2 Aralık 2024 - 30 Cemaziye'l-Evvel 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kamer Suresi 18. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Keżżebet ‘âdun fekeyfe kâne ‘ażâbî ve nużur(i)

Âd da yalanlamıştı, derken nasıldı azabım benim ve korkutuşlarım?

Ad (kavmi) de yalanladı (ve şiddetli bir belaya uğratıldı). Şu halde Benim azabım ve uyarmam nasılmış?

Âd kavmi de gerçekleri yalanlamıştı. Benim azabım ve uyarılarım nasılmış bir görün bakalım.

Âd kavmi de, peygamberlerini yalanladı. Sonunda benim azâbım, sorumluluk, hesap ve ceza konusundaki uyarılarım nasılmış gördüler.

Ad (kavmi) de yalanladı. İşte (bakın) benim azabım ve uyarılarım nasılmış?

Ad (kavmi) de yalanladı. Şu halde Benim azabım ve uyarmam nasılmış?

Âd kavmi de tekzib etti. İşte (bak, Ey Rasûlüm), nasıl oldu azabım ve tehdidlerim!...

Ad kavmi de yalanladı. Artık azabımın ve uyarılarımın nasıl olduğunu görün!...

‘Âd toplumu da yalanlamıştı. Benim cezalandırmam ve uyarmam nasıl oldu?

Âd ulusu yalanlamıştı, nice oldu azabım, nicedir kocundurmalarım?

Âd (kavmi de kendilerine gelen Hûd'u) yalanlamıştı, fakat azabım ve uyarılarım nasılmış (gördüler)!

’Âd kavmi hakîkati inkâr itdi, teemmül iyle bizim ’azâbımız ve tehdîdlerimiz nasıl oldı?

Ad milleti peygamberini yalanlamıştı; Benim azabım ve uyarmam nasılmış?

Âd kavmi de (Hûd’u) yalanladı. Azabım ve uyarılarım nasılmış!

Âd kavmi de (peygamberlerini) yalancılıkla itham etti. Azabım ve uyarılarım nasılmış bir bakın!

Âd kavmi (Peygamberleri Hûd'u) yalanladı da azabım ve tehdidim nasılmış (gördüler).

Ad da yalanladı. Cezalandırmam ve uyarılarım nasılmış!

Âd (kavmi) da yalanladı, azabım ve uyarılarım nasıl oldu?

Tekzib etti de Âd nasıl oldu azâbım ve inzarlarım?

Âd kavmi de (peygamberleri Hûd’u) yalanladı. (Onları da müstahak oldukları için, azabımızla helâk ettik.) Azabım ve uyarılarım nasılmış (gördüler)!

Âd da yalanladı. Ama azâbım ve uyarılarım nasıl oldu?

Aad (kavmi, peygamberleri Hûd'ü) tekzîb etdi. İşte benim azabım (ve bundan evvel) tehdîdlerim nice imiş (düşünün).

Âd (kavmi) de (peygamberleri Hûd'u) yalanladı; artık (bak onlara) benim azâbım ve korkutmalarım nasılmış?

Ad (kavmi de hakikati) yalanlamıştı. İşte benim azabım ve uyarılarım(ın akıbeti) nasıl oldu? (Bir düşünün).

Ad kavmi de yalanlamıştı. (Bakın bakalım) Azabım ve uyarılarım nasıl olmuş?

Ad ulusu bütün uyarıcıları yalan saydı. Benim azabım, Benim uyarmalarım nasıl olurmuş görsünler.

Âd kavmi de peygamberlerini yalancı saydılar, bunun üzerine onları azaba çarpmaklığım, korkutmaklığım nasıl oldu?

Ad (kavmi) de yalanlamıştı. Azabım ve uyarım nasıl oluyormuş?⁵

5 A’râf, 7/65-72; Hûd, 11/50-60; Şuarâ, 26/123-139

Ad (kavmi) de yalanladı. O halde benim azabım ve uyarıp korkutmam nasılmış, ha?

Bakın, güç ve zenginliğiyle dillere destan olan Âd kavmi de ayetlerimi yalanlamıştı fakat Benim uyarılarım ve uyarıları hiçe sayan zâlimleri cezalandırmam nasıl olurmuş, gördüler:

Âd yalanladı; sonunda nasıl oldu benim azabım ve uyarılarım?

Âd kavmi de inkar etmişti. Ama benim acılarım ve uyarılarım nasılmış gördüler.

Âd kavmi de elçimizi yalanladı. Azabım ve uyarılarım nasılmış gördüler.

Âd (halkı) da (Hud’u) yalanlamıştı. Benim azabım ve benim uyarılarım (bak) nasıl olmuştu!

Âd (toplumu) da yalanlamıştı. Benim azabım ve uyarılarım nasılmış? (Bir görün bakalım!)

‘ÂD [kavmi de] hakikati yalanlamıştı: ve uyarılarım gözardı edildiğinde verdiğim azap ne şiddetliydi!

Âd kavmi de elçilerini yalancılıkla suçlamışlardı. Ama bakın nasılmış benim azabım ve uyarılarım? 7/65...71

‘ÂD (kavmi) de yalanlamıştı: fakat uyarımın (dinlenilmemesi) halinde azabım nasıl olurmuş, (gördüler).

Ad kavmi de (peygamberlerini) yalancı saydı (fakat onlar) Azabım ve tehditlerim nasılmış? (gördüler.. Nitekim)

Âd (kavmi) de yalanladı, ama azâbım ve uyarılarım nasıl oldu?

Âd tekzîp etti, artık azabım ve tehdidlerim nâsıl oldu?

Âd kavmi de Peygamberlerini yalancı saydı. Nasılmış Benim cezalandırmam ve tehdidim! Görsünler bakalım!

Ad da yalanladı, ama azabım ve uyarılarım nasıl oldu?

'Âd kavmi rasûllerini tekzîb itdiler. Gör ki onlara 'azâbım ve inzârım nasıl oldı?

Ad toplumu da yalana sarılmıştı. Yapılan uyarılar ve ardından gelen azabım nasılmış!

Âd da yalanlanmıştı. Benim azabım ve uyarılarım nasılmış?

Âd kavmi de yalanlamıştı. Nasıl oluyormuş uyarılarım ve azabım?

Âd da yalanlamıştı. Ama nasıl oldu azabım ve uyarılarım!

yalan duttı 'ād ķavmı. “pes nite oldı azābum daħı ķorķıtmaķlarum!

Yalanladı ‘Ād ḳavmi, pes gör nice oldı benüm ‘aẕābum ve ḳorḳutmaġum.

Ad (qövmü də öz peyğəmbərinə) təkzib etmişdi. (Bir görəydiniz) Mənim əzabım və qorxutmağım necə oldu!

(The tribe of) Aad rejected warnings. Then how dreadful) was My punishment after My warnings.

The ´Ad (people) (too) rejected (Truth): then how terrible was My Penalty and My Warning?


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.