E-iżâ mitnâ ve kunnâ turâbâ(en)(s) żâlike rac’un ba’îd(un)
Ölüp bir yığın toprak olduktan sonra mı? Bu, pek uzak, pek olmayacak bir dönüş.
"Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden diriltilip hesaba çağırılacakmışız)!? Bu (akla) uzak bir dönüş (ve diriliş iddiasıdır)."
“Ölüp bir yığın toprak olduktan sonra mı tekrar dirileceğiz? Bu gerçekleşmesi mümkün ve muhtemel olmayan bir dönüştür.”
Öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden hayata döneceğiz)? Bu, uzak bir dönüştür.
'Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden diriltilecek mişiz)? Bu uzak bir dönüş (iddiasıdır).'
Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakit mi (dirilecekmişiz)? Bu (Peygamberin dediği, imkândan) çok uzak bir dönüştür.”
Ölüp toprak olduğumuz zaman mı (dirileceğiz?) Bu, çok uzak bir dönüştür.
“Biz, ölüp toprak olduktan sonra mı dirileceğiz? Bu, akla uzak bir dönüştür.”
Biz ölüp de, toprak olduktan sonra dirilecek miyiz? Bu ne ırak bir dönüş!»
“Öldüğümüz ve toprak olduğumuz vakit mi (tekrar dirilecekmişiz)? Bu, (ihtimalden) uzak bir geri dönüştür.”
2,3.- İçlerinden kendilerini îkâz idecek bir âdemin zuhûrundan dolayı taaccüb idiyorlar. Kâfirler "Bu ’acîb bir şeydir, bir kere ölüb de toprak oldukdan sonra tekrâr hayâta gelmek çok ba’îddir" diyorlar.
2,3. Kafirler, Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da: "Bu şaşılacak bir şey; öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman dirilecek miyiz? Bu, ihtimali olmayan bir dönüştür" dediler.
“Öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (dirilecekmişiz)? Bu, akla uzak (imkânsız) bir dönüştür!”
2-3. Kâfirler, içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar da, “Bu tuhaf bir şey, öldükten ve toprak olduktan sonra mı (dirileceğiz)? Bu olmayacak bir dönüş!” dediler.
«Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (dirileceğiz)? Bu, akla uzak bir dönüştür.»
"Ölüp toprak olduktan sonra mı? Bu imkansız bir dönüştür."
Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakit mi (tekrar) dirileceğiz? bu dönüş çok uzaktır."
Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakıt ha? Bu baıyd bir irca'
(Ayrıca yine dediler ki:) “Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden diriltilecekmişiz?) Bu, (akla) uzak (imkânsız) bir dönüştür!”
“Biz ölüp, toprak olduktan sonra mı diriltileceğiz? İşte bu mümkün olmayan bir dönüştür.” dediler.
«Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakit mi (tekrar hayâta dönecekmişiz)? Bu, (ihtimalden) uzak bir dönüşdür».
“(Biz) öldüğümüz ve bir toprak hâline geldiğimiz zaman mı (diriltileceğiz)? Bu,(akıldan) uzak bir dönüştür!”
(Yine dediler ki:) “Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (tekrar dirilecekmişiz)? Bu, akla uzak (imkânsız) bir dönüştür!”
“Biz öldüğümüzde ve toprak olduğumuzda mı (yeniden dirileceğiz)? Bu çok uzak bir dönüş” dediler.
Öldükten, toprak olduktan sonra yine dirilecekmişiz, öyle mi? Ne kadar uzak!"
“Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden diriltilecekmişiz)? Bu uzak (ve de olmayacak) bir dönüş!”
“Biz ölüp toza toprağa dönüştükten sonra mı yeniden diriltilecekmişiz? Bu, gerçekleşmesi imkânsız bir dönüştür!”
“Öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman ha? Bu, uzak bir geri dönüş!”.
ölüp toprak olunca mı? Bu, uzak bir olasılık."
"Biz öldükten sonra toprak olduğumuz zaman mı dirilecekmişiz? Bu akla uzak, imkânsız bir şeydir!" dediler. Onlar sanıyorlardı ki, ölüp kurtulacaklar. Hâlbuki gerçek onların sandığı gibi değil!
Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman (diriltilecek) mi(yiz)? [*] Bu, (akla) uzak bir dönüştür!” dediler.
2,3. Fakat o kâfirler, kendi aralarından bir uyarıcının gelmesini yadırgadılar da: “Bu, gerçekten yadırganacak bir şey. Yani biz öleceğiz, toprak olacağız (sonra da dirileceğiz) ha!¹ Bu, gerçekleşme ihtimâli olmayan bir dönüştür.” dediler.
“Neden [ve nasıl olur da] biz öldükten ve toz-toprak haline geldikten sonra [yeniden diriliriz]? Bu, gerçekleşmesi mümkün ve muhtemel olmayan bir dönüştür!”
– Biz öldükten ve toprak olduktan sonra yeniden diriltileceğiz öyle mi? Böyle bir geri dönüş ihtimal dışıdır.” Dediler. 23/82, 45/24
Öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı dirileceğiz? (Bedenimizin her zerresi çürüyüp toprağa karışacak, onlar nasıl olur da tekrar bir araya gelebilir) Bu (ihtimalden) çok uzak! (Olacak bir şey değil) dediler.
Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (tekrar diriltileceğiz)?İşte bu, uzak/muhtemel olmayan bir dönüştür.
«Biz öldüğümüz ve toprak kesildiğimiz zaman mı (tekrar dirileceğiz)? Bu uzak bir dönüştür.»
2, 3. Doğrusu, onlar, kendilerinden birinin, uyarıp irşad etmek için gelmesine şaşırdılar da kâfirler: “Bu, ne tuhaf şey! ” dediler, “Biz ölüp de toprak olduktan sonra mı dirileceğiz? Bu, aklın alamayacağı kadar uzak bir ihtimal! ” [10, 2]
Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (tekrar bedene döneceğiz)? Bu, uzak bir dönüştür.
"Biz ölür ve toprak olur isek geri hayâta 'avdet ider miyiz? Bu ne kadar ba'îddir" didiler.
“Ölüp toprak haline geldikten sonra tekrar geri dönmek, öyle mi? Uzak bir ihtimal."
Biz öldükten ve toprak olduktan sonra mı? Bu ne uzak bir ihtimal.
“Ölüp de toprak olduktan sonra mı dirilecekmişiz? Ne uzak bir dönüş bu?”
Ölünce mi, biz toprak olunca mı? Çok uzak bir dönüştür bu."
“iy ķaçan kim ölevüz daħı olavuz ŧopraķ şol döndürmekdür ıraķ”
Biz ölüp ṭopraḳ olduḳdan ṣoñra tekrar ḥayāta rücū‘ ider miyiz? Bu rücū‘ ‘ādet veimḳāndan ba‘īddür, ıraḳdur didiler.
Məgər biz ölüb torpaq olduqdan sonra (yenidən diriləcəyik)? Bu, (həqiqətən) uzaq (qeyri-mümkün) bir qayıdışdır!”
When we are dead and have become dust (shall we be brought back again)? That would be a far return!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |