Lekad kunte fî ġafletin min hâżâ fekeşefnâ ‘anke ġitâeke febesaruke-lyevme hadîd(un)
Andolsun ki gafletteydin bundan, derken perdeyi kaldırdık gözünden, artık gözün keskin bugün.
(Kendilerine) "Andolsun, sen bundan (hesaptan ve mizandan) gaflet içindeydin; işte Biz de şimdi, senin üzerindeki (gaflet) perdesini kaldırıp (gözlerini) açtık. Artık bugün görüş-gücün keskindir." (Böylece hem inkâr ettiğiniz ahireti bilin, hem de kendi hayat filminizi seyredin, denilecektir.)
Allah buyuracak: “Gerçekten sen, bu günün geleceğini ummazdın. Artık bugün senden perdeyi kaldırıverdik, o nedenle bugün, gözün oldukça keskindir.”
“Böyle bir günü tasavvur edemiyordun, gaflet içindeydin. İşte biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün, aklın, dünyada inkâr ettiklerini görecek, kavrayacak kadar keskindir.”
"Andolsun sen bundan habersizdin. Şimdi (gözündeki) perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün pek keskindir."
'Andolsun, sen bundan gaflet içindeydin; işte Biz de senin üzerindeki örtüyü açıp-kaldırdık. Artık bugün görüş-gücün keskindir.'
(Allah ona buyurur ki, ey insanoğlu! Dünyada iken) bugünden gaflette idin. Şimdi senden (gaflet) perdeni açtık; artık bugün gözün keskindir, (gerçeği görüyorsun).
Andolsun! Sen bundan habersiz idin.. Biz, senin önündeki perdeyi kaldırdık. İşte gözün, bugün keskindir.
“Andolsun, sen bunu görmezden gelmiştin. Derhal senin perdeni kaldıracağız. Bugün senin gözün çok keskindir” denecektir.
Sen bunu anlamazdın, aldık örtünü önünden, bugün gözün keskinleşti
(Ona) “Andolsun ki sen bu hesap gününü umursamıyordun. Şimdi gaflet perdeni açtık; artık bugün gözün pek keskindir” (denir).
"Sen bu günden gâfil olarak yaşıyor idin. Biz gözlerini bürümüş olan perdeyi yırtdık. Bu gün gözün keskindir, göriyor" dinilecekdir.
Ona: "And olsun ki, sen, bundan gafildin; işte senden gaflet perdesini kaldırdık, bugün artık görüşün keskindir" denir.
(Ona) “Andolsun ki sen bundan gaflette idin. Şimdi gaflet perdeni açtık; artık bugün gözün keskindir” (denir.)
(Ona şöyle seslenilir:) “Sen bu konuda tam bir gaflet içindeydin, artık gözünden perdeni kaldırdık, şimdi gözün keskindir.”
Andolsun sen bundan gaflette idin; derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir (denir).
Sen tümüyle bundan gafildin. Şimdi biz örtünü kaldırdık; bugün gözün çelik gibi keskindir.
(Allah ona) "Andolsun sen bundan gaflet içinde idin. Şimdi senden gaflet perdesini kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir." der.
Celâlim hakkı için (denir) sen bundan bir gaflette idin: şimdi senden perdeni açtık, artık bu gün gözün keskindir,
(Allah, yeniden diriltilmeyi inkâr eden kâfire şöyle buyurur: “Ey insanoğlu! Dünyada iken) bugünden gaflette idin. (Israrla yeniden diriltilmeyi inkâr ediyordun.) Şimdi senden perdeni açtık, (şu anda muşâhede ettiğin şeylerle senin gafletini yok ettik) artık bugün gözün (dünyada inkâr ettiklerini görecek, kavrayacak kadar) keskindir.
Ant olsun ki sen bugünün geleceğinden gaflet içindeydin. İşte senden perdeyi kaldırdık. Artık bugün gerçeği bütün açıklığıyla görüyorsun.
Andolsun ki sen (dünyâda) bundan gafletde idin. İşte senden perdeni kaldırıb açdık. Bugün gözün (ne kadar) keskindir!
(Ona şöyle denilir:) “And olsun ki, (sen) bundan gaflette idin; şimdi senden perdeni(kaldırıp) açtık; bu gün artık gözün keskindir!”
(O gün insana şöyle deriz!) Muhakkak, sen (dünyada iken) bundan (bu hesap gününden) bir gaflet içindeydin; işte biz de senin üzerindeki örtüyü (gaflet perdesini) açıp kaldırdık. Artık bugün görüş gücün oldukça keskindir (bugün her şeyi görebiliyorsun, öyleyse kendi hayat filmini seyret).
(Şahit ve rehber) Sen bundan önce, bu günü görmezden gelerek geçirdin. Şimdi senin gözlerinden örtüyü kaldırdık. Artık bundan sonra gözün (sana gösterilen her şeyi görecek kadar) çok keskin.
Ant olsun ki sen bunun böyle olacağından bilgisizdin. Şimdi Biz senin gözündeki o perdeyi kaldırdık. Artık bugün gözlerin keskin görüyor.
“Şüphesiz sen bundan bir gaflet içindeydin; işte biz de senin üzerindeki örtüyü açıp kaldırdık. Artık bugün görüş gücün oldukça keskindir.”
O zaman Allah, zalimlere şöyle buyuracak: “Ey insan! Sen bunlardan gaflet içindeydin. Hayatın boyunca, seni bekleyen bu akıbete karşı hep ilgisiz, umursamaz davrandın ve uyarılardan yüz çevirdin. Fakat şimdi,gerçekleri görmene engel olan perdeni gözlerinden kaldırdık; bugün artık bakışların keskindir. Dünyadayken aklınla, imanınla görmen gereken cennet, cehennem, mahşer gibi hakikatleri, şimdi bizzat gözlerinle göreceksin.”
And olsun sen bundan gaflet içindeydin; senden perdeni kaldırdık. Bugün senin görmen / bakışın keskindir.
Bir ses: vaktiyle gerçekleri görmedin. Şimdi ise gözünden perdeyi çektik. Artık bugün gözlerin keskin derken,
Sen bugünü yalanlıyordun! Hesap gününün gelmeyeceğinden söz ediyordun! Yeryüzünde yaşarken bugünü elbette göremezdin! Çünkü geleceği göremeyecek şekilde yaratıldın! Sana yeryüzünde verdiğimiz gözler geleceği göremezdi. Üstelik sen geleceği bilemezdin. Ama insana gelecekte olacakların hepsini açıkladık. Gördüğün bildiğin şeylerden örnekler verdik. Sen kibrinden şımarıklığından dolayı hepsini inkâr ettin! Artık bugün senin için gelecek değil gerçeğindir. Gözlerinle görüyor, inkâr edemiyorsun! Sen gözlerini kapatsan da, görmek istemesen de, gerçeğinin dışına çıkamazsın! Bugün bütün olacakları sadece gözlerinle değil bütün benliğinle yaşayacaksın!
(Sorgulanan kişiye) “Şüphesiz ki sen bundan gafletteydin; (kıyamet günü) biz senin gaflet perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir!” (denecektir).
(O gün her bir kâfire): “Sen bu günü hiç umursamıyordun. İşte Biz de senin (gözündeki) perdeyi kaldırdık. Artık bugün görüşün, oldukça keskindir.” denilir.
[ve ona,] “Sen,” [denilecek,] “bu [Hesap Günü]nü umursamıyordun, ama şimdi Biz senin (gözündeki) perdeni kaldırdık, bakışın bugün artık daha keskindir!”
Ona: -Sen, bu güne karşı gaflet içindeydin, senin perdeni kaldırdık artık bugün her şeyi bütün çıplaklığıyla görüyorsun. 17/13-14, 18/49
“Doğrusu sen” (denilir), “buna karşı gaflet içindeydin; işte, artık senin perdeni[⁴⁶⁷⁹] önünden kaldırdık: şimdi gözün daha bir keskindir.”[⁴⁶⁸⁰]
"Andolsun ki sen bundan (ceza gününden, dünyada) gaflette idin, şimdi o gaflet perdesini üzerinden kaldırdık, bu gün artık görüşün bak ne kadar keskindir" diye nida olunur.
"Sen bundan (bu gününden) gaflette idin. Şimdi gaflet perdeni açtık; artık bugün gözün keskindir" (denir. )
Muhakkak ki, sen bundan bir gaflet içinde idin, imdi senden perdeni kaldırıp açtık, artık bugün senin gözün keskindir, nâfizdir.
Allah ona buyurur: “Sen bundan gaflet içindeydin. İşte gözünün önünden perdeyi kaldırdık, şimdi artık gözün pek keskindir! ” [19, 38; 32, 12]
(Allah ona): "Andolsun, sen bundan gaflet içinde idin. Biz sen(in gözün)den perdeni açtık; bugün artık gözün keskindir" (dedi).
Ve onlara: "Muhakkak sen bundan gafletde idin. Senden perdeyi kaldırdık ve bugün gözlerin keskin oldı" denilür.
(Ona denir ki:) “Bunu hesaba katmıyordun; perdeni açtık; artık bugün gözün keskindir.”
-Sen, bundan gafil idin. Gözünden perdeyi kaldırdık. Artık bugün görüşün keskindir.
Doğrusu sen bunu umursamıyordun. Ama üzerinden perdeyi kaldırdık; bugün gözün pek keskindir.
Yemin olsun, sen bundan gaflet içindeydin. Ama perdeni üstünden kaldırıverdik. Bugün gözün keskin mi keskin.
bayıķ olduñ-ıdı ġaflatda bundan giderdük senden örtüñi pes gözüñ bugün tįzdür.
Sen dünyāda iken ġafletde idiñ. Şimdi seniñ gözüñden perde‐i ġafleti ḳaldırdıḳ.Bu gün seniñ gözüñ keskin oldı. Cümle vuḳū‘atı görür, bilirsiñ.
(Ona belə deyiləcəkdir: ) “Sən (dünyada) bundan (bu müdhiş günə uğrayacağından) qafil idin. Artıq bu gün gözündən pərdəni götürdük. Sən bu gün sərrast görürsən!”
(And unto the evil doer it is said): Thou wast in heedlessness of this. Now We have removed from thee thy covering, and piercing is thy sight this day.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |