Ve lekad yessernâ-lkur-âne liżżikri fehel min muddekir(in)
Ve andolsun öğüt ve ibret için Kur'an'ı kolaylaştırdık, fakat bir ibret alan mı var?
Andolsun, Biz Kur’an’ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Ama düşünüp öğüt alan var mı?
Ve andolsun biz Kur'ân'ı okumak, öğrenmek, ezberlemek, yaşamak, öğüt almak için kolaylaştırdık, fakat öğüt alıp düşünen var mıdır?
Andolsun ki, Kur'an'ı öğüt alınması için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alan var mı?
Andolsun Biz Kur'an'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?
And olsun ki, biz Kur'an'ı düşünüb öğüd almak için kolaylaştırdık; fakat düşünen mi var?
Andolsun! Biz, Kur’anı zikir (öğüt alınması) için kolaylaştırdık. Artık öğüt alan yok mudur?
Andolsun ki Kur'ân'ı, düşünenler için kolaylaştırdık. Düşünen var mı?[596]
Öğütlenmek için biz Kur'anı kolaylattık, öğütlenen var mıdır?
Andolsun ki biz, Kur'an'ı öğüt almak için (aklını işleterek anlamaya çalışanlara) kolaylaştırdık. Hani var mı düşünüp öğüt alan?
Biz Kur’ân’ı va’az içün kolay yapdık, kim idrâk itdi.
And olsun ki Kuran'ı, öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
Andolsun biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?
Andolsun ki Kur’an’ı düşünülsün diye kolaylaştırdık. Düşünecek yok mu?
Andolsun biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu?
Kuran'ı mesaj için kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
Şanım namına Kur'anı müyesser de kıldık düşünmek için, fakat düşünen mi var?
Kasem olsun ki, biz Kur’ân’ı (düşünüp) öğüt alınsın, diye kolaylaştırdık. (Düşünüp) öğüt alan yok mu?
Ant olsun Biz, Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Var mı öğüt alıp düşünen?
Andolsun ki biz Kur'ânı düşünmek için kolaylaşdırmışızdır. O halde bir düşünen var mı?
Şânım hakkı için (biz), Kur'ân'ı nasîhat alınsın diye kolaylaştırdık;(1) o hâlde bir nasîhat alan var mı?
Gerçekten zikre (doğru bilgiye, gerçeğe) ulaşılsın diye Kur’an’ı da (aklını işleterek anlamaya çalışanlara, düşünüp öğüt almak isteyenlere) kolaylaştırdık. O hâlde o bilgiye ulaşmak isteyen var mı? *
Biz Kur’an’ı öğüt alınması için kolaylaştırdık, yokmu düşünen?
Ant olsun ki Biz Kur’an’ın anlaşılmasını kolaylaştırdık öğütlenmeleri için. Hani, öğütlenen nerede?
* Biz Kur/an/ı ibret almak için kolaylaştırdık, ibret alan var mı?
Andolsun Biz Kur’an’ı düşünüp öğüt alsınlar diye kolaylaştırdık. Var mı bir ibret/öğüt alan?
Şüphesiz biz Kur'an'ı, hatırlatma olsun diye kolaylaştırdık. Fakat hatırlayıp kendine gelen var mı?
Andolsun Biz bu Kur’an’ı, iyice anlayıp öğüt alabilmeniz için kolaylaştırdık, öyleyse yok mu onu okuyup öğüt alan? Yok mu, her akıllı insanın kolayca anlayabileceği hikmetli öğütlerle, ibret verici kıssalarla cennetin yolunu gösteren bu kitabı okumak, anlamak, pratik hayata uygulamak ve böylece dünyada ve ahirette kurtuluşa ulaşmak isteyen?
And olsun Öğüt için Kur’ân’ı kolaylaştırdık! Var mı hiç düşünüp öğüt alan?
Biz Kuran’ı, anlaşılsın diye sadeleştirdik. Var mı düşünen?...
Kur’an’ı düşünüp öğüt almaları için kolaylaştırdık. İstedik ki düşünsünler, öğüt alsınlar! Cezamızdan kurtulsunlar! Düşünüp öğüt alacak var mı?
Yemin olsun ki Kur’an’ı (gerçeği) hatırla(t)mak için kolaylaştırdık. Hatırlayan var mı? [*]
Yemin olsun ki Biz, Kur’an’ı düşünülmesi için kolaylaştırdık. Fakat düşünen var mı?
Bu nedenle Biz bu Kur’an’ı akılda kolay tutulur kıldık: ¹¹ öyleyse, yok mudur ondan ders almak isteyen?
Andolsun ki biz bu Kuran’ı öğüt ve ibret alınsın diye kolaylaştırdık. Hani var mı anlayıp öğüt ve ibret alan? 10/57, 18/54
Andolsun ki biz Kur'an'ı, öğüt alınsın diye kolaylaştırdık, düşünüp ibret alan yok mudur?
Ve biz, Kur’ân’ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
Ve kasem olsun ki, Biz Kur'an'ı düşünülmek için kolaylaştırdık. Fakat düşünen var mı?
Yemin olsun: Biz, ders alınsın diye Kur'ân'ın anlaşılmasını kolaylaştırdık. Haydi var mı düşünen ve ibret alan? [38, 29; 19, 97]
Andolsun biz, Kur'an'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
Biz halka mev'ıza ve nasîhat olsun içün Kur'ân'ı kolay itdik. Bundan mütenebbih olan ve va'z u nasîhat alan var mı?
Doğru bilgiye ulaşılsın diye Kur’an’ı (ayetler kümesini bulmayı) kolaylaştırdık. O bilgiye ulaşan var mı?
Andolsun ki Kur'an'ı da öğüt olması için kolaylaştırdık, öğüt alan var mı?
Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?!
daħı bayıķ geñez eyledük ķur’ān’ı oķımaķ içün yā ezberlemek için. pes var mı anıcı yā oķıyıcı ?
Daḫı biz geñez eyledük Ḳur’ānı naṣīḥate. Hīç naṣīḥati ḳabūl idici var mı‐dur?
And olsun ki, Biz Qur’anı (ondan) ibrət almaq (öyüd-nəsihət qəbul etmək) üçün belə asanlaşdırdıq. Amma heç bir ibrət alan (öyüd-nəsihət qəbul edən) varmı?!
And in truth We have made the Qur’an easy to remember; but is there any that remembered?
And We have indeed made the Qur´an easy(5143) to understand and remember: then is there any that will receive admonition?
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |