2 Aralık 2024 - 30 Cemaziye'l-Evvel 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Zâriyât Suresi 42. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Mâ teżeru min şey-in etet ‘aleyhi illâ ce’alet-hu ke-rramîm(i)

Nereden geçmiş, neye dokunmuşsa orasını ve o şeyi çürümüş kemiğe döndürmüştü.

Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka çürütüp-kül gibi dağıtıyordu.

Bu kasırga geçtiği her yerde, hiç birşey bırakmadı, herşeyi çürümüş kemiklere ve küle çevirdi.

Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi canlı bırakmıyor, kül haline getiriyordu.

Üzerinden geçtiği hiçbir şey bırakmaksızın hepsini kül gibi ediyordu.

Üzerinden geçtiği hiç bir şeyi bırakmıyor, mutlaka çürütüp-kül gibi dağıtıyordu.

Öyle bir rüzgâr ki, uğradığı bir şeyi bırakmıyor, mutlak onu kül gibi savuruyordu.

Dokunduğu her şeyi, çürütüp kül etmeden bırakmazdı.

Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.

Bu fırtına, bir şeye dokunmazdı ki, onu çürük kemik gibi yapmasın !

O (rüzgâr), Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmamış, ne varsa toz duman edip dağıtmıştı.

41,42. ’Âd ehli üzerine de muhrib bir rüzgâr gönderdik, kimin üzerinden geçdi ise toprağa tahvîl itdi.

41,42. Ad milletinin başından geçende de ibret vardır: Onların üzerine, uğradığı her şeyi bırakmayıp toza çeviren kuru bir rüzgar gönderdik.

Üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu kül ediyordu.

Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, kül edip savuruyordu.

Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.

Rastgeldiği her şeyi toz toprağa çeviriyordu.

O rüzgar üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu kül gibi dağıtıyordu.

Uğradığı bir şey'i bırakmıyor, mutlak onu çürütüp kül gibi ediyordu

(Öyle bir rüzgâr ki) üzerine uğradığı hiçbir şeyi sağlam bırakmıyor, mutlaka onu (yakıp) kül ediyordu.

Nereye uğradıysa orayı çürümüş çer çöpe çevirmişti.

(Öyle bir rüzgâr ki) her uğradığı şey'i (yerinde) bırakmıyor, mutlakaa onu kül gibi savuruyordu.

(O,) üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu toz gibi ediyordu!

(O kasırga), üzerinden geçtiği (hiç) bir şeyi (ayakta) bırakmayarak, onu (adeta) dövülmüş kuru ot gibi (cansız) yapardı.

O rüzgâr, üzerine geldiği her şeyi biçilmiş ot gibi, ayakta bırakmadı.

O yel ki yolu üzerinde ne bulduysa onu kül gibi savurdu.

O rüzgâr nereye uğradıysa orasını çürümüş kemiğe [⁴] çevirdi.

[4] Veya çörçöpe çevirdi.

Uğradığı yerde hiçbir şeyi bırakmıyor ve mutlaka onu un ufak ediyordu [remîm].¹⁴

14 Krş. Ahkâf, 46/21-45

(O rüzgâr) Uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka kemik gibi çürütüp kül ediyordu.

Karşısına çıkan her şeyi kavurupküle çeviren korkunç bir fırtına!

Üzerine geldiği hiçbir şeyi bırakmadı; ancak onu Kül gibi yaptı.

O da üzerinden geçtiği her şeyi ezip kül etti...

Rüzgârlar geçtiği yerlerdeki her şeyi yok ediyor, hiçbir canlı bırakmıyor, canlıları kül edip havaya savuruyordu.

(O kasırga) geçtiği yerde hiçbir şey bırakmamış, her şeyi kül edip savurmuştu.

(O rüzgâr) üzerinden geçtiği her şeyi yok edip, külünü göğe savuruyordu.¹

1 Bu âyet: “(O rüzgâr) üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, onu kül ediyordu” şeklinde de tercüme edilebilir.

(bu kasırga) geçtiği yerde hiçbir şey bırakmadı, ve [her şeyi] çürümüş kemiklere benzetti. ²⁸

28 Bkz. 69:6-8. ‘Âd kavminin kıssası için bkz. 7:65 ile ilgili 48. notun ikinci yarısı.

Geçtiği yerde hiçbir şey bırakmıyor dokunduğu her şeyi un ufak ediyordu. 41/15-16, 46/21...25

(Bu fırtına) geçtiği yerde hiçbir şey bırakmadı, hepsini kül edip göğe savurdu.

Rastladığı her şeyi kökünden koparıyor, toza çeviriyordu.

Üzerine uğradığı hiçbir şeyi çürütüp mahvetmeden bırakmıyordu.

Üzerine her uğradığı şeyi bırakmıyordu, illâ ki, onu çürümüş bir gül gibi kılmış oluyordu.

Bu rüzgâr, uğradığı her şeyi derhal kül gibi savuruyordu.

Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, onu kül gibi ediyordu.

O rüzgâr her nereye dokandı ise onı toz gibi itdi.

Üstünden geçtiği hiç bir şeyi bırakmıyor, kül gibi savuruyordu.

Dokunduğu her şeyi çürük kemik gibi yapmıştı.

Bir rüzgâr ki, dokunduğu herşeyi küle çeviriyordu.

Üzerinden geçtiği her şeyi kül haline getirmeden bırakmıyordu.

ķomaz [278b] hįç nesene kim geldi anuñ üzere illā kim ķıldı anı çürimiş süñük gibi.

hīç bir nesne ḳomaz ki üstine gelür, illā anı çürimiş süñük gibi eyler.

O, qarşısına çıxan heç bir şeyi buraxmır, onu sovurub külə (çör-çöpə) döndərirdi.

It spared naught that it reached, but made it (all) as dust.

It left nothing whatever that it came up against, but reduced it to ruin and rottenness.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.