19 Şubat 2025 - 21 Şaban 1446 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Necm Suresi 10. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Fe-evhâ ilâ ‘abdihi mâ evhâ

Derken kuluna vahyetti, ne vahyettiyse.

Böylece O (Allah) kuluna vahyettiğini (Kur’an ayetlerini) vahyetmiş (O da size aynen aktarmıştı.)

Böylece Allah, kuluna vahyedilmesini uygun gördüğü şeyleri vahyetmiş oldu.

Allahın kendisine tevdî ettiği vahiy emanetini, Allah'ı ilâh tanıyan, candan müslüman olarak Allah'a bağlanan, saygılı kulu Muhammed'e vahiy yoluyla iletti.

Derken (Allah'ın) kuluna vahyettiğini vahyetti.

Böylece O'nun kuluna vahyettiğini vahyetti.

(Cebrâil) vahy etti Allah'ın kuluna vahy ettiğini!...

Kulu (Muhammed’e) vahyettiğini vahyetti.

5,6,7,8,9,10. Ona, bunu çok güçlü akıl sahibi olan Cebrail öğretmiştir. Doğrulup dikildi. O, en yüksek ufuktaydı. Sonra iyice yaklaştı ve sarktı. İki yayın arası kadar, hatta daha da yakın. Böylece kuluna vahyedeceğini vahyetti.[590]

[590] Vahyi getiren melek Cebrâîl hakkında bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ XVIII, 358-360.

İmdi Allah vahiy eyledi kuluna, vahiy ettiği nesneyi

Böylece (Cebrail) vahyedeceğini (Allah'ın) kuluna vahyetti.

Bkz. 81/20-21

Allâh’ın ’abdine vahy idilecek şeyi vahy iyledi.

Allah o anda kuluna vahyedeceğini etti.

Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti.

Böylece Allah, kuluna vahyini iletti.

10, 11. Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı.

Ve sonra kuluna ne bildirilecekse onu vahyetti.

(Allah), kuluna verdiği vahyi verdi.

Verdi kuluna verdiği vahyi

(Allah,) kuluna (Resûlü Muhammed’e) vahyedeceğini, böylece (Cebrâîl vasıtası ile) vahyetti.

Kuluna vahyedeceği şeyi vahyetti.

(Allahın) kuluna vahy etdiği neyse onu vahyetdi.

İşte (Allah) kuluna vahyettiğini, vahyetti.

8,9,10. Sonra (o vahiy meleği ona) yaklaştı, derken daha da yaklaştı. Böylece iki zira’ (arşın) mesafesi kadar, hatta daha da yakın oldu. İşte (Allah vahiy meleği aracılığıyla kendi) kuluna (kulunun zihnine, bilincine ve belleğine) vahyettiğini böylece iletmiş oldu. *

(*) Kavs, yay anlamına geldiği gibi, zira’ yani arşın anlamına da gelir. Mesafe ölçü biriminin yay değil de arşın olduğu için tercihimiz de bu yönde o... Devamı..

Sonra kuluna Allah’dan gelen vahy edilmesi gerekenleri (vahiy meleği) vahy etti.

Derken Allah’ın kendi gönlüne bildirdiklerini, kulunun gönlüne bildirdi.

Allah/ın vahiy ettiğini kuluna vahiy etti [⁸].

[8] Veya peygamber dergâh ı ilâhiyete yaklaştı, huzurda secde etti. Allah peygambere ne vahiy ettiyse etti. Nazm-ı kerîm meleke i ittisali temsil olab... Devamı..

Böylece (Allah) kuluna vahyedeceğini vahyetti.

Böylece kuluna vahyedeceğini vahyetti.

Böylece Cebrail, Allah’ın kuluna bildirmesini istediği şeyleri bildirmişti.
Bu o kadar açık bir gerçekti ki:

Vahyettiğini kuluna vahyetti.

Sonra resule verdi, vereceği bilgileri.

Elçimize neyi vahyettiysek, o da kulumuza onu vahyetti. Arkadaşınız dikkatle dinledi. Vahyedilenlerin hepsi hafızasına yazıldı.

(Böylece Cebrail, Allah’ın) kendisine vahyettiğini kuluna (Peygamber’e) vahyetmişti.

10,11. O anda (Cebrail, Allah’ın) kuluna gönderdiği her vahyi vahyetti. Gözünün gördüğünü de gönlü yalanlamadı.

Böylece [Allah], vahyedilmesini uygun gördüğü her şeyi ⁶ kuluna vahyetmiş oldu.

6 Lafzen, “vahyettiği her şeyi”: meleğin “gerçek şekli ve hüviyeti içinde”ki istisnaî tezahürüne ve ayrıca bu şekilde ilahî vahyin içindeki unsurlara ... Devamı..

İşte o anda kuluna vahyettiğini böylece iletmiş oldu. 72/28

İşte (Cebrail, Allah’ın) kulu (Muhammed’e) vahyettiği şeyi, böylece iletmiş oldu.

(Allah'ın) Kuluna (Muhammed’e) vahyettiği neyse onu vahyetti!

Kuluna, (Cebrail) vahyettiğini vahyetti.

Hemen (Allah Teâlâ'nın) kuluna vahyettiğini vahyetti.

O da kuluna vahyetmek istediği her şeyi vahyetti.

Kuluna, vahyettiğini vahyetti.

O, Allâh'ın kulı Muhammed'e Allâh'ın vahyini bildirdi.

Allah’ın kendine vahyettiğini, Allah’ın kuluna (Muhammed’e) vahyetti.

O anda (Allah'ın) kuluna vahyettiğini iletti.

Vahyedilecek şeyi Allah'ın kuluna vahyetti.

Böylece vahyetti kuluna vahyettiğini.

pes vaḥy eyledi ķulına yaña cebreyil muḥammed'e mi'rac gicesi, anı kim vaḥy eyledi.

Pes vaḥy itdi Allāh ḳulına vaḥy idecegini.

Sonra (Cəbrail Allahın Öz) bəndəsinə (Mühəmmədə) vəhy buyurduğunu vəhy etdi.

And He revealed unto His slave that which He revealed.

So did (Allah) convey(5090) the inspiration to His Servant- (conveyed) what He (meant) to convey.

5090 Gabriel would be just a messenger, to do no more than convey Allah's Message to Allah's Messenger.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.