara bir günde onların üzerine, insanları sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seren bir kasırga göndermiştik. [*]
O (rüzgâr,) insanları sökülmüş hurma kütükleri gibi savuruyordu.
(bu kasırga,) insanları köklerinden koparılmış hurma kütükleri gibi savurup attı. ¹²
İnsanları kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibi savurup atıyordu. 46/21...25
insanları öyle savuruyordu ki, sanki onlar kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibi (yere serildiler).
(öyle bir fırtına ki) İnsanları sökülmüş hurma kütükleri gibi, fırlatıp yere seriyordu.
İnsanları sanki köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi koparıp deviriyordu.
İnsanları koparıyordu. Onlar, sanki dibinden kopmuş hurma kütükleri imişler.
Öyle ki insanları, kökü sökülmüş, içi boş hurma kütükleri gibi fırlatıp atıyordu.
İnsanları sanki köklerinden sökülmüş hurma kütükleri imişler gibi koparıp deviriyordu.
Köklerinden su gelüb durılan hurma ağaçları gibi o rüzgâr nâsı yerinden kaldırub baş aşağı yere çarpdı.
İnsanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp atıyordu.
Sanki kökünden sökülmüş hurma ağacının kökleri gibi insanları yerlerinden koparıp atıyordu.
Bir fırtına ki, insanları kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibi yerlerinden koparıp atıyordu.
İnsanları, köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp atıyordu.
ķoparur ādemįlerı taman anlar ħurma aġacı dipleridür dibinden ķoparılmış.
Ḳopardı [yirin]den ḫalḳı, havāya çıḳarup bıraġurdı. Ṣanaṣın anlar dibindenḳopmış ḫurmā aġaçları‐y‐dı.
O, adamları kökündən qopmuş xurma kötükləri kimi (yerindən) qopardıb atırdı.
Sweeping men away as though they were uprooted trunks of palm trees.
Plucking out men as if they were roots of palm-trees torn up (from the ground).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |