7 Kasım 2025 - 16 Cemaziye'l-Evvel 1447 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kâf Suresi 32. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Haydar Öztürk-Serkan Yılmaz Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Sardorxon Jahongir
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Hâżâ mâ tû’adûne likulli evvâbin hafîz(in)

İşte denecek, size, mabuduna tövbe eden, emri, iyideniyiye koruyan herkese vaadedilen bu.

Bu size va’ad olunan (gerçektir) ki; (gönülden tevbe edip Allah’a) yönelip dönen (İslam’ın hükümlerini ve tevbenin gereklerini) koruyup riayet eden;

“Gönülden Allah'a yönelip dönen ve İslâm'ın hükümlerini koruyan, siz müslümanlara vaat olunan yerdir bu” denilecek.

Tevbe edip, Allah'a yönelen, emirlerine riâyet eden, şeriatını koruyan, vazifesine bağlı herkes için, işte va'd olunduğunuz Cennet.

"Bu sizin vaadolunduğunuz şeydir. Gönülden Allah'a dönen, (Allah'ın hükümlerini) koruyan,

Bu, size vadolunandır; (gönülden Allah'a) yönelip-dönen (İslam'ın hükümlerini) koruyan,

İşte bu, sizin (dünyada) vaad olunduğunuz şey! Her tevbe eden, Allah'ın emrini gözeten için...

İşte (sizden) Allah’a yönelen, O’nun emirlerini muhafaza edenler için has olmak üzere size vaadedilen budur.

Size, hatasından dönen ve verdiği sözü tutan herkese, vaad edilen budur.

32,33. Her tövbe yapana, ödevini saklayana, görmez misin Tanrısından korkana, yöneyici bir yürekle gelene söz verilen bu

32-33. (Onlara şöyle denir:) İşte size (dünyada iken) vaad edilen budur. Daima tevbe ile Allah'a dönen, O'nun buyruklarını koruyan, insan kavrayışının dışında olduğu halde Rahman'ın ürpertisini hisseden ve (O'na) yönelmiş bir kalp ile gelen (herkese bu mükâfat vardır).

32,33. Orası tevbe ile Allâh’ın kānûnlarına itâ’at iden ve Rahmân’dan korkub hulûs-u kalb ile gelenlere mahsûsdur.

32,33,34. Onlara: "İşte bu cennet, Allah'a yönelen, O'nun buyruklarına riayet eden; görmediği Rahman'dan korkan, Allah'a yönelmiş bir kalble gelen sizlere, hepinize söz verilen yerdir. Oraya esenlikle girin; işte sonsuzluk günü budur" denir.

32,33. (Onlara şöyle denir:) “İşte bu, size (dünyada) vaad edilmekte olan şeydir. O, her tövbe eden, O’nun emrini gözeten için, görmediği hâlde sırf saygıdan dolayı Rahmân’dan korkan ve O’na yönelmiş bir kalp ile gelen kimseler içindir.”

32-33. Ve kendilerine şöyle denecektir: “İşte sizlere; daima Allah’a yönelen, O’nu aklından çıkarmayan, görmediği halde Rahmân’dan çekinip korkan ve samimi bir kalp ile gelen kimseye vaad edilen cennet!

32, 33. İşte size vâdedilen cennet! Ki o, Allah'a yönelen, emirlerine riayet eden, görmediği halde Rahmân'dan korkan ve Allah'a yönelmiş bir kalp ile gelen kimselere mahsustur.

Bu, size söz verilendir. Her yönelen ve her koruyana,

32,33. Onlara denir ki: "İşte size vaad edilen bu cennet, Allah'a yönelen, O'nun emirlerine riayet eden, görmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan ve O'na yönelen bir kalple gelenlere mahsustur.

İşte bu, diye: o sizin va'd olunduğunuz: her bir tevbekâr, vazifesine riayetkâr olan

31-32-33. Ve cennet, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara, iyice yaklaştırılır (ve onlara şöyle buyurulur: “İşte, bu cennet, dünyada iken) Allah’ın emir ve yasaklarına riâyet eden, (azabı) görmediği hâlde Rahmân’dan korkan ve Hakkın rızasına yönelmiş bir kalp ile (manevi huzurumuza) gelen (mü’min) kimseler içindir. İşte size vadedilen (mükâfat) budur.

İşte size söz verilen şey budur. Yönelen¹ ve koruyanların¹ tamamı içindir.

1- Allah\a yönelenler, O\nun buyruklarına uyanlar ve kendilerini her türlü kötülükten koruyanlar.

İşte size va'd olunan; (gördüğünüz şu) cennetdir ki (o, Allahın tâatına) dönen, Onun (hudûd ve ahkâmına) riâyet eden,

Bu, size vadedilendir. (Allah’a) dönen ve (takvasını) koruyan herkes içindir.

[42/25; 85/14]

32,33. (Onlara şöyle denir:) “(İşte,) va'd edilmekte olduğunuz (Cennet) budur!(Allah'a) çokça yönelen (tevbe eden), (O'nun emir ve yasaklarını) gözeten, görmediği hâlde Rahmân'dan korkan ve (Allah'a) yönelmiş bir kalb ile gelen herkes içindir!”

32 , 33. (Onlara şöyle denir:) “İşte bu, size (dünyada) vaad edilmekte olan şeydir. O, her tövbe eden, onun emrini gözeten için, insan kavrayışının dışında olduğu hâlde sırf saygıdan dolayı Rahman’dan korkan ve O’na yönelmiş bir gönül ile gelen kimseler içindir. *

(*) ‘’ Rahman dan haşiyet eden’’in anlamı: Yani kimsenin olmadığı, görmediği, bilmediği yerlerde yüce Allah’a derin saygı ve içten sevgi beslediği; üs... Devamı..

İşte bu, Allah’ın emirlerine gönülden sahip çıkıp yönelenlerin hepsine vaat edilen,

Allah’a dönenlere, Onun buyruklarını tutanlara adanan Cennet işte budur.

Onlara şöyle denecek: İşte size, yâni hatasından dönen nefsinin heveslerinden kendini gözeten herkese vaadolunan mükâfat budur [⁸].

[8] Yahut Cennet, hatasından dönen, hevesat-ı nefsaniyesinden kendini gözeten her bir ferde yaklaştırılacak, onlara «İşte size vaadolunan mükâfat budu... Devamı..

(Onlara şöyle denir): “İşte size vaat edilen budur; Hakk’a yönelen ve O’nun (buyruklarını) koruyan herkes için.”

İşte size vaat edilen budur! (Bu vaat edilen şeyler) Allah'a dönen ve O'nun buyruklarını koruyan kimse içindir.

“İşte bu, size vaktiyle söz verilen cennettir; Allah’a gönül bağlayan, O’nun buyruklarını gözeten her kul için hazırlanmış bir cennet!

Bu, vaad edilen şeylerdir, devamlı yönelen herkes için!

" İşte size söz verilen cennet burası denecek. Artık burası, ağzı tövbeli, nefsine hakim,

Müminlere cennet gösterilerek; "İşte size vadedilen cennetimiz. Sizler yeryüzünde ayetlerimizle korundunuz. Yasalarımıza uyarak kötülüklerden uzak durdunuz. Bugün de sizler ateşten korunacaksınız. Size asla ateş dokunmayacak! Bilin ki, cennet sizin için her türlü kötülüğe karşı en iyi korunaktır."

İşte bu (cennet) sizin için, yani daima (Allah’a) yönelen (ve emirlerini) koruyup (gözeten) herkes içindir. [*]

Benzer mesajlar: A‘râf 7:43; Enbiyâ 21:103; Sâd 38:54; Fussilet 41:30.

İşte bu, içinizden Allah’a gönülden yönelen¹ ve Onun emirlerine riâyet edenlere vâdedilen (cennettir).

1 Evvâb: Dönülmesi gereken yere dönen, çok tesbih eden, çok doğru ve azimli demektir.

“Size vaad edilen [yer] budur!” [denilecek,] -“Allah’a yönelen ve O’nu her zaman aklında tutanlara [vaad edilen]-

Allah’a yönelen ve kendisini kötülüklerden koruyan herkese! 59/9, 64/16

“İşte, size vaad edilen budur; O’na dönük bir gönülle hatırdan O’nu hiç çıkarmayan herkese;[⁴⁶⁸⁸]

[4688] Veya: “kendini koruyan” ya da “korunan herkese”.

(Melekler tarafından onlara) "İşte size va'd olunan (gördüğünüz şu) cennettir ki o, Allah'a yönelen, O'nun emir ve yasaklarına riayet eden;

İşte bu, sizin vaadolunduğunuz şeydir, her bir tevbekar olan (vazifesini) muhafaza eden için.

32, 33. Onlara: “İşte, denir, buydu size vâd edilen mükâfat. Hakka yönelen, koruması gereken her şeyi koruyan, insanların görmediği yerlerde bile Rahman'a hep saygılı olan ve daima Rabbine dönen bir gönül ile gelen herkese bu mükâfat vardır.

“Rahman’ı görmediği halde O’na saygı duyan” mânası da mümkündür. “O’nun Rahman olduğunu bilmesine rağmen, rahmetine güvenerek günah işlemedi, O’na say... Devamı..

İşte size va'dedilen budur. Daima Allah'a yüz tutan (O'nun buyruklarını) koruyan,

Onlara: "Allâh'ın emirlerini hıfz iden her tevbekâra -"

Hep doğruya yönelen ve kendini koruyanlara verilen söz, işte budur.

Yönelen ve korunan herkes, işte bu size vaat edilendir.

İşte, Allah'a yönelen ve Onu daima hatırlayan herkes için size vaad olunan budur.

İşte size vaat edilen budur. Allah'a sürekli yönelen, korunması gerekeni koruyan herkese...

Hamda ularga: “Mana shu ne’matlar sizlar uchun. Allohga qaytuvchi, ahdini saqlovchiga va’da qilingan narsadir”, – deyiladi.

32-33. uşbu oldur kim va'de eylenilürsiz. her döniciye yazuķdan śaķlayıcı ol kim ķorķdı raḥmān’dan ġayb iken daħı geldi göñül ile dönici.

İşte muḫliṣlere va‘d olunan şudur ki her kim ma‘ṣiyetden ṭā‘ata şirkden tevḥīdedönüp nefsini hevā ve hevesinden muḥāfaẓa idenlere ikrāmdır.

(Onlara deyiləcəkdir: ) “Bu, və’d olunduğunuz (Cənnətdir). O, hər bir (tövbə edib Allaha tərəf) qayıdan, (nəfsini haramdan, özünü günahdan) qoruyan;

(And it is said): That is that which ye were promised. (It is) for every penitent and heedful one,

(A voice will say:) "This is what was promised for you,- for every one who turned(4969) (to Allah. in sincere repentance, who kept (His Law),

4969 The description of the Righteous is given in four masterly clauses: (1) those who turned away from Evil in sincere repentance; (2) those whose ne... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.